Dünya insanlığı, düşüncenin evrimleşmesi aşamasında akıl almaz işler yapmış, inanılması güç meselelerle uğraşmış, o gün doğru olanın bugün ne kadar acı verici ve gülünç olduğu gibi suç olduğu döneme gelmiştir.
Mesela, Avrupa toplumların da solaklar şeytanın işbirlikçisi diye resmen yakılırdı. Yine adet gören kadınlar çoğu zaman cezalandırılırdı. Dünya tepsi şekli de değil de, yuvarlak ve güneş etrafında dönüyor demek ölüm cezası ile cezalandırılırdı. İnsanlar yok yere sebeplerle birbirlerine girer oluk oluk kan akıtırlardı. VS…
İşte tam da bu cümlenin haklı olduğunu anlatan birkaç savaş ve bunların ne sebebi ne de sonucu toplumlara hiçbir çıkar ve de fayda vermemiştir.
BAŞI BOŞ KÖPEKLER SAVAŞI: Yıl 1925. Yer: Makedonya. Savaşanlar: Yunanistan ve Bulgaristan. Bir Yunan askerinin köpeği, Bulgar sınırını geçti. Asker, köpeğinin peşinden gidince Bulgar askerleri Yunanlıyı vurdu. Bunun üzerine Yunanlılar, Bulgarlara saldırıp 48 askeri öldürdüler. Savaş ilan edildi...
Sonuç: Milletler Cemiyeti devreye girdi ve taraflar zorla barıştırıldı. Bulgaristan, 30 milyon Leza tazminat ödedi.
KAÇIRILAN ZULULU KADIN SAVAŞI: Yıl 1879. Yer: Afrika. Savaşanlar: İngiltere ve Zulular. Zulu şefi Sirayo'nun karısı Umhlana, evi terk etti ve İngilizlere sığındı. Zulular, sınırı geçip kadını kaçırıp öldürünce İngilizler, Zulular'a savaş açtı.
Sonuç: Zulu Kralı esir alındı ve binlerce insan öldürüldü.
KOVA SAVAŞI: Yıl 1325. Yer: İtalya. Savaşanlar: Bologna ve Modena. Modenalı askerler, Bologna'ya girerler kahverengi meşeden yapılmış bir kovayı çalarlar. Bologna halkı, ayaklanır ve onurlarının iadesi için kovanın geri getirilmesini isterler. Kova geri getirilmeyince de savaş çıkar.
Sonuç: Savaş, 7 yıl sürer ve binlerce kişinin ölümünden sonra Modena, savaşı kazanır. O kova bugün Ghirlandina Katedralinin arkasındaki çan kulesindedir..
KULAK SAVAŞI: Yıl 1739. Yer: Tüm Avrupa ve Atlas Okyanusu. Savaşanlar: İngiltere ve İspanya askerleri. 1731 yılında "Rebecca" adlı gemisiyle Batı Hint Adaları'ndan dönen Kaptan Robert Jenkins, Havana yakınlarında İspanyollar tarafından durdurulur. Çatışma çıkar ve Jenkins, bir kulağını yitirir; fakat sağ kalmayı başarır. Londra'da Kral'ın huzuruna çıkıp deri bir çantaya koyduğu kulağını göstererek olayı protesto eder. Aradan 7 yıl geçer. Jenkins, ölmemiş; fakat şehit ilan edilmiştir. Anısına parlamentoda tören yapılırken herkes İspanyollara öfkelenir. Bir yerlerden Jenkins'in çantadaki kulağı ve İspanya'dan resmen özür dilemesi istenir. İspanyollar, "Ne kulağı? Jenkins de kim?" türünden sorular sorarken; İngiltere savaş ilan eder.
Sonuç: İngiltere ve Avusturya, Prusya ile birleşen İspanya ile savaşa başladı. Savaş, 8 yıl sürdü. Sonunda İngilizler, denizlerin hâkimi olurken; İspanya, hemen hemen tüm topraklarını yitirdi. Jenkins mi ne oldu? Canlı tek kulaklı tanık olarak Hint Şirketi'nin başına getirildi. Zaten de amaç, Hint adalarını almaktı.
SAKAL SAVAŞI: Yıl 1152. Yer: Fransa. Savaşanlar: İngiltere ve Fransa. Fransa Kralı 7. Louis, "Sakallı Louis" diye de tanınırdı. Bir dükün kızıyla evlendi. Kral, karısına Güney Fransa'daki bir kenti ve çevresini düğün hediyesi olarak verir ve daha sonra Haçlı Seferleri'ne katılır. Döndüğünde sakalını tıraş etmiştir; fakat karısı, sakalsız Louis'i o haliyle beğenmez ve tekrar sakal bırakmasını ister; ama Kral, bunu reddeder. O zaman Kraliçe Eleanor, Kral'dan boşanır ve gidip İngiltere Kralı 2. Henri ile evlenir. Tabii ki Eleanor'a ait olan kent ve çevresi de İngiltere'nin olur. Louis, buna karşı çıkınca da İngiltere, Fransa'ya savaş ilan eder.
Sonuç: Savaş, 1453'te barış yapılıncaya kadar tam 307 yıl sürer.
TÜFEK YAĞI SAVAŞI: Yıl 1857. Yer: Hindistan. Savaşanlar: İngiltere ve Hindistan. İngilizlerin en iyi askerî birliği, "Sepoy" denen Müslüman ve Brahman inancındaki Hintli askerlerdi. İngilizler, bu askerlere yeni üretilen "Enfield" tüfeklerinden dağıtırken bu tüfeklerin bakımlarını da öğretmek istediler. Tüfeklerin yağlanması için domuz ve inek yağından yapılmış bir yağ karışımı kullanılmaktaydı. Müslümanlar, domuz yağı, Hindular da inek yağı yüzünden bu tüfekleri kullanmayı reddettiler. Ortalık karıştı ve birçok asker, hapse atıldı. Diğerleri de onları kurtarmaya çalıştı ve sonunda isyanlar çıktı ve binlerce İngiliz öldürüldü.
Sonuç: İngiltere, katliamlar yaparak isyanları bastırdı ve Hindistan'ı tümüyle işgal etti.
VAZİRİSTAN SAVAŞI: Yıl 1936. Yer: Hindistan-Afganistan sınırındaki Vaziristan bölgesi. Savaşanlar: İngiltere ve Vaziristan. 16 yaşındaki bir Hindu kızı, ailesinin karşı çıkmasına rağmen Müslüman bir gençle kaçtı Ailesi, kızlarının kaçırıldığını polise bildirdi. Kız, geri getirildi; ama itiraz etti, çünkü Müslüman olmuştu. Müslüman delikanlı ise iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Vaziristan Müslümanlarının başı olan Şeyh Ipi, 1919 yılında, yani 17 yıl önce İngilizlerin Vaziristan'ı işgal ettiğini ileri sürerek İngilizlere karşı cihat ilan etti. Hindu asıllı olan fakat İngilizlerin koruduğu Müslüman kız, "İslam'ın bebeği" ilan edildi. Hindu ve İngiliz birlikleri, Vaziristan'a girdi.
Sonuç: Çatışmalar, 2 yıl sürdü. Şeyh, yakalandı; hapisten kaçtı. Savaşı kimse kazanamadı. Fakat bu işten en çok genç kız karlı çıktı. Sevgilisi serbest bırakıldı ve evlenmelerine izin verildi.
Türk Milleti, sebebi ve sonucu topluma fayda sağlamayan bu işler için ne güzel söylemiş: “Attığın taş (aldığın abdest), ürküttüğün kurbağaya değmez,” veya “elde ettiğin yarar, uğradığın zararı karşılamaz.” İşte bu olaylar sonrası, tarihte ibret almak ne kadar da güzel olur; demeden geçmeyeceğim.