19. yüzyılda insan hakları alanında uluslararası hukuk düzeyinde ele alınan iki önemli sorun vardı. Bunlardan birincisi köleliğin kaldırılması çabaları, diğeri ise savaş hukuku ile ilgili insancıl gelişmelerdi.
Yapılan çalışmalarda amaç: Uluslararasında işbirliğini geliştirmek, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak; savaşa başvurmamak konusunda birtakım yükümlülükler kabul etmek; gizlilikten uzak, adaletli ve onurlu uluslar arası ilişkiler sürdürmekti. Bu çalışmalar maalesef gerçekleştirilemedi, Birinci Dünya Savaşı sonrası beliren aşırı uç görüşlerin Avrupa'da yayılmasına ve bir diğer büyük felaket olan İkinci Dünya Savaşı'yla sonuçlanmasına engel olamadı.
19. yüzyılda insan hakları alanındaki diğer uluslararası gelişme, 1864 yılında imzalanan Cenevre Sözleşmesi ile mümkün oldu. Bu sözleşme, savaş halinde, savaşan tarafların karşılıklı olarak uymaları gereken en zorunlu ölçüdeki insanlık tedbirlerini içermekteydi. Cenevre Sözleşmesi 1899 yılında biraz daha genişletildi. Savaşların insancıllaştırılması çabalarının 20. yüzyılda da sürdürüldüğü söylenemez.
Güçlenen bu fikir akımı, ileride sağlanacak barışın sağlam temeller üzerine oturabilmesinin başlıca koşullarından biri olarak, insan haklarının uluslararası bir korunma düzenine kavuşturulması tezini yaymaya çalışıyordu. Sayıları yüzlere varan çeşitli siyasal, bilimsel, dinsel dernek ve kuruluşlar, bildiri, çağrı, demeç ve yayınları ile bu fikrin öncülüğünü yaptılar.
Bu mücadeleler olumlu sonuç verir ve 1945 yılında San Francisco'da "Birleşmiş Milletler Antlaşması" imzalanır. Bu antlaşma insan haklarının uluslararası alana taşındığı ilk uluslararası hukuk belgesiydi. Birleşmiş Milletler kapsamında, insan haklarıyla ilgili birçok uluslararası hukuk belgesi kabul edilir.
Birleşmiş Milletler Antlaşması yoluyla gerçekleştirilecek amaçların belki de en önemlisi, insan haklarını ve özgürlüklerini, antlaşmaya katılan bütün devletlerde gerçekleştirmek veya gerçekleşmesini sağlamaya yardımcı olmaktı. Bu amaçla yapılan çalışmalar, kısa süre içinde ürününü verir. BM Genel Kurulu 1948 yılı içindeki toplantıları sırasında hazırladığı "İnsan Hakları Evrensel Bildirisi”ni kabul eder.
O günkü üyelerin büyük bir çoğunluğu bildiriyi benimser. Bu bildiri, başlangıç ve otuz maddeden oluşur. İnsan haklarının tüm kategorilerine yer verilir. Bildirinin son iki maddesinde ise hakların kullanılması ve düzenlenmesi ile ilgili hükümler yer alır.