Savaş kızgın, seçmen kırgın..
Yüz yılın seçimi olacak gibi gözüküyor. Çünkü anket yarışı da başlamasına rağmen henüz hiç bir kimse, hiç bir kurum ve kuruluş sonuç hakkında tahminde bulunamıyor. Bulunduklarını da zannedenler bence yanılıyor.
Büyük bir savaş kapıda gibi..
Savaşın ismi ise 2014 seçim savaşı yani muharebesi.
Muharebe, iki veya daha fazla sayıda ordunun birbirlerine askeri açıdan üstün gelmek üzere belirli bir süre ve askeri güç kullanarak yaptıkları çatışma. Muharebeler savaşlara göre süre ve kapsam bakımından daha sınırlı olan çatışmalardır. Bir savaş tek bir muharebeden oluşabileceği gibi çok sayıda muharebeden de oluşabilir.
İşte bu savaşta çok sayıda muharebeden oluşabilir.
Doğuda adete bir AKP-BDP savaşı bekleniyor. Karadeniz, Akdeniz, Marmara derken, Anadolu'nun iç kısımlarında ise halen hiç bir şey kesin gözükmüyor.
AKP'nin daha evvel bir şansla aldığı MHP ve CHP'nin kalelerini terk edeceğini söyleyebilirim.
Bunun yanı sıra CHP, AKP ve MHP küskünleri var ki, bunlarda ciddi bir oran. Seçmen sandıkta şaşkın olacak bu yüzden aday ve siyasi parti arayışına girecek.
SARIGÜL ZATEN CEMAATÇİ
Yıllar evvel eski eşinin babasının CHP'li ve hatırı sayılır bir isim olması Mustafa Sarıgül'ün CHP saflarında yapılanmasını sağladı. Bu yapılanma sürerken hiç bir zaman cemaat desteğini azaltmayan bir yapılanma ile yoluna devam etti. Sarıgül'ün kendi mahallesi bilinen Şişli'nin İzzetpaşa civarında hiç bir zaman CHP oy alamadı. Sadece Sarıgül'ün şahsına oy, diğer oylar cemaatin yönlendirdiği adaylara..
Şimdilerde yabancı ağabeylerinden aldığı icazetle Büyükşehir Belediye Başkanlığına soyundu. CHP 'nin kemik oyları zaten var. Cemaatte tam destek vereceğine göre biraz zorda olsa İstanbul'u 2015 milletvekili genel seçimlerine kadar yönetecek gibi gözüküyor.
Duyumlarımıza göre alınan icazetin açılımı : Milletvekili genel seçimlerine kadar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapacak olan yarı CHP'li, yarı cemaatçi Sarıgül; 2015 seçimlerinde bir dönemde olsa Kılıçdaroğlu'nun yüksek müsaadesi ile CHP Genel Başkanlığına ve oradan da Başbakanlığa..
AKP'nin durumu ne olacak;
Sonbahar gazelleri gibi hızla dökülmeye başlayan AKP, partiyi kurduğu yol arkadaşlarından Abdüllatif Şener'le başlayan dağılım, gerek kurucular, gerek kurmaylar kanadından da hissedilecek şekilde teklemeye başladı.
Ergenekon, Balyoz gibi iç darbelerle dikkatleri üzerine çektikçe batmaya ve dökülmeye başlayan AKP, ayakkabı kutuları ve para sayma makineleriyle de bitişini ispatlar gibiydi.
Varisi Bilal Erdoğan hakkındaki tezlerde bu gazel dökümünün tuzu biberi oldu.
MHP, BBP, DP ve DYP bu yarışta alternatif olacak mı?
Sağ siyasal çizginin isimli kahramanları yine böyle 4 telden çalarsa, hüzünlü bir sonuçla karşı karşıya gelecek gibi.. Her biri ayrı ayrı biz alternatif partiyiz, halk mutlaka kurtarış için bizi seçecek söylemlerinde bulunsalar da ortak bir girişim olmadığı taktirde ezik bir sonuçla seçimi tamamlayacak gibi gözüküyor.
ULUSALCI KANATTA BİR YÜKSELİŞ VE DİK SES..
Bu savaşın meydanlarda kızılca kıyamet koparma aşamasında, hissedilecek boyutta ulusalcı siyasi hareketlerden, kendilerini hissettirecek derecede gündeme oturması da büyük bir olasılık olduğu aşinadır.
AKP'ni şu anda en çok yoğunluk verdiği ve iddialı olarak kazanacaklarını belirttikleri İzmir'den hüsranla çıkacağı şimdiden alenen gözlenmektedir.
Ankara muallakta, Eskişehir gibi başkaca siyasi bir hareketin mümkün olmadığı büyükşehirlerde de hüsranla karşılaşacak AKP, genel seçimlere ise yerel seçimlerde ciddi yara almış vaziyette gireceğini tahmin ediyorum.
Savaş kızgın, seçmen kırgın ve şaşkın..
Tek dileğimiz ülke bütünlüğünün bozulmaması, halkın duyarlı olup gerçekten kendilerini yönetecek değil, halkla beraber yürütülecek bir yönetime evet demeleri..
Savaşa hayır, barışa evet diyoruz.