1914 yılının Aralık ayında, Yemen cephesinden gelen, üzerlerinde yazlık kıyafetleri bulunan Osmanlı askerlerinin, Enver Paşa tarafından Sarıkamış Cephesine sürülmesi, büyük felaketi getirmişti.

Bu felaketin sonuçları, Trabzon Of’ta yaşayan bizim ailemize de yansımıştı.

Yemen Cephesi’nde şehit olan dedem, şehit olmasıydı, oradan gelen birliklerle, mutlaka Sarıkamış cephesine sevk edilecekti.

Olayı fazla tarihi bilgilerle doldurmak istemiyorum ama Enver Paşa, orada görevli hangi komutana emir verdiyse, bu mevsimde, silah cephane, yiyecek içecek ve kışa uygun olmayan askerlerin giyimleriyle böyle bir harekatın yapılamayacağını bildirdi komutanlar ve Enver Paşa’ya karşı çıkmışlardı.

Karşı çıkan komutanları azleden Enver Paşa, deneyimsiz komutanlarla, Sarıkamış macerasına girişmişti.

Ağır kış koşullarında savaşamadan ölen 90 bin askerden bahsedilir tarih kitaplarında.

Aslında bu orduya silah, kıyafet ve yiyecek götürecek gemiler İstanbul’dan yola çıkarılmıştı ama yeterli güvenlik önlemleri alınmayan gemilerimiz, Batı Karadeniz bölgesinde Rus donanması tarafından batırılmış ve konvoy Trabzon’a ulaşamamıştı.

Önlerinde direnecek bir güç kalmayan Rus orduları Trabzon’a kadar ilerlemişti.

Of deresinde atalarımız, milis güçlerle çarpışarak onları 22 gün durdurabilmişti.

Denizden Karadeniz şehirlerini bombalayan Rus kuvvetleri Trabzon’a kadar ulaşmıştı.

O yıllarda babam 14 yaşlarındaydı, bu olayları birebir yaşamıştı.

Trabzon’un fethi yıllarında bu bölgeye yerleştirilmiş olan ailemizin bir de topu vardı. O topu akrabalarımız hala muhafaza etmektedir.

Rus işgal kuvvetleri bizim köyümüzü de ele geçirmişti.

Padişah tuğralı siniler, kazanlar ve tabaklar yağmalanmıştı.

Dedem ve onun babasından kalma büyük bir kütüphanenin, el yazması kitapları alınmıştı.

Çocukluğumda o kütüphanenin sadece boş raflarını görebilmiştim.

Of dağlarının arasındaki bir köyde böyle bir kütüphanenin bulunması, beni her zaman hayretler içinde bırakır.

O dönemde belli ilim irfana sahip pek çok öğrenciler yetiştirmiş bir ailenin ferdi olarak, dedelerimle hep gurur duymuşumdur.

Yıllar sonra, yeni evimiz yapılınca doğduğum o eski konak sökülerek ortadan kaldırılmıştı.

O yıllarda bildiğimiz inşaat çivileri icat edilmemiş olduğundan, çivilerin dövme demirden tek tek yapılmış olduğuna şahit olmuştum.

Tarihten ve geçmişten her zaman ders almamız gerekiyor.

Lojistik hazırlığı, tam olarak yapılmamış bir ordu ile savaşa katılmak, felaketimiz olmuştu.

Osmanlıyı parçalamayı planlayan Batı ülkeleri, bu plana Rusya’yı da dahil etmişti.

İstanbul Boğazı’nda üs ve Doğu vilayetleri Rusya’ya vadedilmişti.

1917’de Rusya’da Komünist İhtilâlin başlaması, bizim kurtuluşumuz oldu.

Çöken Çarlık Rusya’nın yönetimini ele geçiren Komünist güçler, Rus askerlerini geri çağırmıştı.

Doğu Karadeniz ve Anadolu’nun kurtuluşu böyle olmuştu.