Sanatı toplumdan ve toplumsal gerçeklerden soyutlayamayız. Bir ulusu, ulus yapan öğelerin başında sanat gelir. Büyük halk kitleleri, sanat yapıtlarının aydınlığı altında evreni daha çok yaşanmaya değer bulurlar.

Çağdaş dünyamızda toplumları uyandırıp aydınlatmakta sanat denen yaşam aynasının etkinliği çok büyüktür. Ulusları tutsaklıktan kurtaran, özgürlüğü, bağımsızlığın yüceliğini kitlelere tattıran sanatçılardır.

Namık Kemal'ler olmasaydı "özgürlük" duygularını hangi matematikçinin rakamları, hangi kimyagerin formülleri arasında bulabilirdik. Voltaire'ler, Rousseau'lar, Victor Hugo'lar olmasaydı, zavallı halk korkunç baskılardan, karanlıklardan nasıl sıyrılabilirdi.

Sanatı olan ulusları tarih, sayfalarından kolay kolay silemez. Sanat sevgisini genç kuşaklara aşılamayı ve yeni yeteneklerin ortaya çıkmasını amaç edinen gazetemiz zaman zaman dil savrukluğu konusunda eleştirilere uğramaktadır.

Sanatçının öncülüğünü kabul ediyoruz.

Andre Gide'in dedi gibi: Çağıyla savaşta olmak. Bir sanatçının neden var oluşu burada gizlidir. Ve bunun içindir ki, ben, sanatçının çağını yansıtmaktan başka bir temsilciliği olmasını kabul etmiyorum. O, karşı durur, O, yol açar. Başlangıçta, onu ancak birkaç kişinin anlaması bu yüzden."

Dilde yeniliğe taraftarız. Ama halka mal olmuş, güncel dile yerleşmiş kelimeleri hor görürsek, dil zayıflar. Yeni bulguları geniş kitlelere yayacak iletişim araçlarından yoksunuz. Halkın, dildeki yenilikleri algılayacak kültürel etkinliklerden yoksun olması en büyük zorluğumuzdur.

Sanatçı öncülüğü yaparken, toplumdan kopmamalıdır. Yine Andre Gide'in bir ifadesine değineceğiz: "En açık, en kolay, en güzel dili koşul saymayacak olan bir konuyu hoş karşılayamam."

Dilde ölçülü davranmayı vurgularken, sanatta tutuculuğa karşı olduğumuzu, düşüncelerimizi yansıtması açısından Stael'in deyişiyle noktalamak istiyoruz. "Eski yapıtların izinden yürümeye hiç gayret sarf edilmemelidir; onlar kendi tarlalarında hasat yaptılar; bizim de kendi tarlamızı sürmemiz daha iyi olur."

Dostlar öyle bir ailedir ki insan o ailenin fertlerini bizzat kendi seçer.

Alfons Kar