Salgının bizlere büyük zararları oldu ama hayatımızdaki birçok eksikliği de görmemizi sağladı. Bu eksikliklerden biri teknoloji kullanımı oldu.

Aslında teknoloji deyip hafife aldığımız bu yeni yaşam düzenine ne kadar uzak olduğumuzu anladık. Bu süreçte uzaktan eğitim gören gençler ve aileleri teknolojinin göründüğü kadar basit olmadığını fakat hayatı kolaylaştırdığını gördü. 

Birçok aile, teknolojiyi kullanmak için gerekli malzemelere sahip değildi bu süreçte. Evinde televizyonu olmayan, İnterneti olmayan birçok aile var. Devletin bu ailelere yardım etmesi gerek. İnternetini bağlatıp gerekli hizmetleri vermesi gerek. 

Teknoloji, eğitimlerle doğru kullanımı ve yerinde kullanımı öğretilebilir. Birçok aile teknolojiyi tam anlamıyla ve doğru şekilde kullanamadığı için çocuklarını bu alanda denetleyemedikleri gibi bilinçlendiremiyorlar.

İnternette her şey erişilebilir durumda. Bu erişilebilir durumu ortadan kaldırmak, bazı şeyleri daha değerli hale getirir. Mesela bir gencin izlememesi gereken bir filmi yasaklamak, o filmi gençler arasında ve karaborsada daha değerli hale getirir. Bunun için teknolojiyi sadece cihaz kullanımı olarak değil, içerik kullanımı olarak da düşünmek gerek. 

İçerik yönünden verilen eğitimlerin en büyük yararı; kısıtlanan birçok içeriğe bir şekilde çocuklar ulaşabilir ama bu eğitimlerle siz içeriği kısıtlamadan çocuklar içeriği değerlendirerek kendi kısıtlamalarını kendileri getirirler. 

YEŞİL ALANSIZLIK

Salgın sürecinde belki de atladığımız en önemli konulardan biri de bu. Bu süreçte yaşlılarımız evinde oturdu dışarı çıkmadı. Sürekli evde oturmak yaşlıların sağlığına iyi gelmediği anlaşılınca belli saatlerde dışarı çıkmalarına izin verildi.

İstanbul’da dışarı çıkan yaşlılar nefeslenecek doğru düzgün yeşil alan bulamadı. Caddelerde hava aldılar. Yaşlıların oturma alanı sadece cami avluları değil. Güzel yeşil alanları veya yürüyüş yolları da olmalı. Bu durum sadece onlar için geçerli değil. Herkes için yeşil alan olmalı fakat yaşlıların yararlanacağı küçükte olsa yeşil alanlar olmalıydı.

Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul’da yeşil alanların olmayışı ilerleyen yıllarda büyük ihtiyaçlardan biri olacak. 

BAYRAMDA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI

Daha önce söylemiştim. Bu bayram salgının kırılma noktası olacak. Çok yerinde bir kararla sokağa çıkma yasağı getirildi. Tek endişem insanların mahallelerinde ve yakın çevrelerinde bayramlaşmak için birbirlerine gitmesi. İnsanlar çok sıkıldı farkındayım ama bazı ülkeler hala diken üstünde ve salgını ne zaman atlatacaklarını bilmiyorlar. Biz en azından durumun iyiye gittiğini görüyoruz. 

Bu iyi gidişat şu anda salgından en çok etkilenen ülkelerin hayali. 

Bizler yakaladığımız başarıyı can sıkıntısına kurban etmemeliyiz. 

Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek deyiminin tam karşılığını şu anda yaşıyoruz.