Bilimin ve teknolojinin bu kadar ilerlediği günümüzde olamayacağını düşündüğümüz bir salgın hastalık sebebiyle Dünya’nın bilnen ve alışılmış hayat tarzı ve düzeni yıkıldı. Bir virüs tüm hayallerimizi bir anda yıktı ve her şey anlamını yitirdi. Okullar kapandı, spor müsabakalarının, hatta olimpiyatların, konser, sinema ve tiyatro ve her türlü toplantının iptali, otellerin, restoranların, berber, kuaför, giyim mağazalarının, işletmelerin kapanması, yurt dışı gidiş-gelişlerin ve turizmin durdurulması, 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı vs. derken tüm ülkelerde hayat durdu...

Bütün dünyada  din, mezhep, cemaat, tarikat, cami, kilise, havra, dil, ırk, renk, etnisite, hacı, hoca, papaz,  haham, makam, mevki, sıfat, şan şöhret, memleket, sınır ayırdetmeyen ve her ülkeyi allak bullak eden bir düşmanla savaş yaşanıyor.  Silahı da, tank-top-tüfek-uçak-füze-gemi-denizaltı vs. değil. Yüksek teknolojili kitle imha silahlarına milyarlarca dolarlık bütçe ayırırken, yüzbinlerce asker beslerken gözle görünmeyen mikroskobik boyutta bir virüsün bütün dünyayı kasıp kavuracağını düşünemedik.  Askeri okullarda konvansiyonel savaşın yanında, (NBC) Nükleer, BİYOLJİK, Kimyasal savaş gibi diğer savaş  yöntemlerinin de okutulmasına rağmen 21.nci yüzyılda bu kadar dehşet verici bir salgının olacağını yetkililer öngöremediler herhalde...  Osmanlı’nın 1683’ten beri tüm savaşlarda yenilmesine, 93 harbinde ve Balkan Harplerinde milyonlarca insanımızın şehadetine, yurtlarından sürülmesine ve 1 milyon km2 toprak kaybına çare olamadıkları halde Çanakkale’de savaşı kazanan evliyalar, yatırlar, her konuda olur olmaz fetvalar veren bir takım hacılar, hocalar da nedense ortada yoklar...

Bu düşmanla savaşın yöntemi aslında çok basit;  “bildiğimiz sabun, suyla temizlk ve sosyal tecrit... Hurafelerden uzaklaşacak, aklın ve bilimin yolundan ayrılmayacağız. Bilim adamlarımıza, doktorlarımıza daha çok önem vereceğiz. Allah’ın insanlara kullanması için verdiği aklı yok saymayacağız. Önce tedbirimizi, alıp, sonra tevekkül edeceğiz...

Başarabilirsek asgari hasarla atlatabiliriz. Ama TV’lerde gördüğümüz kural ihlallerine devam edersek, sonuç faciaya dönüşür. Uzmanlar, milyonlarca hastadan ve yüzbinlerce ölümden bahsediyor... O halde tehlike geçinceye kadar kesinlikle açıklanan 14 kurala  ve kısıtlamalara uyacağız, EVDE KALACAĞIZ...

Fakat bu kadar sıkıntılı günler yaşadığımız süreçte, salgının Türkiye'de de etkisini göstermeye başlamasının ardından tüm kurum ve kuruluşlar olağanüstü hale geçerken ve yurtiçinde malzeme ihtiyacı ortadayken, Kızılay'ın Erbil ve Endonezya'ya korona virüs yardımında bulunmasını hangi mantıkla izah edebiliriz?

Ekonominin durduğu, işletmelerin kapandığı, yüzbinlerce insanın işsiz kaldığı, salgınla mücadele için paraya en fazla ihtiyaç duyulduğu bu günlerde kanal İstanbul ihalesini yapmanın ne gereği vardı? Vatandaş kan ağlarken bu kadar büyük harcamaya kalkışmak pek anlamlı gelmedi bana...

Salgına bağlı olarak gerçek mi doğru mu bilemediğimiz bir sürü komplo teorileri de soyal medya ağlarından yağmaya başladı. Şu var ki salgın sonrasında bambaşka bir dünya düzeni oluşacağını unutmamak lazım. O nedenle ülke ekonomisini bu kadar olumsuz etkileyen olayın sonrasına hazırlanabilmek için kaynaklaımızı dikkatli kullanmak gerekmezmi?

Bu olay için, “Küresel Biyoljik Savaşın ürünü olduğu”, “ABD tarafından üretildiği” veya “Fransız Pastör Enstitüsü tarafından Çin’de üretilip patentinin alındığı” veya bunlara benzer düşünceler anlatılıyor ve bazı kitaplarda yer alıyor. Hepsi mümkün,  hiç birine olmaz diyemem. Hele ki bu devirde küresel sermayenin güdümündeki güç merkezlerinin kendi çıkarı için yapamayacağı  hiç bir şey yoktur... Aklımızın bir kenarında dursun.

Kısaca geçmişe bakacak olursak İnsanlık Tarihinin Seyrini Değiştiren 11 Salgın Hastalık dikkatimiz çeker.MÖ 430’da Mora Savaşı’nda ortaya çıkan bilinen eski salgın ile beraber, salgın hastalıklar insanlık tarihi boyunca medeniyetleri etkiledi. Bu salgınların birçoğu, Dünya nüfusunun büyük çapta ölümüne sebep oldu.

1- Jüstinyen Vebası (MS 541-750) - 6. yüzyılda hıyarcıklı veba salgını, Bizans imparatoru I. Jüstinyen’in saltanatının önüne taş koydu. Şimdi Jüstinyen vebası olarak bilinen bu salgının, o zamanlar belki de dünya nüfusunun yarısına eşit olan 30 milyon ila 50 milyon insanı öldürdüğü düşünülüyor. Roma İmparatorluğu bir daha asla birleşmedi ve Karanlık Çağ başladı.

2- Kara Ölüm (1347-1351) - 1347 ve 1351 arasında, hıyarcıklı veba Avrupa’ya yayıldı ve yaklaşık 25 milyon insanı öldürdü. Avrupa nüfusunun 1347’den önceki seviyelerine dönmesi 200 yıldan fazla sürdü. Büyük olasılıkla Asya’da, özellikle hastalığın kaynağı olarak düşünülen Çin’de, daha fazla sayıda insanı öldürdü.

3- Çiçek hastalığı (15. – 17. yüzyıllar) - çiçek hastalığı, Amerika’da nüfusunun %90’ına yakın olan yaklaşık 20 milyon insanın canını aldı. Salgın, Avrupalılar’ın yeni boşalan alanları kolonize etmelerine ve geliştirmelerine yardımcı oldu, Amerikalılar’ın ve Avrupalı işgalcilerin tarihini ve küresel ekonomiyi sonsuza dek değiştirdi.

4- Kolera (1817-1823) - Milyonlarca insanı öldüren yedi büyük kolera salgından ilkiydi.

5- İspanyol Gribi veya H1N1 (1918-1919) - Salgın, dünya çapında 50 milyondan fazla insanın ölümünden sorumluydu.

6- Hong Kong Gribi veya H3N2 (1968-1970) - 1918 influenza salgını kadar ölümcül olmasa da, H3N2 son derece bulaşıcıydı ve Hong Kong’da bildirilen ilk vakadan 2 hafta sonra 500.000 kişi enfekte oldu

7- HIV / AIDS (1981 – günümüz) - 1981’den bu yana 75 milyon insan HIV virüsüne yakalandı ve sonucunda yaklaşık 32 milyon insan öldü.

8- SARS (2002-2003) - 2003 yılında, Çin’in Guangdong eyaletinden kaynaklanan bir salgın, toplam 26 ülkeye hızla yayıldığı ve 8.000’den fazla insanı enfekte ettiği ve 774 kişiyi öldürdüğü için küresel bir salgın olarak nitelendirildi.

9- Domuz Gribi veya H1N1 (2009-2010) – Genelde, grip salgınlarından ölümlerin %70 ila %90’ı 65 yaş üstünde görülmesne rağmen, bu virüsle ilişkili ölümlerin %80’inin 65 yaşından küçük insanlarda meydana gelmesi nedeniyle tipik grip salgınlarından farklıydı. 2009 yılında, ABD’de yaklaşık 60,8 milyon insanı enfekte eden ve 151.700 ila 575.400 aralığında küresel çapta ölüm yaratan yeni bir grip virüsü formuydu.

10- Ebola (2014-2016) -  2014 yılında Gine’deki küçük bir köyde başladı ve Batı Afrika’daki birkaç komşu ülkeye yayıldı. Virüs 28.600 enfekte insanın 11.325’ini öldürdü,

11- Koronavirüs veya COVID-19 (2019 – günümüz)  - Halen tün Dünyayı alt üst etmeye devam eden bu yeni tip virüsün sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik hayata  tahminlerin çok ötesinde zarar vereceği görülüyor.  Avustralya Ulusal Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, koronavirüsün milyonlarca ölüme neden olacağını ve küresel GSYİH’ya 2,4 trilyon zarar vereceğini tahmin ediyor.

Başta kendi vatandaşlarımız olmak üzere, insanlık alemine acil şifalar diliyor, Dünya’nın bir an evvel bu salgın hastalıktan kurtulması ve hayatın tekrar normale dönmesi için dua ediyorum.