Ertuğrul Firkateyninin, 1890’da, Japonya ziyaretinden dönüşünde batması, Japon halkını üzmüştü. Japonlar, geride kalan denizcilere yardım ettiler ve onlar anısına bir anıt diktiler. Japonlardan öğreneceğimiz çok şey var, Japonya’daki deprem sırasında, sokaklarda panik yoktu. Marketlerin önünde sıraya girmiş, birbirine saygı duyarak bekleyen insanlar görülüyordu. “Sessiz bir kabulleniş” vardı. Dünyanın başka bir yerlerindeki insanlar gibi davranmıyorlardı Japonlar.
Sakura, Japonca kiraz çiçeği anlamına geliyor, ünlü bir halk şarkısı. Kilometrelerce uzaktan, Van’a, yardım için gelmişti Dr. Atsushi Miyazaki. Bayram Otel’inin enkazı altında kaldı. Bursa Ahmet Uyar İlköğretim Okulu öğrencileri, onun anısına “Sakura” adlı Japon şarkısını öğrendiler, klip çektiler ve Miyazaki’nin ailesine hediye ettiler. Müzik öğretmenleri Serkan Atay, bu öğrencilere, çok büyük bir ders verdi. “Sevginin değerini, vefanın önemini” anlattı. Kuru kuru anlatmadı, onların, yaşamının merkezine koydu bu değerleri. Her birini “sevgi ve dostluk elçisi” yaptı. Dr. Miyazaki, bambaşka bir ruhla, kıtaları aşarak gelmişti ülkemize, sevmeyi, paylaşmayı ve güzellikleri bildiği için. Kiraz çiçekleriyle, sevgiyle anıldı, onurlandırıldı.
Kime, ne zaman, nasıl dost olacağımız önem taşır. Bazen, ülkenizdeki lobilerle dost olmak istersiniz. Gerçek dostlarınız, bunlar olur. Fransa Meclisi Yasalar Komisyonu’nda geçen hafta kabul edilen yasa teklifi, “Fransız yasaları tarafından tanınan soykırımların inkârının, 45 bin Euro para cezası ve 1 yıl hapisle cezalandırılmasını” öngörüyor. Yasa teklifi, parlamentonun gündeminde. Buna göre, Ermeni soykırımını reddeden biri, cezalandırılacak. Yasa telifini hazırlayan Boyer, Cezayir olaylarını “soykırım” olarak nitelendirmiyor, bunun dekolonizasyon süreci olduğunu belirterek, Fransa’yı aklıyor.
Türk diplomatlar ve başta TOBB ve TÜSİAD olmak üzere sivil toplum kuruluşları, teklifin reddedilmesini sağlamak için uğraşıyorlar. Türk Heyetinin, konaklayacağı ve 200 kişilik bir toplantının yapılacağı Intercontinental Le Grand Otel, heyetin rezervasyonlarını iptal etti. Son anda, otelin, “dolu olduğu” bilgisi verildi.
Uluslararası ilişkilerdeki dostluk kavramı farklıdır. Fransız şirketleri, çıkarları etkilenebileceği için, Fransız hükümetini eleştiriyorlar. Ancak, bu tasarı, son halini alana kadar, bizim lobilerimiz ne yapıyorlardı? Bilmiyor muyduk? Ayrıca bu yeni mi? Doğu Perinçek, İsviçre’de çıkartılan bu yasa yüzünden, “Ermeni Soykırımını inkâr ettiği” gerekçesiyle, para ve tazminat cezasına çarptırılmamış mıydı? Bu ilk kez mi başımıza geliyor? Halkımız, Fransızları cezalandıracak düşüncesi, bir rahatlamadır. Kendimizi kandırmayalım. Eğer, teklif yasalaşırsa, bir süre Fransız mallarını boykot edip, her ürünün arkasına bakacağız. Sonra da unutacağız. Uzun dönemli politika üretilemedi ya da yetersiz kalındı. Son dakika çabaları, alışkanlık haline geldi.