Son zamanların hızla artan problemidir: HEKİME ŞİDDET !   Öyle katlanılmaz bir hal aldı ki; Evet hekime şiddete HAYIR! Evet doktorlar, hemşireler, ebeler, hasta bakıcılar, Tüm hastane çalışanları, Ambulans görevlileri. mesleklerini icra ederlerken bir darp korkusu yaşamasınlar; işyerlerine akıllarında 'Acaba bugün bana saldırı olacak mı sorusuyla, düşüncesiyle  gidip,bu ruh haliyle başlamasınlar işlerine. 

Yeraltı dünyasından biri silahlı çatışmada yaralanmıştır. Hastanelerden birinde ameliyata girer, Yanında silahlı adamı da vardır. Doktor cerrah operasyona başlarken tabancasını çıkarıp ameliyat masası üzerine koyar. Cerraha döner ve der ki;
– Eğer hastayı kurtaramazsan kendini ölmüş bil…
Cerrah da tabancasını çıkarıp masanın üzerine koyar ve sonra şöyle konuşur;
– Unutma hastanın öleceğini senden en az 10 saniye önce anlarım…

Doktorlara uygulanan şiddet ve saldırı olayları birbirini izlemeye başladı, çok yazık! Canımızı emanet ettiğimiz doktorların canı tehlikede! Bu tehlike doktorlarla sınırlı değil elbette tüm sağlık çalışanlarını kapsamakta Hasta yakınlarınca bilinçsiz olarak öldürülüyor ya da ağır biçimde yaralanıyorlar. bu saldırılar bazen silahlı bazen sopalı bazen yumruklu saldırı biçiminde şiddete dönüşüyor. Maalesef şiddete uğrayan doktorlarımızın sayısı her geçen gün artıyor...

HASTA HAKLARI YÖNETMELİĞİ   diyor ki:'' Sağlık hizmetlerinde görev alan bütün personel; hastalara, yakınlarına ve ziyaretçilere güler yüzlü, nazik, şefkatli ve sağlık hizmetleri ile ilgili mevzuat ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde davranmak zorundadır. . . ."

Bu saldırılar ve uygulanan şiddet,  bilgisizliğin eğitimsizliğin bir göstergesi olup, cahillik, tahammülsüzlük, akıl ve feraset yoksunluğundan ve de çağ dışılıktan kaynaklanan şiddet olaylarına dönüşmesidir. Toplumumuzda Doktorluk için “KUTSAL MESLEK” denmektedir. Doktorlara şiddet dine de, imana da aykırıdır, yanlıştır. Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi vardır demektir. Hastalar yaşam umudu taşıyan insanlardır. Sağlık, her şeyin başında ve üstündedir. Sağlık olmazsa, yaşamın hiç bir tadı tuzu kalmaz, yaşam anlamını yitirir.

Vehbi Koç’un tarihimize not düşen  HAYATA DAİR bir söylemi vardır.'' Evin varsa bir sıfır koymalısın varlıklar hanene; işin varsa bir sıfır daha, iş seninse üç sıfır daha koymalısın; işin iyi gidiyorsa üç sıfır daha eklemelisin. Araban varsa bir sıfır, yazlığın varsa bir sıfır daha. Daha sıralanabilir sıfırlar hanesi. Ancak, sağlığın varsa bir koyarsın başına, bütün sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır. Yoksa sonuç sıfırdır, hiç uğraşmayasın boş yere. Dede Vehbi koçun bu çok önemli tespitinden yıllar sonra Torun Mustafa KOÇ un Genç yaşta ölümü FANİ olan insanoğluna şunu gösterdi: Ne kadar zengin olursan ol ne kadar varlık içinde yaşarsan yaşa  ve ne kadar imkanların da ÇOK olsa sağlıklı ve uzun  ömürlü yaşam son derece önemli bir faktördür . O nedenle birisine güzel bir dilekte bulunurken ''Allah sana sağlıklı ve uzun bir ömür nasip etsin '' denilir.

Kuşkusuz sağlık, insanın en önemli sorunudur. Yaşamak, öğrenmek, iş yapmak için sağlıklı olmak gerekir. Sağlığı bozuk olan, hasta bir kimse görevlerini tam yerine getiremez. Bunun sonucu kendine, ailesine, çevresine, topluma, devlete yarar sağlayamaz. Hasta olmayan kişi sağlığın kıymetini bilemez.

Doktorla sağlık sözcükleri birbiriyle özdeştir. Doktor, kişi sağlığın güvencesidir. Onlar dertlilere deva, hastalara şifa dağıtır. Bu anlamda da doktorlar dövülesi ve horlanası değil, şifa kapısı olmaları münasebeti ile eli öpülesi saygın ve yetkin kişilerdir; tıbbi bilgiler zamanın akışı içerisinde hiçbir zaman gizli kalmamıştır. Fakat bu bilgileri tam olarak özümsemek ve ustalaşmak zaman alan bir süreçtir. Bu süreç içerisinde, binlerce bilginin beyinlerinde harmanlanması, ağırlıklarının duruma göre değişimine göre karar verilmesi, hastalık için tanı  ve teşhiste olasılıkların hesaplanması, aynı zamanda hasta ve yakınları ile empati kurulması da vardır.

Son dönemlerde, teknolojinin de gelişmesi ile hekimlik hizmetinin oldukça seri olması, hekimlerin de uzman olma vasfından çıkartılarak, robotik  işçiler olmasını isteyen bir zihniyet ortaya çıkmıştır. İlk etapta, halkımızın gözünde son derece güvenilir olan, hem bilge gibi fikirlerine ve görüşlerine itibar edilen, hem de bir evlat akraba gibi şefkat duyulan hekimlerin itibarsızlaştırılması için çalışmalara başlanmıştır. Hekimler şiddet uygulayan bilgisiz eğitimsiz cahil, tahammülsüz, akıl ve feraset yoksunu ve de çağ dışı kitlelere hedef gösterilmiştir, Hekimler üçkağıtçı ve düzenbaz olarak tanıtılmaya çalışılmıştır, sağlık ve sağlık hizmetiyle ilgili tüm sorunların kaynağı olarak hekimler lanse edilmiştir ve bu problemleri çözemeyenler de yine hekimlerin olduğu iddia edilmiştir. Bu itibarsızlaştırma çabaları maalesef meyvelerini vermiştir. hemen her gün hekime şiddete ait haberleri üzülerek duyuyoruz...

Hekimler bize yaşamlarının en güzel yıllarını feda ettiklerini; Bir hekimin nasıl yetiştiğini insanlara yararlı olmak üzere yirmili ve otuzlu yaşlarında en değerli yıllarını bilimsel çalışmalarla tümüyle nasıl yitirdiklerini anımsamazlar bile. Dahası pek çok yokluğa göğüs germiş, çoğu doktor bütün bu zaman dilimleri içinde bir geceyi bile gerçek uykuda geçirmemiştir. Pek çok doktor  bu yolda evliliklerini kurban etmiş ve çocukları ile birlikte güzelce vakit geçirmeyi dahi unutmuşlardır… İstatistikler göstermektedir ki, doktorlar sık, sık hastalarından daha kötü acıları çekerler…

Sağlık çalışanlarımızı, HEKİMLERİMİZİ sevelim, sayalım, koruyalım. Yanlarında birlikte olalım. Unutmayalım ki Onlar, sağlığımızın sigortasıdırlar, canımızın, bugün ve yarınımızın güvencesidirler sağlıklı yaşantımızın kilidi ve garantisidirler...