Anne, her zor zamanında koşulsuz şartsız çocuğunun yanında olan, kendinden çok yavrusunu düşünen, karşılık beklemeden seven,  endişe, şefkat ve merhamet kaynağını içinde barındıran muazzam bir kelimedir. Bu kelime belki de en çok hamile olduğunu öğrendiğinde önem kazanır. O saatten itibaren nasıl iyi bir anne olurumun peşine düşülür. Anne adaylarının ilk araştırdığı konulardan biri ise gebelik boyunca  nasıl besleneceğidir. Elbette hayatımızın her döneminde olduğu gibi gebelik döneminde de sağlıklı beslenmek oldukça önemlidir. Çünkü gebe kadının beslenmesiyle anne karnındaki bebeğin sağlığı arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Anne karnındaki bebeğin zihinsel ve bedensel gelişmesi, annenin gebelik süresince yeterli ve dengeli beslenmesiyle mümkün olacaktır. Gebe kadının sağlıksız beslenmesi sonucunda, spontan düşükler, ölü doğumlar, erken doğumlar, düşük doğum ağırlıklı bebekler, bedensel ve zihinsel gelişimi tamamlanmamış bebek doğumları meydana gelebilir. Annenin hem kendi fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak hem bebeğin sağlıklı büyümesini ve gelişmesini sağlamak hem de doğum sonrası emzirmeye hazır olması için her zamankinden daha özenli bir beslenme programı izlemesi gerekmektedir. 

Gebelikte kilo kontolü : Gebelik süresince uygun kilo alımı bebeğin doğum ağırlığı ve annenin vücudundaki değişikliklere uyum sağlaması açısından önemlidir. Yetersiz kilo alımı düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelmesine sebep olabilir. Sağlıklı yetişkin kadınlar için gebelik süresinde normal kilo alımı 9-14 kg  arasındadır. İlk 3 aydan sonraki süreçte ayda 1.5- 2 kg ağırlık kazanımı sağlıklı düzeydedir. Fakat gebelik öncesi kilolu olan annelerin doğum süresince fazla ağırlık kazanımına gerek yoktur. Çoğul gebeliklerde ise daha fazla kilo alınması normaldir. Unutmamak gerekir ki özellikle ilk üç aydan sonra anne adaylarının artan enerji ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacı karşılamak için ne gereğinden fazla yemeğe yönelmek ne de kilo alacağım korkusuyla yemek yemeği kesmek doğru değildir. Önemli olan besin kalitesini arttırarak yeterli ve dengeli beslenmektir. Çünkü annenin birinci hedefi bebeğin büyüme ve gelişimini etkileyen sağlıklı bir ortam oluşturmaktır. 

Yeterli protein alımı : Gebelikte, anne karnında büyüyen bebeğin vücut hücreleri, anne vücudundaki değişiklikler ve özellikle de plesanta gelişimi nedeniyle proteine olan gereksinim artar.Bebeğin büyümesi, sinir sisteminin oluşumu, kaslarının gelişimi ile enzim ve hormonların düzeni gibi pek çok süreç protein ile rayına girer. Yumurta protein açısından oldukça önemli bir besindir, muhakkak her gün beslenmeye eklenmelidir. Sade olarak yumurta tüketemeyen kişiler tatlandırarak veya başka besinlere ekleyerek tüketebilirler. Yumurta dışında kırmızı ve beyaz et, kurubaklagiller, yoğurt da iyi protein kaynaklarındandır. Fakat etin iyi pişmiş olmasına dikkat edilmelidir çünkü az pişmiş et bağırsaklarda bakteri üretimine yol açacağından hamilelikte tavsiye edilmez. Ayrıca işlenmiş et dediğimiz sosis, salam, sucuktan da bu dönemde uzak durulmalıdır.  

Folik asit takviyesi :  Folik asit aslında gebeliğin en çok ilk ayında önemlidir. Doğurganlık dönemindeki kadınların, folik asit tüketimlerine dikkat etmeleri gerekir.Gebe kalmayı planlayan kişilerin folik asit takviyesi kullanmalarında fayda vardır. Folik asit eksikliğinde bebekte nöral tüp defekti dediğimiz bir hastalık oluşurken annede ise megolablastik anemi görülebilir. Folik asit kaynakları, sakatatlar, kurubaklagiller, ceviz, fındık  ıspanak gibi yeşil yapraklı bitkilerdir.   

Demir içeren besinlerin tüketimi:  Hamilelik sırasında demir ihtiyacı, anne adayının kan hacminde bir artış görülmesi, fetüsün ve plasentanın büyümesi nedeniyle artar. Kırmızı et, tavuk eti, kurubaklagiller, pekmez, tahin, yeşil yapraklı sebzeler demirden yüksek besinlerdir. Ayrıca her öğünde sebze ve meyve gibi C vitamini kaynağı besinlerin tüketilmesi, besinlerde bulunan demirin vücutta emilmesine yardımcı olur. Yine de çoğunlukla beslenme yeterli olmadığı için gebelikte takviye olarak alımı tavsiye edilmektedir. 

Sağlıklı yağlar, omega-3 kullanımı : Fetal beyin ağırlığının yaklaşık %60’ının yağ asitlerinden oluştuğu ve bu ağırlığın yarısının omega-3 , diğer yarısının omega-6’dan meydana geldiği biliniyor. Buna bağlı olarak beynin, merkezi sinir sisteminin  gelişimi ve fonksiyonları ile göz gelişimi için bu yağ asitleri çok önemlidir. Ayrıca annenin depoları sağlam olmazsa ve hepsi bebek için kullanılırsa, doğum sonrası annede depresyon belirtileri de görülebilir. Tüm bu sebeplerden dolayı omega-3’ün takviye olarak alınması önem taşıyor. Omega-3’ten zengin somon,uskumru, sardalya, hamsi gibi balıkları haftada 1-2 kere tüketmek, ceviz, fındık, badem, avakado, keten tohumunu beslenmeye eklemek ve ayçiçek, mısır yağı tüketmemek bunun yerine zeytinyağı, sade yağ, hindistan cevizi yağını tercih etmenizi tavsiye ederim.

Sigara, alkol, kafein miktarı: Gebelikte sigara tüketimi, bebeğin ihtiyaç duyduğu kan, oksijen ve besin gibi maddelerin bebeğe ulaşımını azaltmaktadır. Yine anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde, ileri yaşlarda öğrenme zorluğu, bellek sorunları, depresyon, psikoz gibi sorunlarla karşılaştıkları belirtilmektedir. Annenin fazla kafein tüketmesi ise özellikle ilk aylarda düşük riskini arttırır. Bu sebeplerden dolayı anne adaylarının sigara ve alkolü bırakmaları kafein içeren kahve, çay, meşrubatları azaltmaları gerekmektedir. 

Fazla tuz ve şeker tüketmeyin : Özellikle gestasyonel diyabet (hamilelikte ortaya çıkan diyabet) ve tansiyon riski olan gebe kadınların şeker ve tuz tüketimine dikkat etmeleri  gerekmektedir. Daha önceki gebeliklerinde böyle bir durumla karşı karşıya  kalan kişiler, sonraki gebeliklerinde yakından  takip edilmeli ve özel beslenme programı uygulamalıdırlar.