Bir-altı yaş arası çocukları kapsayan erken çocukluk dönemi; 1-3 yaş oyun çağı ve 3-6 yaş arası okul öncesi dönem olarak ikiye ayrılır. Bu döneminin en önemli özelliği, vücut ağırlığı ve boy uzunluğunun ölçülmesiyle izlenebilen büyüme ve gelişmedir. Yaş grubuna uygun olarak normal sınırlar içerisinde büyüyen çocuk, sağlıklıdır. Büyümenin yavaşlaması veya durması durumu ise, çocuğun sağlıksız olduğunun göstergesidir. Kalıtsal özellikler, hormonlar ve hastalık durumu büyümeyi etkileyen faktörlerdir.  Okul öncesi dönemde büyümeyi etkileyen en önemli faktör ise beslenmedir.


Okul öncesi beslenme neden önemli ?

Okul öncesi dönem, çocuğun besine karşı pozitif davranışlar geliştirmesi ve olumlu alışkanlıklar edinmesi için önemli bir zaman dilimidir. Bu dönemde sağlıklı beslenme obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları, kanser ve diğer kronik hastalık risklerini azaltmaya yardımcı olur. Çocukluk dönemindeki beslenme alışkanlıklarının yetişkinlik dönemindeki beslenme modeli üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle çocukları zorlanmadan değişik yemek çeşitlerine alıştırmak, böylece ileri yaşlara uzanan doğru beslenme alışkanlığını kazanmasını sağlamak gerekmektedir.

Çocukların beslenmesinde yapılan bazı hatalar ;

- Tek tip beslenmeye alıştırmak. Örneğin çocuk her acıktığında başka bir şey yemiyor diye makarna, pilav vermek. Çocuğun tek besin türüne bağlı kalmamasına dikkat edilmeli ve besin çeşitliliği sağlanmalıdır. Çünkü o yaştaki bir çocuk sağlıklı büyüyebilmek için; et, tavuk, balık, yumurtadan alacağı proteine, sebze- meyveden alacağı lif, vitamin, minerale de ihtiyaç duyar.

- Şeker ve şekerli besinleri her istediklerinde vermek. Yapılan çalışmalarda bu yaş grubu çocukların şeker ve şekerli besinlerden elde ettikleri enerjinin yüksek olduğu belirtilmiştir. Şeker alımının fazla olması obezite, iştahsızlık, diş çürükleri gibi istenmeyen sonuçları meydana getirir. Çocuğun şekerle tanışması ne kadar geç olursa o kadar iyidir. Şekerli içeceklerin, tatlıların, bisküvi, çikolata gibi besinlerin özellikle ara öğünlerde ve fazla miktarda tüketilmesi önlenmelidir.

- Çocuğa ödül olarak abur cubur vermek. Genellikle  toplumumuzda çocukların yanına giderken çikolata, şeker, cips götürülür. Çocuklar olumlu bir davranış gösterdiklerinde aferim denip çikolata verilir. Çocuk oyuncaklarını toplamasının karşılığında şeker kazanır. Bunlar çocuklara yapılan birer iyilik midir yoksa kötülük müdür ? Her şey alışkanlıklara bağlı olarak ilerler; ödül olarak muz alan, meyveli yoğurt, fındık ile kuru üzüm kazanan çocuk neden sevinmesin ?

- Arkandan ağlar hikayesine inandırmak. Çocuğunuzu temiz tabak kulübüne üye yapmaya çalışmayın veya arkandan ağlar hikayesini anlatmayın bu davranış ilerde yemekten nefret etmesine farklı yeme bozukluları oluşmasına neden olabilir.

- Yiyemeyeceğinden fazlasına zorlamak. Bu yaş grubu çocukların ihtiyaçları yaklaşık olarak yetişkin posiyonunun  1/3’idir. Bazı kaynaklarda ise her yaşa 1 yemek kaşığı ölçünün uygun olduğudur. Yani çocuk 5 yaşında ise bir öğünde 5 yemek kaşığı yemek yeterlidir. Bu ölçüler idealdir fakat her çocuk kendi istediği kadar yemelidir. Çocuğa yiyecekler küçük porsiyonlar şeklinde verilmeli, bitiremeyeceği miktarda ısrar edilmemelidir. Yemeğe karşı reddetme olduğunda zorlanmamalıdır. Ancak reddedilen besinin unutulmaması, bir süre sonra tekrar denenmesi gerekmektedir.

Çocuğun sağlıklı beslenmesi için neler yapılabilir?

- Yemek saatleri düzenli olmalı, yemek aralarında çikolata, şeker, gazlı içecekler gibi besleyici niteliği olmayan besinlere alışmamasına özen gösterilmelidir.

- Beslenme, bu dönemde, çocuk ve ailesi arasındaki duygu alışverişini belirtmenin en iyi yoludur. Bazı çocuklar dikkat çekmek için yemek yerken sorun yaratır, yalnızlığını, kıskançlığını, öfkesini bu şekilde ifade eder. Çocuğuma doğru sevgi verebiliyor muyum? Onunla yeteri kadar ilgileniyor muyum? Çevresinde onu rahatsız eden bir şeyler mi var? gibi soruları anne ve babaların kendilerine sorması sorunu bulmada etkili olabilir.

- İştahsız çocukların yemekten 1 saat önce ve yemek esansında sıvı alması kısıtlanabilir. Böylece doygunluk hissi oluşmaz çocuk yemeğe daha istekli olur.

- Çocuğun yemeğine daha fazla zaman ayırma düşüncesi ya da ev halkı olarak yemeği daha rahat yiyebilmek için, çocuğu tek başına, teknoloji karşısında önden yedirmek, çocuğun yalnız kalmasına sebep olduğu gibi yemeğin de sosyal bir olaydan çok bir zorunluluk olarak algılanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yalnız değil, birlikte yemek, o anın özel ve eğlenceli olmasını sağlamak gereklidir.

- Çocuklar söyleneni-anlatılanı değil, gördüklerini taklit ederek öğrenirler. Çevreden gördükleri her türlü değişikliği yapmayı kendilerine hedef edinirler.Bu nedenle anne-baba ve çocuğun bakımından sorumlu diğer kişilerin olumlu (tutarlı ve benzer) yeme davranışı içinde olmaları gerekir. Yemek seçen bir anne babanın, yemek seçen çocuklarının olması veya kilolu ailelerin kilolu çocuklarının olması genellikle kaçınılmaz bir gerçektir.

- Tabak, çatal, bardak gibi araçları kendisinin beğenip seçmesi sağlanabilir. Besinleri de kendisinin yemesi için fırsat verilebilir.

- Neşeli tabaklar dediğimiz tabaklar hazırlanarak dikkatlerinin çekilmesi sağlanabilir, sevmediği besinlere karşı ilgisi arttırılabilir.

- Özellikle kilolu çocukların  yürüme, bisiklete binme gibi düzenli fiziksel aktivite yapması, günlük hareketlerinin arttırılması önerilir.