İSTANBUL - Sporcuların müsabakalar ya da antrenman öncesinde glikoz düzeyinin ve kas glikojen depolarının doygunluğunun sağlanması gerektiğini söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Haluk Saçaklı, "Üst düzey sporcunun gün içerisinde müsabaka ya da antrenman, bazal metabolizma ve günlük aktiviteler dahil 5 bin 500 kaloriye ihtiyacı vardır. Bir insanda doygunluğu sağlanmış karbonhidrat depoları sadece bin 470 kaloridir. Bir futbolcu 90 dakika boyunca 10 ile 20 metreden oluşan yaklaşık 10 ile 20 sprint atarsa kas glikojen depoları tamamen boşalır. Yağ depolarının enerji kaynağı olarak devreye girebilmeleri için ateşleme görevini yapacak karbonhidratlara ihtiyaçları vardır. Kan şekerinin düşmesi ile birlikte kas ve karaciğer glikojen depolarından glikoz çekilmesi sporcunun performansını düşürür" dedi.

"TOPARLANMA SÜRELERİ UZAR"

Oruç tutan futbolcunun performansının düşeceğini belirten Dr. Saçaklı, "Oruçlu olarak müsabakaya ya da antrenmana çıkan futbolcuda konsantrasyon ve dikkat kayıpları çoğalır. Hastalık ve sakatlanma riskleri oranları yüksektir. Sakatlıklarda toparlanma süreleri uzar. Hipoglisemi nedeniyle yorgunluk, baş dönmesi kısaca maksimum performansı olumsuz etkiler. Müsabaka anında karar verebilme süreçleri yavaşlar" diye konuştu.

Saçaklı sözlerine şöyle devam etti:
 

"Enerji santralleri olan mitondriler zamanla tembelleşir. Sporcular oruç tuttukları zaman dehidrasyon riski altında kalırlar. Dehidrasyon sporcunun sağlığını ve performansını olumsuz etkiler. Sıvı tüketmeden antrenmana zorlanan sporcuda ısı artışı riski artar. Antrenman sırasında vücut ısısı arttığında ter ile soğuma sistemi devreye girer, su kaybı ve elektrolit kaybı, azalan kan hacmi , kanda elektrolit miktarındaki artış ve dolayıyla sıvı kaybı karşılanamadığında sporcunun performansını olumsuz etkiler."
 

Sağlıklı Yaşam Uzmanı Dr. Haluk Saçaklı, "Sporcular müsabaka sonrası bir günlük izinlerinde hiç çekinmeden oruç tutabilirler" tavsiyesinde bulundu.