Kelime anlamı olarak ‘göz kapağı estetiği’ anlamına gelen blefaroplastinin üst ya da alt göz kapaklarında sarkmış deri, fıtıklaşmış yağ pakeleri ve gevşemiş göz çevresi dokularının cerrahi olarak düzeltilmesi işlemi olduğunu söyleyen Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Emine Savran Elibol, bilgilendirmede bulundu.

GÖZ ÇEVRESİ YÜZÜMÜZÜN İLK YAŞLANAN BÖLGESİ

Virüsler daha çok hayvandan insana değil insandan hayvana bulaşıyor Virüsler daha çok hayvandan insana değil insandan hayvana bulaşıyor

Göz kapağı sarkmasının neden oluştuğuna değinen Op. Dr. Elibol, “Göz çevresi derisi vücudumuzun en ince derisidir. Yaş, genetik ve çevresel etmenlere bağlı olarak yüzümüzün ilk yaşlanan bölgesidir. İletişimde ilk odak noktası göz ve çevresi olduğundan yaşlanma belirtileri hemen fark edilir. Dermatoşalazis dediğimiz göz kapağı sarkması, çoğunlukla yaşla beraber cildin elastikiyetini ve hacmini kaybetmesi ve yer çekimine bağlı olarak zamanla uzamasıyla oluşur. Ayrıca yüzümüzdeki yağ yastıkçılarını destekleyen zarlar ve ligaman dediğimiz hamak şeklindeki asıcı yapılar gevşeyerek bu bölgelerin sarkmasına, torbalanmasına sebep olur” ifadelerini kullandı.

CERRAHİ BİR İŞLEM

Blefaroplasti ameliyatının hem estetik hem fonksiyonel yönü olan bir cerrahi prosedür olduğunu dile getiren Op. Dr. Elibol, “Göz kapağının sarkıp bollaşması üst görme alanında daralmaya sebep olabilir. Ayrıca göz kapağının üzerindeki gevşemiş, hacmi artmış, ağırlaşmış cildi göz kapakları taşımakta zorlanır. Hastalar daha iyi görmek için gün boyunca farkında olmadan kaşlarını kaldırarak görme alanını açmaya çalışırlar. Bu refleks hareket gün sonuna doğru kaş çevresi, alın ve baş ağrısı olarak kendini gösterir. Estetik açıdan ise hastalarımız far aralıklarının olmadığını, makyaj yaparken rimelin kapaklara bulaştığını, eyeliner çekemediklerini, fotoğraflarda gözlerinin sürekli kapalı ya da uykulu göründüğünü, günlük hayatta insanların ‘Yorgun musun’ gibi sorularına maruz kaldıklarını belirterek bu durumdan kurtulmak için bize başvurmaktadırlar” diye konuştu.

18 YAŞ ÜSTÜ HERKESE UYGULANABİLİR

Blefaroplasti ameliyatının kimlere yapılabileceği konusuna değinen Op. Dr. Elinol, “Fonksiyonel ya da estetik açıdan rahatsız olan 18 yaş üstü herkese uygulanabilir. Blefaroplasti genellikle lokal anestezi ile yapılmaktadır. Sistemik hastalığı sebebiyle genel anestezi alamayan hastalara da yapılabilmektedir. Yatınca ciddi nefes darlığı olan ve kontrol edilemeyen panik atağı olan hastalarda ise sedasyon tercih edilir” dedi.

YEŞİL ÇAY, OMEGA GİBİ KAN SULANDIRAN TAKVİYELER TÜKETİLMEMELİ

Ameliyat öncesi neler yapılabileceği hakkında da bilgi veren Op. Dr. Elibol, “Öncelikle kontrolsüz diyabet ya da hipertansiyonu olan hastaların normalleşmesi beklenir. Hasta eğer antikoagülan dediğimiz kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsa bunu mutlaka hekimi ile paylaşmalıdır. Kan sulandırıcı kullanımı bazen ilacın değiştirilmesini bazen kesilmesini bazen de aynen devam edilmesini gerektirir. Ameliyat öncesi yeşil çay, Omega gibi kanı sulandıran takviye ve gıdaların kullanımı sınırlandırılmalıdır” açıklamasında bulundu.

KİŞİYE ÖZEL YAPILMALI

Blefaroplastinin kişiye özel tasarlanması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Elibol, şu bilgileri paylaştı:

“Hastanın neye ihtiyacı varsa o yapılmalıdır. Cilt sarkması için cilt çıkarımı yapılırken varsa fıtıklaşmış yağ dokunun çıkarılmaması, sarkmış gözyaşı bezinin yerine oturtulmaması bu dokuların daha belirgin hale gelmesine sebep olur. Alt göz kapağı estetiğinde ise iki farklı yöntem vardır. Eğer hastada cilt fazlalığı varsa kirpik altından cilt kesisi ile cilt ve yağ dokusu fazlalığı alınır ya da yağ doku gözyaşı oluğuna yayılarak yerleştirilir. Bu sırada esnek kas ve kapak dokusu kemiğe sabitlenerek tekrar düşmesi engellenir. Hastada cilt fazlalığı yoksa ve sadece torbalanma varsa, iç kısımdan gizli bir kesiyle yağ dokular çıkarılır ya da gözyaşı oluğuna yerleştirilerek düz bir gözaltı elde edilir.”

AMELİYAT SONRASINDA AĞRI OLMAZ

Lokal anestezi yapılırken az da olsa yanma hissedilebileceği söyleyen Op. Dr. Elibol, “Ameliyat sırasında ya da sonrasında ağrı olmaz. Üst kapak ameliyatı her iki kapak için yaklaşık 30-60 dakika arası sürerken, alt kapak ameliyatı 45-90 dakika arasında sürmektedir” ifadelerini kullandı.

GÖZ KAPAKLARI HASSAS BİR ŞEKİLDE KORUNMALI

Göz hekimleri olarak önceliklerinin görme ve göz sağlığının korunması olduğunun altını çizen Op. Dr. Elibol, şunları söyledi:

“Göz kapakları gözün yüzeyini kapatarak korur ve kurumasını engeller. En sık yapılan hatalar göz kapağı cildinin fazla alınmasıyla gözün açıkta kalmasıdır. Ameliyat öncesinde hassas ölçüm ve çizimlerle göz kapağının fonksiyonunu korumaya özen gösterilmelidir. Üst kapak blefaroplastisi doğal katlanma çizgisinden, alt kapak blefaroplastisi ise kirpik altından ince derili bölgeden yapıldığı ve çok ince iplerle estetik dikişler atıldığı için belirgin bir ameliyat izi kalmaz.”

HASTANEDE YATIŞ GEREKMEZ

Ameliyat sonrasında yapılması gerekenleri anlatan Op. Dr. Elibol, “Ameliyat sonrası hastaların gözü kapatılmaz. Hastanede yatış gerekmez. Hastalarımız günlük hayata hemen dönebilirler. Ameliyat sonrası 2 gün buz pansumanı önerilir. 2-3 hafta ağır aktiviteler önerilmez. Üçüncü günden sonra hastalar yüzünü yıkayabilirler. 7-10 günde dikişler alınır. Bu sürede göz kapaklarında şişlik ve morluk olabilir. Kalıcı bir ameliyat olsa da yer çekimi ve yaşlanma devam ettiği için uzun yıllar içinde tekrar oluşma ihtimali vardır” diyerek sözlerini noktaladı.