HABER: MUSTAFA YILDIZ

BURSA – COVID-19 pandemisi Türkiye ve dünyada yaşanan toplumsal eşitsizleri derinleştirdi. Aşı takviminin sadece yaşa bağlı olarak yapılması eleştirilirken, pandemi sürecinde kadınlara yönelik şiddet eylemleri arttığı, dezavantajlı gruplardaki çocukların ve gençlerin eğitime erişiminin azaldığı vurgulandı. 2016-2020 yılları arasında Bursa Tabip Odası (BTO) Başkanlığı görevini yürüten Dr. Güzide Elitez ve BTO Genel Sekreteri Dr. Ömer Levent Soydinç, Sağlık Gündemi podcastinde pandemi döneminde Türkiye ve dünyada yaşanan eşitsizlikleri konuştu.

HERKES EŞİT Mİ ETKİLENDİ?..

Dünya’nın ve Türkiye’nin pandemiye hazırlıksız yakalanıldığını dile getiren Dr. Güzide Elitez, “Romanlarda, filmlerde görmeye alışık olduğumuz bir durumu yaşamaya başladık. İlk başlarda pandeminin zengin-fakir yapmadan herkesi etkilediği söylense de sonraki dönemlerde bunun böyle olmadığını hep birlikte gördük” dedi. Dr. Ömer Levent Soydinç de hali hazırda eşitsizliklerin yaşandığı dünyada pandeminin bu durumu daha da derinleştirdiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de de ilk dönemlerde COVID-19’un herkesi eşit etkilediği fikri vardı. Oysa ki her gün dışarı çıkmak zorunda olan, çalışmak zorunda olanları bu salgının daha çok etkilediği gözler önüne serildi. Bunu Hayat Eve Sığar uygulamasındaki yoğunluk haritalarında görmek de mümkün. Emekçilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerin kıpkırmızı olduğunu hepimiz gördük” diye konuştu.
Bursa’nın batı kesimlerinde doğu kesimlerine oranla daha az vaka görüldüğünü vurgulayan Dr. Elitez de “Testi pozitif çıkan kişilerin kendini izole etmesi istendi ama bu izolasyon sırasında maddi olarak hiçbir destek verilmedi. Dolayısıyla bu ifadeler insanlara samimi gelmedi” dedi.

KAPİTALİZM İÇİN TAM KAPANMA YAPMADILAR…

Sınıfsal farklılıklara dikkat çeken Dr. Soydinç, Oda olarak pandeminin başından bu yana tam kapanmanın gerekliliğini anlattıklarını söyleyerek, “Bu çağrımızı yöneticiler duymadı. Kapitalist sistem için tam kapanmayı uygulamadılar. Hatta Çanakkale’de Dardanel fabrikasında işçilerin zorla kapatılarak çalıştırıldığını gördük. Pandemide daha acımasız bir eşitsizlik ortaya çıktı” dedi. Pandeminin fırsatçıları da ortaya çıkardığını sözlerine ekleyen Dr. Güzide Elitez ise, bu eşitsizlikten faydalanmaya çalışanların 700-750 lira gibi ücretlerle refakatçi olarak hastanelerde kaldığını söyledi. Doktorların da bu dönemde yaşadıklarını anlatmasının çok önemli olduğunu belirten Elitez, bunların tarihe not olarak düşülmesi gerektiğini söyledi.

KADIN CİNAYETLERİ HIZLA ARTTI…

Cinsiyetler açısında pandemi döneminde yaşanan eşitsizliklere de değinen Dr. Elitez, bu dönemde özellikle kadınların daha çok ayrımcılığa uğradığını söyledi. Elitez şöyle devam etti: Kadınların evden çıkamaması, eşlerin kısıtlamalar nedeniyle aynı yerde daha uzun süreler bulunmak zorunda kalmaları, sorunlu evliliklerdeki sorunların daha da derinleşmesine yol açtı. Kadına şiddet olaylarının arttığını gördük bu dönemde. Pandemide günde 3 kadın cinayeti yaşandı. Tabi bu sadece Türkiye’de değil bütün dünyada bu şekilde oldu. Çin’de, Japonya’da boşanmalar arttı. Bunun önüne geçilmesi için Türkiye’de bir mekanizma da kurulmadı. Dünyada çeşitli alarm uygulamaları varken bu Türkiye’de maalesef olmadı.

DR. ELİTEZ: MECLİS’İ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ….

Dr. Elitez, kadının bir birey olarak değil, bir erkeğin uzantısı olarak görülmeye devam ettiği bir ortamda şiddet olaylarının, eşitsizliklerin sona ermeyeceğini belirterek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni göreve çağırdı. Ömer Levent Soydinç de işçi çıkarmanın yasak olduğu pandemi döneminde bazı işverenlerin Kod 29’u kullanarak emekçileri haksız olarak işten çıkarıldığını belirtti. Soydinç, “Kod 29, yani işveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile iş akdinin feshedilmesi. Bu insanlar, bu sebeple işten çıkarıldıkları için daha sonra iş bulmaları da daha zor” ifadelerini kullandı.


SURİYELİ SIĞINMACILARIN DURUMU NEDİR?..
Türkiye’de bulunan Suriyeli sığınmacıların yaşam koşullarına dikkat çeken D. Ömer Levent Soydinç, sığınmacılarla ilgili hiçbir verinin paylaşılmadığını söyledi. On binlercesi Bursa’da olmak üzere Türkiye’de 5 milyona yakın Suriyeli göçmenin yaşadığını belirten Dr. Elitez de “Suriye kökenli bu insanların sağlığı ne durumda bilmiyoruz. Kaç tane vaka var bilmiyoruz. Bir kısmı kamplarda yaşıyor. Bu kamplarda durum nedir hiçbir bilgi verilmiyor. Ve bu insanlar aşıya nasıl ulaşacaklar? Ulaşabilecekler mi? Planlama nedir? Bunların hiçbirini açıklamıyorlar” dedi. Pandemi döneminde tartışma konusu olan mevsimlik tarım işçilerinin durumlarına da değinen Dr. Soydinç, “Yerli ve milli Suriyeliler” ifadesinin kullandığı işçiler için hiçbir tedbir alınmadığını söyledi. Mevsimlik işçilerin yaşam koşullarıyla ilgili çalışmalar yaptığını anımsatan Dr. Güzine Elitez ise, “Bez çadırlarda 17-18 kişi bir arada kalıyorlar. Bursa’ya da yüzlerce mevsimlik tarım işçisi geliyor ve bu işçilerin hemen hiçbir ihtiyacı tam olarak karşılanmıyor. Biz insanlara elinizi yıkayın, hijyene dikkat edin diyoruz ama bu insanların temiz suya ulaşmalarını bile sağlayamıyorlar. Toprak zemin üzerinde, bez çadırlarda kalan insanlardan bahsediyorum. Eşitsizlik burada da karşımıza çıkıyor” dedi.

ABD’DE DE AYRIMCILIĞI GÖRDÜK.

Dünyada da insanı utandıracak gelişmelerin yaşandığını ifade eden Dr. Levent Soydinç, özellikle Latin Amerika ve Afrika’nın aşıya ulaşım konusunda büyük bir ayrımcılıkla karşı karşıya kaldığını, tüm dünyadaki ölümlerin 4’te 1’inin Latin Amerika’da gerçekleştiğini anımsattı. Gelişmiş ülkelerde bile eşitsizliklerin yaşandığını belirten Güzide Elitez ise ABD’de ölümlerin siyahi nüfusta daha yüksek olduğunu söyledi. Gelir düzeyi düşük kesimlerin ABD’de sağlık hizmetlerine ulaşmasının zor olduğunun altını çizen Elitez, bütün ülkelerde göçmenlerin ve mültecilerin eşitsizliğin kurbanı olduklarını vurguladı. Soydinç de pandeminin yoksulları ‘daha eşit’ etkilediğini söyledi.

SAĞLIK SİSTEMLERİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ..

Pandemide ortaya çıkan olumsuzlukların düzeltilmesi için çözüm önerilerini de sıralayan Dr. Elitez, sağlık sistemlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
“İtalya gibi gelişmiş bir ülkenin pandemide en çok kayıp veren ülkelerden biri olmasının nedeni sağlık hizmetinin tamamen özelleşmiş olmasıdır” ifadelerini kullanan Dr. Elitez şöyle devam etti: “Türkiye’de, sağlık alanında tam olarak bir özelleşme olmadığı için nispeten daha iyi durumdayız. Ama Türkiye’de de gidişat özelleştirme yönünde. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin önemi daha iyi anlaşıldı. Buraya daha çok yatırım yapılmalı. Dünyada yaşanan eşitsizlikler, gıdaya ulaşamama, temel ihtiyaçların karşılanamaması gibi konular çözüme kavuşturulmadıkça daha çok pandemi görürüz. Daha eşitlikçi bir düzen gerekiyor. Dünya kaynakları daha eşit bir şekilde paylaşılmadığı sürece bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz. Örneğin, Kanada nüfusunun 4-5 katı aşı stokluyor. Buna karşılık Afrika ve Latin Amerika’daki yoksul ülkelerin aşıya ulaşıp ulaşamayacağı hala bir muamma. Bizim de esasen tam olarak ulaştığımız söylenemez.”
COVID-19 AŞISI ANONİMLEŞTİRİLMELİYDİ!..

Aşı konusunda da değerlendirmelerde bulunan Dr. Güzide Elitez, “Ben aşı üretiminde çocuk felci aşısında yapıldığı gibi yapılmasını beklerdim. Çocuk felci aşısını bulan Jonas Salk bunu patentini almamış, tüm dünyada üretilerek binlerce cana malolan bu hastalığın ortadan kalkmasına büyük katkı sağlamıştır. COVID-19 aşısının da anonimleştirilip her yerde üretilmesini sağlayabilirlerdi” dedi. Aşının tüm dünyada ulaştırılması gerektiğinin altını çizen Dr. Elitez, “Çünkü bütün dünya aşılanmadan bu pandemi sona ermez. Bu yüzden herkesin aşıya ulaşması sağlanmalı” dedi. Bu durumu, “kendini kurtarmak istiyorsan, komşunu da kurtarmalısın” ifadeleriyle özetleyen Dr. Levent Soydinç ise, bu işten kazanç sağlamaya çalışmanın iğrenç bir durum olduğunu vurguladı.

BİR GRUBU EVE KAPATARAK PANDEMİ YÖNETİMİ OLMAZ.

Tam kapanma gerçekleşmeden, sadece bir grubu eve kapatarak pandemi ile mücadele edilemeyeceğinin altını çizen Elitez, sokağa çıkma yasağı getirilen 65 yaş üstü vatandaşların bu dönemde büyük zorluklar yaşadığını aktardı. Eklem hastalıklarından muzdarip olan bu yaş grubundaki insanların hareket etmelerinin hayati derecede önemli olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Elitez, 20 yaş altı çocukların da bu süreçte çok yıprandığını söyledi. Elitez, evden eğitim konusunda da büyük eşitsizlik olduğunu da vurgulayarak, “Evden eğitime geçildi. Ama evinde bu eğitime katılacak donanımı olmayan, bilgisayarı, internet bağlantısı olmayan çocuklar var. Bu ihtiyaçların karşılanması gerekirdi. Bunların karşılanmaması nedeniyle yüzbinlerce öğrenci buradaki eşitsizliği kurbanı oldu” dedi.

YAŞA BAĞLI AŞI TAKVİMİ YANLIŞ BİR UYGULAMA.

Dr. Soydinç, aşı sürecinin yaşa bağlanmasının doğru olmadığını belirterek, genç yaşta ama kronik hastalığa sahip, hassas durumda olan insanlar olduğunu söyledi. “35 yaşında 3-4 tane hastalığı bulunan, kalp ameliyatı geçirmiş birinin sırasını bekleyecek zamanı mı var?” diye soran Dr. Elitez ise “Bu kararı tam olarak kim verdi, Bilim Kurulu mu bu takvimi hazırladı bilmiyoruz. Ama az önce bahsettiğimiz durumda olan kişilerin de dikkate alınması gerekirdi” diye konuştu.