ANTALYA - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bulaşıcı Hastalıkları Önleme Derneği (BUHASDER) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, kızamık hastalığının özellikle ilkbahar ve kış aylarında görüldüğünü, 2-3 yılda bir tekrarlayan salgınlara neden olabildiğini söyledi.

5-9 YAŞ RİSKLİ GRUP

Dünyada yılda yaklaşık 50 milyon kızamık hastalığı görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Yalçın, her yıl 2 milyonun üzerinde de kızamık nedenli ölümlerin gerçekleştiğini, ölümlerin 5-9 yaş gruplarında daha sık görüldüğünü açıkladı.

23 BİN AİLE AŞIYI REDDETTİ

Ukrayna, Romanya, Bosna- Hersek, Karadağ, Sırbistan, İtalya ve Fransa gibi ülkelerde aşılama oranlarının düşük olması nedeniyle vaka sayısında ciddi artışlar ve ölümler meydana geldiğini açıklayan Prof. Dr. Yalçın, "Türkiye'de 2011 yılında aşı karşıtlığı 183 iken, 2017 yılında 23 bin ailenin aşılanmayı reddettiği tespit edilmiştir. Aşıyla ilgili değişik çevrelerce iddia edilen yan etkilerine ilişkin uluslararası çalışmalarda yeterli veri bulunmamaktadır" dedi.

Aşı olmayıp da kızamık hastalığına yakalananlarda en sık ölüm nedeninin zatürre hastalığı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yalçın, "Kızamık hastalığı bazen kalbin dış tabakalarını etkiler hatta beyin iltihabına da neden olabilmektedir. Ülkemizdeki olgularda da 2 binli yılların başında neredeyse birkaç vakaya düşmüş olmasına karşın, hastalığın 2017'de dünya genelindeki artışı ülkemizde de gözlendi. Türkiye'de 2014'te 572, 2015'te 342, 2016'da 9 vaka görülürken, 2017'de 69 olgu görüldü. 2018'in ilk 9 ayında vaka sayısı 500'ü aşmıştır. Tüm bu gerçekler karşısında aşılanmaktan korkmayıp, kızamıktan korkmamız gerektiği gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Kızamık aşısı hayat kurtarıyor" dedi. Prof. Dr. Yalçın, aşılama karşıtlarının ikna edilememesi durumunda Türkiye'yi önümüzdeki yıllarda ciddi tehlikelerin beklediğini söyledi.

BİR AŞI 10 KİŞİYİ KORUR

Prof. Dr. Yalçın, "Kızamık aşısı oldukça etkili bir aşıdır. Bir kişinin aşılanması yaklaşık 9-10 kişiye koruma sağlayabilmektedir. Aşılanma oranlarının yüzde 95 ve üzerinde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Aksi halde virüsün yaygınlaşması hızlanmaktadır" diye konuştu. Prof. Dr. Yalçın, öksürme ve aksırmayla yayılan kızamık virüsünün yaklaşık 2 saat ortamda canlı kaldığını, aşılanmayan bireylerin yüzde 90'ını etkilediğini ifade etti.

AŞI KARŞITLIĞININ NEDENLERİ

2011 yılında aşı karşıtlığı 183 iken, 2017 yılında 23 bin ailenin aşılanmayı reddettiğini hatırlatan Prof. Dr. Ata Nevzat Yalçın, aşı karşıtlığının 6 yılda bu kadar yükselmesinin nedenlerini de açıkladı. Bunlardan birinin aşıya bağlı yan etki korkusu olduğunu belirten Prof. Dr. Yalçın, "Yayınlarda kanıtlanmış bir yan etki tanımlanmıyor. Bir diğer etken, az sayıda hekimin aşıya karşı çıkması. Diğer nedenler ise halkın yeterince bilgilendirilmemesi. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının yeterince destek vermemesi" diye konuştu. 

Kamuoyunu bilinçlendirme açısından medyanın rolünün önemini vurgulayan Prof. Dr. Yalçın, "Kamuoyu oluşturmak için katkıları önem arz ediyor. Medya daha fazla katkı yapabilir" dedi. Prof. Dr. Yalçın, aşıyı reddedenlere, onları ötelemeyen ve yakınlaştırıcı bir tarzda yaklaşmak gerektiğini de kaydetti.