Ahmet Altun tarafından kaleme alınan “Hz. Peygamberin Sünnetinde Sağlık Mucizeleri” kitabı Ensar Yayınları (0212 4911903, www.ensarnesriyat.com.tr) tarafından neşredildi. Altı bölümden oluşan kitapta birbirinden önemli ve orijinal bilgi ve belgeler yer alıyor. İlahiyatçı, mütercim ve yazar Ahmet Altun Bey’i yirmi yıldan beri tanırım. Gayretli, azimli, kararlı, sorumlu ve vefakâr bir insandır. Sürekli kendini yenileyen ve yetiştiren ve bu haliyle de öğrencilerine örnek “rol model” olan Ahmet Altun bugüne kadar birbirinden önemli on iki kitabı kaleme almıştır. Kendisi sadece öğrencilere öğretmekle kalmamış onların başarı için yol göstermiş, rehberlik yapmış çalışkan ve titiz bir araştırmacıdır. Elli küsur yaşında olmasına rağmen ALES sınavını başarıyla geçmiş ve doktora yapmaya karar vermiş ve doktora sınavında da başarılı olmuştur. Bu yönüyle de öğrencilere örnek olduğu gibi öğretmen arkadaşları içinde örnektir. Kendisini tebrik ediyor daha nice faydalı eserler vermesini diliyorum. Hz. Peygamberin Sünnetinde Sağlık Mucizeleri kitabının “Takdim ve takdir” bölümünde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Mehmet Çoşkunsel eserle ilgili olarak Ahmet Altun Bey’i tebrik ediyor ve böylesine önemli bir konuyu araştırıp neşrettiği içinde takdirlerini ifade ediyor. Kitabın arka kapağında kendini şu cümlelerle okurlara takdim ediyor: “İmandan sonra Allahın insanlara bahşettiği en büyük nimetin sağlık olduğunu ifade eden Hz. Peygamber, sağlık konusunda gösterdiği tıbbi mucizeler, tıbbın da son hududunu çizmiştir. Onun koruyucu hekimlik adına, sağlıklı yiyecek ve içeceklerin tercihi, yeme içme şekli ve miktarı, hastalıkları tedavi yöntemleri ve sağlıkla ilgili tavsiyeleri, modern tıbbın da tasdik ve tavsiye ettiği hususlar olmuştur. Sağlık problemlerinin gittikçe artığı günümüz dünyasında, Tıbb-ı Nebevi başta İslam ülkeleri olmak üzere birçok batı ülkesinde, bilhassa tıp dünyasında ilgi odağı haline gelmiştir. Bu kitapta, Hz. Peygamberin sağlıkla ilgili, tavsiye, davranış, koruyucu hekimlik ve tedavi konularını ele aldık. Ele aldığımız bu konuların, birer bilimsel sağlık mucizesi ve modern tıbbın da tasdik edip uyguladığı konular olduğuna dikkat çekmeye çalıştık. Bu kitapla ayrıca, sağlık konusunda ihmal edilen Hz. Peygamberin sünnetini ihya etmeğe vesile olmak suretiyle davranışlarımızı ibadete çevirmeği de gaye edindik.” Böylesine güzel ve faydalı eseri siz aziz okurlarını istifadesine sunarken Ahmet Altun tarafından kalame alınan “Nasıl bir İmam-hatipli” başlıklı yazıyı kısaltarak aşağıya alıyor ve “Hz. Peygamberin Sünnetinde Sağlık Mucizeleri” isimli eseri okumanızı tavsiye ediyorum. “Nasıl bir İmam-hatipli!?” “Türkiye’de yirmi yıllık din eğitimi ve öğretimi yasağından sonra(1930–1950), İmam-Hatip okullarının açılışına ilk onayı veren zamanın Milli Eğitim Bakanı, Merhum Tevfik İleridir. Söz konusu bakan, 1951 yılında Kayseri’ye gittiğinde, trenden iner inmez, başka hiçbir okula uğramadan, diğer okullar tarafından aşağı görüldükleri bir zamanda, imam-hatip okulunu ziyaret eder ve öğrencilerine şöyle seslenir: “Çocuklar! Bugünkü halinize bakarak kendinizi küçük görmeyin. Yarının önemli insanları sizler olacaksınız. Sizden büyük hizmetler bekliyoruz. Bu okulları büyük ümitlerle açtık. Değerini bilin, çok çalışın; iyi bilgilerle ve geniş bir ilmî birikimle yetişin.” Milletin ümidi, Asım’ın Nesli veya Altın Nesil olarak beklenen örnek bir İmam Hatipli nasıl olmalı, ne gibi özelliklere sahip olmalı? İmam-hatip lisesi mezunu ve otuz yılı aşkın bir süre, imam-hatip liselerinde eğitim ve öğretim faaliyeti içinde bulunan ve bir imam-hatip mecnunu olan ben, örnek ve ideal bir imam-hatiplide üç önemli özelliğin varlığını zaruri görüyorum. Geçmişe baktığımızda milletimizin yüzünü ağartan, kendisinden beklenen ümitleri boşa çıkarmayan ve başarıdan başarıya koşan imam-hatiplilerde bu üç özelliği görmek mümkün. 1-Biri modern olmak: Yanı, düşüncesiyle, görünümüyle, davranışlarıyla modern ve çağdaş olacak. Hayatı sanat şeklinde yaşamalı, “Allah güzeldir, güzelliği sever, Allah işini sağlam yapanı sever” hadis-i şerifleri pratik hayatında rehber edinir. Öğrenci olsun öğretmen olsun, müdür olsun, işçi veya patron olsun, aile reisi, parti veya devlet başkanı olsun bir imam- hatipli modern bir kafa yapısına sahiptir çünkü “iki günü birbirine eşit olan aldanmıştır” diyen rehberimiz Allah Resulü hep yeniliği emrediyor. “Hikmet müminin kaybolmuş malıdır” diyor. Onun için bir imam hatipli müdür, okulunu en modern tarzda en modern araç ve gereçlerle donatmalı. Bir hastane müdürü ise, hastanesini, bölgenin en modern hastanesi konumuna getirmeli. Aynı şekilde, imam-hatiplinin iş yeri ve organizasyonları da modern ve estetik olmalı. 2-Bilimsel olmak: İmam-hatip liselerinde okutulan derslerin yüzde 60, sözel-sayısal, yüzde 40 ise dini bilimlerdir. Bu okullara, programı genişletilmiş lise de diyebiliriz. Onun için imam-hatip liselerinde bilisellik temel bir ilkedir. Zaten dininin de temelinde akıl ve bilim vardır. Bilimsellik İmam-Hatiplinin temel özelliğidir. Çünkü 21. Asır, akıl ve bilimin asrıdır, bu asra akıl ve bilim hâkim olacak. Bütün hükümlerini bilim ve akla ispat ettiren Kuran’ın, bu asra hâkim olacağı muhakkak gözüyle bakılıyor. Bu konuda dinin iki ana kaynağı olan Kur’an ve sünnet her geçen gün, bilimselliğiyle mucizevî bir şekilde bilim dünyasını hayrete düşürmektedir. Bilim adamlarına, “din bilimi yönlendirebilir” gerçeğini söyletmektedir. 3-Samimi bir Müslüman olmaktır: Yanı imam-hatipli, söz ve davranışlarında samimi olmalı, ihlâs sahibi olmalıdır. Yanı söz ve davranışlarında Allah rızasını esas almalıdır. Diğer bir ifadeyle, söylediklerine ve yaptıklarına Allah’ın razı olmasıdır. Aksi takdirde dünya da ahret de tehlikededir. Bütün iş ihlâs ve samimiyette biter. İmam Rabbani Mektubatında derki, “Din konusunda konuşan kişide şu üç vasıf varsa onu dinle ve tavsiyelerini yerine getir. Eğer biri eksikse o kişiyi dinleme. O üç vasıf şunlardır: Akıllı olmak, ilim sahibi olmak ve dinde ihlâs sahibi olmak.”Görüldüğü gibi bu özellikler içinde en önemlisi, her işte Allah’ın rızasını esas alıp samimi bir Müslüman olmaktır. ÖNDER’ın 6. Kurultayında Başbakan Tayip Erdoğan’dan, şunu dinledik: “Bugün Vefa Lisesinin bulunduğu yerde, 300 kadar imam hatipli öğrenciler olarak kurs görüyorduk. Birgün matematik hocamız bizi bahçede topladı ve bizi tebrik etti. Neden bizi tebrik ettiğini anlayamadık. Sonra şu açıklamayı yaptı: “ Arkadaşlar iki haftadır buradasınız, komşunun elma ağacının yarısı bizim bahçededir ve üzerindeki elmalar olduğu gibi duruyor. Hiçbir öğrenci elmalara elini uzatmadığını elma koparmadığını gördük, bundan dolayı sizleri tebrik ediyoruz.” İşte imam-hatipli budur. Milletin ümidi olan imam-hatipliler, fitne ve fesadın yaygın olduğu, helal, haram ve kul hakkının hiçe sayıldığı bir zamanda, atalarını mahcup etmeyecek, tarihe altın nesil olarak geçeceği ümidini taşıyoruz. Çünkü bunun örnekleri var. Beklenen neslin olgunlaşması ve yaygınlaşması için, kaliteli ve samimi, öğretmenlere, idarecilere ve siyasilere, milli, tarihi ve dini görevler düşmektedir.”