Rusya’nın Ukrayna’ya taarruzunun üzerinden bir haftayı geride bıraktığımız günlerde ezici üstünlüğü ve coğrafi avantajlarına rağmen Rus Orduları beklenen ölçüde başarılı olamamış ve taraflar ateşkes için Belarus sınır kenti Gomel’de 28 Şubat’ta toplanmışlardı. Altı saat süren toplantıda; Ukrayna’nın derhal ateşin kesilmesi ve Kırım’la Donbas dahil Ukrayna topraklarındaki Rus askerlerinin geri çekilmesi talebi ve Rusya’nın beklentileri görüşülmüş uzlaşma sağlanamasa da yeniden bir araya gelerek müzakerelerin sürdürüleceği açıklanmıştı.

Bugünkü Rusya-Ukrayna krizinin temel nedeni, bilindiği gibi 1991’de dağılan Sovyetler Birliği’nin Balkanlar dahil Doğu Avrupa’dan çekilmesini müteakip eski Sovyet ülkelerinin, Rusya’nın karşı çıkmasına rağmen NATO üyeliğine alınmış olmalarıdır.

Nitekim 2008’de aynı gerekçe ile Gürcistan olaylarının ardından 2014’te Ukrayna’da Batı yanlılarının iktidara gelmesi üzerine Rusya Kırım’ı ilhak etmiş ve Rusların çoğunlukla yaşadıkları Donetsk ve Lugansk bölgelerini kontrolüne almıştı. Ve tabii Ukrayna’nın NATO’ya üye olması Rusya’nın ilan edilmemiş kırmızı çizgisi olduğundan Ukrayna’da Batı ile Rusya’nın arası zamanla daha da gerilmekteydi.

Rusya’nın bir süredir Ukrayna sınırında askeri faaliyetleri artarken Donetsk ve Lugansk bölgesinin Rusya yanlısı ayrılıkçı yönetimleri de seferberlik ilan edip halkı Rusya’ya tahliyeye başlamışlardı.

Değerli okurlarım, Rusya tarih boyunca işgal ettiği her coğrafyada, bölge halkları arasındaki anlaşmazlıkları ve uyuşmazlıkları körükler, zaman zaman da güç kullanarak bölgeyi emperyalizmin BÖL-PARÇALA-YÖNET kuralı çerçevesinde kontrol ederdi. Örneğin Kırım’dan Tatarları Sibirya’ya sürüp Kırım’a Rusları, Kafkasya’da Karabağ’a Ermenileri yerleştirdikleri gibi Ukrayna’da da Donetsk ve Lugansk bölgeleri dahil birçok yere Rusları yerleştirip Ukrayna’yı kontrole çalışıyordu. Hedef Ukrayna’yı NATO ve ABD’den uzak tutmaktı. Ve geçen hafta 24 Şubat’ta Rus Ordusu Ukrayna’ya girdi.

Rusya ezici askeri gücü ile kuzeyde Belarus’tan Kiev, Harkov’un kuzey doğusundaki kuvvetleri ile Harkov, Azak Denizi doğusundaki kuvvetleri ile Donbas ve Kırım’daki kuvvetleri ile de Odesa istikametinde taarruzlarına, pek başarılı olmasa da devam etmektedir. Ukrayna’da geniş bir coğrafyada, birbirinden oldukça uzak hedeflere yönelen Rus taarruz kollarının planlarında, başta sıklet merkezi olmak üzere harp prensiplerinin göz ardı edildiği düşünülmektedir. Ve ayrıca Ukrayna coğrafyasının askeri harekatı tahdit edip zora sokacak bir vasıfta olmamasına rağmen taarruz kollarının henüz hiçbir hedefe ulaşamadığı da dikkat çekmektedir.

Henüz Ukraynalıların vatanlarını savunma azim ve gayretlerinin dimdik ayakta olduğu bugünlerde bütün dünyanın da Ukrayna’yı desteklemesi önemsenmeli ve mutlaka bir anlaşma zemini yaratılmalıdır.