RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

Her hafta olduğu gibi bu hafta da Aziz Karataş ile Bir Çay Söyleşisi adlı köşemizde çok değerli bir konuk aldık. Şanlıurfa muftağını İstanbul’a taşıyan başarılı iş insanı Yusuf Can Güçtekin ile önceki gün bir araya geldik ve sizler için çok özel bir söyleşiye imza attık

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

22.03.1989 Şanlıurfa/Merkez doğumlu 8 çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak hayatına devam etmektedir.

Sembol Ocakbaşı’nın hayat bulma sürecini bizimle paylaşır mısınız?

Sene 1989 dan bugüne getirdiğimiz ve daha da ileriye götüreceğimiz bir lezzet şöleni.

Peki Sembol Ocakbaşı’nın kuruluşu hayatınızdaki nasıl bir noktayı işaret ediyor?

Sembol Ocakbaşı’nın kuruluşu benim anne karnında oluşumun ve elimde ciğer lekesinin oluşu benim için bir mucizeyi işaret ettiğini düşünüyorum.

Sembol Ocakbaşı için “yeni nesil Türk lokantası” yorumu yapılıyor. Sembol Ocakbaşı’nın ne tür farklılıkları var?

Kesinlikle doğrudur. Sembol Ocakbaşı’nın farkı ise tüm ürünlerin ve buluşların tamamen bizim tarafımızdan sahneye sunulmasıdır ve bir çok buluşlarımız Türkiyenin gündemindedir.

Restoran zincirinizi oluştururken konum hakkında nasıl karar verdiniz?

İlk şubemiz Şanlıurfa’nın en işlek caddesinde olup, ikinci şubemiz Şanlıurfa’nın en büyük kavşağında, üçüncü şubemiz ise Şanlıurfa’nın en nezih ilçesi karaköprüde, dördüncü şubemiz ise Anadolu’nun göz bebeği İstanbul/Ataşehir’de ve beşinci şubemiz ise İstanbulu’un kalbi Çamlıca şubesini açarak tüm bizi sevenlere en iyi yerlerde hizmet etmenin onuru olacağını düşündüğümüz için karar verdik. Yine İstanbul Avrupa yakasındaki sürprizimizi kısa zaman sonra açıklamayı düşünüyoruz.

Sembol Ocakbaşı’nın menüsünü nasıl bir anlayış yönlendiriyor, öne çıkan lezzetlerini anlatır mısınız?

Tamamen Şanlıurfa mutfağını yaşatıyoruz. Lahmacun, mevsiminde patlıcanlı kebap ve yine kış mevsiminde soğanlı kebap ve bizim acımız büyük keyfimiz yerinde dediğimiz kuşbaşımız ve ismi terbiyesiz olup kendisi çok terbiyeli olan tavuğumuz  yine bizim buluşumuz olan kaşarlı kebabımız ve Türkiye’nin bizi sloganımız ile tanınmasına sebep olan ciğerimiz (Akıllı ol, ciğerimi yee!) Bu lezzetleri öne çıkartırken unutmadığımız Şanlıurfa yöresine ait bir tatlı adı utandırır, tadı gururlandırır dediğimiz şıllık tatlısı ile gönüllere taht kurmayı başardık.

Biraz mutfak ekibinizden söz edelim... Hangi şeflerle çalışıyorsunuz? Bu şefler hangi özellikleriyle ön plana çıkıyor?

Mutfak kadromuz tamamen Şanlıurfalı ve bizim kendi bünyemizde yetiştirdiğimiz kişiler ile oluşmaktadır. En büyük özellikleri ise birlikte ve beraber büyümemizdir.

Sizce bir restoranın başarılı olması ve bir ruha sahip olması adına neler yapılmalı?

Benim olmazsa olmazım temizlik, düzen ve disiplin üçlüsünün elden bırakmamak olacaktır.

Hedef kitlenizden ve geri dönüşlerden bahsedebilir misiniz?

Bana göre İstanbul’un kalbi Sembol Ocakbaşı  Çamlıca şubesi benim için bir hedefti. Bu hedef burada son bulmayacağı için daha büyük hedeflere doğru yürümenin adımlarını atıyoruz.

Peki, bir restoran işletmecisi olmanın keyifli yanları neler? Dezavantajları konusunda neler düşünüyorsunuz? Sizi bu alanda motive eden noktalar neler oluyor?

Dünyaya bir daha gelme şansım  olsa  ben yine bu mesleği  aşkla seçip yapmayı tercih ederim. Dezevantajına gelecek olursak hiçbir zaman tatil fırsatı olmayan 16 ile 18 saat süren hafta sonu çalışmalarım var. Bu konuda beni motive eden ailemin desteği ve tabii ki spor.

Sembol Ocakbaşı’ndan sonra planlarınız neler, yeni mekanlar hayata geçirmeyi planlıyor musunuz?

Sembol Ocakbaşı’nın dışında yeni bir mekan açmayı düşünmedim düşünmüyorum. Tek hedefim Sembol Ocakbaşı’nı daha da ileriye taşımak.

Aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerine verdiğiniz desteklerle de ön plana çıkan birisiniz? Bu konu hakkında neler söylemek isterseniz?

Bu konu hakkında çok bahsetmek istemiyorum. Ama bir özet geçeyim. Rehabilatasyon merkezlerinde, hastanede önkoloji bölümlerinde, kırsal kesimlerdeki tespitli kapılar ve yine Suriye’de yanıbaşımızda komşumuz olan savaştan yetim ve öksüz kalan çocukların yanında olmak o anları paylaşmak benim için pahabiçilemez bir duygu. Şunu söylemek istiyorum hayat kısa, kuşlar uçuyor. şu üç günlük dünya kimseye kalmadı kalmayacak. Sevelim, sevilelim.

Bu meslekte söz sahibi olmak isteyen gençlere (arkadaşlarınıza) neler tavsiye edersiniz?

Benim için 6 etken madde var.

Sabır, sebaat, kanaat, hedef, azim ve başarı.Bu güzel sözlerin doğrultusunda yollarına devam etmelirini öneririm.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…