RÖPORTAJ: Habib BABAR

Onu Türk Sineması’nın efsane ismi merhum Kemal Sunal’ın filmlerinde gülen yüzü ile tanıdık… Tatlı tebessümü, muhteşem oyunculuğuyla gönüllerde taht kurdu Müge Akyamaç…  Daha çocuk yaşlarda başladı oyunculuk sevdası .Tek amacı çok sevdiği oyunculukta hayal ettiği yere gelmekti … 22 yaşına geldiğinde filmlerini büyük keyif ile izlediği Kemal Sunal ile ‘Şaban Papucu Yarım’ isimli filmde başrol oynayarak Türk Sinema tarihine ismini altın harflerle yazdırdı. Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Şener Şen, Cüneyt Arkın, Tarık Akan gibi birçok ünlü isimle kamera karşısına geçen Akyamaç, henüz 11 yaşındayken babasını kaybetti. ‘Sahne benim en büyük aşkım ’diyen Müge Akyamaç ile dününü bugününü konuştuk. Haydi buyurun bu keyifli sohbete…

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 25 Haziran 1963 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldim. Çocuk yaşlarda oyunculuğa karşı büyük bir ilgim vardı. Aynanın karşısına geçip kendi kendime rol yapardım. İlk,orta ve Lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım. Daha sonra Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Yönetimi Bölümü'nde eğitimimi tamamladım. Tiyatro hayatıma 1982 yılında Tuncay Özinel - Halit Akçatepe Tiyatrosu’nda başladım.  1984 senesinde Çevre Tiyatrosu’nda bir sezon görev aldım. 1985 senesinde Nisa Serezli - Tolga Aşkıner Tiyatrosu’na katılma kararı aldım ve yedi yıl aralıksız burada oynadım.

İLK BAŞROL ÜM KEMAL SUNAL’LA OLDU

SİNEMA SERÜVENİNİZ NASIL BAŞLADI?

Tiyatrodaki oyunculuğum yapımcıların dikkatini çekmişti. 1985 yılında Kartal Tibet’in yönetmenliğini yaptığı merhum Kemal Sunal’ın ‘Şaban Papucu Yarım’ isimli filmi çekilecekti. Bu film için teklif almıştım sevincimden yerimde duramıyordum. Çünkü hayranı olduğum oyuncuların yer aldığı geniş bir kadro vardı. Kemal Sunal, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Reha Yurdakul, Fulya Özcan giibi oyuncularda aynı filmde başrol oynayacaktım. Filmdeki performansım çok beğenilmişti. İzleyici de beni sevmişti tabi…

SONRA NE OLDU PEKİ?

Sonra 1985 yılında çekilen ‘Gurbetçi Şaban’, ’Keriz’, filmlerinde Kemal Sunal ile başrol oynadım. 1987 yılında merhum Tarık Akan ile ‘Çark’isimli sinema filminde başrol oynadım. Tabii ardı ardına birçok sinema filminde oynadım. 4,5 yıl boyunca Yeşilçam’da oynadım. Yeşilçam’ın son dönemlerine denk geldim.

SİNEMANIN USTALARIYLA AYNI FİLMDE OYNAMAK BENİM İÇİN BÜYÜK ŞANSTI

KEMAL SUNAL İLE OYNAMAK NASIL BİR DUYGUYDU?

Onlar Türk Sineması’nın usta oyuncularıydı. Çocukluğumun kahramanları. Onunla başrol oynamak büyük bir şanstı benim için. Kemal Sunal kompleksi olmayan, işinde çok başarılı ve ciddi bir insandı. Sette oyunculuk anlamında bana çok yardımcı olurdu. Kemal Sunal, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Münir Özkul gibi usta oyuncularla oynamak benim için büyük şanstı. İyi ki onlarla aynı filmlerde oynamış, aynı seti paylaşmışım. Tabii bu her oyuncu için şanstı bence.

SİNEMA BİTTİKTEN SONRA NE YAPTINIZ?

Setlerden kopmadım tabi ki… Bu kez TV serüvenim başladı. Bir dönem TRT ekranlarında izlenme rekorları kıran ‘Bay Alkolü Takdimimdir’ isimli dizide rol aldım. Bu dizinin ardından dizi teklifleri almaya başladım ve birçok dizide rol aldım. Yani hiçbir zaman oyunculuktan uzak kalmadım. Tiyatro, sinema ve dizi oyunculuğum devem etti.

TİYATRO BENİM İÇİN BÜYÜK BİR TUTKUDUR

TİYATRO SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR?

Tiyatro benim için aşk, tutku demektir. Oyunculuk hayatımın vazgeçilmezi. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu’ndayım. Pandemi nedeniyle son iki yıldır tiyatrodan uzağım. O kadar çok özledim ki sahneyi anlatamam.

AİLENİZ DESTEK OLDU MU SİZE?

İki kardeşiz benden iki yaş küçük bir erkek kardeşim var. Babamı 11 yaşındayken kaybettim.(Gözleri doluyor….) Yani babam çok erken kaybetmiştim… Kararlı ve yapmak istediğinde direnen bir genç olduğum için annem karşı çıkmadı oyunculuğuma  hep destek oldu.

YEŞİLÇAM OYUNCULARINI NEDEN DİZİLERDE GÖREMİYORUZ BUNUN NEDENİ NE SİZCE?

Evet bu durum gerçekten çok üzücü… Filmleriyle bir döneme damgasını vurmuş çok değerli isimler var. Bu isimlerin oynatılmaması acı. Yönetmenler ve yapımcılar tanımıyor mu acaba demekten başka söz bulamıyorum. Onların tanımadığı bu isimlerin hala filmleri büyük keyif ile izleniyor. Çünkü bizler işimizi sevgiyle yapıyorduk. Sanata aşıktık. Bunu filmlerimize de yansıtıyorduk. İzleyici bizi ailelerinden biri olarak görüyordu. Bizler sete büyük bir istekle giderdik. Setten sonra da bir araya toplanır, dertleşir, eğlenirdik. Yani bir aile gibiydik. Keşke o günler.

KARTAL TİBET YAĞMURUN ALTINDA BİR SAAT BEKLEDİ

HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?

Bu sorumuz karşısında gülmeye başlıyor... Tabi ki hiç unutamadığım bir anımı paylaşayım sizinle bu olay aklıma geldikçe gülüyorum.  1986 yılında Kartal Tibet’in yönetmenliğini yaptığı ‘Milyarder’ filmi  Sapanca’da  Tren garında çekiliyordu. Filmde Şener Şen, Tuluğ Çizgen, Münir Özkul, Adile Naşit, Tuncay Akça  gibi birçok isim rol alıyordu. Ben filmde Şener Şen’in kızını oynuyordum. Bizim bir sahnemiz vardı ben Şener Şen’e ‘Fakirliğin gözü kor olsun, ben seni fakir halinle de seviyorum’ diyecektim. Bu sözü gülmekten bir türlü söyleyemedim. Şener Şen ile birbirimize baktıkça gülüyorduk. Bu durumu gören Kartal Tibet sinirlenerek dışarıya çıktı. Dışarıda fena yağmur yağıyordu. Yaklaşık 1 saat o yağmurun altında durdu, sinirleri yatışınca içeriye girdi. Bu kez  Şener Şen ile bir birimizin kulağına bakarak sahneyi tamamladık. Yani anlayacağınız 10 dakikada bitmesi gereken o sahne gülmekten 4 saate çekilebilmişti.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim Müge hanım.

Ben teşekkür ederim Habib bey

DOĞUM YERİ: İstanbul

BOYUNUZ: 1.68 

KİLONUZ: 64 

GÖZ RENGİNİZ:  Ela

SEVDİĞİNİZ RENKLER: Renklerin hepsini severim maviyi biraz daha çok

FOBİLERİNİZ: Çok yüksekten bakamam düşeceğim fobim var onun dışında gençlikte olan tüm fobilerimi yendim.

HOBİLERİM:  yoga yapıyorum. Evde çok vakit geçirebilen tipik bir yengeç burcuyum kitap okurum film izlerim 3 tane kedim var onlarla ilgilenirim.