Fikriye Kesti Ünker&Yusuf Tolga Ünker

Umut Işığı Film

Yönetmen: Yusuf Tolga Ünker

Yusuf Tolga Ünker: “Holokost ile Yüz yüze” ismini verdiğim projemi daha ileriye taşımak adına sinema sanatta yeterlik öğrencisi olarak bir film çekmek istedim ve senaryo üzerinde çalıştım. Eşim Fikriye Kesti Ünker’in desteği ve fikirleri ile ortaya güzel bir proje çıktığına inanıyorum.” 

Filme pek çok kişi destek verdi. Melike Saba Akım, Hakan Aytekin, Murat Fevzi Gezer ve Gürhan Elmalıoğlu senaryo konusunda, çevirilerde Meltem Sian Lewis, semt seçiminde Mois Gabay, sponsorluk hususunda Yusuf Besalel, Moiz Çukurel, Norbert Podlesny, Mina Dussan, babası bir Holokost kurtulanı olan ve babasının toplama kampında bulunduğu süre boyunca saklamış olduğu fotoğrafı filmimde kullanmama izin veren ve de katkıda bulunan Jennie Schneider, Susan ve Stuart May çifti, Susan ve Henry Rose çifti, Rabbi Victor Urecki, “Bir Sabah Galata’da Uyandım” isimli kitabından alarak Mösyö Henri karakterini filmimde kullanmama izin veren Suzan Nana Tarablus, Yosef’in mektubunu Yiddişçe’ye çeviren Rav. Mendy Chitrik ve Yiddişçe el yazısı ile mektubu ve notu yazan Yermiyahu Ahron Taub, Filmde rol alan Tuğcan Eğüz, Kıvanç Hatırnaz, İshak Burak Ocak, Fatma Doyuk, Bensi Elmas, sesleri ile katkıda bulunan Forti Barokas ve Karen Sarhon ve oyuncuları bulma ve belirlemenin yanı sıra görüş ve önerilerde de bulunan Doğan Balcı, Maltepe Üniversitesi Medya Merkezi’nin stüdyosunun kullanımı ve teknik ekipman gibi konularda yardımcı olan İlker Ulukan, Reji ve teknik ekibin hazırlanması ve yönetiminde Halil Ergin, Rotoscope tekniği ve kurgu ve teknik bilgi paylaşımında bulunan Devrim Akteke’ye çok teşekkür ederim.

Hikâyemiz, 1939’da Rachel’in Polonya’dan İstanbul’da yaşayan kuzeni Rebekka’nın yanına gelmesini ve her ne kadar savaştan kaçsa da yine de antisemitizmle yüzleşmek zorunda kalmasını anlatıyor. Türk olduğunu gösteren belgeleri ile Türkiye’ye ayak basan Rachel’in savaş ve soykırımdan kurtulmasını, İstanbul’da kaldığı süre zarfında yaşadığı bunalım ve nişanlısı Yosef’e olan aşkı ve özlemi de kurgumuza ekledik. Milyonlarca kişinin öldüğü bir savaştan sembolik olarak; “Bir canı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmaktır” diyen Yahudilerin önemli öğreti kitabı Talmud’un bu sözünü ve Kuran’daki “Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur” ayetini de (Maide Suresi-32. Ayet) yansıtacağını umuyoruz. Filmimiz ile bireyin özgürlüğü ve yaşamın kutsallığını ifade eden bu söz ve ayet arasında yakınlık kurulacağını öngördük. Filmimizin, hangi dinden ya da hangi ırktan olursa olsun, insan insandır düşüncesini ifade etmesini amaçladık. Aynı şekilde insan olmanın kıymetini ve her hayatın çok özel ve değerli olduğunu vurgulamak istedik... Bu nedenle az sayıda karakterin bulunduğu bir yapıda gerçekleştirdiğimiz projemizde, ailesinden istemeyerek ayrılan genç bir kadının kurtuluşunu ve geleceğe dair umudunu anlatmaya gayret ettik. Filmimizin kurgusunda ise, savaş ve soykırımın karanlık atmosferini farklı renk tonları kullanarak, dönemin sanat akımını da düşünerek ekspresyonu yüksek çizimler ve renkler kullanmayı planlıyoruz.

UMUT IŞIĞI EKİBİ

Yönetmen: 

Yusuf Tolga Ünker

Yapımcı: 

Fikriye Kesti Ünker

Senaryo: 

Fikriye Kesti Ünker&Yusuf Tolga Ünker

Cast Sorumlusu&Oyuncu Koçu:

Doğan Balcı

Oyuncular:

Fatma Doyuk/Rebekka Abraham

Tuğcan Eğüz/Rachel Abraham

İshak Burak Ocak/Markus Eickman

Kıvanç Hatırnaz/Yosef Abend

Bensi Elmas/Mösyö Henri

Kurgu:

Devrim Akteke

Yönetmen Yardımcısı&Yürütücü Yapımcı

Merve Köse 

Görüntü Yönetmeni&Kameraman

Abdulhalim Erez 

Kamera Asistanı

Bedirhan Demir

Yapım Asistanı 

Deniz Sarpbaş 

Sanat Yönetmeni

Doğa Örter

Sanat Yönetmeni Yardımcısı

Zehra Açma 

Set Fotoğrafçıları

Zehra Açma

Deniz Sarpbaş 

Işık & Ses 

Batuhan Dişbudak 

Işık Asistanı

Sarper Beşer 

Danışman

Öğr. Gör. Halil Ergin

Bize biraz kendinden bahsedebilir misin?

1997 yılında İstanbul’da dünyaya gözlerimi açtım. Sakaryalıyım, aslen Arnavut kökenliyim. İlkokul eğitimimi Bursa’da, lise ve üniversite eğitimimi ise İstanbul’da tamamladım. Beykent Üniversitesi G.S.F Oyunculuk Bölümü’nü birinci olarak kazandım, çünkü yetenek sınavlarına ilk giren kişi bendim, bu yüzden birinci olarak girdim diyorum.

Kişisel gelişim workshoplarına katılmayı, başarılı insanlarla saatlerce sohbet etmeyi çok severim. Kış sporlarıyla çok ilgilenirim, direksiyonu olan tüm araçları kullanabileceğime garanti veririm ve bundan keyif alırım. İşime olan sevgimden ve mesaimden sevdiklerim zaman zaman şikayet ederler, çünkü yer mekan fark etmeksizin küçük yaşlardan beri çalışırım. Genciz, meraklıyız ve önümüzde çok uzun bir yol var, başarı için genç yaşlarda fedakarlık yapmamız gerektiğini düşünürüm.

Oyunculukla nasıl ilgilenmeye başladığını anlatır mısın bizlere?

Sorulmasından çok keyif aldığım bir soru. Beşinci sınıfa giderken sınıf öğretmenim ‘’Komedi Dükkanı‘’ adlı bir televizyon programına seyirci olarak katılmıştı. Televizyonda yayınlanan programda kendisi de görünüyordu. Bize: ‘’Size çok eğleneceğiniz bir şeyler izleteceğim çocuklar’’ demişti. Ben o gün o programı gözümü kırpmadan izlemiştim. Ara ara da hocama bakıyordum ve çok mutlu görünüyordu, sınıftaki arkadaşlarım da öyleydi. Herkesin farklı bir derdi ve sorunu olsa da o iki saatlik sürede herkes mutlu olmuştu. Ben o gün benim yapmam gereken iş bu olmalı deyip kolları sıvamıştım. Akabinde lisede tiyatro topluluklarına katılıp üniversitede eğitimini aldıktan sonra, şu an başarılı bir oyuncu olabilme yolunda keyifli adımlarla devam ediyorum.

Bugüne kadar hangi oyunlarda yer aldın?

Şanslıydım ki çok büyük yazarların kaleme aldığı oyunlarda ve kendi kaleme aldığım oyunlarda oynama fırsatı yakaladım. Bunlar, sırasız şeklide şunlardır;

  -Fareler ve İnsanlar

  -Baş Belası 

  -Çift-E Kavrulmuş

  -Püf

  -İyi Kötü Çirkin (küçük güzel bir tecrübeydi)

Sence oyunculuğun kolay ve zor yanları var mıdır?

 Mutlaka. Duyguyu verebilmek, izleyiciyi güldürülebilmek yeri geldi mi ağlatabilmek, eğlendirebilmek. Bunlar gerçekten zor yanları. Fakat güzel yanı da saydığım tüm bu şeyleri yapıyor olabilmek.

Karakterleri nasıl çalışıyorsun?

Ben gireceğim karaktere benzer kişileri bulup onlara soru sorarak hazırlanırım.

Birinci ağızdan dinlemek hem modu yükseltiyor, hem de karakteri daha yakından tanımayı sağlıyor.

Örnek aldığın bir oyuncu var mı?

Haluk Bilginer, genç yetenek Kıvanç Tatlıtuğ. Johnny Depp hayranlığım büyüktür, Will Smith ve Jim Carrey’i de ekleyebilirim.

Kariyerin için ileriye yönelik bir planın var mı? Önümüzdeki 10 yılda kendini bir oyuncu olarak nerede görüyorsun? Yurt içinde mi yoksa yurt dışında mı çalışmayı düşünüyorsun?

Yurt dışında ülkemi temsil etme hayalim var. Hollywood filmlerinde oynamak, ve hatta kim bilebilir belki bir sonraki Spiderman bizim ülkemizdeki yeteneklerden biri olur. İşte 10 yıllık hayallerimin içinde bunlar var.

Keşke bu rolü ben oynasam dediğin bir karakter var mı?

Keşkem yok ama ben oynasam güzel olurmuş dediğim roller var. Mesela Johnny Depp’in oynadığı bütün karakterler.

Tiyatro mu yoksa sinema mı senin için daha ön planda?

Tiyatro oyuncunun beslendiği bir alandır. Tepkileri anlık olarak ölçtüğü, haz aldığı bir ortam. Benim hayalim büyük ölçüde sinema ama çok büyük tiyatro projeleri de kafamda dönüyor.

Umut Işığı projesi sana nasıl geldi? 

Biraz ben ona gittim gibi bir durum oldu. Üniversiteden değer verdiğim bir hocam böyle bir proje olduğunu söyledi, ben de yer almak istediğimi belirttim.

Projeyi ve senaryoyu okuyunca ne hissettin? 

Bir dönem projesi olduğu için beni direk içine çekmişti okuyunca. Etkileyici bir hikayesi var. Bana uygun gördükleri rol ise kötü bir adamı canlandırmaktı. Herkese nasip olmaz kötü adamı oynamak ve altından kalkabilmek, umarım hakkını verebilmişimdir. 

Rolü kabul etmende etkili olan şey ne oldu? 

Bana güzel bir tecrübe katacaktı, ki kattı da. Ekiple de tanışınca ne kadar doğru bir karar verdiğime bir kez daha kanaat getirdim.

Sette çekim süreci nasıldı? 

Bol eğlenceli, çok gülmeli. Derin bir konu ve dramatik bir içeriği olsa da biz yine işimizi eğlenerek yaptık. Sette arkadaşça iş yapabilmek güzel, oyucular ve çekim ekibi birbirine çok hızlı adapte oldu. Bunun mimarı da tabii ki şüphesiz yönetmenimizdi.

Ve son olarak Proje hakkında neler söylemek istersin?

Yolu açık olsun. Verilen emeğin karşılığını güzelce alacağına inandığım bir proje. Netice itibariyle filmimizin adı “Umut Işığı”. Umut ediyoruz ve tünelin sonunda ışık var.

Emeği geçen herkese canı gönülden tebrik ve çok teşekkür ediyorum.

Bizler de, Burak’a, Umut Işığı filmimizde yer almasından dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu keyifli söyleşimiz için de kendisine teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dileriz.