Yaşam Boyu Öğrenmenin Önemini Bir Kez Daha Anladık 

Sayın Bülent BÜLBÜL ile bir röportaj

2020-2021 eğitim öğretim döneminin başlamasına az bir süre kala veli ve öğrencilere bir nevi yardımcı olmaya yönelik, iyi bir eğitimci olduğuna inandığım Sayın Bülent BÜLBÜL ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Sayın BÜLBÜL, Önce Vatan Gazetesi okurlarına kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

1973 Konya doğumluyum. Konya'da yaşamak hiç nasip olmadı. Asker çocuğu olmam sebebi ile yurdumuzun değişik yerlerinde bulundum. Bu bana kültürel etkileşim anlamında muazzam deneyimler kazandırdı. Marmara üniversitesi İktisat fakültesini bitirdikten sonra üstüne bir de “tarihini bilmeyen geleceğini şekillendiremez” felsefesiyle yola çıkarak Tarih okudum.15 yıl boyunca yabancı firmaların eğitim departmanlarında görev yaptım. 2010 yılından bu yana da Antalya Konyaaltı Kültür Yabancı Dil Kurumunu yönetmekteyim.

-Bugün adeta dünyanın eğitim sürecini değiştiren, Covit-19 salgını sonrası eğitim sürecinde hem öğretmenler hem de öğrenciler kendilerini geleceğe hazırlayabilmek için teknoloji becerilerini geliştirmeye çalıştılar. Dünyanın ortak sorunu olan koronavirüs salgını döneminde önemini daha iyi anladığımız konulardan biri, yaşam boyu öğrenmedir. Peki, siz kendi eğitim kurumunuzda ne gibi hazırlıklarda bulundunuz.

Ulu önderimiz Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi'nin en kritik günlerinde Ankara'da Maarif Kongresi'ni toplayarak zaferden sonra da eğitimin yaygınlaşması için inkılâplar yapmıştır.

Bizler de bu süreçte öncelikle öğrenci ve velilerimize bu bilinci aşıladık. Bir süre süreci izledikten sonra tedavi işini bilim insanlarına bırakmanın bizlerinde eğitime sağlıklı bir şekilde devam etmenin yollarını araştırdık. Teknolojinin bizlere verdiği imkanlar sayesinde öncelikle öğretmenlerimiz ile uzaktan toplantılar gerçekleştirerek eğitim programlarımızı nasıl yapabileceğimizi tartıştık. Alt yapımızı hazırladıktan sonra uzaktan eğitime başladık. Tüm bunlar olurken pandemi sürecinin ne zaman sonlanacağını bilmediğimiz için kurumumuzdaki hijyen kurallarını arttırdık. Profesyonel temizlik firmaları ile anlaşarak kurumumuzun hijyenini sağladık ve sınıf sayılarımızın kontenjanlarını düşürdük.

-Siz bir eğitimci olarak; hem kendi sağlığınız, hem de eğitim gören her bir birey için yeni başlayacak olan eğitim-öğretim sürecinde hangi önlemleri almayı amaçlıyorsunuz?

Sosyal mesafe kurallarına uymaları için uyarıcı panolarımızı her yere yerleştirdik. Her ailemize Covid-19 bilgilendirme ve korunma hakkında bilgilendirme broşürleri bastırdık. Bu süreçte kurumumuz kapalı olduğu için bunları posta yolu ile ulaştırdık.

-Almayı amaçladığınız bu önlemleri; tedbir amaçlı uyguladığınız ya da deneyimleştirdiğiniz oldu mu? Eğer uyguladıysanız herhangi bir etkisini gördünüz mü?

Bizler ne kadar tedbir alırsak alalım iş gene biz insanların bilinçli davranmasına bağlıdır. Kendimize, etrafımıza saygı duymalı ve duyarlı davranmalıyız. Covid -19 süresinde önce insana duyduğumuz saygıdan dolayı covidin yayılmasına aracı olmamak için radikal bir karar alarak kurumumuzu açmamaya karar verdik. Sağlığımızı kaybetmekten ya da bu ters olaylara aracı olmaktansa para kaybetmeyi göze aldık. Tüm şartları yerine getirmiş bir kurum olsak da akıllardaki korku, panik ve endişeyi giderebilmemiz mümkün değil. Bu düşüncelerinde ikna edip, kayıt almak etiklik anlamında bize uygun gelmedi. Allah'ın izniyle vakalar düştüğü ve normalleşmenin daha da güzel geçeceği dönemlerde yüz yüze eğitimimize sağlıklı bir şekilde başlayabiliriz.

Dışarıda gördüğüm ilgisiz ve de duyarsız insanlar beni üzmekle beraber endişelendiriyor da. Bu tarz duyarsız insanları görünce gene konumuz olan eğitime geliyor ve kesinlikle eğitim şart diyorum.

-Online eğitim sürecinde öğrenciler, herhangi bir konu veya bir ders hakkında zorluk çekiyorsa öğrencilerin ve velilerin bu durumda neler yapmaları gerekir?

Bugüne kadar teknolojinin imkanlarından her türlü yararlandık. Ancak toplum olarak sıcak insanlarız. Yüz yüze sohbet etmeyi topluluklar halinde hareket etmeyi seviyoruz. Dokunmayı ve sohbet ettiğimiz kişilerle göz teması kurmak bizler için önemlidir. Böylesi güzel insani duygulara sahipken bir anda her şeyin internet ortamına aktarılması elbette herkesi çok tatmin etmedi. Ders çalışırken kağıdın üstüne not almaya karalamaya alışık olan öğrencilerimiz haliyle bocaladı. Kağıdın kokusunu bile arar oldular. Ekrandaki küçük görüntüler yetmedi. Ama hiç yoktan iyidir diyerek çocuklarımızı motive etmeye çalıştık.

Bu süreçte internetin başında saatlerce filim seyreden ya da oyunlar oynayan çocuklarımız iş eğitime girince doğal olarak hevesli davranmadılar. İşte burada ebeveynlere çok iş düştü. Stresli bir süreç olmaması mümkün değil. Çünkü çocuklarımız doğal olarak salgını biliyorlar ancak sıkıntılara vakıf değiller. Sosyalliklerini bir anda kaybeden çocuklarımız hırçınlaşmakla beraber ailelere sıkıntılar da yaşattılar. Sağ duyu ve empatiyle yaklaşabilen aileler bu stresli dönemi kolaylıkla atlatabildiler. Toplum olarak böyle bir şeye alışık olmadığımız için elbette hatalar yapan ailelerde oldu. Ancak çok yok kattiğimizi düşünüyorum. Kurum olarak belirli aralıklarda öğrencilerimizi arayarak onların hatırını sorduk. Sabırlı olmaları konusunda telkinde bulunduk. Ailelerle de yaptığımız görüşmeler oldu. Önümüzdeki dönemlerde Psikolog aracılığı ile ebeveynlerle uzaktan görüşmeler yapacağız. Onlar ne kadar rahat olurlarsa bu süreç daha kolay geçecektir. Aksi taktirde pandemi bittikten sonra elimizde hiçbir derse odaklanamayan, konsantrasyon eksiklikleri olan sözlü yada fiziksel şiddete maruz kalmış, anne babaya hatta kardeşe düşmen olmuş çocuklarımız olurki bunu hiç istemeyiz.

-Derslerin işleyişi hakkında kendi kurum ve eğitimcileriniz için bir program hazırladınız mı?

Gereken hazırlıkları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz

-Bu süreçte öğrencilerin yetenekli ve güçlü olduğu yanlarına mı yoksa zayıf ve güçlük yaşadığı yanlarına mı odaklanmaları gerekiyor?

Ben bir öğrencinin ilgi alanına yönelik eğitim alması taraftarıyım. Yurt dışı gezilerimde farklı okul yöneticileriyle de yaptığım görüşmelerde karşıma çıkan hep buydu. Çocuk ilgisi olan bir alanda uzmanlaşmalı ve ona yoğunlaşmalıdır. Bu sağlandığında işinde mutlu yapacaktır. Ülkemizde maalesef işini sevmeyen ancak para kazanmak için farklı alanlarda çalışan insanlar var. Eğitim sistemi bir çocuğa liseyi bitirene kadar en az bir yabancı dili en iyi şekilde konuşabilecek şekilde öğretse; En az bir spor dalında lisanslı etkili bir şekilde ilerlemesini sağlasa; en az bir ensturumanı profesyonelce çalabilse; en az bir etkinlik kulübünde yoğunlaşarak mezun olabilse inanın zaten o çocuk yaptığı her işte başarılı olabilecektir. Meslek ne seçerse seçsin aktif ve etkin bir birey olacaktır. Maalesef küçük yaştan beri çocuklarımızı doktor olacak, avukat olacak gibi mesleklerle işliyoruz. Bence insan işi seçmemeli. İş insanı seçer. içinizde gerçekte olan şey bir gün ortaya çıkar. Çıkmazsa da kaybolup giden yeteneğine yazık olmuş olur. Ben bu tarz kişilere eğitim zaiyatı diyorum.

-2020-2021 eğitim döneminin başlamasına az bir süre kala öğretmenlerin ve öğrencilerin bu kontrollü sosyal hayat döneminde dikkate alması gereken temizlik ile hijyen önlemlerini dikkate almaları gerektiğini biliyoruz. Bu bağlamda Eğitim-Öğretim süreci için meslektaşlarınıza ve öğrencilere önerebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?

Pandemi ile yaşamayı öğrenmeliyiz. Çocuklar bizim geleceğimiz ve geleceklerimizi haps edemeyiz. Herkes üzerine düşen görevleri yerine getirecek. Öncelikle empati yapacak. İyi örneklere odaklanmalıyız. Ellerini yıkamayan ya da maske takmayan birini değil bu kurallara uyanları örnek almalıyız. Önce kendimizi korumalıyız. Kendimizi koruyalım ki karşı tarafı da korumuş olalım. Kurallara uymayanları uyarmaktan çekinmeyelim. Sağlık en önemli hazinemiz. Buna kimsenin saldırmasına izin vermeyelim. Devlet büyüklerimize de güvenmemiz gerekiyor. Onların da üzerinde milyonlarca kişinin vebali var. Onlar da bu veballere girmek istemezler o yüzden ciddi tedbirler aldılar okullarda. Bizlerde üzerimize düşenleri yaparsak eğitim öğretim döneminin sorunsuz bir şekilde ilerleyebileceğini düşünüyorum.

-Çocuklarını okula göndermekten endişe duyan velilere ne söylemek istersiniz?

Tarihi çok seviyorum. Geçmiş olaylar elbette birebir tekrarlamaz ama o zaman konulan refleksler çok önemlidir ve bizlere yol gösterir. Tarih boyunca yaşanan savaşlar, salgınlar vede her türlü afetsal olaylar karşısında bile insanoğlu eğitime hep önem vermiş. Eğitim olmazsa olmazımız ve tüm yoksunluklara rağmen devam ettirmemiz gereken bir şey. Bu günün şartlarında her türlü alt yapı ve imkanlarımız varken bizlerin bunu devam ettirmeyecek olmamız yada istemememiz geçmişteki yokluklar içinde olup eğitime koşanlara hakaret olmakla beraber bizden sonraki gelecek neslimize de ihanettir.

Günümüzün illeti bence Covid-19 değil cehalettir. İnsan oğlunun başına binlerce musibet gelebilir ve bunların adı; savaş, sel, yangın, deprem vb. ya da covid-19 olabilir. İsmin bir önemi yok. Dediğim gibi önemli olan bunlara karşı insanların geliştirdikleri refleksler ve dikkat ederseniz insanlar geçmişte bu tarz dertleri öncelikle aklı salim bir biçimde düşünerek bilime önem vererek def etmişlerdir. Bugün de aklı selim bir şekilde düşünerek ve bilime önem vererek bazı endişe, olumsuz düşüncelerden ve bu illetten kurtulabiliriz.

-Gün geçtikçe gelişen teknoloji çağında ülkemizde öğrenmeyi yaşam boyu amaç edinen ve günümüzün yeniliklerinden faydalanmak isteyen yetişkin bir birey bu pandemi sürecinde sağlığını riske atmadan, internet üzerinden kendini geliştirebilme imkanına sahip mi?

İnternet bıçak gibi bir şeydir. Önemli olan doğru olaya yönelebilmek. Doğru sayfalara girip doğru insanlarla karşılaşmak çok önemli. Yetişkin bir birey uzaktan eğitimle bir mesleği çok iyi öğrenebilir. Dünyanın her yerinden arkadaşları olabilir. Hatta üniversiteden bile mezun olabilir. Yumurta bile kırmayı bilmeyen biri internet sayesinde çok ünlü bir şef bile olabilir. Ancak yanlış kullanmanız sebebi ile kenarda bekleyen kötü niyetli insanların etkisinde kalarak hayatını kendine ve sevdiklerine zehir olabilir. Her kriz bir fırsat doğururmuş. Bu süreçte online eğitim işine ciddi odaklanıp, faydalı hizmetler verenlerle birlikte olumsuz işler yapan üçkağıtçılar da var. Doğru yerlere girip çok iyi inceleme yapmak gerekir.

-Sayın BÜLBÜL, değerli zamanınızı ayırıp, bizlerle paylaşmış olduğunuz bilgilerden dolayı size sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor ve başarılarınızın devamını diliyoruz. Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

Ben teşekkür ederim Sayın Hande AĞIRMAN, son olarak şunu diyebiliriz: Aile ilişkilerimiz çok önemli. Çevremiz çok önemli. Öncelikle iyi bir birey olarak var etmeliyiz çocuklarımızı. Gençlik güçlerini kontrollü bir şekilde kullanmalarını sağlamalıyız. Unutmayalım ki, biz yetişkinler emanetçiyiz. Gelecek çocuklarımızındır. Onları öyle yetiştirmeliyiz ki, onlar da kendi çocuklarına bu gücü aktarabilsinler.