2015 yılının Ocak ayında Görkem Kayış, Okan Turhan ve Barış Tokatlıoğlu tarafından kurulan grubun müzik çalışmaları ilk etapta üç kişiyle yürütülmeye başlanılmıştır. Alternatif Rock tarzında müzik çalışmaları yapan grup, önceleri sadece bestelerini kaydedip, dijital platforma yüklerken 2018 yılında bas gitarist Batın Uysal’ın aralarına katılmasıyla mini konserler vermeye başlayan grubun genel anlamda çizdiği yol, hep kendi şarkılarını yapıp yayımlayan bir beste grubu olmaya odaklıydı. 2019 yılında baterist Serdar Yıldırım’ın da gruba katılmasıyla ise grup şekillendi. Aynı yıl, Türk Telekom ve Avrupa Müzik iş birliği ile yapılan “Muud Müzik” beste yarışmasında derece aldılar ve ödül olarak Avrupa Müzik tarafından ilk teklileri, “Tek Kelime” dijital platformda dinleyicilere sunuldu. 2020’nin sonlarına doğru ise ikinci teklikleri, “Ben Yazdım Ben Oynadım” dijital platformda yerini aldığında grup bir bakıma “Synthwave” Retro tarzına geçiş yaptığını duyurmuş oldu. Logolar ve yazılar renklendi, daha hareketli şarkılara yönelik beste çalışmalarına başlanıldı.

İşte Köhne Grubu’nun iki değerli solisti Görkem ve Okan ile gerçekleştirdiğim röportajımız…

Merhaba, öncelikle “Köhne” nasıl kuruldu? Müzik yapmaya nasıl karar verdiniz? Bize kısaca grup üyelerinden ve kendinizden bahsedebilir misiniz?

GÖRKEM: 2005 senesinde Okan ile müzik sayesinde tanıştık. Bir mağazada çalışıyorduk ve ikimizin de gitar çalıyor olması birbirimizin ilgisini çekti. O zamanlardan itibaren birlikte çalıp söylemeye başladık. Kendi bestelerimiz zaten her daim vardı. Grup aşamasına gelme süreci aslında Barış’ın davullara merak sarması ile başladı. Artık ritim tutabilen, yeterli bir hale geldiğini gördüğümüzde, kendimize, “Biz neden bir grup kurmuyoruz?” sorusunu sorduk. Böylece 2015 senesinde resmen başlamış olduk. Grup elemanlarının tümünden bahsedecek olursam;

Okan Turhan, klavye ve solist rollerini üstleniyor. Ayrıca beste yaratıcılarından birisidir.

Barış Tokatlıoğlu, öncelerde davullarda görev alsa da 2018 yılında solo gitarist olarak rol değiştirdi. Ayrıca geri vokal ve tüm kayıtlarımızı da o yapıyor.

Ben Görkem Kayış, ritim gitar ve solist rollerini üstleniyorum. Ayrıca bestecilerden biri de benim.

Batın Uysal, kendisi grubun bas gitaristi ve şarkıların aranje kısmında çok iyi yönlendirme yapan, ayrıca önemli bir müzik bilgisine sahip bir üyemizdir.

Serdar Yıldırım’ da grubumuzun davulcusu. Ona da müziklerin ritimlerine karar vermek konusunda çok iş düşüyor.

Alternatif Rock, Synthwave yolculuğuna, “Köhne” olarak yola çıktınız.  Peki, neden, “Köhne”?

OKAN: Köhne’nin belli bir sebebi yok bence. Gruba isim arayışımız sırasında bir abimizin tavsiyesiyle bu isme karar verdik. Grup kurulmadan yıllar önce yaptığımız ama bir türlü profesyonel kaydını tamamlayamadığımız, bizim için çok değerli ama “köhne” olmuş olan veya “köhne” bir yerlerde olan şarkılarımız vardı. Bu şarkıları artık gün yüzüne çıkarmanın vakti gelmişti ve “Köhne” ile bu anlamda bir bağlantı kurduk isim içimize çok sindi. O gün bugündür Köhne’yiz.

“Köhne” olarak sizleri ilk “Tek Kelime” şarkısıyla tanıdığımızı söyleyebiliriz. Müziğinizi gözler önünde yapmaya başladıktan bu ana kadar geçen süreçte yaşadığınız zorluklar var mı, varsa nelerdi ve nasıl başa çıktınız?

OKAN: Tabii ki bizim de yaşadığımız zorluklar oldu. Ancak insan sevdiği bir uğraşta karşılaştığı zorlukları zorluk olarak görmüyor. Örnek olarak bir saatlik bir prova için bile ağır stüdyo ekipmanlarını oradan oraya taşımak birçok insana zor gelebilir ama bu bizim için bir eğlence. Geceli gündüzlü tüm hafta sonunuzu bir odada geçirip bir şarkı üzerine çalışmakta sıkıcı gelebilir ama bizim için öyle değil. Zaman zaman hayal kırıklıkları, karşılaştığınız insanların profesyonel olmaması, yaptığınız işlerin istediğiniz gibi gitmemesi gibi birçok zorlukla karşılaşabiliyorsunuz. Ancak yaptığımız işe ve kendimize güvenmemizin sayesinde bunların hepsinin üstesinden gelebiliyoruz. Karşılaştığımız her zorluk bize ayrı bir tecrübe katıyor ve bunu zorluğu aşarak yolumuza çok daha kararlı ve istekli bir şekilde devam ediyoruz.

Müzik tarzınızı, Synthwave olarak tanımlayabiliriz. Şarkılarınızda birden fazla duyguyu aynı zamanda hissedebiliyoruz. Sözleri yazarken size ne ilham veriyor? Bu süreçteki hedefiniz yaptığınız müzikle her türden dinleyicinin ruhuna dokunabilmek midir, acaba?

GÖRKEM: Okan ile benim beste yapma tekniklerimiz biraz farklı. Ben daha önceden hazırladığım bir şarkı sözüne müzik buluyorum. Okan ise daha önce bulduğu bir müziğe söz yazıyor. İlham faktörüne gelirsek, o anki ruh hali veya çevremizde cereyan eden olaylar bile buna etken olabiliyor. Zaten şarkı yapayım diye oturduğunuzda ortaya pek sağlıklı projeler çıkmıyor açıkçası.

Birden fazla duyguyu hissedebiliyor olmanız ve bestelerin tek bir kalemden çıkmıyor olması ise zenginlik katıyor.

Dinleyicilerin ruhunu okşayan sözler hanginizin yüreğinden dökülüyor, merak ediyorum. Sözler ve besteler hangi grup üyelerinize ait, diye sorsam?

OKAN: Kendi adıma beste yapmak benim için daha eğlenceli ve kendimi bu alanda daha başarılı buluyorum. Bizde kaliteli sözler genelde Görkem’den çıkıyor. Söz yazma görevini genelde o üstleniyor. Sözü ve müziği bana ait olan veya Görkem’e ait olan şarkılarımız da var. Ama tekniklerimizi birleştirdiğimizde de genelde daha kaliteli işler ortaya çıkıyor. Grup üyelerimizden Barış ve Batın’ın da kendilerine ait besteleri var ve onlar da bu konuda oldukça başarılılar.

Şarkılarınızın adları biz dinleyicilere şarkının duygusunu ve hikâyesini anlatıyor. Şarkı isimlerini nasıl seçiyorsunuz?

GÖRKEM: Şarkı isimleri genelde sözlerdeki en vurucu kelimelerden seçiliyor. Tabii ki platformda yayınladığınızda ilgi çekici olması da buna etken.

Pandemi süreci birçok sektörle birlikte sanat dünyasını da olumsuz yönde etkiledi. Peki, Köhne grubu bu süreçten nasıl etkilendi?

OKAN: Tabi ki tüm müzisyenler gibi biz de bu süreçten olumsuz etkilendik. Pandemiden önce sahne aldığımız bir kaç mekân vardı. Ancak pandemiyle birlikte gelen kapanma, tüm sahne performanslarımızı ertelememize veya iptal etmemize neden oldu. Başarılı ve beğenilen işler yapabilmek için bir müzik grubu olarak sıkça bir araya gelmeniz, provalar yapmanız, projeler üzerinde saatler harcayıp kafa yormanız gerekir. Tabi pandemi süreci bunlara da pek imkân vermedi. Neyse ki pandeminin azalmasıyla kaldığımız yerden tüm hızımızla devam ediyoruz.

Aktif olarak canlı müzik yaptığınız bir mekân var mı?

GÖRKEM: Biz aktif olarak sahne almaktan ziyade, mini konserler vererek ilerliyoruz.

Sahne aldığımızda beste çalışmalarımızın yavaşladığını, enerjimizin sahneye ve provalara gittiğini fark ettik. Daha iyi şarkılar çıkarabilmek için zihnimizi yormamayı daha doğru buluyoruz. Konsantrasyonunuzu ve odak noktanızı canlı müziğe aktarırsanız, üretkenliğiniz epey sekteye uğruyor.

Sahne öncesi kendinizi fiziksel veya ruhsal olarak iyi hissetmek adına yaptığınız ritüelleriniz var mı? Varsa nelerdir?

OKAN: Açıkçası bir ritüelimiz yok. Biz her sahne öncesine haftalar öncesinden hazırlanmaya başlarız. Sıkça provalar yapar, repertuvarımızı ve sahnedeki rollerimizi belirleriz. Sahne günü geldiğinde de sahneden önce bir araya gelir birlikte iyi bir enerji yakalamaya çalışırız. Sahnede enerjik olmak için öncesinde bol sohbet ve kahkaha bizim için yeterli:)

Sizin için yeri çok özel olan ve hep hatırladığınız bir konser anınızı bizimle paylaşır mısınız?

GÖRKEM: Sanırım ilk konserimizi unutamam. Dedemin cenazesinin olduğu gündü. Mekân ile de anlaşmıştık. İptal etmedik. Bir bakıma da hayat devam ediyordu işte. Trajikomik olanı sadece 5 kişi falan gelmişti. Sayı olarak çok kötüydü belki ama o 5 kişi ile öyle çok eğlendik ki sahneden inmek bile istemedik. Onlara da buradan teşekkür edelim.

“Köhne” olarak sizin kitleniz kim ve siz kimlere ulaşmak istersiniz?

GÖRKEM: Dürüst olmak gerekirse 80’ler pop soundları her kesime hitap etmeyebilir. Hedefimiz tabii ki daha çok genç kesim. Fakat sözlerimizde hafif bir arabesk te olduğu aşikâr. Dolayısı ile kim kendinden bir parça bulursa şarkılar onun olsun diyoruz. Bazen hiç ummadığımız yaş gruplarından insanların inanılmaz güzel tepkilerini alıyoruz. Bu da bizi çok mutlu ediyor.

Sadece bir müzik grubu musunuz? Müziğin dışında uğraşlarınız var mı, varsa nelerdir?

OKAN: Bizler aynı zaman da birer beyaz yaka çalışanıyız. Görkem ile yıllarca aynı sektörlerde çalıştık. Hâlâ da işlerimiz birbirine çok yakın. E-ticaret sektöründe çalışıyoruz. Serdar kendi işinin patronu (ne iş yaptığını ona da sorarız). Barış yeni mezun ve henüz özel sektörün gazabına uğramadı. Batın ise İTÜ’de son yılını okuyor, yakında Mühendis olacak.

Yeni şarkınız, “Eksiktir” yakında piyasadaki yerini almaya hazırlanıyor. “Eksiktir” in bir çıkış hikâyesi var mı? Gelecek olan tepkileri merak ediyor musunuz?

OKAN: Tabi ki çok merak ediyoruz. Bizim için her yeni proje yeni bir heyecan. Her şarkımız sanki bizim çocuğumuz gibi… Onlara çok emek veriyor ve iyi bir gelecek yaratamaya çalışıyoruz. Gelecekte nerede olacaklarını nasıl tepki göreceklerini çok merak ediyoruz.

“Eksiktir” bizim son göz nurumuz. Belli bir hikâyesi var diyemem ama başka bir şarkı üzerine çalışıyorken çıkan bir şarkı. Genel olarak kadın - erkek ilişkilerinden ve çatışmalarından sıkılan birinin sözlerini ve hislerini dile getiriyor. Müziği Barış’a ait. Bana dinlettiklerinde çok beğendim ve üzerine söz yazmaya karar verdim. Sonuç olarak çok güzel ve içimize sinen bir çalışma oldu. Umarım sizler de beğenirsiniz.

2015 yılında, “Köhne” olarak yola çıktınız. Zaman içinde ne gibi değişimler yaşandı, biraz bahseder misiniz?

GÖRKEM: Öncelikle zaten müzisyen sayımızda artış oldu. 3 kişi iken 5 kişi olduk. Piyasaya girdiğimizde yepyeni insanlarla, harika müzisyenlerle, mekân sahipleri ve organizatörlerle tanıştık. Zaman içerisinde yarışmalar, röportajlar, konserler, besteler, albümler derken, sadece bir hobi gibi başladığımız bu oluşum, bir maceraya dönüştü. Artık “Köhne” başlı başına bir marka gibi. Dijital platformlarda yeri olan, kendine ait bir web sitesi ve yerleşmiş bir tarzı olan bir grubuz. Daha da çok şey değişecek ve umarım çok güzel yerler göreceğiz. Yeşim Hanım, sizler gibi önemli insanların da desteği ile hep birlikte yükseleceğimize inanıyorum. Çalışkanlığınız ve bunun sonucundaki başarılarınız azımsanamayacak kadar çok. Bu yolla da teşekkürlerimizi iletmiş olalım.

Müzik ve sahne yolculuğunda bundan beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

OKAN: Bence biz hâlâ yolun çok başındayız. Henüz bebek adımlarımızı tamamlıyoruz. Ancak önümüzde uzun bir yol var. Müzik anlayışımız ve kullandığımız teknolojiler her gün biraz daha gelişiyor. Bu yolu bundan sonrası için çok daha hızlı bir şekilde kat edeceğimize inanıyorum. Yaptığımız müziğin kaliteli olduğunu düşünüyorum. Şarkılarımız beğeniliyor ve insanlar tarafından paylaşılıyor. Bu da bizleri çok mutlu ediyor. 5 yıl sonrasına bakacak olursam ben kendimizi artık Türkiye’de marka olmuş bir grup olarak büyük bir sahnede binlerce insana şarkılarımızı söylerken görüyorum.

Son olarak tek cevaplık sorular sormak istiyorum.

GÖRKEM:

Müzik: Nefes almak.

Beste: Yaşanmışlık ve izlenimlerin ruhsal dışavurumu.

Sahne: Birlikte kürek çekilen bir gemi.

Konser: Sevgi, heyecan ve mutluluğun paylaşımı.

Başarı: Amaç ve gurur.

Köhne: Köhne, ben. Ta kendim. Kendime verdiğim değerin yansıması.

İnsan için gıdanın anlamı ne ise müzikte ruh için aynı anlamı taşımaktadır. Tarih boyunca insanlar ve toplumlar arasındaki duygu ve düşüncelerin anlatımında iletişim bakımından kullanılan en etkili yöntemdir, müzik. Biz de şarkılarıyla ruhumuzu besleyen, “Köhne Grubuna”, “Müziğiniz hiç susmasın” diyor, başarılarının alkışlarla devam etmesini diliyoruz.

RÖPORTAJ: YEŞİM DEĞER ÜSTÜNKAYA