RÖPORTAJ: AZİZ KARATAŞ

Türkiye’de gönüllük öğretmeni denince ilk ‘İşkolikliğim; gönüllülüğün, yazmanın ve eğitmenliğin mutluluğu içinde sürüyor.’ Diyen İnal Aydınoğlu Hocamız gelir akla. Bu güne kadar kurduğu Gönüllü Hizmet Vakfı ve Gönüllü Platformu’nda sayısız sosyal sorumluluk projelere imza atmış ve gönüllük esasına dayalı birçok başarılı kitaplar kazandırmıştır edebiyatımıza… Biz de Önce Vatan Gazetesi olarak bu hafta değerli Hocamızla bir araya gelerek gönüllük esaslarını ve vakıf hizmetlerini konuştuk…

Bize İnal Aydınoğlu kimliğinin oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Gaziantep’in en ünlü ve varlıklı insanlarından birinin sekizinci çocuğu olarak doğdum. Babam ne servetin ne de şöhretin parıltısına dayanamamış ilkokula başlayacağım dönemde iflas etmişti. Oturduğumuz (ev) dahi alacaklılara teslim edilmişti. İlkokulu, ortaokulu, liseyi hep çalışarak okudum. Üniversiteye başladığım yıllarda iş ararken bir öneri ile ikinci sınıfa geçtiğim yıl ticarete başladım. Ticaretin kazancını, zararını, iflasını, her şeklini yaşayarak tam 51 yıl ticaret yaptım. Günde 13-14 saat çalışan bir işkolik olmuştum.

37 yaşında gönüllü bir kuruluşa katıldım. Hayatım anlam kazandı, huzurum, sevincim, bereketim arttı. Yine günde 13-14 saat çalışıyordum ama bu sürenin yarısını gönüllülüğe ayırıyordum. Son sekiz yıldan beri ise %100’ünü gönüllülüğe ayırıyorum.

Yazmaya ne zaman başladınız? İlk yazı anınızı paylaşır mısınız?

Ben gönüllülüğün ürettiği bir insanım. Kadıköy’de kurucusu olduğum bir vakıfta 3000’i aşkın gönüllüye eğitim vermiş ve 16 mahallede gönüllü evleri ve mahalle gönüllülerini kurmuştuk. Her yıl binlerle ölçülen hizmetler yapıyorduk ve Kadıköy’ün sosyal yaşamında en etkili kurum KASDAV olmuştu. Kadıköylüler arasındaki iletişimi artırmak amacıyla yerel bir gazete yayınlamaya karar verdik.  Yayınlanan ilk yazım “Neden Gazete Kadıköy” oldu. Tam 16 yıl her hafta bu gazetede yazdım. Sonra Milliyet’te ve birçok dergide, gazetede yazılarım yayınladı. Bu tiryakilikle 20 yılda 13 kitaba ulaştım. 

Hayatınızda aldığınız en iyi karar?

Hayatımda aldığım en isabetli karar; yaşamımı gönüllülüğe, yazmaya ve eğitmenliğe adamak oldu. 

Aldığınız en iyi tavsiye?

Yaşamım boyunca aldığım en iyi tavsiye gönüllülüğe davet oldu.

Yazarların toplumda ki görevleri nelerdir?

Yazarlar kendi uyguladıkları, yaşadıkları, mutlu oldukları yolları bu inanç, anlayış ve deneyim zenginliği içinde okurlarına sunmalıdırlar. 

Gönüllülük üzerine birçok çalışmalar yaptınız? Sevgi, yaşam, mutluluk üzerine on üç kitap yazdınız. Bu başarınızı ve enerjinizi neye borçlusunuz? 

Ne denli başarılı olduğumu bilmiyorum ama mutlu ve yaşamımdan çok memnun olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Daha çok yazmak ve gönüllülük yolunda daha çok çalışmak için büyük heyecan duyuyorum. İşkolikliğim; gönüllülüğün, yazmanın ve eğitmenliğin mutluluğu içinde sürüyor. 

Biraz kitaplarınızdan bahsedelim… Bize kitaplarınızın içeriğini anlatır mısınız?

Ben ne akademisyen ne de araştırmacıyım. 10 yıl ticaret eğitimi görmüş, 51 yıl ticaret yapmış bir insanım. Tek çabam; daha çok sevmek, vermek, paylaşmak ve hiçbir karşılık beklememek üzerine. Bu nedenle tüm kitaplarımın ana konusu sevgi ve gönüllülüktür. 

İmza günleri ve etkinlikler düzenliyor musunuz? Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler? 

Yayınlanan her kitabım ilk aylarda D&R ve önemli kitapçılarda okuyuculara sunulur, imza günleri yaparız. Daha sonra internetten satış yapan kitapçıların büyük bir bölümünde bulunur.

Sizce mutlu yaşamın gizli sırrı nedir?

Mutlu yaşamın gizli sırrı olmamalı. Mutluluk yolunu bulan anlatmalı, örnek olmalı. 13. kitabımın ismi “Ruhsal Değerlerimizin Aydınlığında İyi Yaşamak ”tır. Bir insanın iki dünyası vardır. Birincisi içinde yaşadığımız dünya, ikincisi iç dünyamızdır. Bu dünyadaki imtihanımız dünya değerlerinin esareti altına girip girmememizle ilgilidir. Dünyasal şeyler sınırlıdır. Aklımız, bedenimiz, nefsimiz dahil dünyasal tüm varlıklardan bir tekini bile alıp birlikte götürme olanağımız yoktur. Ruhumuzun değerleri ise sevgi, şefkat, merhamet, hak, hukuk, adalet gibi yüce değerlerdir ve sonsuzdur. Dünya hayatında mutluluğu bulabilmek ve iyi yaşama ulaşabilmek ancak dünyasal değerleri ruhumuzun ışığı ile aydınlatmak, kalp ve akıl dengesi içinde yaşamakla mümkündür.  

Gönüllü Hizmet Vakfı ve Gönüllü Platformu’nun bir kuruluş hikâyesi var mı? Nasıl oluştular? 

Gönüllü Hizmet Vakfı; dünyada kazandığımız maddi, manevi değerler ile eğitime, kültüre, sanata hizmet amacıyla kurulmuştur. 10 yıl içinde, Ataşehir’de 21 salonu olan bir kültür merkezi, Çorlu’da 42 derslikli bir ortaokul, Gaziantep’te 35 er derslikli bir ilkokul, bir ortaokul, 8 derslikli bir anaokulu, Kurtköy’de 29 derslikli bir Fen Lisesi, 300 yataklı bir öğrenci yurdu yaparak gençlerimizin hizmetine sunduk. 24 derslikli bir Sosyal Bilimler Lisesi’ni bağışlamak üzere protokolümüzü yaptık.

Gönüllü Platformu ise, gönüllülük duygusunu geliştirmek, yaygınlaştırmak için kuruldu. Facebook, Twitter ve Instagram’da 30.000’i aşkın takipçisi ile gönüllüleri eğitmeye, gönüllü kuruluşlar ile gönüllüler arasında iletişim kurmaya çalışmaktadır.  

Size gönül elçisi diyebilir miyiz? 

Hiç “Gönül elçisi” diyeni duymadım ama bir süreden beri yazılı ve sözlü medyada “Türkiye’nin gönüllülük öğretmeni” diyorlar. Ben de böyle yaşamaya çaba sarf ediyorum.

Bundan sonraki hedefleriniz neler?

Hiç hız kesmeden yeni hizmet projeleri yapmak, yeni gönüllüler yetiştirmek, daha iyi bir gönüllü lideri olabilmek, yeni proje grupları oluşturmak, yazmak istediğim daha çok şey var, yazmak, yazmak…

Yazar olmaya nasıl karar verdiniz? 

Karar vermeden oldum. Yazdıkça daha çok sevincine ve mutluluğuna ulaştım.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir? 

Gönüllülüğü insanlığın kurtuluş, barış ve mutluluk yolu olarak görüyorum. Hayrına ve yararına inanıyor, yazıyorum.

İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi? 

Yoğun iş yaşamımın arasında yazar olabileceğimi hayal dahi etmemiştim. Çevremden ve öğrencilerimden teşvik geldi.

Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir? 

Bir süreden beri spiritüel yazarları okuyorum. İlk hocam rahmetli Ergün Arıkdal’dır. Echart Toll, Luis Hay ve daha nice spiritüeller…

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz? 

Masadan başka yerde yazamam. En verimli olduğum zaman, üniversitelerin tatile girip, kurslarımın kapandığı yaz mevsimidir.

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı? 

Yazarken yaşadığımı ve mutlu olduğumu hissediyorum. Sağlığım elverdiği sürece yazmayı düşünüyorum.

Yeni kitap çalışmalarınız var mı? Varsa çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

14. kitabımın ismi “Cömertlik”. Mart veya Nisan 2019’a yetiştirmeyi planlıyorum.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Kadıköy Kültür Sanat derneğinin kurucusuyum. Bir süreden beri başkanlığını yapıyorum.

Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan yazar olmak ister miydiniz? Neden? 

Hiçbir arayışa girmeden öğretmen ve yazar olabilmek için çalışırdım. Gönüllülüğü hayatımın lezzeti ve mutluluk kaynağı olarak korurdum.

Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz? 

Okur sayısını artıracak yolları arardım.  

Türkiye’de kitap yayınlatmak zor mudur? 

Zor, maddi manevi fedakârlık istiyor.

Hedefinizi nasıl daha açık, net ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz? 

Kendimizi tanımaya çalışmak ve yeteneklerimiz üzerine eğilmek kestirme yol.

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu? 

Mutluluk.

Son olarak, yazar olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Kendi yol felsefenizden önerileriniz var mı?

Çok iyi bilmediğimiz, inanmadığımız, içinde yaşamadığınız, deneyim sahibi olmadığınız şeyleri yazmayınız.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…