Sizi tanıyabilir miyiz? Özhan Varyok kimdir?

Öncelikle merhaba. 1988 Ankara doğumluyum, eğitim öğretim hayatımın bir kısmını Ankara'da bir kısmını da Antalya'da tamamladım. Üniversite tahsilimi Kamu Yönetimi bölümü üzerine yaptıktan sonra sinema televizyon bölümünü de okumaya karar verdim ve eğitimime hala devam etmekteyim. Araştırmayı, öğrenmeyi, keşfetmeyi kısacası bilgi ışığında yaşamayı seviyorum. Sektöre girişim lise son sınıfa tekabül ediyor ve genç yaştan itibaren çalışıyorum.

2007 yılında Star Tv’de yayınlanan ‘Dağlar Delisi’ adlı dizide rol alırken neler hissettiniz? Dizide nasıl bir karakteri canlandırıyordunuz? 

Öncelikle bu proje benim ilk projemdir ve o role seçildiğimde tarifi mümkün olmayan bir heyecan, sevinç ve bunun yanı sıra panik yaşadım. Setin ilk günüydü hiç unutamam nasıl bir ortamın içerisine gittiğimi bilmeden adeta sudan çıkmış balık gibi olduğum kısa süreli anlar yaşadım. Sonrasında ise başrol oyuncularından olan sevgili ağabeyim, arkadaşım, dostum Volkan Keskin'in setteki o naif ve mütevazı davranışlarından sonra sete çok daha iyi adapte oldum. Dizide bir holding binasının güvenliğini sağlayan karakteri canlandırıyordum.

2010’da Samanyolu Tv’de izleyiciyle buluşan ‘Boşanmak İstemiyorum’ adlı programdan bahseder misiniz? Program, izleyici kitlesine neler anlatmaya çalıştı?

Bu proje toplumun kanayan yarası haline gelen, isminden de anlaşıldığı üzere boşanmaları konu alan ve çoğu zaman ailelerin dağılmaması yeniden bir bütün olmasını sağlamaya çalışma üzerinden giden ve hedef kitleye de bunu anlatmaya çalışan bir projeydi. Çok ağır bir rol üstlenmiştim bu projede ve uzun bir çekim sürecinin ardından 3 gün üst üste yayınlandı ve gerçekten çok yorucu bir set haftası geçirdiğimi hatırlıyorum.

Kanal D’nin sevilen dizisi Arka Sokaklar’da rol almak sizin için nasıl bir duyguydu? Set ekibi ve usta kadrosuyla izleyiciden tam not alan bu dizi, oyunculuk yaşamınıza neler kazandırdı?

Bu diziye konuk oyuncu olarak katılmamın hikayesi de oldukça enteresandır aslında. O dönem menajerliğimi yürüten ajans sahibi benim için Ezel dizisi ile görüşme halindeydi ve Arka Sokaklardan uzun soluklu bir rol geldiğinde bunu cv ve iyi bir deneyim olabileceğinden dolayı hiç düşünmeden kabul ettim. Setin 3. günü Zafer Ergin nam-ı değer Rıza Babanın karşısına geçtiğimde göz göze geldik ve o an tüm ezberlerimin bozulduğunu, onun gözündeki ustalıktan elimin ayağımın titrediğini hissettim. Ekipteki bütün ustalarla diyaloğumun, olması onlarla oynamak gerçekten benim için güzel bir tecrübe idi.

Şimdiye değin sizi sadece sinema ve dizi projelerinde gördük. Bir tiyatro oyununda rol almayı hiç düşündünüz mü? Tiyatroya dair neler söylemek istersiniz bizlere?

Tiyatro şüphesiz ki oyunculuğun mutfağıdır. Ben yıllardır kendimi hazır hissedemediğim için bir tiyatro oyununa dahil olmadım lakin tiyatro izlemeye çok sık gidiyorum diyebilirim.

Oyunculuk kariyeriniz için destekçim dediğiniz isimler var mı?

Bu sorunun cevabını annem ve babam olarak cevaplayabilirim, samimi olmak gerekirse bu alan birinin desteğini almadan sadece yeriniz de sayabileceğiniz bir zemin. Bu sebepten mütevellit her şartta bana destek olacak birisinin olmasını isterdim lakin öyle birisi yok. Bazen iyi ki yok dediğim anlar da oluyor. Bir gün bir yerlere gelirsem eğer kimse kendine pay çıkarmaz bu da ayrı bir onur ve gururdur benim için.

Kamera karşısında daima başarılı ve hafızalardan kolay kolay silinemeyecek bir oyuncu olmak için hangi yolları izliyorsunuz? Meslektaşlarınıza bu konuda neler söylemek istersiniz?

İlk olarak yaptığımız iş çok yorucu ve ayakta kalmak gerçekten bazen güç duruma dönüşebiliyor. Bunun için evvela bu işi çok ama çok sevmek gerekir. Severek yaptığınız işi icra etmek ise daha da kolaylaşır, başarı ve kalıcı olmak istiyorsanız öncelikle işinizi çok sevip bununla eş değer de işinize saygı duymanız gerekir. Disiplinli ilerlediğiniz takdirde başarı kendiliğinden mutlaka gelecektir. Meslektaşlarıma ve arkadan gelen nesle de tavsiyem bu işi aşk ile yapmaları gerektiği olur.

Samanyolu Tv’nin unutulmaz dizilerinden ‘Şevkat Tepe’de rol alırken içinizde hangi duygular size eşlik etti?

Konya' da çekilen bu dizinin kadrosuna dahil olduğumda yine çok heyecanlı bir maceraya doğru yola çıktım. İlk defa rütbeli bir asker rolü oynamak gerçekten gurur vericiydi. Sahneler çekilirken rolün içine girmek ise gerçekten tarifi mümkün olmayan gururla dolu bir his hali. Çünkü o üniformalar içerisinde kendinizi çok farklı bir duygu olan vatan aşkı içinde hissetmeniz kaçınılmaz.

Size göre oyunculuk nedir, nasıl tanımlanmalıdır?

Bana göre oyunculuk sanattır ve sanatçı halka, topluma örnek davranışlar sergileyerek işini icra etmesi gereken kişidir.

Bizlere ‘Kalbimdeki Yabancı’ adlı diziden söz eder misiniz? Neyi ele alıyordu? İzleyiciden gelen tepkiler nasıl oldu?

Kadın drama üzerine yine toplumun kanayan yarası olan kadına şiddeti ele alan ve tamamıyla bunu işleyen projeydi. Türk-İran ortak yapımı olmasından mütevellit ilk olma özelliği taşıyordu. İran'dan çok olumlu tepkiler almasına rağmen Türkiye'de yayına geçememiş ve izleyici ile buluşamamıştır.

Yeni projeleriniz var mı?

Yeni projelerim var tabi ki. Reytingleri bir hayli yüksek olan iki dizi (isim veremiyorum) yeni başlayacak ve Star tv’de yayınlanacak bir dizi projesinin cast direktörleri ile görüşme halindeyiz. Bunun haricinde çekimleri Antalya’da yapılacak bir sinema filminin başrol görüşmesine menajerim tarafından başlanmıştır. Olumlu sonuçlanmaları durumunda resmi sosyal hesaplarımdan sevenlerime duyuracağım.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Herkesin bu sektöre önem vermesini, ayakta kalabilmesi ve başarılara ulaşması için bilinçli olarak katkı sağlaması gerektiğini söylemek istiyorum. Ne kadar fazla tiyatro ve sinema izlemeye giderlerse o kadar çok hem sektöre hem de kendilerine katkı sağlayacaklarını düşünüyorum.
Sevgiler…

Röportaj: Ayşenur Mama