2005 yılında "Rica Ederim" adında albüm çıkararak kendisini bizlerle buluşturan, çocukluğundan bu yana müzikle iç içe büyümüş, besteleriyle onlarca şarkıcıya şarkılar vemiş, beste yapmanın "Çok fazla hayal gücü istediğini" belirten ve saymakla bitiremeyeceğim ülkemizin önemli isimlerinden biri Tan Taşçı... Ben de Tan Taşçı ile bir araya gelerek kendisine dair bilmediğiniz bir çok konuları sizlerle paylaşıyorum. Önce güzel yüreğini tarafıma açıp tüm samimiyetiyle bana vaktini ayıran Tan Taşçı'ya, sonra tüm ekibine ve bu röportajı yapmamı sağlayan herkese yürekten teşekkür ediyorum… 

İşte TAN hakkında bilmedikleriniz...

* 7 sene önce yazdığı "HATİCE" şarkısını geçtiğimiz günlerde bulduğunu açıklayan TAN, "Bulduğum HATİCE'yi bitirdim" dedi…

* Çoğu ayrılık zaten severek gerçekleşir. İşte seviyorlar ama "SEVMEK YETMİYOR BAZEN"…

* Nakaratı söylenilen şarkı düet değildir! Bir şarkının düet olması için, karşılıklı beraber şarkıyı söylemek ve neredeyse aynı zaman dilimine ulaşmak ile gerçekleşir…

* On yıl önce "KAFAYI YİYİCEM" deseydim beni döverlerdi. Ama şimdi dedim ve şarkı tuttu…

* Sanat Müziği albümü, Arabesk albümü, Halk Müziği albümü çıkarmak çok istiyorum!

* Küçükken çok sevdiğim "GİTME SEVİYORUM" ve "KURŞUNA GEREK YOK" şarkılarını yıllaarrr sonra söylemek nasip oldu…

* Bir haftadır VEGAN Besleniyorum ve çok mutluyum….

* Astrolojiyi seviyorum ama bağımlı değilim…

Hoşgeldiniz nasılsınız?

Teşekkür ederim iyiyiz. Güneşi özledik biraz...

Neden "Sevmek Yetmiyor Bazen"?

Ne kadar sevsek de yetmiyor. Çok uzun bir şey bunu anlatmak. Bunu anlatmam için, bir kitap yazmam lazım. Albümün adı bu evet, çünkü göreceli… Kimisi çok sevmiştir aldatılmıştır, ya da kimisi çok sevmiştir kaybetmiştir, kimisi çok sevmiştir ama yeterince fedakarlık yapmıyordur sadece seviyordur ama kendinden vermesi gerekenlere gelince bunu yapmıyordur. O yüzden bu cümleyi geniş düşündüm. Çoğu ayrılık zaten severek gerçekleşiyor. Kimse birbirinden nefret ederek ayrılmıyor. Aslında birbirlerini seviyorlar ama ayrılıyorlar. Niye ise inat ediyorlar "ayrılacağız" diye, bitip tükettiğini düşünüyorlar çoğunlukla. İşte seviyorlar ama Sevmek Yetmiyor Bazen…

Nasıl bir çocuktunuz?

Çok duygusal bir çocuktum. Şarkı söylerdim sürekli. Şarkıyı önce keşfettim, komik komik sesler çıkardım ve yavaş yavaş şarkı söylemeyi tanıdım.

20 yaşınızda ilk albümünüzü çıkardınız o günden bu güne neler değişti?

Aslında bende hiçbir şey değişmedi. Çocukken hep şarkıcı gibi yaşadım. Sokakta yürürken bile herkes beni örnek gösterirdi. Annem bakkala gönderirken bile süslenip giderdim. Çünkü bakkal mutlaka beni bir kenara oturtup şarkı söylettirir, konuşur, muhabbet ederdi. Pijama ve terlikle dışarı çıktığım hiç yoktu. Küçükken tatlı bir çocuktum. Okulda da öğretmenlerim hep şarkı söyletirdi. Sokaktaki arkadaşlarım bana hep şarkıcı muamelesi yapardı. Ergenlik döneminde ise iddialı bir popülerliğim yoktu. Fakat öyle bir hayatım oldu ki, hayatımın gidişatı hep belliydi ve büyük sürprizlerim olmadı. "Albüm yapayım, hayatım değişsin" düşüncem hiç olmadı. Albümüm çıkınca da çok şaşırmadım. Çünkü o bir gün olacaktı. O gün günü gelmişti ve olmuştu. Sanki en başından beri bu işi yapıyormuş gibiydim diyebilirim.

İlk albümünüzü 2005'te yani 13 sene önce çıkardınız. 13 sayısı kimi kişiler için çok uğursuzluk getirildiği düşünülürken, kimileri 13'ün güzel enerji verdiğine inanır, siz ne düşünüyorsunuz?

Cuma ise uğurludur (gülmeler) 13 iyidir Elif. Ciddi 13 sene olmuş! Beni gömelim artık. Kapatalım beni (gülmeler) Öyle rakamlarla ilgili hiç takıntılarım yok.  Ama astroloji ile ilgileniyorum. Bilim ile alakalı olan şeylere ilgiliyim gerçekten. Dediğim gibi rakamla ilgili inançlarım yok. 

Bir çok kişi ile  çok başarılı düetler yaptınız, düetler hala devam edecek mi?

Bazıları şarkılar düet değil aslında. Bizler de biraz kavram karmaşası var. Şarkı verdiğim isimler mesela muvafakatnamede özellikle belirtmek zorunda kalıyorum ki yanına düet gibi yansıtılmasın diye. Şarkıyı veriyorum ve belirli yerlerde sesimi kullanabiliyoruz. Aranjmanlarını yaptığım için belirli şarkılarda bir nakaratı o sanatçılar için okuyabiliyorum. Aslında bu düet anlamına gelmiyor. Yani tüm olay, şarkıda herhangi bir enstrüman gibi Tan'ın sesini de kullanabiliriz düşüncesi. Bir şarkının düet olması için karşılıklı beraber şarkıyı söylemek ve neredeyse aynı zaman dilimine ulaşmak ile gerçekleşir. Mesela Demet Akalın'ın "Çanta" şarkısı bir düet değil. Öyle bir algı yaratıyor ama değil. Bu şarkıya beraber bir klip çektiğimiz için beraber bir çalışma, ama teknik anlamda düet sayılmaz. Keza Ebru Yaşar ile yaptığımız "Cumartesi" şarkısı da düet sayılmaz. Aslına bakarsak az düetlerim var. İzel ile başlayan bir düet var "Söyleme" şarkısına ait. Ve Serdar Ortaçla var "Benim Gibi Olmayacak". Sonrasında da en son Harun Kolçak ile "Gitme Seviyorum" şarkısına var. Kimseye ayıp olmasın tam hatırlayamadım ama üç düetim var diye biliyorum. 

Bu "Sevmek Yetmiyor Bazen" albümünüzdeki tüm şarkılar size ait değil mi ?

Evet, bu albüm için özellikle beste yaptım. Çünkü coverların tadı kaçtı. Evet güzel oluyor ama peki bizden on sene sonra hangi şarkılar söylenecek? Yine mi onlar coverlanacak? On sene sonra cover yapılması için, yeni şarkıların bugün yapılması lazım. Yeni besteler, yeni sözler… Mesela senin aşkını anlatacak bir şeyleri bugünün diliyle insanlara anlatmak zor onunda zamanının gelmesi lazım… On yıl önce "Kafayı Yiyicem" deseydim beni döverlerdi. Ama şimdi dedim, şarkı tuttu:) Bu sözler on yıl öncesinde olsaydı "Deli misin" derlerdi. O yüzden günümüzün güncel anlatım diline, anlayışına ihtiyacımız var. Kısacası yeni şarkılara ihtiyacımız var.  İşin aslı albümümde de kolaya kaçmadım. Cover yapmak eskileri almak özellikle benim açımdan kolaya kaçmaktır. Biliyorum ki güzel okuyacağım, çok basit bir iş olacak ama doğru değil.  Şuan play list doldurup, on şarkı koyup, hepsini güzelce okuyup da bir albüm çıkarabilirdim. Tutabilir de ama doğru olmazdı...

Pop sanatçı olmanıza rağmen hem Sanat müziği hem de Arabesk şarkılar söylediniz. Halk müziği ile de karşımıza çıkar mısınız?

Tabii ki çok istiyorum. Sanat müziği albümü, arabesk albümü, Halk müziği albümü çıkarmak çok istiyorum. Bir proje daha var aklımda zamanı gelince söylerim. Ama ne kadar çok şarkı varsa hepsini ben söylemek istiyorum. Bu ara öyle bir enerjiye sahibim. Ne varsa okumak istiyorum. Tabi buna prodüktörlerin izin vermesi, yapım şirketlerinin onaylaması, zamanlamanın izin vermesi lazım. İnşallah ömrümüz, sağlığımız yeterse yapacağız. 

Sevgili Harun Kolçak, buradan kendisine de sevgilerimi iletiyorum "Çeyrek Asır" adında düet albüm çıkardı, orada "Gitme Seviyorum" şarkısını sizinle dinledik. Şarkıyı siz mi seçtiniz?

Evet ben seçtim, farkında olmadan taaa yıllar önce çocukluğumda seçtim. Çok seviyordum albümdeki o şarkıyı. Ve ilk şarkı söylemeye başladığım dönemlerde hep sahnelerde söylüyordum. Sonra bu yıllara geldik her konser programımda aklıma geliyordu mutlaka söylüyordum. Sonra bir gün Harun beni aradı "Tan" dedi "Biz albüm yapıyoruz. Sen de gel, Gitme Seviyorumu söyle" dedi…

"Şimdi düşünüyorum da çocukken hangi şarkılara aşık olmuşsam, onları şimdi okuyorum" 

Evet o şarkılar karşıma çıkıyor. Bunun için özel bir çabam olmuyor. Sadece zamanında çok sevdiğim şarkılar. Bunlardan birisi de "Kurşuna Gerek Yok" biliyorsun ki Ahmet Selçuk İlkan'ın yeni çıkan albümünde bir çok sanatçı bu albüm için şarkı söyledi ben de "Kurşun"u okudum. Hiç aklıma gelmezdi. Ben çocukken hangi şarkıyı sevmişsem karşıma çıkıyor işte çok ilginç. Kurşunu İbrahim Tatlıses'ten çok dinlerdim.  Tam böyle güzel çocukluk zamanında, insanın o güzel yaşamı o kısacık zamanda saklıdır ve sonrasının ne olacağı bellidir. Yarın öbür gün çocuklarınız olursa, o kısa periodun arasında onun geleceğini görebilirsiniz eminim buna. Ben bu şarkının Süper Fm'de çaldığını hatırlıyorum. O zamanlar Süper Fm'in sadece pop değil her tarz müziği çaldığı dönemdi.

Konserler nasıl gidiyor?

Konserler güzel gidiyor çünkü birileri konser yapmak zorunda. Konserleri dolmadığı için şikayetçi olan çok sanatçı var. Sebebi, para kazanmak için şarkı söylüyorlar. Kalabalık olsun ve istedikleri lüksler sağlansın diye şarkı söylüyorlar. Birileri (yapımcı, patron) istediği için şarkı söylüyorlar. Bu şıkları uygulayan herkes mutsuz ve karşısında dinleyici izleyici bulamıyor. Ama biz işimize çok özeniyoruz. Ben şarkı söylemeyi çok seviyorum. Sadece medeni koşullarımızın sağlanması gereken sanatı icra etmemiz için gereken koşulların sağlanması bize yetiyor sahneye çıkmamız için. O yüzden de sevgi ile geçiyor konserlerimiz; ilgi ile geçiyor, güzel geçiyor. Ülkemizin zor zamanlarında bile toplumsal yaralarımızın olduğu dönemlerde bile güzel gişe yapıyoruz. Çünkü o bizim terapimiz. Ben oraya insanları kullanmak, insanları çekip ceplerindeki paralarını sömürmek, şampanyalar patlatmak ya da başka şeyler yapmak için çağırmıyorum. Sohbet etmek, muhabbet etmek, acıları paylaşmak, göz yaşı akıtmak, biraz yüzümüz gülsün, enerji alış verişi yapalım istiyorum. Onlara pozitif ne verebilirim, ne kadar şifa verebilirim şarkı söyleyerek, ya da ne kadar rahatlatabiliyorum hep bu bilinçteyim. O yüzden de ne sahne problemimiz ne de konser sıkıntımız olmuyor çok şükür. 

Beste yazabilmek için bir şey gerekiyor mu?

Mesela bir dolmuş hattına biniyorum, elimde bir manav filesi ve mutlaka dolmuşta "Çiki Çiki Ba Ba" çalması gerekiyor (gülmeler). O şartlar yerine geldiği zaman sözler çıkıyor. (gülmeler) Bilir mi mesela; dolmuşta yerimden kalktım birisi oturdu ben kalkınca yerime gelen kıymetini bilir mi? oradan çıktı mesela, koltuğa dedim ben onu (gülmeler). Şaka bir yana çok farklı bir şey anlatarak gerçekten bu işin içinden çıkılmaz. Bu soruyla çokta karşılaşıyorum Elif ama o an ilham mı geliyor ilhan mı geliyor bilmiyorum. Anlatması çok zor. Birazcık delilik ve birazcık bağlantı istiyor senden. Biraz daha evrensel bağlantı istiyor. Çok fazla hayal gücü istiyor. İlk kural, duygularıyla hareket eden yani beyninin sağ lobunu kullanan bir insan olmalı. Çok materyalist, çok rakamsal, sayısalcılar o hayal gücüne giremiyorlar. Beste yapan insan, senaryo yazan insan buna benzer hayal gücünü kullanan insanlarda bu yoktur. Onun dışındaki ise çok karışık herkesin kendi teknikleri var. Yıldız Tilbe'den Sezen Aksu'ya kadar gördüğüm herkes hep farklı diyebilirim.

"Dur" klibiniz çok beğenildi. Klipteki köpeğin sizin olduğu söylendi. Doğru mu?

Yo hayır değil. Klip için getirdik onu, çok şekerdi fakat biraz yaramazdı çok yordu bizi (gülmeler). Ama köpekler, kedileri, kuşları, ayıları yani hayvanları seviyorum. 

"Bir haftadır VEGAN besleniyorum"

Veganizm iki yıldır okuyup araştırdığım birşeydi. İyice mevzuyu anlayıp benimsedim. Bana yepyeni bir kapı, yepyeni bir macera açtı. Bu da okuyarak ve araştırarak kazandığım birşey oldu. Evet, hayvan yemiyorum artık. Vücudumda çok faydalarını görmeye başladım. Daha önce niye denememişim diye düşünüyorum. Çok kolay doyuyorum. Acıkmıyorum. Hayat enerjim daha yükseldi. Sadece 1 haftalık deneyimle bunu yakaladım. Bu da Harun Kolçak'ın zorlaması ile oldu. Etin çoğu azı yok aslında çünkü hayvanlar hayvandır, insanlar insandır. Canlılar birbirlerini yemezler! Mesela protein ihtiyacımızı hayvanlardan aldığımız söylenir bize peki hayvan nerden karşılıyor? Doğadan! Bir inek yiyoruz inek proteinini nerden alıyor? Oda mi hayvan yiyor? Hayır, ot yiyor. Yani her şeyin özü bitkiden geliyor. Bizler bitkiyle beslenmek için yaratılmış canlılarız. Dediğim gibi bunu araştırdım araştırdım. Sonra dünyadaki başarılı isimlerin ve güzel yaşayan inanlarında vegan olduğunu duyunca çok özendim. Steve Jobs mesela. Sevdiğimiz bazı şarkıcılar da... Ben de bir denemek istiyorum dedim. Ama bu da inan hayvan sevgimle alakalı, keza insan sevgimle de alakalı çünkü "hayvan sevmeyen, insan da sevmez" zaten….

Astroloji ile ilgilendiğinizi biliyorum ne boyutta?

Astroloji çok büyük analizler istiyor. Senin natal haritanın günlük bir çok fonksiyonu da olabilir. Yani mutlaka ona güvenerek hareket edersen, bir yerde lastik patlayabilir çünkü çok fonksiyonu var. Bir olay gerçekleştiğinde onun sağlamasını yaparsak evet astroloji bunu ispatlayabilir.  Ama sağlaması olmayan, nasıl çözüldüğünü bilmediğimiz bir şey gibi düşünürsek, o zaman işler biraz karmaşıklaşır. Mesela birisi o gün düşüncelerin fikirlerin ölüyor diyor. Birisi o gün taşınacaksın bütün sosyal çevren ölüyor. Yani ölmeyi çeşit çeşit anlatabilirsin. Ama o gün birisi öldüğünde sağlamasını yaptığında buydu dersin ve iş çözülür. Fakat yaşamın içinde çok yerlere gidemez asroloji! Nasıl gidersin, klasik bir merkür vetrosuna göre gidersin; sözleşme yapmazsın. Ona benzer şeyler. Çok tadını bozmamaya çalışacaksın yani. Mesela eskiden inat edip o tarihte albüm çıkardığım oluyordu, artık onu yapmıyorum.  Konser tarihlerine çok müdahale edemiyorum dua ediyorum :) Ama her şeyi çok merak ediyorum. Merak etmekte çok eğlenceli. 

"Tan Taşçı'nın dövmeleri"

Dövmeleri hakkında, "En kötü anlamı pozitif olması ve bana pozitif birşeyler katması" diyen Tan Taşçı, "Şamanizm'e meraklı Şaman gibi yaşayan Müslümanım. Çok fazla dövmelerim var. Her biri küçük küçük parçalar halinde bir bütün oluşturuyor. Mesela boynumda gülen bir dövmem var. Onun en kötü yanı gülüyor olması ve güldürüyor beni" şeklinde anlattı. 

Almanya'da doğdunuz, eğer Türkiye'ye gelmeyip Almanya'da kalsaydınız yine müzikle ilgilenen bir Tan olur muydu?

5 yaşında Türkiye'ye geldim. Okula Türkiye'de başladım. Mişli geçmiş zaman benim dünya görüşüme uymuyor. Tam olarak her şey olması gerektiği gibi gitti. Böyle olmalıydı ve böyle oldu. O zaman sen de şuan Tan'la konuşmuş olamazdın. Karışık bir mevzu. Tabi ki zor olurdu Almanya'da yaşayan bir Türk olup ,orada sanat icra edebilmek. Ama mutlaka yine sanat ile bir şeyler yapardım. Belki orada Alman rapçi olabilirdim. İsmail YK "Allah belanı versin" dedi. Ben de "Lanet olsun" derdim herhalde (gülmeler).

En çok sevdiğiniz şarkılarınız nedir desem?

Sayma taraftarı değilim ama insanlar bile çocuklarından bazılarını daha farklı seviyordur. Yenileri katmıyorum, eskilerden düşünürsek; Bilir Mi, Asla, Rica Ederim, Kalbime Gömüyorum ve Ağla Ağla...

Herhangi bir dünya starı ile bir araya gelerek şarkı çıkarır mısınız?

Çocukken vardı böyle fikirlerim Mariah Carey'i çok severdim, aşıktım kendisine. Çok güzel şarkı söylüyordu. Şimdi ise herhalde Harun Kolçak'la düet yaptım ya başka da birisiyle şuanda düşünmüyorum. Hayatta en doğru şeyler karşıma çıkıyor. Avrupa'da ve dünyada ilgimi çok çeken biri yok. Hiç bir Amerikan ve Araplarla düet yapmayı düşünmedim. Belki Kuzey Avrupalı Napolitan tadında bir düet olurdu. Onun dışında maceraya girmem, pop yapmaya devam ederim. 

Yakın gelecekte neler var? Mesela yaza bir şarkı gelir mi?

Olabilir, artık her yakın gelecekte sürprizim var. Ben de hiç durmak istemiyorum. Çok şarkı söylemek istiyorum. Albüm projesi olabilir, internet projesi olabilir, arabesk albümü girebiliriz her an. Şu an bir çok fikir var hangisini yaparız bilmiyorum. Yaza mutlaka yeni bir şeylerle geleceğim. Yeni bir repertuarım bitti belki bir albüm daha yapabilirim. 

Geçtiğimiz günlerde 7- 8 yıl önce başladığım HATİCE şarkısını buldum mesela. Çok şaşırdım ve sevindim. Melodisini dinlerken aklıma geldi ,hem yarım kalmış hem de bazı yerlerinde eksiklikler vardı onları değiştirdim. Dün bitirdim HATİCE'yi. HATİCE geliyor. Değişik bir şarkı!

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Bizi merak edenler, bu röportajı açıp okuyacaklar. Bana normalde ulaşabiliyorlar zaten. Artık ulaşılabilirliğimiz daha da kolaylaştı, sosyal medya sayesinde. Fikirlerimizi bir şekilde insanlara ulaştırmamız, aktarmamız özellikle bu teknolojik çağda çok kolay olmaya başladı. Kimse fikrini sakınmasın. Herkesin fikri olması güzel bir şey! Ya da en azından kendinden sakınmasın.  Dışarıya söylemek dışarıya aktarmak bazen sıkıntı verebiliyor. İnsanları anlayabiliyorum ama kendinden sakınıp, kendinden sakladığın zaman, o zaman kendinize ihanet etmiş olursunuz. O çok sıkıntılı bir şey…

Gerçekten bu gün sizinle bir arada olmak benim için çok değerli ve önemliydi. Beni kırmadığınız için çok teşekkür ederim. Ayrıca sizi kaleme alıp okuyucularımızla buluşturmanın mutluluğunu bana yaşattığınız için de ayrıca size minnettarım. Dilerim iletişimimiz baki kalır. Yüreğinize sağlık…

Ben de teşekkür ederim Elif, şimdiden gazetenin okuyucularına ve sevenlerime keyifli okumalar diliyorum… 

Doğum Tarihi: 30.10.1981

Burcu: Akrep

En sevdiği huyu: Uyumsuz

En sevmediği huyu: Kararsız

En sevdiği renk: Siyah

Uğurlu sayı: 8

Uğurlu gün: Salı

En sevdiği çizgi film: He Man 

Röportaj: Elif Günay