ZAMBAK KARABAY

Türkiye’de resim sanatının Pandemi ile birlikte sanal dünya’ya da açıldığını görüyoruz. Sanat galerilerinin sanal galerilere dönüştüğü bu dönemde dünyanın her hangi bir yerindeki müzeyi, sergiyi gezip eserleri inceleyebilirsiniz. Sanatçı olarak ise eserlerinizi online müzayedelerde seyirciyle buluşturabilirsiniz. 

Genelde sürrealist ve soyut çalışmalar yapan Ceren, sanatın terapötik değerine ilgi duyuyor… Eserlerinde metaforlardan, hayallerden, fantezilerden ve duygulardan özetle dilin ifadede yetersiz kaldığı noktada tüm sembollerden besleniyor… Ceren, sanatın sınırsız bir dil olduğunu düşündüğü, dilin sınırlamalarını kaldırdığı için hayal gücünü ve düşüncelerini sanat yoluyla ifade etmeye değer veriyor ve sanatın iyileştirici etkileri olduğunu düşünüyor. Sanatını galerilerde eserlerinin tanıtımı ile gerçekleştiren Ressam Ceren Göğebakan ile bizde röportaj yaparak sanatına olan duyarlılığını sorularıma verdiği yanıtlarla gerçekleştirmiş olduk...

Ceren Hanım merhaba... Nasılsınız? Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, iyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız? Öncelikle bana sayfanızda yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Sergi ile başlayan tanışıklığımız bizi buralara sürüklediği için çok mutluyum. Tabi, İsmim Ceren Göğebakan. 1986 Mersin doğumluyum. Bilgisayar Mühendisiyim aynı zamanda uzun zamandır resim sanatı ile ilgileniyorum. Çok yönlülüğün yarattığı vizyona inanan ve farklı alanları birbirine entegre etmeyi seven biriyim.

Aynı zamanda Bilgisayar Mühendisiniz sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu?

Evet aynı zamanda bilgi teknolojileri alanında çalışan bir mühendisim. Teknolojiyi de bilgisayar mühendisliğini de çok seviyorum. Burada vizyoner insanlarla çalıştığım ve birlikte çalıştığım kişiler tarafından sanatsal konularda da desteklendiğim için kendimi şanslı hissediyorum... Dediğim gibi farklı alanların kattığı vizyona inanıyorum. Geçmişte milattan önce yaşayan düşünürler ve sanatçılara baktığımızda aynı zamanda hem bilimsel, hem analitik, hem felsefik, hem edebiyat vb gibi bir çok konuda ilgi alanları ve üretimleri olduğunu görüyoruz. Bu çok yönlülüğü ne zaman kaybettik bilmiyorum. Analitik ve sanatsal bakış açısının birbirini desteklediğini ve geliştirdiğini düşünüyorum. 

Bu iki alanı entegre eden; Dijital sanat, yapay zeka ve büyük veri kullanılarak geliştirilen sanat ve yeni çıkan dijital platformları yakınen takip ediyorum ve bu konularda aktif çalışmalarım devam ediyor.

Resim yapma sanatına ne zaman başladınız? 

Resim sanatına ilgim kendimi bildim bileli var ancak üretim kısmında olmaktan zevk aldığımı sonradan keşfettiğimi söyleyebilirim. Bu, benim de kendimi keşif sürecim ile birlikte gelişti. Önce soyut çalışmalar ve aksiyon resmi ile başladım... Burada sürekli yeni teknikler denemenin, duygularımı soyut resim aracılığıyla dışavurmanın bana iyi geldiğini farkettim. Zamanla bu konu bende tutku boyutuna geldi. Şuan geldiğim noktada sanatsal üretimin olmadığı bir hayatı hayal bile etmek istemiyorum.

Soyut çalışmalar sonrasında rüyalarımı ve metaforlarımı çizmeye başlamam ile birlikte sürrealist çalışmalara giriş yaptığımı söyleyebilirim ve bu noktada bana hitap eden tarzı bulduğumu hissettim. 

Ressam olmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa yetenek daha mı ön planda oluyor? Siz eğitim aldınız mı?

Bir dönem Boston’daydım orada bir ressamdan eğitim aldım ancak bu resmi bir kurum üzerinden olmadı. Bu soruyu sanırım resim sanatı konusunda resmi bir kurum üzerinden eğitim alanların cevaplaması daha doğru olur. Tek ekleyebileceğim yaratıcı ve orijinal olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun da sadece eğitim ya da sadece yetenekle sağlanabileceğini düşünmüyorum. Eğitim ve yeteneğinin bu yaratıcılığı ve hayal gücünü ifade etmek istenilen şekilde ortaya koyma yolunda birer araç olduğunu düşünüyorum.

Ne tür resimler yapıyorsunuz? Temanız nedir?

Sürrealist ve soyut tarzda resimler yapıyorum. Sürrealist çalışmalarda genelde metaforlarımdan, rüyalarımdan, felsefe, edebiyat  ve psikanaliz konularından esinleniyorum. Sürrealist resim yapmaya sanat terapisi eğitimi aldıktan ve Lacancı psikanaliz seminerleri serisine katılımım sonrası bu konulardan etkilenişim ve aldığım ilhamla ağırlık vermeye başladım. Yine Lacan’ın “Parçalanmış Beden” , “Ayna Evresi”, “Arzu Nesnesi” diye adlandırdığı kavramların etrafında dönen yüzler ve temalar üzerine yoğunlaştım diyebilirim.

Farklı alanlarda sürekli araştırmalar yaparak, çeşitli okumalara katılarak, farklı sanatçıların eserlerini keşfederek vizyonumu geniş tutmaya ve ilham almaya çalışıyorum. Hayal gücü geniş bir insanım metafor ve rüyalarım da en büyük ilham kaynağım.

Soyut resimde ise o andayım... Tüm verilerden ve bilgilerden uzaklaşıp o andaki duyguya,tekniğe ve hisse odaklanıyorum. O nedenle sürrealist bir çalışmada sanki beynimin içini açar gibi bir his içerisindeyken soyut çalışmak benim için haz nedeni... bir gün sadece kalbe ulaşabildiğimde hedefime ulaşmış olacağım... ☺

Farklı türlerde çalışmalarınız var... nasıl bir duygu ile çalışmalar yapıyorsunuz? Çalışmalarınız ile vermek istediğiniz mesaj nedir?

Sanat üretmek duygu işi... Duygularınızı açmayınca çeşitli savunma mekanizmalarından ve dirençlerinizden dolayı dışavuramayınca üretim olmuyor... en azından bende durum bu şekilde. ☺ Kişi arzuları doğrultusunda yaşadığında yaratıcılığın arttığına inanıyorum... Bu nedenle dışavurumun az olduğu ve sanatsal üretimin durduğu zamanlarda kendimde ilk sorguladığım şey bu oluyor.

Çalışmalarımı tekil bir mesaj verme kaygısı ile yapmıyorum... Herkesin kendi kişisel hikayesine göre bir sanatsal çıktıyı yorumlaması ve sanatçının hikayesinin üzerine kendi hikayesini üzerine koymasının sanat eserinin değerini arttırdığını düşünüyorum.

Tarzınıza dair etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz?

Rene Magriette, Hilma Af Klint, Cy Twombly , Picasso, Matisse, Monet, Willem De Kooning, Wassily Kandinsky ,Salvador Dali , Louise Bourgeois şuan ilk aklıma gelen sevdiğim ressamlar..

Türk sanatçılardan şuan ilk aklıma gelen sevdiklerim: Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Abidin Dino, Ertuğrul Ateş, Burhan Doğançay, Etel Adnan, Bedri Baykam... Son zamanlarda güncel sanatçılardan Zeynep Akgün, Şahin Demir ve Esra Satıroğlu’nu da çok beğeniyorum.

Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir?

Az önce konuştuğumuz gibi hayaller, metaforlar, rüyalar, bir kitap, bir şiir ya da o an bana ilham veren herhangi bir bilgi...

Sanatınızı icra ederken tema oluşturmak ve başlamak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu?

Evet, kafamda bir tema belirledikten sonra tasarım aşaması bana göre en önemli kısım... O temayı nasıl tuvale yansıtacağımı tasarlıyorum... Sonrasında kara kalem ile ilk draft çalışmayı yapıyorum ve kullanacağım renkleri belirliyorum... Her ne kadar bu aşamada bir tasarım belirlenmiş olsa da resmin ilerleyen aşamalarında hissedilen duygu ve düşünceye göre resim tamamen farklı bir noktaya da gidebiliyor.

Katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz?

Şuana kadar katılmış olduğum sergilerde açıkçası beklentimin üzerinde bir ilgi gördüm... Hem sergiler hem de sergiler dışında sosyal medya aracılığıyla hissettiğim yoğun ilgi de benim için büyük mutluluk sebebi.

Türkiye’de resim sanatı sizce ne durumda? Gerekli ilgi ve bilgi var mı?

Gerekli ilgi olduğunu düşünmüyorum, bunun bir çok nedeni olabilir. Çeşitli çekinceler dolayısıyla insanlar uzak duruyor olabilir... Sanat sanki sadece belli bir kitleye aitmiş gibi bir algı var. Bu algının yıkılması gerektiğini düşünüyorum.

Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Varsa faydalı oluyor mu?

Evet ‘cerengogebakan’ adlı kişisel hesabım üzerinden sanatsal çalışmalarımı da aktif bir şekilde paylaşıyorum... Burası aracılığıyla bir çok yeni sanatçı ile tanıştım... Sanatçılarla ve sanat sevenlerle tanışmak ve iletişime geçmek beni çok mutlu ediyor.

Yaptığınız sanat eserleri ilgi görüyor mu? Tabii ki manevi yönünün dışında maddi olarak da...

Evet ilgi görüyor bu konuda hem birlikte çalıştığım galerilerin profesyonel çalışma şeklinin hem de sosyal medyanın büyük etkisi olduğunu söyleyebilirim.

Pandemi dönemi çalışmalarınız ne durumda? Eser üretmenize etkisi oldu mu?

Evet pandemi döneminde sürekli evde olmam dolayısıyla azalan fiziksel yorgunluk, evlere kapanma dolayısıyla kendine dönüşün artması ve tabi bu dönemde yoğun hissedilen duygular sanatsal üretimimi arttırdı. 

Solo sergi açtınız mı? Sergiler sanatsal gelişiminize etkili ve faydalı oluyor mu?

Solo sergi için biraz daha zamana ihtiyacım olduğunu düşünüyorum... Bu noktada daha çok sanat severe ulaşmak ilk önceliğim... Sergiler hem sanat dünyasının dinamiklerini öğrenmek hem de yeni sanatçılar, sanat severlerle tanışmak adına çok faydalı oldu, oluyor.

Yakın zamanda katılımınız olan sergi var mı?

Evet, ben, heyecandıran bir sergiye dahil oldum... 14 Eylül’de Next Gallery aracılığıyla Miami, Florida, ABD’de Hunting Building Downtown Media Merkezi’nde bir sergiye eserlerim katılacak. Bunun da paylaşımını ilk size yapmış olayım.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Çok keyifli zaman geçirdim, hem çok keyifli bir sohbet oldu hem de benim için güzel bir deneyim oldu... Bana zaman ayırdığınız için size ve Önce Vatan gazetesine tüm sanat sever okuyucularınıza teşekkür ederim. Son olarak Marcel Proust’un da dediği gibi “Sanat sayesinde; yanlızca bir dünyayı, kendi dünyamızı görmek yerine, dünyanın kendi kendini çoğalttığını ve elimizde orijinal sanatçılar kadar çok dünya olduğunu görüyoruz”... Bana bu dünyaları gösteren tüm okuduğum, eserlerini gördüğüm, tanıştığım, takip ettiğim orijinal sanatçılara teşekkür ederim.