Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

Antalya’da doğdum. Üniversite için İstanbul’a taşındım. İstanbul Kadir Has Üniversitesinde Radyo, Sinema ve Televizyon bölümünü bitirdim. Antalya’da yaşadığımız için pek çok film festivaline katılma imkanım oldu. Sinemaya gönül vermiş, emek vermiş sanatçıların doğduğu, sinemada derin izler bırakmış ustaların ayak bastığı şehirdi Antalya’ya. 

Çocukluğumda katıldığım film festivallerinden en çok aklımda kalan 13 yaşındaki anımdır. Türkan Şoray’ı görmüştüm filmlerini hayranlıkla tekrar tekrar izlediğim bir sanatçıyı karşımda görünce de çok heyecanlanmıştım. Festival filmlerini izlerken hep o sahnede ben de olmak isterdim ve ben o rolü nasıl canlandırırım diye düşlerdim. Bir oyuncu için günlük hayatta gördüğü, işittiği her şey ve yeni tanıdığı her insan sanatına katkıda bulunan bir donedir. 

Bunu bilerek yaşar ve bunun bilinciyle çevremi gözlemlerim hep. Filmler ve diziler benim vazgeçilmezlerimdir. Çoğu zaman setten ya da programdan çıkıp eve geldiğimde saat geç bile olsa güzel bir film açar, uykum gelmiş olsa bile aldırmaz sonuna kadar izlerim. Sadece filmler değildir bir oyuncuyu şekillendiren aynı zamanda kitaplar da çok önemlidir. 

Benim en sevdiğim kitap ise Giovanni Scognamillo’nun “Dünya Sinema Sanayii” kitabıdır. Bu eseri sinemaya gönül vermiş olanlara da tavsiye ederim. Aslında sektöre girişim muhabirlikle oldu sonrasında spikerlikle devam etti. Benim için oyunculuk da spikerlik de aynı derecede vazgeçilmezler. İlk ekran karşısına çıktığımda tabi tahmin edersiniz ki çok heycanlamıştım. 

Nasıl heyecanlanmam sektördeki ilk yıllarımda NTV’de spikerlik yapacaktım. Bu yüzden ilk yayına çıktığım günü hayatım boyunca unutmayacağım. Spikerlik günlerimden kalma alışkanlıklarımda biri asla sabah haberlerini kaçırmam gündemden mutlaka haberdar olmalıyım. Akşamları sahilde uzun yürüyüşler yapmayı çok seviyorum zihme dinginlik kazandırıyor. Dansa olan ilgimden dolayı Salsa ve Baçata dersleri aldım, ilerisi içinde Tango dersleri almayı planlıyorum. Dansın ilerleyen projelerde üstleneceğim rollerde gerekli olabileceğini düşünüyorum. 

Neden Medya? 

Kendimi ifade etmenin birçok yolunu aradım.Bunu da kamera karşısında muhabirlikle başlayıp sunuculuk oyunculukla yaptım. Kamera önünde kendimi daha iyi ifade edebildiğimi farkettim. Olayları hep farklı acıdan anlatabiliyordum Çocukluğumdan beri hep türk filmleri izlerdim. Büyüdükçe insanları gözlemledikçe karekteri gözümde canlandrımaya başladım bir film karekteri olsa onları nasıl canlandırırdım onu hayal ederdim.Sonra daha farklı yönetmenlerin filmlerini izlemeye başladım. Film dünyasının içinde olmaya karar verdim. Orda gözlemlediğim hayal ettiğim karekterleri filmlerde canlandırabilirdim. Bir film karekterin birden fazla karekterin olduğuna inanırım senaryonun derinine inerim çocukluğumdan olan bu merak karekterleri canlandırırken bana yardımcı olmuştur. 

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

ilk adımı üniversite okurken 19  yaşımda Cnn Türk'TE Staj yapmakla başladım.Bi an kendimi haber bülteninin tam ortasında buldum. İşi öğrenmek için muhabir ablalarım ve abilerimle habere gider haberin nasıl sunulduğu sonrasında kanala döndüğümüzde o haberin nasıl yazıldığı dikkatle izlerdim. Haberi yayına yetiştirme heyecanı bana işi daha çok sevdirdi. Cnn Türk’te haber spikeri Burak Törün’ün, haber okuma habercilikle ilgili bana çok faydası olmuştur.Çünkü habercilik ile alakalı özel eğitimlerimi kendisinden aldım. Hafta sonları da boş geçirmemek için aynı zamanda oyuncu eğitimleri aldım stajım bittikten sonra Kiralık aşk ve Seni kimler aldı projesinde rol aldım.Bu bana ekran önü oyunculuk deneyimime katkı sundu.Ama şansıma son oynadığım projenin ömrü kısa sürdü.Okulum bittikten sonra Ntv ana haber departmanında haber muhabirliği yapmaya başladım çok geçmeden kendimi Star tv de Nazlı Çeliğin ekibiminde buldum. Burda ana haber muhabirliğine devam ettim.. Muhabirlikte güzel deneyimlerim oldu güzel insanlar tanıdım. Daha sonra  Kanal d de Şöhret kafası ve Yaşım kaç adlı programın editörlüğünü üstlendim. Projeler bittikten sonra gönlüm oyunculuktan yana olduğu için oyunculuğa döndüm. En son Kanal d de yayınlanan bir litre yöz yaşı dizisinde Ece karekterine yer verdim....

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Evet bir kaç tane var  Kişisel gelişimle ilgileniyorum bunu üzerine seminerler vermeye başladım üniversitelerde. Diğer bir iş ise  kendi markamı yaratmak istiyorum... Modayı çok seviyorum kendi zevkime de çok güveniyorum. Kendi adım altında bi markaya imza atmak istiyorum en kısa zamanda.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Evet, elbette rekabet baskısını hissediyorum, rekabet olmazsa performansın düşeceğini düşünüyorum. Çünkü rekabet ortamında sürekli kendini yenilemen, daha iyi olman ve hep ileri bakman gerekir. Ben de yeni kazanımlar edinip geri kalmamayı tercih ediyorum. Rekabetin olmadığı ortamda kendinde eksik olanları göremeyebiliyorsun.  Rekabetin olmaması ile rekabetin yoğun olması aynı şekilde performansı etkiliyor. Yoğun rekabet ortamlarında da yaratıcı süreçlerin biraz zarar gördüğünü düşünüyorum. Çünkü yaratıcı olmak, üretebilmek için daha özgün olmalı daha özgür hissetmelisiniz. 

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Medya dünyasında en çok değiştirmek istediğim ve sorun olarak gördüğüm şey bütçeler yüzünden ya da yeterli yatırım yapılmadığı için yarım kalan diziler, hiç çekilemeyen filmler, yarım kalan hikayeler. Eğer değiştirebilecek olsaydım bir platform hazırlar sinema sevenlerin, sinema sanatçılarının, seyircilerin desteğiyle yapımların hikayeye kaldığı yerden devam etmesini sağlamak olurdu. Böylece Ali Ayşesine kavuşur, mutlu sonlar olur ve hiç biri eksik kalmazdı. Medyada dünyasındaki ikinci sorun ise fırsat eşitliği mevzusu. Projelerde hem kadınlara hem de erkeklere eşit fırsatlar verilmesini isterdim. Bu zaten sektörden pek çok kişinin yaşadığı bir sorun

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir? 

Tabiki de şart. Her başarının altında eğitim ve deneyim yatar. Ben radyo televizyon sinema mezuyum ama bunun yanında spikerlik ve oyunculuk yapmak için eğitimler aldım. Çünkü herşeyin bir kuralı var. Bu işi yapabilmek için iletişim mezunu olmakta fayda var... Meselaa bir sunucu ekranda beden dili jest ve mimiklerine dikkat etmelidir bunun için eğitimler almalıdır. Güzel ve akıcı konuşmak içinde diksiyon eğitimi şart. Ekranları başında yer alan dinleyicilerin sunucuların diksiyonunda herhangi bir şekilde hata ile arşı karşıya kalmamaları, sunucuların söylemek istediklerini dolandırmadan direkt yansıatbilmesi önemlidir. Oyunculukta da sana hangi rolün geleceğini bilmediğin için iyi role de kötü role de hazır olman gerekir önceden eğitim almakta fayda var. Zaten bu işleri yapıyorsanız eğitim hayatınızda sürekli olacaktır. Çünkü devamlı kendini geliştirmeye dayalı bir iş yapıyoruz..

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Sabırsız ve kararsızlığımı.

İyi sunuculuğu nasıl tarif edersiniz?  

İyi sunucu diksiyonu düzgün hatasız konuşan doğal olabilen kişidir. Konuştuğu konulara hakim olmalı aktaracağı konular hakkında bilgi edinmeli.En önemlisi samimi olmalı. Seyirci olarak izlendiğinde o sıcaklığı hissetmeli ve bu yüzden de sunucunun bunu seyirciye hissetirmesi izlenir hale getirir.Sunuculukta herkesin farklı bir tarzı vardır. Benim de tarzım insanlarla karşılıklı bir araya geldiğimde kendimi nasıl ifade edebiliyorsam sunuculukta da bu ifadeyi kullanıyor olmam beni doğallaştırıyor. Bu samimiyeti seyirciye geçir Sizde ne varsa zaten tarzınızı o belirliyor. O yüzden olmak istemediğiniz birşey için çırpınmayın lütfen. Hem kendinize zarar verirsiniz hem de boşuna zaman kaybetmiş olursunuz. Mutlaka sizin hayatta iyi olduğunuzu düşündüğünüz şeyler vardır. Eğer bunu doğru keşfedebilirseniz hayatınızı kurtarmış olursunuz. Çünkü bu dünyada yapabileceğiniz en büyük lüks sevdiğiniz işi yapmak, en büyük şans ise doğru insanla evlenmektir.'

Sizce ekranda yer almak için güzellik şart mı    

Bence bakım şarttır. Zaten bakım insanı güzel temiz kılar. Ben izleyicilere saygı duyuyorum o yüzden işime önemle hazırlanıyorum. İç güzelliğinde önemi var tabi bunu da enerjiyle izleyiciye geçirebiliyorsan bence en büyük güzellik bu. Sizi izleyenlerin  kalplerine, gözlerine, ruhlarına dokunabilenler ve onların hayatlarını ekrana taşıyabilenlerdir. Eğer siz bunu yapabilirseniz gerçekten ekranda bir şansınızın olabileceğini düşünüyorum. Ekranlarda birçok güzel kadın ve yakışıklı erkek var.. O kadar kişi geldi geçti ki kalıcı olanlar ise ekran başında ki insanlarla birebir iletişim kurabilendir.. Unutmayın ki bu zor bir meslek ve canlı yayın yapıyorsanız hata yapma riskiniz her zaman var ama eğer halk sizi seviyorsa, bunu bile kaldıracaktır. 

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Golf oynuyorum... Dans ediyorum.Yeni filmler keşfedip izlerim. Yabancı dizilere çok ilgiliyim senaryoları çok hoşuma gidiyor. Arkadaşlarımla çok vakit geçiriyorum seyahate gidiyoruz her fırsatta.

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz? 

Sunucular ve spikerliğin bulunduğu bir platform bizi en iyi ifade eden bir alan. Öncelikle bu platformda bana da yer verdiğiniz için size çok teşekkür ederim. Böyle bir platform Türkiye’de yok ve sizinle tanıştığımda böyle bir platformun varlığından çok mutlu oldum.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi? 

Evet iletişim okumadan kurslardan mezun ya da alaylı bir çok spiker arkadaşlar var.Ama bu meslek hata kabul etmiyor. Kolay iş olduğunu söyleymem Kurs ve eğitimler bir yere kadar yeterli oluyor sonrasında deneyimler gerekiyor. Bülteni takip etmek bilgi sahibi olmak herşeye hakim olmaya çalışmak. Spikerlikten önce muhabirlikle başlayıp önce sahada olmakta fayda var. Sahada yaşadığın deneyimler bu mesleğin herşeyini öğretmeyi başarıyor.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Haber müdürümüz teknoloji ne kadar gelişse de her gün gazeteden haberleri takip etmemi tavsiye ederdi. Habercilikten bu yana gazete okumayı alışkanlık haline getirdim.. Bunun dışında interneti de çok sık film izleyerek kullanıyorum ve spor yaparken enerjimi yükselten şarkılar dinliyoru.. İnstagramı çok aktif kullaıyorum.

Oyunculukla ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Oyunculuk benim hayatımın her anında var. Her geçen zamanda deneyimlerimle daha çok şey öğreniyorum.. Gözlem yapmak öğrenmek beni mutlu ediyor. En son oynadığım proje Kanal d de Bir litre gözyaşı projesiydi. Şimdi ise yeni projeler için görüşmelerim devam ediyor

Sunuculukla ilgili çalışmalarınız neler? 

Sunuculuk hayatımda hep olacak. Üniversitelerde  ve özel organizasyonlarda çalışmalarım oluyor..

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi? Sunuculuğun stresli yanları neler? 

Her meslek streslidir diye düşünüyorum ama işini seviyorsan bu tatlı stres oluyor. Bu meslekteğin stresli yanı  ekran önündesiniz hata yapma gibi bir lüksünüz yok. Ses tonunuz diksiyonunuz ekrandaki canlılığınız hepsinin bir arada toparlayabilmek gerekir.. Haber akışını takipte oluyorsunuz ve son dakika haberler yayına girdiğinde hemen duruma hakim olmak izleyeciye hatasız sunmak çok önemli.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Memnunum çünkü kendimi geliştirerek adım atmak bana daha çok güç veriyor. Gelecekle ilgili güzel planlarım var.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Bence herkes hayalindeki işi yapmalı işte o zaman hayat daha güzel olur.

Röportaj ve fotoğraflar: Cengizhan KAYA