Müzik piyasasına yeni bir soluk getiren Serhan Atak, “Volta” isimli ilk single çalışmasını müzik severlerle buluşturdu. Hareketli ve eğlenceli bir yaz şarkısı olan “Volta”yı bizlere sunan tiyatro oyuncusu Serhan Atak ile biz de bir araya geldik. Hayata, sanata, oyunculuğa, müziğe dair sizinleyiz…

Merhaba Serhan nasılsın?

Çok iyiyim Elif. Bomba gibiyim. Sen?

Geçtiğimiz aylarda ‘Volta’ adında ilk singleni çıkardın. Müzik severlerin tepkisi nasıl?

İlk adım için gayet güzel ve memnun edici. Hep güzel tepkiler aldım, alıyorum.

Nasıl bir şarkı oldu ‘Volta’? 

‘Volta’ tam benim istediğim gibi, çocukluğumun yani 90’ların popüler kültürünü günümüze taşıyan, oldukça hareketli, eğlenceli, sıcak ve doğal bir şarkı oldu.

Kimlerin emeği var şarkıda?

Söz- müzik: Onurr (Onur Özdemir)- Alper Narman. Düzenleme: Emre Atabay. Emeklerinin karşılığı asla ödenemeyecek çok değerli isimler. Hepimizin üzerinde ciddi mesai harcadığımız birlikte tüm ruhumuzla işlediğimiz bir ekip var aslında.

“DÖRTNALA KOŞARIM”

Ne olur da voltalar atarız da uykular girmez gözümüze?

Valla beni ayaklandıran volta attıran şeyler genelde beni fazlasıyla heyecanlandıran şeylerdir. Depresif zamanlarımda bırakın volta atmayı kafamı kaldıracak halim olmaz. Herkesi hareket geçiren his farklıdır tabii ama ben çok fazla heyecanlandığım zaman hareket halinde olurum, içim içime sığmaz olur. Bu aşk olur, hayal ettiğim herhangi bir şey olmasını hedeflediğim şeylerin gerçekleşmesi olur. Kısacası beni mutluluğa ulaştıracak her şey benim gözüme uyku sokmaz, voltalar attırır hatta fazlası dörtnala bile koşturabilir =) 

Şarkının çok da güzel bir klibi olmuş. Klip çekimleri nasıl geçti? 

Klip çekimlerini bu işi hakkıyla yapan Mehmet Özsüt ve Mert Orun’un önderliğinde DCM prodüksiyon üstlendi. Bence inanılmaz eğlenceli ve pozitif bir ekip. Aralarında yabancı yok hepsi çok profesyonel. Yönetmen: Yiğit Burak Umutoğlu, Styling: Dilara Gülsen Ateş, Saç ve Makyaj: Fulya Murtekin, fotoğraf çalışmalarını Emre Kapçak ile yaptık. Hepsi çok samimi yetenekli eğlenceli ve ne yapması gerektiğini bilen bir ekipti. Klibi Şile’de çektik. İlk günden beri konseptimiz sadece doğallık ve samimiyet üzerine olmalı diye düşündük. Bu yüzden klasik popçu triplerinden uzak, üstü açık arabalar peşinden koşulan bir manken kız vs. gibi başka bir kişi ya da bir şey kullanılmadı. Sade kendime has enerjimi yansıtmamı istediler.(Tek zorluğu botlarla kumda koşmak oldu =)  Hiç olmadığım biri olmaya çalışmadan, izleyenlere rahatsızlık vermek istemediğimiz bir klip oldu. 

Bu ilk şarkın olduğu için nasıl bir tecrübe edindin?

Aslında burada anlatmaya kalksam uzun sürer (ki sanırım biraz uzun sürecek =D ) ama benim için çok gerçekçi bir tecrübe oldu diyebilirim. Bu biraz garip bir süreçti. Heyecanlı, bazen hissiz, bazen en derin hisleri yaşadığım belki de var olma ve ya piyasaya adım atma çabasının yaşattığı bir adrenalin var ve ilginç şekilde yorucu değil. Yapabildiğini, bir şeyleri başarabildiğini gördükçe daha da inancını kuvvetlendiren ama bir o kadar da korkutan bir süreç. Hep aynı şeyi söylerim; single’ımın çıktığı ertesi gün Tarkan olarak uyanmayacağımı bilerek başladım ben bu işe. Maddi manevi ciddi bir kuvvet ve süreç gerektiren bir iş bu. Zamanla doğru ya da yanlış yaptığını düşündüren şeylerle karşılaştıran ki kime göre neye göre? Her kafadan çıkan bir ses, öneri, tecrübe paylaşımı vs. Belki de çoğu kişini adım atmaya korktuğu bir iş… Ayrıca radyo promosyon çalışmaları, görsel ve yazılı basının bu derece önem taşıdığını bildiğim halde bir kez daha öğrenmiş oldum. Bunun dışında iyi ki kimseden bir beklentim olmadan sevdiklerimin inançlı destekleri dışında tek başıma bir şey yapabileceğimi tecrübe ettim. Her yerde söylüyorum yine söyleyeceğim hep söyleyeceğim kimsenin kişisel beğenisine göre bir şey yapmadım. İnandığım sonuna kadar savunacağım baktığımda bana keşke dedirtmeyecek muhteşem bir tecrübe oldu benim için. Hele hiç tanımadığınız birilerin sizi sevdiğimi tecrübe etmek muhteşem bir şey. Sevenler zaten en az benim ve bu işin içinde emeği olan herkes kadar sahip çıkıyor. Yani sağlam adımlarla gitmekte ne kadar doğru yaptığımı hissettiren bir tecrübe oldu diyerek diğer sorulara yer bırakalım =)

Müzik ile yaşamın nasıl kesişti?

=D Ahahahaha herkesin hikâye genelde aynıdır ya küçükken başladı diye. Benim yaşadığım da çocukluk yılarımda aynı şeylermiş. Yalnız birkaç fark var. Sahne kostümü olarak seçtiğim ve sadece misafir geldiğinde giydiğim sarı bir tulumum ve şarkı söyledikten sonra sifon çekip gelen su sesini alkış sesi olarak hayal edip, “alkışlarınız için teşekkürler” diyerek geçirdiğim bir çocukluğum… Annem ile babama üzülüyorum su parasını ödemek için çalışmışlar =)

Konservatuar mezunusun. Ne tür faydalarını görüyorsun?

Açıklık getireyim; konservatuar eğitimim müzik üzerine değil. Müzik için alaylıyım. Tabii ki okulunu okusaydım her şey daha başka olabilirdi ama alaylı olmam kendimi geliştirmeme öğrenmeye açık olmaya enstrüman çalmaya iş tecrübesi edinmeme engel olmadı. Küçük yaşlarda başladığım sahne hayatı bana çok şey kattı.

Aslında sen tiyatro ve dans eğitmenliği yapıyorsun. Hala devam eden oyunların var. Nerelerde oynuyorsunuz?

İstanbul başta olmak üzere Türkiye ve Yurtdışında çağırıldığımız her yere gidiyor ve oynuyoruz. Bunun için uzun zamandır oyuncusu olduğu İstanbul Kumpanyasını takip ederek oyun takvimlerimize ulaşabilirler.

“OYUNCULUK, TEKRARI OLMAYAN DELİLİK”

Peki, tiyatro oyunculuğu hakkında neler söylersin?

Tiyatro oyunculuğu gerçekçi samimi, o an olması gerektiği gibi, asla tekrarı olmayan bir delilik hali. Üzerine sonsuza kadar konuşulabilecek ve öğrenmenin bitmediği engin bir deniz. 

Eğer bir dizi ya da sinema teklifi gelirse kabul eder misin? Bu nasıl proje olur?

Tabii ki isterim. Hem de çok. Her işimde olduğu gibi samimi, üstesinden gelebileceğime ve yaradan tarafından bahşedilen yeteneklerimi gösterebileceğim bir proje olsun isterim.

Günümüzdeki oyunculuk ve müzik sektörünü nasıl buluyorsun?

Hadsizlik, donanımsızlık, vizyonsuzluk ve şans üzerine kurulu bir sistemin kölesi olunan bir sektör haline gelmesi çok üzücü. Sanatın gerçek sahiplerine bırakılmaması bu işler için gerçek çaba ve emek sarf edenlerin aksine kolay elde edilen ve kolay tüketilen işlerin içinde bir yerlere gelen bir sürü kendini bilmez ile dolu olduğunu düşünüyorum. Örnek verece bileceğim o kadar çok şey var ki hangisinden bahsetsem? Yani bu durum ışık açı vs. bilmeden fotoğraf çekmek gibi bir şeydir. Bunu yapanlara asla kızmıyorum bu arada yanlış anlaşılmasın. Nasıl değer kazanılabiliyorsa o özelliklerini çıkaranlar aslında masum. Bu durumları alkışlayan destek veren insanlara kızıyorum.

Yurtdışı ile ülkemizdeki sanatı değerlendirecek olsan ne dersin?

Utanırım söyleyemem =) yani yurtdışından bir sanatçıyla (sinema, tiyatro, müzik vs. ) hangi sanat dalı olursa olsun sadece hazırlanma süreçlerimizden bahsetsek bize gülüp geçerler gerçekten. Bu ülkede 1 gece de şarkı çıkarılıp, 3 haftada kamera karşısına geçilebiliyor. Biz her şeyi çok hızlı tüketiyoruz.

Konser ve sahnelerin var mı?

Tabii ki var. Sosyal medya hesaplarımdan takip edebilirler. Gelmek isteyen herkesi beklerim.

Nasıl bir repertuarın oluyor sahnelerinde?

Bütün sorulara çok idealist cevaplar vermiş gibi görünsem de popüler kültüre hizmet ediyorum sonuçta =) Ama şunu söyleyeyim ben düğün şarkıcılığı ve gece hayatı alt yapısına sahip olan bir yorumcu olduğum için elimden ve yüreğimden geldiğince birçok şarkı seslendiriyorum. Bir anda Ankara havası söyleyip, davul çalarken görebilirsiniz beni =) 

Nasıl bir müzik yapmazsın?

Yapmam değil yapamam. Sanıyorum rap ve popüler olmayan Türk Sanat Müziği eserlerini (dede efendiler vs.) okuyamam. Çok alakasız iki ayrı tarz ama ikisi içinde yeterli donanımım yok açıkçası =)

Yeni çıkış yapmış gençlerin müziklerini nasıl buluyorsun? 

Çok yetenekli arkadaşlarım var. Ben de yeni çıkış yapmış genç olarak söylüyorum; daha çok dinleyin. Uzun zamandır dinledikleriniz yakında olmayacaklar her devirde olduğu gibi =)

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızın içinde olması hakkında ne dersin?

Ben yeni yeni alışabiliyorum. Gücü çok yüksek ve inanılmaz hızlı.

EN RADİKAL KARARIM: BİR ANDA EVLENMEK OLUR”

Alabileceğin en büyük radikal karar ne olur?

Henüz almadığım =D Şaka bir yana ben çok planlı biri olmadığım için ne zaman ne yapacağım belli olmuyor ama sanırım şu an için bir anda evlenmek olabilir =)

Gündemde seni en çok şaşırtan konu başlıkları neler?

Her türlü canlıya zulüm beni kahrediyor. Keşke gündem başlığı haline gelmese bu olaylar. Neye odaklanırsak yaratımımız o oluyor yeni nesilin böyle haberlerle travmalara maruz kalmalarına çok üzülüyorum.

“SEVGİ DOLU DÜNYA YARATIRDIM”

Eğer bir dünya yaratma şansın olsa nasıl bir ütopyan olurdu?

Çocukların mutlu huzurlu sağlıklı başarılı sevgi dolu olduğu, kimsenin duygularının sömürülmediği, herkesin saygı ve sevgi içinde yaşadığı, para birimin karşılığı sadece sevgi olabileceği, hiçbir canlının zarar görmediği, tüm sevdiklerimizin sonsuza kadar yaşadığı bir dünyam olurdu sanırım.

Şu sıralar dinlediğin ilk üç şarkı desem nen çok neyi beğeniyorsun?

Edis –Yalan

Mabel Matiz- Fırtınadayım

Sezen Aksu- Yansın İstanbul. Off ilk 3’ü belirlemek çok zor oldu.  Çünkü Simge Sağın’ın son albümünü ve Nazan Öncel şarkıları albümünü çok fazla dinliyorum. 

Oyunculuğuna hayran kaldığın tiyatrocular desem kimleri örnek verirsin?

Zihni Göktay, Zerrin Tekindor, Binnur- Tarık Şerbetçioğlu (birlikte çalıştığım için değil) =D

Yeni bir şarkı ne zaman gelir?

Biz üzerine çalışıyoruz ama şarkıya karar veremiyoruz =) Ne zaman nasip olacaksa diyelim en kısa zamanda olsun =)

Yakın gelecekte ne tür projelerin olacak?

1 komedi, 1 müzikal oyunda oynuyorum zaten. Ama bu yıl sevgili Raşit Çelikezer yönetiminde yeni bir gerilim ve Binnur Şerbetçioğlu yönetiminde klasik bir uyarlamadan komedi oyununda yer alacağım. Ayrıca ikinci şarkım ve dizi reklam sinema çalışmalarına devam edeceğim.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Beni gerçekten merak eden ve sevenlerin sosyal medya hesaplarımdan takip etmelerini isterim =) İçinde bulunduğum oyunlara, konserlere gelmek isteyen herkesi beklerim =) Bir de son olarak kimse umudunu kaybetmesin. Umut etmek; yaşamanın en büyük belirtisidir. Neye inanırsanız bir gün onu yaşarsınız. Sevgiler =)

Doğum tarihi:22.04.1989

En sevdiği huyu: Her şeyden mutlu olabiliyor olmak 

Sevmediği huyu: Sabırsızlık 

Uğurlu sayısı:7-8

Uğurlu günü: Cumartesi 

En sevdiği renk: Yeşil 

En sevdiği çizgi film: Koca Ayı ve Maşa =) ayrıca Power Rangers 

En sevdiği söz: Dünkü düşüncelerimiz bugünü, bugünkü düşüncelerimiz yarını oluşturur.

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Umut Anıl Süslü