Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Ankara’ da doğdum. Eğitimimi Ankara’ da tamamladım. Lise’ de Edebiyat , Üniversite’ de İktisat Eğitimi aldım.  Evliyim. İnsanların kendileriyle ilgili bir şeyler söylemesi gerektiğinde, önceliği ne olur hiç bilmiyorum ama benim aklıma gelen ilk şey SÖZ oluyor. Ben sözcüklere, kelimelere aşığım. Onlardaki büyünün farkındayım.  Yazmak ve okumak benim vazgeçilmezlerimdir. Küçük yaşlardan beri şiir, hikaye ve masallar yazdım. Yaşım ilerledikçe bunlara deneme ve makaleler de eklendi. İnsana ve insan ilişkilerine çok değer veriyorum. İnsanlarla iç içe olmayı ve onlara hitap etmeyi seviyorum. Sanırım sunuculuk mesleğini bu yüzden de çok seviyor ve önemsiyorum.  Gerçi uzun yıllardır yazdığım şiirlerin yanı sıra, kalemi güçlü bir çok şairimizin de şiirlerini de sahnede yorumladığım için mikrofona aşina olmanın rahatlığını yaşadığımı söyleyebilirim.  Bunun dışında okullarda, yaşlı bakım evlerinde ve hapishanelerde etkinlikler yapıyorum.  Amacım gençleri sanata yöneltmek, okumanın önemini göstermek hatta yazmalarını sağlamak. Şiirin büyüsünü fark ettirebilmek.  Hapishanelerde ise mahkumları sanata yönelterek rehabilite etmeye çalışmak. Sonuçta onlar da toplumumuzun birer parçası.   Şiir terapileriyle onların iç dünyasında ki fırtınaları dindirebilirsem ne mutlu bana. Tabi ki bunların yanı sıra önceliğim olan çocuklarım ve eşimle mümkün olduğunca vakit geçirmeye çalışıyorum.

Neden yazarlık?

Ben insanların sadece konuşarak kendilerini ifade edebildiklerini düşünmüyorum. Kişi yazarak da, kendisini ifade edebilir. Ben yazmaya günlük tutarak başladım.  O küçük yaşlarda bile, yazmanın, insanın kendisini ifade edebilmesinin güzel bir yolu olduğunu keşfetmek beni bu günlere getirdi. Dertleştiğim o beyaz sayfalar, şu an birçok insana ulaşıp, onlarla aramızda güzel bir bağ kurmama sebep oldu. Yazarlığın saygı görüp, önemsenmesi beni mutlu ediyor. Yazabilmenin bir lütuf olduğunun farkındayım ve bundan çok mutluyum.

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

Birçok meslekte olduğu gibi, benim işimde de medyanın önemi büyüktür. Kitlelere ulaşmak da tabi ki medyanın büyük bir rolü vardır.  Bazı gazete ve dergilerde şiirlerim, yazılarım yayımlanmıştır. İmza günlerim, etkinliklerim ve sunumlarımın duyurulması vesilesiyle medya ile iç içe olmak durumundayım. Kitabım çıktıktan sonra medya benim için daha bir önem kazandı.  Tabi ki sosyal medyayı da kullanıyorum.  O vesile ile de birçok okurum ve takipçime ulaşabiliyor, onların da bana ulaşmasını sağlıyorum.

Yazarlık dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Evet var. Kendi yazdığım bir oyunun sahnelenmesi ve bunda rol almayı istiyorum. Yine sahnede yine sözlerimle ama bu sefer şiirle ya da sunumla değil, oyunumla seyirci karşısında olmak istiyorum. Ayrıca düşündüğüm birkaç farklı konu ile tabi ki sanat ağırlıklı olmak üzere bir televizyon programı yapmak da istiyorum.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Evet tabi ki bir rekabet baskısı var.  Bu beni çok etkilemiyor. Büyüklerimizin ‘ meyve veren ağaç taşlanır ‘ sözünün doğruluğunu ispatlayan durumlar da yaşıyorum.  Fakat ben işimi severek ve emeğimi esirgemeden, tüm içtenliğimle yaptığım sürece başarı benimle olacaktır diye düşünüyor, yoluma devam ediyorum. Ama bazı zamanlar, hırsın ne denli tehlikeli, bir durum olduğunu da görüp hicap duymuyor değilim. Dostun zannettiğin kişilerin, düştüğü durumları görmek onlar adına üzülmeme sebep oluyor. Özellikle sunum konusunda gereksiz girişimlerde bulunulmasını tebessümle izliyorum.

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Medyanın daha faydalı yönlerde kullanılmasını isterdim.  Örneğin Cemal Safi gibi büyük bir üstadın, hayattayken daha çok tanıtılması ve eserlerinin ona ait olduğunun belirtilerek, topluma daha fazla bilgi verilmesi gerekirdi. Cemal Hocam gibi birçok edebiyatçı, sinema ve tiyatro sanatçısı hak ettiği değeri görmeden göçüp gidiyorlar. Ben burada medyanın gereksiz yönlere ağırlık veriyor olduğunu düşünüyorum.  Ayrıca magazin adı altımda, limitini aşan dedikodu ve özel hayata müdahale edecek derecede rencide eden haberler sanatçıların yaşam alanlarını daraltıyor diye düşünüyorum.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı ya da bu işi yapabilmek için sizce nasıl bir eğitim almak gereklidir?

Şu an yazarlık konusunda eğitimin gerekliliği ile ilgili, fikirler ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı yazmak için eğitime gerek yoktur, yazabilmek bir yetenektir diyor. Bir kısmı eğitimsiz yazılamaz diyor.  Benim düşüncem insanın kendisini her konuda geliştirmesi için öğrenmeye aç olması yönündedir. Ben yazarlık konusunda daha fazla teknik ve farklı bakış açıları öğrenmek için , Temel Yazarlık ve Yaratıcı Yazarlık kurslarına gittim.  Sertifikalarımı aldıktan geriye dönüp baktığımda bakış açımın inanılmaz derecede geliştiğini ve yazım tekniklerinin ne kadar rahat kullanabildiğimi gördüm. Her olaydan bir öykü çıkarmaya başladım. Sıradan bir duygu aktarımının yazmak olmadığını, edebi bir iz bırakmanın gerekliliğini bir kez daha anladım.. Kendisini yetiştiren, geliştiren, yeteneği olan ve en önemlisi iyi bir gözlemci ve iyi bir dinleyici olan herkesin yazabileceğini düşünüyorum. Her satırın hitap ettiği birisi mutlaka vardır. Sunuculuk konusunda da şunu söyleyebilirim. Sunum yapacak insanın sahne hakimiyetinin olması ve akıcı bir dille programı yönetebilmesi çok önemlidir.  Bence kesinlikle diksiyon dersleri, beden dili hatta toplum önünde söz söyleme  sanatı dersleri alınmalıdır. Ben bu eğitimleri tamamlamadan sunum yapmadım.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi ?

Hayır bence yeterli değil. Başka özellikler de gerekli diye düşünüyorum.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Her insanın iyi olduğu kanaatinin her zaman doğru olmadığını, kendime anlatabilmeyi isterdim.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Fazla televizyon izlemem. Birkaç program ve haberleri izlerim.  Gazete ve dergi okumayı severi ama daha çok kitap okurum. Sosyal Medyayı işimle ilgili olarak kullanmayı tercih ediyorum.

Kitap çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Şu anda basım aşamasına gelmiş olan bir şiir, bir öykü ve bir romanım var. Tabi ki yazmaya devam ediyorum.

Özel sunum protokol sunumları ile ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Özel sunumlar protokol sunumlarına oranla daha samimi ve sıcak geçer. Fakat protokol sunumları daha ciddi ve dikkat gerektiren sunumlardır. Yapılan bir hatanın telafisi zordur.  Ama ben her iki sunum şeklini de severek yapıyorum ve tabi ki önümüzdeki günlerde sunum çalışmalarım devam edecek. Özel gün ve haftalarda bu çalışmalar daha da artar.

 İyi sunuculuğu nasıl tarif edersiniz?

İyi bir sunucu, anlaşılır bir şekilde, içten, izleyenlerine yakınlığını hissettirerek ve tabi ki saygılı bir hitapla, sıkıcı olmadan programı yönlendirebilmelidir. Benim şiir yazıp, yorumlayabilmem de sahnede farklı bir hava yaratır. Tabi ki anektodlar ve seviyeli espriler de izleyenleri mutlu eder. Göz teması da çok önemlidir.

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi ?  Spikerliğin stresli yanları neler ?

Sunuculuk sorumluluk gerektiren bir meslektir. Pek tabi ki sorumluluğunu bilen insanda da sunum öncesi bir stres olacaktır. Fakat sunum  öncesi akış ile ilgili çalışma tam anlamıyla yapıldıysa stres yapmadan sunum başarıyla yapılabilir. Biraz evvel de belirttiğim gibi protokol sunumları daha stresli olur.  Bu sunumlarda ki sıralamalar ve hitaplar eksiksiz olmalıdır. Hata yapmamak önemlidir, çünkü bir sunucu kötü bir sunumla itina ile hazırlanmış programa zarar verebilir.

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı?

Güzellik ve bakımlı olmanın ekran karşısında bulunan izleyenler için önemlidir.  Her kesin kendine has bir güzelliği vardır. Ama önemli olan güzelliği samimiyet ile birleştirmektir.  Ben tebessümün bir güzellik iksiri olduğunu düşünüyorum.

Yeni  Medyanın ( Sosyal Medya ve İnternet ) Geleneksel Medyayı ( Radyo – tv gazete ) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek?

Yazık ki günümüzde Sosyal Medya ve internet aşırı derecede kullanılmaya başlanmış durumda. Bu benim gözümde korkutucu bir düzeyde ilerliyor. Kültürel anlamda ki gelişmeleri engellemek bir yana, aile içi diyalogları bile koparmaya başlayan bir güç oluştu günümüzde. Tv izleyicisi çok fazla ama gazete ve radyo konusunda biraz karamsar olduğumu üzülerek belirtmek zorundayım.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boş zamanım pek olmuyor.  Yakaladığım her boş anım benim için yazmak ya da okumakla geçecek anlardır.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Hayır belli bir film ya da roman yok ama okuduğum bir çok romanda hayatıma dair bir şeyler bulduğum oluyor. Bu filmler için de geçerli olabiliyor zaman zaman.

Kırmızı Türk hakkında neler söylersiniz?

Kırmızı Türk’ün çalışmalarını beğeni ile takip ediyorum. Spikerlik ve sunuculuk mesleğine verilen değere ve emeğe ben şahsım adına teşekkür ediyorum.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Edebiyat Dünyası’nda güzel eserlerle anılmayı çok isterim. Şu anki konumumdan mutluyum ama daha çok eserle, yazılarım ve şiirlerimle daha çok yüreğe dokunmak, başarılı sunumlara, başarılı işlere imza atmak istiyorum.  Vizyonum sevgiyle büyüyen, yazılarım, sunumlarım ve bıraktığım izlerle güzel ve başarılı bir yerde olmaktır. 

Son olarak neler söylemek istersiniz? 

Son olarak takipçilerime şiirden, okumaktan, sevmekten ve güzel olan her şeye sahip çıkmaktan vaz geçmeyelim derken, bu keyifli röportaj için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Röportaj: Cengizhan KAYA