Merhaba Özge Hanım, nasılsınız?  Güzel bir albüm çalışması olmuş hayırlı olsun…

Teşekkür ederim Elif'ciğim çok iyiyim sağol. Çok titiz çalıştığımız bir albüm oldu. Herkes çok beğeniyor.

Albümün adı neden "Mutlu Son"?

Albüm güzel bir başlangıçla, mutlu sonsuz olacak inşallah. Şarkının müziği Yılmaz Taner’e,düzenlemesi  Gökhan Holat’a, müzik direktörlüğü Febyo Taşel’e ait.  Sözlerini ise daha önce çıkardığım single albümümdeki "Velhasıl" şarkısının söz yazarı Nehir Kıyıcı yaptı. Aslında ona sormak lazım. Asıl amacımız beklediğimiz zamanın sonuçlanması gibi düşünmemizden kaynaklanarak çıktı. Çok emek verip çok uğraştık artık muradımıza erdik ve mutlu son olsun diye başladık.

Albüm çalışma süreci ne kadar sürdü?

Kayıtlar bir yılı buldu fakat şarkıları toplayıp arasından seçim yapıp, karar vermemiz iki yılı buldu diyebilirim. Albümde 5 şarkı var. Ve bir çok özel isimde bu albümde bana destek verdi. Çok memnunum.

Klip?

Klip, "Mutlu Son"a çeklidi. Geçtiğimiz hafta cuma günü yayına girdi ve çok beğeniliyor. "Maslak Ata Stüdyoları"nda çekildi. Murat Joker klibimizi çekti. Biliyorsunuz ki Gökhan Türkmen'in ve Simge Sağın'ın da kliplerini çekti Murat, kendisi çok sevecen bir yönetmen, kendisi ile çalışmak çok keyifli ve güzel.  Ekip çok iyiydi. Ayrıca  Brezilya’dan özel dans ekibi geldi. Onlar da genç ve aktif çocuklardı. Türkiye'de ilk defa kullanılan bir ışık sistemi kullanıldı. Klibin dönüşleri gerçekten çok harika diyebilirim.

"İkinci klip yolda"

"Kararsız kaldığım iki şarkıyı sevenlerimin isteğine göre değerlendireceğim" diyen Özge Doğru, "Türkiye’nin en ünlü orkestrası olan Enbe Orkestrası’nın solisti Selçuk Erkalaycıoğlu ile düet yaptığımız 'Bizi Unutmam' şarkısına klip çekeceğimiz görülüyor" şeklinde açıkladı.

Sanat müziğine çok uzun zaman emek vermiş bir kadın sanatçı olarak bir anda pop tarzına geçmeniz sizde ve çevrenizde ne tür değişimler yarattı?

26 yıl, sanat müziği söylemiş biri olarak gündemin ve gençlerin pop ağırlıklı müzik dinlemesinin bende büyük bir katkısı oldu. Ben 10 yaşında müzik eğitimine başladım. İstanbul Ünüversitesi Devlet Konservaturarı Türk Musikisi bölümünü okudum fakat bu eğitimim süresince sadece sanat müziği söylemedim. Hiç bir tarza yabancı değilim. Pop müzik uzun zamandır yapmak isrediğim bir türdü. Tabi ki enstrümanım kanun olduğu için ağırlıklı olarak sanat müziğinden çıkamıyordum. Daha sonra küçük yaşta bir koro kurdum. Türkiye'de bir ilk olan ayakta kanun çalan ilk sanatçıydım. Sonra öğrendik ki dünyada da yokmuş. Hem çalan hem söyleyen ve koro yöneten ilk kişiydim. Daha sonra yaygınlaştı ve taklitler elbette oldu. Bu şeklide ünümüz sanat müziği yönünde gitti. Pop müziğini sahne çalışmalarında yapıyordum. Sezen Aksu'dan, Ajda Pekan'dan pop müzik şarkılarım oluyordu. Daha sonra yollarımız Samsun Demir ile kesişti. O da "Pop albümü deneyelim" dedi. Deneyip bir pop şarkı demosu yaptık. Çok güzel bulduk. Ve çıkarmaya karar verdik. Türk sanat müziği kimliğimin silinmeden onu da göstererek popu denemek istedik. Güzel de tepkiler alınca albümde harmanlı bir çalışma yaptık. Mesela "Çal Kanunum Çal" şarkısı da var. Bu şekilde karar verdik.

İlk defa bir single çıkarıp ardından albüm çıkardınız. Neden bir single daha değil de, albüm oldu?

Biz ilk başta albümle çıkacaktık, süresi uzayacak diye beklemek istemedik. Önden bir "Velhasıl"  şarkısı çıksın. Pop tepkilerine de bakalım dedik. Güzel dönüşler alınca, 10 şarkılık bir albüm vardı o albümü ikiye böldük ve iki tane maksi single albümü olarak çıkarmaya karar verdik. 1'incisini geçen hafta çıkarttık. İkincisi herhalde 2017 sonbaharı bulacak. Bu albümde çok güzel şarkılar var ve çok güzel sanatçılarla çalışma yaptık. O yüzden süreç uzar diye düşünüyorum.

Mustafa Ceceli bir şarkınıza aranje yaptı ne söyleyeceksiniz?

Ahh evet, Mustafa Ceceli'yi ben zaten çok beğenirim. Hem çalışmaları hem kişiliğiyle harika biri. Samsun Demir'e "Mustafa Ceceli'ye rica etsek" diye ben söyledim aslında.  Samsun Bey, iyi olur demişti. Mustafa Ceceli de şarkılarımı dinlemiş, sesimi sevmiş, hiç ikiletmeden kabul etti. Şarkının söz ve müziği Zeki Güner’e ait olan “Gitme” isimli  bir şarkı. Çok da güzel bir aranje oldu. Şarkı çıkmadan önce de kime dinlettiysem bayıldıar, şimdi de çok beğeniliyor. İlk klibi de biz o şarmıya çekecektik. Sonra mutlu son da karar kıldık. Güzel bir süreç Mustafa Ceceli, çok uyumlu bir insan zaten, inşallah daha güzel çalışmalarımız da olacak. Öyle düşünüyorum.

Albümde Enbe Orkestrası’nın solisti Selçuk Erkalaycıoğlu ile düetiniz var. Sizin sanat müziğinden gelen bir orkestra uyumunuzda vardır diye düşünüyorum. Selçuk Bey'le çalışmak nasıldı?

Çok zevkliydi gerçekten. Behzat Gerçekleri de ekibini de çok severim. Ben daha önce Çırağan Sarayı'nda çalıştığımda kendisiyle görüşmelerimiz oluyordu. Daha sona birlikte çalışmak da nasip oldu. Oradaki solist arkadaşım Selçuk Erkalaycıoğlu ile çalıştık. Seslerimizde çok uydu, çok beğenildi. Şarkıların her biri çok güzel oldu. İkinci klip “Bizim Unutmam”a çekliecek gibi duruyor.

"Velhasıl"a da değinelim istiyorum. Sizin ilk şarkınız, belki de bir çoğumuzun sizi tanımamıza vesile olduğu şarkı, siz ne dersiniz?

Evet, "Velhasıl"ı da Nehir Kıyıcı yazdı. Bestesi Emre Çiçek'e, düzenlemesi de DJ Kaan Gökmek yaptı. Kimsenin beklemediği performansla gelmiş oldum. Teknomer, hareketli, enerji veren bir şarkı. Zaten bu şarkı o kadar çok uğur getirdi ki bana, o şarkının dönüşleri ile bu yolda ilerlemeye karar verdik.

Onun kilibi nasıldı?

Velhasıl'ın klibini Nihat Odabaşı çekti. Nihat Bey'in yönetmenliğinde bir klip çıkarmak, hayallerimden biriydi. Ve kendisiyle başlamak bana nasip oldu. Gittim tatlı dilimle konştum ve ikna ettim. Çokta iyi arkadaş olduk. Hiç tartışmasız çok disiplinli ve çok başarılı bir yönetmendir, kendisini çok seviyorum  Böyle bir şansım oldu. Kendisinin de uğur getirdiğine inanıyorum. "Velhasıl" da hala dinleniyor. Hatta "Mutlu Son" ile çok kıyaslanıyor.

"Bir ön yargıyı parçalamak atomu parçalamaktan daha zor" der Albert Einstein. Hakikaten çok doğrudur. Bana "Yaş 37 olmuş, bu yaşta pop şarkı söylemek de nerden çıktı" diyenlere, iletmek isterim...

Sanat müziğinin o ağırlığını almış biri olarak pop müziğe geçişte sizi zorladı mı?

Aslında beni çok etkilemedi. Şöyle bir bocalama yaşadım sadece; yıllardır kıyafetlerim olsun, duruşum olsun, hep ağır davranırdım. Halbuki ben, günlük hayatımda yırtık kotta giyen biriyim. Modayı takip eder ve canlı renkleri üzerimde taşımayı severim. Sahne çalışmalarımda hatta kliplerde abiye kıyafetlerden çıkıp spor tarza geçmek benden çok, beni izleyenleri etkiledi. Çok şaşırdılar. Aslında değişiklikleri ben seviyorum, farklılıkları da severim. Yakıştığı sürece her şeye açığım...

Şimdi kitleniz gençler ve amacınız gençlere hitap etmek onunla ilgili ne tür çalışmalarınız var?

Değişiklik her geçen gün yapıyorum. Albümdeki şarkılarda Coverlar da var fakat o kadar bilindik şarkılar ki gençlerin daha önceden bildiği şarkılar oluyor. 90'ların bitimindeki sevgili Hazal'ın seslendirdiği "Sürgün Aşkımız" yine çok dinleniliyor. Yeterince farklılık yaptığımı düşünüyorum. Hareketli ve anı yaşayan biriyim.

Albüme destek veren usta sanatçılar var özellikle Sezen Aksu ve Bülent Ersoy'u biliyorum. Usta isimlerden bu albüm isteğini duyup, albümü çıkarmak size ne hissettirdi?

Çok fazla cesaretlendirdi. Daha fazla özgüvene sahip olmamı sağladı. Sezen Aksu, Bülent Ersoy, Ajda Pekkan gibi usta isimlerin bana destek vermesi, bana tavsiyeleri olmaları çok güzel. Onlar, sizin zamanında hayranı olduğunuz ve hala hayranlıkla dinlediğiniz insanlar ve kendinize örnek aldığınız kişiler, beni izleyip bu teklifle gelmeleri, beni çok onure etti. Her birine sizin vesilenizle de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Kanun çalmanın dışında, kanunu ayakta çalan ilk kadınsınız. Nasıl ayakta çalmaya başladınız?

Ben, kanunu ortaokul - lise dönemlerimde oturarak çalıyordum, ki kanun ağır bir enstürmandır. Ardından lisenin sonlarından sonra koro çalıştırmaya başladım. Korolarda da özellikle nefes ve kanun olarak eşlik etmişliğim vardır. Ardından Şişli Belediyesi'nde kendi koromu kurdum ve 11. senemize girdik. Biliyorsunuz ki koro şefliği ayakta yönetilerek yapılır benim de bunun için kanunu ayakta çalmam gerekti. Rahmetli "Ahmet Karaduman" bunu ilk yapan kişidir. Onun özel bir sehpası vardı ve kanununu o sehpaya koyarak ayakta çalmıştı. Kendisinden sonra bayan olarak bu şekilde ayakta ilk kanun çalan benim. Teknik aslında aynı sadece ayakta çalmak daha zor ve onun yanında şarkı söylemek ve koroyu yönetmek başlı başına farklı bir iş. Çok zor tabii ki çünkü elinizle koroyu yönetmek gerekirken ben başım ve gözlerimle koromu yönetiyorum. Tabii korodaki arkadaşlar da buna alıştı. Bu şekilde koroyu yöneten ilk kadınşef de benim. Daha sonra arkamdan çok çıkanlar oldu fakat bunu benim gibi sürdürebilen duymadım.

Pop tarzını seçtiğiniz için şimdilik kanundan ve sanat müziğinden uzak mı kalacaksınız?

Yok hayır, kopmayacağım. Artık enstrümanlar o kadar evrensel oldu ki ve herbiri harmanlandığında o kadar her şarkıda kullanılabiliniyor ki özellikle kanun Türk müziğinin piyanosu diyebiliriz. Kanunla ben Çırağan Sarayı'nda program yaptığımda kanunla "Napoletane" bile çalıyordum. Ben kanundan kopacağımı sanmıyorum. Öyle bir düşüncemizde hiç olmadı hatta kanunu pop konserlerimde kullanmayı düşünüyorum.

Farklı bir enstrüman daha çalışyor musunuz?

Biraz piyano eğitimim var. Ben aynı zamanda zihinsel engelli çocuklarımızada eğitim veriyorum. Ritim sazlarını onlar için öğrendim. Gitar da çalabiliyorum. Fakat kanun çok ciddi ve ayrıntılı enstrüman olduğu için zamanımı bir diğer enstrümanlarda uzmanlaştıramadım. Ama piyanomda kötü değildir.

Zihinsel engellilere müzik eğitimi veriyorsunuz. Bunun ne tür zorluğu ve kolaylığı var?

2006- 2007 yılında başladım çocuklara ders vermeye. Aslında kardeşimin eğitim vermesi için gitmiştik okula, müzik öğretmen açıkları varmış öyle başlamış oldum. Tesadüfen oldu ve o kadar çok sevdim ki zaten müzik öğretmenliği diplomam var. Bu çok başka bir dünya. Bir kırmızı rengi bir yılda öğrenen çocuklar var. Ben onlara ilk derste "Saman Yolu" şarkısını öğretmeye çalıştım ve gerçekten söyleyebildiler o çok duygulandırdı beni. Hepsi ile aram çok iyi ve ben onları çok fazla seviyorum.

"Duygularla yaşayan biriyim. Duygusallık benim mantığımdan daha önce gelir"

Nasıl bir çocuktunuz?

Annemin anlattığına göre sessiz ve mutlu bir çocukmuşum. Sakin davranan ve müziğe çok ilgili. Küçüklükte de piyano ile birşeyler çıkarıyordum. Kendimi bildim bileli müzik hayatımdaydı. Oyunculuk yeteneğimin de kuvvetli olduğunu sölerlerdi ozamanlar oyunculukla ilgili bölüm olmadığı için müzik ile devam ettim. Şahika Takat'tan 12 yaşlarında tiyayto eğitimi almıştım. Hep yetenek isteyen işlerle uğrşırdım. Yaramaz değildim.

Yakın zamanda neler var?

Albüm yeni çıktı, onun tanıtımları olacak konserlerimiz olacaktır. Şişli Belediyesi'ndeki sanat müziği korom devam ediyor, onun konseri de olacak. Tam net bir plan yok tarihler belli olunca sosyal medyadan takip edip görebilirler.

Son olarak okuyuculara neler söylemek istersiniz?

Herkese sevgilerimi sunuyorum. Müzikten hiç bir zaman ayrılmamalarını, özellikle fırsat bulurlarsa amatörce keyif için de olsa müzikle mutlaka ilgilenmelerini isterim. Mümkünse korolara katılmalarını öneririm, bizim koromuza da beklerim. Hayatlarının bir köşesinde müziği mutlaka bulundursunlar diyorum. Herkese sevgilerimi sunarım. Hepinize sağlıklı mutlu ömürler…

Doğum Tarihi: 16. 07. 1979

Burcu: Yengeç

En sevdiği huyu: Merhametli olmak

En sevmediği huyu: İnatçı

Uğurlu sayısı:7

Uğurlu günü: Pazartesi

En sevdiği renk: Mor

En sevdiği çizgi film: Tom ve Jery

En sevdiği söz: Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine, biraz deli ol dünya senin kahrını çeksin.

Röportaj: Elif GÜNAY