Bu hafta Göktürk Demiröz ile otomotiv sektörüne dair sohbet ettik. Ülkemizdeki otomotiv işleyişini, firmaları, satış ve pazarlamayı konuştuğumuz keyifli sohbetimiz sizlerle…

Sizi tanıyabilir miyiz? Göktürk Demiröz kimdir?

27 Mayıs 1982’de İstanbul Üsküdar’da doğdum,  emekli deniz albayı bir baba ile emekli banka yöneticisi bir annenin tek oğluyum. Aslen Afyon Başmakçılıyım, dedelerim Denizli Tavas’tan Afyon’a gelmişler nam-ı diğer Efe diyarı :)
İlköğrenimimi Paşakapısı İlkokulu’nda, ortaokul ve lise eğitimimi Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi’nde, yüksek öğrenimimi de Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği lisans, İTÜ Makine Mühendisliği Otomotiv Anabilim Dalı yüksek lisans programında tamamladım. 11 senedir iş hayatındayım ve 10 senedir otomotiv sektöründeyim. Halen de otomotiv sektöründe özel bir şirkette çalışıyorum.

Otomotiv sektöründe ne zamandan beri çalışıyorsunuz? Otomotiv, size göre nasıl bir sektör?

10 senedir otomotiv sektöründeyim, dünyaya defalarca gelsem gene çalışacağım sektör olurdu:)
Sektörü, araçları ve işi çok seviyorum, her gün işime büyük bir aşkla gidip çalışıyorum ve tüm genç arkadaşlarıma ve öğrenci kardeşlerimize mutlaka bu dünyaya girip çalışmalarını tavsiye ediyorum.
Otomotiv sektörü çok keyifli, çok popüler, göz önünde olan, ülkelerin ve dünyamızın ekonomisine ciddi yön veren bir sektördür; en gözde, en dikkat çeken ve insanların en çok rağbet ettiği ürünleri ortaya koyan ve birçok markanın rekabet ettiği nadide ve özel bir dünyadır.

Dünya üzerinde ve ülkemizde çeşitli markalarla araba üretimi gün geçtikçe çoğalmakta. Bu konuda neler söylersiniz? 

21. yy rekabetin, kalitenin ve müşteri beklentisinin çok yüksek olduğu uzay ve teknoloji çağı… Bu doğrultuda otomotiv dünyası ve markalar kıyasıya bir rekabet içindeler, bu rekabet de birçok farklı markanın birçok kaliteli ürününü ortaya çıkmasına ve herkesin binek ve ticari araç almasına sebep olmaktadır. Gitgide kalitesi ve ürün mühendisliği artan bu araçların müşterilere sunulmasıyla çok daha verimli ve faydalı bir gidişat görmekteyiz. Bunun artması ve en iyiye doğru gitmesini merak ve takdirle izliyoruz.
Türkiye 3 kıtanın geçiş noktasında ve dev bir ekonomiye sahip ülke… Ülkemiz binek ve özellikle ticari araç geliştirme ve üretimde dünya ekonomisinde söz sahibi ve üst noktalarda. Dileğimiz Türkiye’ye her markanın gelerek üretim tesisi ve mühendislik ekibini kurması, böylece beyaz ve mavi yaka içinde büyük istihdam yaratılabilir. Satış pazarlama konusunda da zaten oldukça yüksek bir seviyedeyiz, bugün Türkiye’de her tip araç hem binek hem de ticari olarak satılmakta ve servis hizmetleri sunulmaktadır. Türkiye her araç ve marka için büyük bir pazar ve çok önemli bir ağdır.

Taşıt üretiminde ve satışında dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Firmalara bu konuda neler söylemek istersiniz? 

Taşıt üretiminde hatanın minimize ve hatta hiç hatasız olması esastır, bunun yolu iyi mühendislikten yani iyi bir çalışma grubu ve en iyi üretim-arge-test ekipmanlarını kullanmaktan geçer, bu şekilde kalitesi yüksek ve sıfır hata ya da buna yakın araç üretilebilirsiniz. Ayrıca müşteri ihtiyaçlarını iyi okumak, analiz etmek ve pazara hakim olmak tasarım esnasında hangi araca mühendislik edeceğinizin ve üretim esnasında da hangi araçtan kaç adet üreteceğinizin fikrini size önceden verebilir, ayrıca iyi bir üretim ve malzeme planlama ile de adet/kalite ve ihtiyaca hitap eden çok üst seviye bir üretim tesisi oluşabilir. Satış yapılırken de aracın fiyat / performans indeksi önemlidir.
 Bugün dev olmuş tüm markalar bu analizleri yaptıkları için ekonomiye yön veren, trendler yaratan ve insanların hayranlığını kazanan ürünler ortaya koymaktadır. 

Motorlu taşıt vergileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Vergi tutarı uygun mu sizce?

Sanırım bu konu özellikle binek araç yani otomobil diye adlandırdığımız araçları satın alan ya da satın almak isteyen tüm müşterilerin en büyük soru işareti... Ülkemizde taşıt vergilerinin yüksek olması hep konuşulan bir konudur ama devletimizin bu hususta gerekli düzenlemeleri yapacağına kanaatim tamdır. 

Otomotiv sektöründe çalışan elemanlar hangi kriterlere uygun olmalı, nelere dikkat etmelidir?

Otomotiv sektöründeki markaların oluşturduğu şirketler birçok departmanın birleşmesinden ve birçok disiplinden olan insan gücünün bir araya gelmesinden oluşur. Bir aracın arkasında onu tasarlayan ve üreten mühendisler ve işçiler, ona destek veren birçok yan departman (satın alma, malzeme ve üretim planlama, lojistik, insan kaynakları, bilgi işlem vb…), onu pazarlayan, satan ve servis hizmeti veren büyük bir organizasyon (distribütör ve bayi ağı) bulunmaktadır. Bu hizmetlerin en kaliteli seviyede olması için tabi ki de eğitim esastır, tüm branşlarda iyi mezuniyete sahip, mesleki donanımları yüksek, zeka ve karakter yapısı iyi olan insanların otomotiv sektöründe çalışması büyük bir başarı ve sinerji yaratmaktadır.

İşiniz haricinde nelerle uğraşıyorsunuz?

İşim dışında, spor yapıyorum, uzun yıllar basketbol oynadım ve yüzdüm, halen vakit buldukça yapıyorum, yürüyüş ve koşu yapıyorum, sinema ve tiyatroya giderim, arkadaşlarımla sosyal etkinliklere katılırım ve zaman geçiririm, ailemle vakit geçiriyorum, evde olduğum zamanlarda bilimsel, siyasi, coğrafik, aktüel yayın ve belgeselleri, filmleri ve programları izliyorum, makale okuyup gündemi ve dünyayı takip etmeye gayret ediyorum, doğa ve hayvanlarla aram çok iyi, doğada da vakit geçiriyorum. Eskiden resim ve müzik enstrümanlarıyla uğraşıyordum ama bu ara pek zaman ayırmıyorum ama ayırsam hiç fena olmaz:)

Sizce biz ülke olarak otomotiv sektöründe hangi ülkeleri örnek alıyoruz?

Otomotiv sektöründe Almanya ve Uzak Doğu ülkeleri lider ülkeler arasındalar, Türkiye’de birçok ülkeden markanın üretim tesisi ve neredeyse tüm markaların satış pazarlama ve servis ağı bulunmaktadır. Uzun yıllar Türkiye’ye Almanya, Amerika ve Uzak Doğu firmaları otomotiv sektörüne yön vermişlerdir.

Otomotiv sektöründe satış ve pazarlamada nelere dikkat edilmeli, hangi yollar izlenmelidir?

Dikkat edilmesi gereken birkaç parametre bulunuyor: Ürünü iyi tanımak, müşteriyi iyi tanımak, müşteriye göre ürünü sunmak ve pazarı iyi analiz etmek. 
Bunlar yapılırsa hangi marka olursanız olun ürünü iyi pazarlar ve sunarsınız, müşterinizin albenisini ve takdirini kazanırsınız, yıllar geçtikçe de liderleşir ve hangi segmentte bunu yaparsanız kemikleşirsiniz.

Firma içerisinde müşteriye gösterilen muamele nasıl olmalıdır?

Her firma her çalışanını dikkate almalı ve ihtiyaçlarına cevap vermelidir, aslında bu bir karşılıklı anlaşmadır; firmanız da sizden büyük bir çalışma enerjisi ve başarı bekler, eğer siz bunları gösterir ve firmanızı ileriye taşırsanız, firmanız ve yönetimi de sizi takdir edip beklentilerinizi optimum seviyede karşılar, tüm profesyonel kurumsal firmalar zaten böyle çalışmaktadır. Buna kazan kazan prensibi diyebiliriz.

Sizce otomotiv servislerinin işleyişi Türkiye’de iyi mi? Servislerin geliştirilmesi için neler yapılmalıdır?

Türkiye uzun yıllardır süregelen araç üretimi ve satışları sayesinde servis kalitesini ve teknik destek ağını oldukça geliştirdi, tüm markalar burada satış bayi ağlarını kurarken iyi bir de servis ağı yarattı ve geliştirdi, bugün satış sonrası müşteri memnuniyeti çok önemli bir satış argümanı haline gelmiştir. Ayrıca rekabetin fazla olması sebebiyle beraber, birçok yerde özel servislerde kuruldu, müşteri nereye aracını götürüp bakım/onarım hizmeti almak isterse alabiliyor, yol yardım ve mobil servis hizmetleri de cabası… Gerek binek gerekse ticari araçlara bugün Edirne’den Kars’a kadar her yerde servis yaptırabiliyorsunuz, bu çok memnuniyet verici…

Son olarak gazetemiz okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Tüm okurlarımıza verdiğim röportajı okudukları için teşekkür, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Size de bana böyle bir imkanı tanıdığınız için çok teşekkür ediyorum.

Röportaj: Ayşenur Mama