Avukat Tülay Bekar müthiş bir insan, olağanüstü bir avukat, sıkı bir dost şahane bir kadın. Kendisini bizzat bir sosyal sorumluluk projesinde tanıdım, sevgili yazar modacımız dostumuz sevgili Murat Günhan ile hazırladığı defile ve kurucusu olduğu Çalıkuşu platformu etkinlikleri için yapılan organizasyonda Önce Vatan Gazetesi olarak biz de medya sponsoru olmuştuk, gururla. Konuşmasını bir dinleyebilseydiniz, nasıl yürekten nasıl duyarlı nasıl sevgi dolu, o sesinin tınısı, vurguları, mimikleri jestleri her şeyi duruşu ile tüm o bizler için verdiği savaşları nasıl kalpten ve sevgiyle canı gönülden yaptığını anlardınız. Duruşuna başarılarına mücadelesine hassasiyetlerine büyük saygı duyuyorum, kendisini çok seviyorum. İyi ki böyle muhteşem Cumhuriyet Kadınlarımız var, böylelikle Türkiye kendine Türklere yaraşır şekilde hep var olacaktır, Atamızın izinde!
 

RÖPORTAJ: FUNDA AKOSMAN ERMAN

Sevgili Tülay hanım sizi müthiş bir avukat, harika bir insan, çok sıkı bir dost olarak tanıdık. Sizi sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?

Öncelikle sözlerime yüreği canlı sevgisi ile dopdolu Cumhuriyet kadını, Atatürk kızı size teşekkür ederek başlıyorum. Yokluğu da, varlığı da bilen ama gözü hep ufka bakan Karadenizli Türk kadın avukatım.

Yarenlerimin yüreğinden tutmayı severim. Konu Atatürk, Vatan, şehit, çocuk, kadın olduğunda çok kolay ağlarım. Ardından güç toplar ve beklemeden, ne yapabileceksem yaparım.

Düşman gözlerin gözyaşımı görmesi mümkün değildir. Onların beni hep öfkeli, kararlı ve dik bakışlarımla hatırlamasını isterim.

Sizbircumhuriyetkadınısınız,asilmücaledeleci,hayattaki en büyük savaşınız ve kazanımınız nedir?

Bugün Türk kadınının sahip olduğu her şeyin Büyük Atatürk ve Cumhuriyet sayesinde olduğunun bilincinde olarak; var olan haklarımızı sonuna kadar savunmayı şiar edindim. Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakaret edenlerin, kadına şiddet, cinsel istismar vb. suçları işleyenlerin amansız takipçisiyim ve anında şahsım adına yöneticisi bulunduğum hukuk bürosu olarak gerekenleri yaparız. İmkanlarım ölçüsünde bu tür davaları ücretsiz olarak alıyor ve takip ediyorum. Toplumun aydınlatılmasına zerre kadar da olsa katkı sağlayabilmek için, önce kendi bilgi noksanlığımı tamamlamaya çalışıyor, sonrasında da çeşitli etkinlik ve iletişim vasıtalarıyla toplumun değişik kesimlerine ulaşmaya çalışıyorum.

Avukatlığınız boyunca sizi en çok üzen ve sevindiren olaylar neler, çok önemli ve özel durumlar yaşadığınızı biliyorum siz nasıl anlatmayı tercih edersiniz sizin takdirinizde?

Avukatlık hayatım boyunca çok şeyler yaşadım. Güzel Türkiye’me, büyük milletime yönelik her türlü kahpe saldırı karşısında yılmadan mücadelede verdim. Bu uğurda mücadele edenlerle yol arkadaşlığı yaptım. Bunun sonucu olarak da Ergenekon kumpasının mağduru oldum. Bana yönelik alçakça saldırıdan ziyade beni en çok üzen; o süreçte dik durması gerekenlerin acizliği, dost bildiklerimin vefasızlığı, yolda kalışlarıydı.

Tecrübelerim bana ülkemizde ve dünyada biten önemli olayların çoğu kez göründüğü gibi olmadığını göstermiştir. Görmeyen gözlerin kafaları duvarlara çarptırması beni hep üzmüştür.

Kolay gülebilen, sevinebilen biriyim.

Cinsel istismar ve kadına şiddet davalarında, sanıkların yüksek ceza almaları karşısında çok sevinirim.

Bunlardan beni en çok sevindiren bir ‘kanun yararına bozma’ kararıydı. Üç yaşından itibaren babasının cinsel istismarına maruz kalmış bir çocuğumuzun davasında; FETÖ’nün de marifetiyle sanık babaya takipsizlik verdiren kararı; dönemin Adalet Bakanının da duyarlılığı sayesinde kanun yararına bozulmuştur. Bunu duyar duymaz; anneyle birbirimize sarılıp dakikalarca ağlamıştık.

O kadar güzel o kadar hassas bir yüreğiniz var ki herkese koşuyorsunuz sağ olun var olun, sosyal sorumluluk projelerinizden söz eder misiniz, birine minik de olsa bende dahil olma şansına erişmiştim?!

Özellikle 1994 yılından itibaren  birçok sosyal sorumluluk projesinde aktif olarak yer aldım. Ama bunlardan en çok önemsediğim şehit ve gazi ailelerine ücretsiz hukuki desteği öngören ‘Mehmedim Projesi’ ile mağdur durumdaki çocuk ve kadınlara desteği amaçlayan ‘Çalıkuşları’ projeleridir.

‘Gelincik Projesi’ ile ‘Hayat Ağacı’  projelerinin kurucu başkan yardımcılığını yaptım. Ankara Barosu’nda ‘Yasa İzleme Enstitüsü’nün’ kurucu başkanıydım.

Çalıkuşu platformunun da kurucularındansınız, pek çok kurumun da kurucusu olduğunuz gibi, amacı ve gerçekleştirdiklerineler anlatır mısınız?

Çalıkuşları Projesi “Adını nereden aldı?” diye soracak olursak; öncelikle ulu önder Atatürk’ün cephede, gece uyumadan önce bir sahife Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını okumuş olması ismi belirlemekte ilk etken idi. Sonrasında; Çalıkuşu romanındaki Feride karakterinin İstanbul’daki rahat hayatı bırakıp, Anadolu’nun tozlu yollarına “eğitim” için düşmüş olması bizi etkiledi. Ve nihayetinde “Çalıkuşları” 8-8,5 cm boyunda küçücük canlılar olmasına rağmen; yavrularını tuzaklardan korumak için dişi ve erkek ortaklaşa nöbet tutması; onlarca sahte yuva yapacak kadar kararlı, cesaretli, sabırlı, metanetli oluşları bizim isim konusunda kesin karar vermemizi sağladı.

Çalıkuşları projesi kapsamında çok çeşitli faaliyetler yapıyoruz. Çocuklarımızı uyuşturucu tacirlerinin, çetelerin tuzaklarından uzak tutmak; umutla hayata tutunmalarını sağlamak için gayret gösteriyoruz. Başta Ankara ve Hakkari illerimiz olmak üzere çeşitli bölgelerdeki en sorunlu okulları, mağdur çocukları tespit edip; yardım elini uzatmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda; gelirleri tamamen okullara ve mağdurlara verilmek kaydıyla defileler, konserler, kermesler, vb. faaliyetler düzenliyoruz. Çocuklarımızı ve kadınlarımızı aydınlatmak maksadıyla; çeşitli meslek dallarından seçkin kişilerle konferanslar, sohbetler, ayrıca farkındalık yaratacak paneller düzenliyoruz. 5 Kasım’da bir panel 23 Kasım’da da Yenimahalle Belediyesinin de katkılarıyla bir konser düzenliyoruz.

Sizinle gerçekten gurur duyuyorum bir Cumhuriyet Kadını olarak duruşunuz ve onurlu hukuksal yaklaşımınız için, engin tarih bilginizden de etkilenmemek mümkün değil, sosyal medyadan izliyorum sizi, gün gün Atatürk’ün yazdığı tarihi yaşatıyorsunuz. Elbette tarihini bilmeyen geleceğe güvenle bakamaz, bu misyonu edindiğiniz için çok teşekkürler, siz taşın altına elini koymaktan hiç çekinmeyenlerdensiniz neler diyeceksiniz?

Sonsuza programlı ‘Cumhuriyet Çınarımız’ suyunu köklerinden tarihten alıyor.

Dalları, yaprakları besleyen köklerden gelen can suyudur. Tarihi bilmeden günün değerini bilemez, yarınlarımızı inşa edemez, dallarımızı canlı tutamayız. O nedenle; önce kendi tarihi bilgilerimi tazelemeye ve elimden geldiğince paylaşmaya çalışıyorum.

Gelecek; tarihini bilen, kimliğiyle övünen, gücünü kavrayan ve bunu yerinde ve zamanında kullanmasını bilen nesiller sayesinde güvence altına alınabilir.

Türkiye vatanımız, bayrak kutsalımız başkomutan Atatürk önderimiz kurtarıcımız geleceğin Türkiye’sini nasıl görüyorsunuz, Türkleri neler bekliyor?

Türkiye; siyasi, ekonomik, sosyo-kültürel ve askeri anlamda büyük bir kuşatma altında. Şer ortakları, durmadan bizi köklerimizden koparmaya, dallarımızı kırmaya çabalıyor. Çok şükür ki; içten ve dıştan yapılan tüm saldırılara karşı ayaktayız. Tehlikeyi görüyor, ne yapılması gerektiğini de biliyoruz. Milli çıkarlarımız doğrultusunda; Büyük Atatürk’ün izlerini takip ederek milletçe kenetlendiğimiz takdirde hiçbir fırtına bizi sarsamaz. Atatürk’ün torunlarının azim ve kararlılığı sayesinde; yarınlara olan umudumu canlı tutuyorum. Umut yayacağız, bilgi, yayacağız, çözüm bulacağız, çağı yakalayıp Cumhuriyet meşalesini sonsuza dek yakacağız.

Kadınlara gençlere  önerileriniz neler olabilir?

Çocuklarımızın gelişiminde en önemli rolü kadınlarımız oynuyor. O nedenle; kadınlarımızın aydınlanması, yarınların da aydınlık olması anlamına gelir. Kadınlarımızın haklarını bilmesi, yılmaması, sonuna kadar haklarına sahip çıkması lazım. Ancak; kadının konumu bakımından, ülkemizin de gerçekleri var. Kadın eziliyor, hor görülüyor, cahil ve korumasız bırakılıyor. Kadını güçlendirecek adımlara, devletin de katkısıyla hız vermek zorundayız. Kadınlarımız ve gençlerimiz çok okumalı, mağduriyetlerinden devletin ilgili birimlerini ve ya yakınlarını bilgilendirmelidir. Her kadın ve her genç ışığını kuvvetlendirmek için kendini geliştirmeli ve etrafına da ışığını yaymalıdır. Sosyal medyada dolaşan kirlenmiş, yalan haber ve bilgilere itibar etmemeleri; özellikle uyuşturucu ve diğer çete yapılanmalarına karşı çok dikkatli olmaları gerekir. Gençlerimiz ve kadınlarımız; yarınlarımızdır, umutlarımızdır.

Gelecekteki hedefleriniz projeleriniz nelerdir?

Geleceğe yönelik olarak çok sayıda düşlerimiz ve düşlerimizi besleyen projelerimiz var. Öncelikli mevcut projelerimizi ülke çapında etkin kılmayı ve orta vade de uluslararası boyuta taşımayı düşünüyoruz. Suriye’den ve diğer ülkelerden çeşitli yollarla ülkemize sığınan veya kaçak yollarla girenlerin yarattığı sosyo-kültürel, asayiş vb. sorunlar oldukça fazladır. Bu sorunların çok fazla büyüme potansiyeli var. Mevcut ve muhtemel sorunlar üzerinde; kadın ve çocuk odaklı yoğunlaşacağız.

Tüm bu işlerle başa çıkıp yetişiphem bu kadar güzel gönüllü duygulu ve her konuda bu kadar hassas nasıl olabiliyorsunuz?

Her güne uyandığımda; yeniden aydınlığı gösterdiği için Allah’a şükrediyorum. ‘Güleryüz, şefkat, adalet ve sevgi esvaplarımı üst üste giyiniyor, yola koyuluyorum. Elbette ki;  zaman zaman çok yoruluyorum. Bitkin düştüğüm; sadece suyla akşamı ettiğim günlerim çok oldu. Şeytan pes etmemi istediğinde; kuyruğundan tutup savuruyorum. Atalarımızın bizden çok daha zor koşullarda ne denli mücadele verdiklerini hatırlıyor; umuda ve ışığa tutunup yoluma devam ediyorum. Ve güzel yarınların düşlerini kurarak geceyi yakalıyorum. Büyük ülkemin güzel insanlarına umutla, sevgiyle, sağlıkla, mutlulukla ve sevdikleriyle yürüyecekleri güzel yarınlar diliyorum.

Önce Vatan Gazetemiz ve okurlarımız adına tüm cumhuriyet Kadınları için varlığınıza teşekkürler

Avukat Tülay Bekar kimdir?

Avukat Tülay Bekar Ankara’da Era Hukuk Bürosunun kurucusudur.

AV. TÜLAY BEKAR

Tülay Bekar; özellikle her türdeki Ağır Ceza davalarında uzmandır. 20 yıldan fazla bir süredir ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER ve AĞIR CEZA MAHKEMELERİNDE görülen çok sayıda önemli davada başarılı sonuçlar almıştır.

Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Şirketler Hukuku, Sözleşmeler Hukuku ile Milletler arası Hukuk ve Yabancılar Hukuku alanında da geniş bir tecrübeye sahip olup, bu alanlarda çok sayıda yerli ve uluslararası şirketin de danışmanlığını yürütmektedir.

Av. Tülay Bekar; 1996 yılından itibaren Kadın hakları, çocuk hakları ve İnsan Hakları konularında çalışmalar yapmış, bu konularda yapılan bütün toplantıların divanlarında yer almıştır. 1996 yılında kurulan Türkiye Barolar Birliği Kadın Komisyonları (TÜBAKKOM)’na kurucu üyelik yapmıştır.

2001 yılında Türkiye ve Azerbaycan Hükümeti arasında; ortak yasa belirleme ve yeni kanunlar çıkarma  konusunda yapılan çalışmalara eğitici olarak katılmıştır.

2001 yılında Türk Medeni Kanunu (TMK) Komisyonu ve Meclis Komisyonlarında yer almıştır.

2004 yılında yapılan TCK çalışmalarına, Adalet komisyonun da görüş bildiren ender kurumlardan biri olan KADIN HAKLARI KOMİSYONU ’nda Başkan Yardımcısı olarak yer aldı.

2004 yılında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarında Anakara Barosu adına yer almıştır.

Ankara Barosunun Yasa İzleme Kurulunu, 2010 yılında Yasa İzleme Enstitüsüne çevirerek bu enstitünün kurucu başkanı olmuş ve ilk kez birçok üniversiteden çok sayıda akademisyen ile TBMM ve ADALET BAKANLIĞI da dahil çeşitli kurumlardan yetkin kişilerin katılımıyla onlarca çalışmanın yapılmasını sağlamıştır. Enstitü çalışmaları çerçevesinde TBMM’nin Yasa Yapma Tekniği ve Yasa Yapma Süreci çalışmalarına büyük katkılar sağlamıştır.

Av. Tülay BEKAR Enstitünün faaliyetleri çerçevesinde 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulaması Sempozyumu, Anayasa 90. Maddenin İç Hukuka Etkisi Sempozyumu, TTK ve TMK seminerlerinde görev almış ve 6100 Sayılı HMK’daki ve yeni çıkan diğer kanunlardaki eksikliklerin ve uygulamada yaşanan aksaklıkların tespit edilebilmesi amacıyla atölye çalışmaları düzenlemiştir. Çok sayıdaki Yargı Paketi değişiklikleri hakkında da önemli incelemeleri bulunmaktadır.

Av. Tülay BEKAR; Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Dairesi Başkanlığına kayıtlı arabulucu olup ,şiddet konusunda Türkiye’de tüm kurum ve kuruluşlarla ortak projeler yapan Ankara Barosu Gelincik Projesinin kuruluş aşamasında görev almıştır. Gelincik projesinin Türkiye’deki tüm barolara tanıtılması konusunda yoğun bir çaba sarf  eden Bekar; bu kapsamda 2011-2013 yılları arasında projenin başkan yardımcılığı görevini yürütmüştür.

Yürüttüğü projeler ve üzerinde çalıştığı hassas konular nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü, kaymakamlıklar, valilikler, belediyeler, STK’lar ve Üniversitelerde yapılan toplantı ile davetlerde  konuşmacı ve katılımcı olarak bulunmuş ve bu faaliyetler sonucu çok sayıda sertifika ve plaket almıştır.

2013 yılında Türkiye Barolar Birliğinin başlattığı Yasa İzleme Enstitüsüne benzer bir çalışma için TBB tarafından Yasa İzleme Yönetim kurulu üyesi olarak atanmıştır.

Judo Federasyonu Disiplin Kurulunda iki dönem   başkanlık da  yapan Tülay BEKAR’ın ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU konusunda da önemli çalışmaları mevcuttur. 

ANKARA Barosu Eğitim Merkezi Divan Kurulu’nda da yer alan Tülay BEKAR; Mesleki eğitim, bilgilendirme,değerlendirme vb. başlıklar altında çeşitli konferans, çalıştay, panel ve sempozyumlar düzenlemiştir.

2014 Yılının ocak ayında yapılan  8.Uluslararası Hukuk Kurultayı düzenleme kurulunda yer alan Av.Tülay Bekar İngilizce bilmektedir.