Güçlü sesiyle uzun yıllar Sezen Aksu'nun vokalistliğini yapan başarılı sanatçı Nurcan Eren, yıllardır beklenen “Tin” albümünü çıkardı.

Albümünün ilk video klibini de çıkış şarkısı olan "Sen Yine Giderken" isimli şarkısına çekti. Nurcan Eren'in tek başına görüntülendiği klipte, insan ruhunun kırılgan, umursamaz, üzgün ve neşeli hallerinin iç içe geçtiği bir hikaye anlatıldı.

Bizler de hem oyunculuğuyla hemde sesiyle hayatımızda uzun süredir yer alan başarılı kadın Nurcan Eren ile bir araya geldik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel de konuştuğumuz Nurcan Eren sizlerle…

"Biz Kadınlar Çok Güçlüyüz"

 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü ile ilgili, "Sizin böyle bir şansınız olsa ülkemiz kadınları için neler yapardınız?" soruma; "Eğer böyle bir şansım olsaydı Elif'ciğim ülkemiz kadınlarının yaşadığı zorlukların sebeplerini kökten çözümleme yoluna gitmeyi tercih ederdim. Ve bu konuda temeldeki sorunun toplumun yanlış bilinçlendirilmesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca kadınlarımızın daha güçlü, daha dik ve özgür olması için de gelecekleriyle ilgili kaygılarından arınmaları gerekiyor. Bu konuda da yardım etmek için elimden geleni yapardım" şeklinde konuştu.

Merhaba Nurcan Hanım. Sizinle bir arada olmak ne güzel. Nasılsınız?

Teşekkür ederim Elif'ciğim. Senin gibi cıvıl cıvıl genç gazeteciyle olmak da öyle… İyiyim. Sizler?

Geçtiğimiz aylarda uzun zamandır beklenen 'Tin' albümünüzü çıkardınız, hayırlı olsun. Albümünüzün ilk video klibini de çıkış parçanız olan 'Sen Yine Giderken' adlı şarkıya çektiniz. Şarkıdan biraz bahseder misiniz?

'Sen Yine Giderken' diğer şarkılara göre biraz daha satır satır ilerlediğimiz bir şarkı oldu. Ben ilk önce ilk cümleyi buldum, 6 ay sonra bir dörtlük daha yazdım ama hep aklımdaydı. En sonunda yeğenim ve arkadaşları evde gitar çalarken, geri kalanını tamamladım. Ağır ağır ama içime sinerek oldu. 

Kimler giderken yanlarına birilerini almaz? Nereye gidiyordur ki onlar?

Ahh Elif'ciğim ya dönülmeyen bir yere gidiyorlardır ya da gerek duymuyorlardır. Hayat bu, ne getireceği belli olmaz! Haksızlık yapılmadığı sürece her şeye herkese saygı duymak lazım. Bazen gitmek iyidir. Gidene de kızmamak lazım…

Klipten de söz edecek olsanız neler söylersiniz?

Cengiz Kurumlu'nun yönetmenliğinde ve Fi dizisinin görüntü yönetmeni Tayfun Çetindağ ile çalıştık. Stüdyoda çekildi. Hepsi benim çok eski arkadaşlarım zaten. Klibin biraz sade olmasını istedik. Güzel de oldu bence umarım izleyenlerde sevmişlerdir. 

"Sen Giderken Program'da çıktı"

Albümün ilk çıkış şarkısının 'Sen Yine Giderken' olmasının nedenini program belirledi diyerek şöyle anlattı: Biz Sezen Aksu ile Saba Tümer'in (Saba Tümer ile Bugün) bir programına konuk olmuştuk Elifciğim. Orada orkestrayla birlikte bu şarkıyı söylemiştik. Sonra program televizyonda ve internette yayınlanınca takip edenler sevmişler şarkıyı. “Bize şarkı ne zaman çıkacak?” diye sormaya başladılar. Özellikle nakarat kısmını çok sevmişler. Biz de ilk onunla çıkalım dedik" dedi. 

Albümdeki diğer şarkılara değinecek olursanız neler söylersiniz?

Albümü hazırlarken tek düşüncem benim ruhumu anlatan şarkıların olmasıydı. Çünkü bu albüm benim içimin hikayesiydi. Bu sebeple yaparken ve dinlerken en etkilendiğim şarkıların olmasını istedim. Mesela Sibel Algan’ın “Gitme” şarkısını stüdyoda ilk dinlediğimde çok ağlamıştım, ağlaya ağlaya da söyledim. Sezen Aksu’nun “Ben Yokum” şarkısını her dinlediğimde sözlerin ve müziğin içinde kaybolurdum, beni çok etkilerdi. Aynı şekilde Erdinç Şenyaylar’ın bestesini de ilk duyduğumda gözlerim dolmuştu ve bir anda sözlerini yazmaya başlamıştım. 

Albüm ne kadar sürede hazırlanmış oldu?

Aslında albüm fikri yaklaşık 10 yıldır kafamda vardı ve hazırlıklar yapıyorduk. Fakat dizi – film projeleri, konser çalışmaları sebebiyle zaman zaman ertelemek durumunda kaldım. Ara ara stüdyoya girmeye devam ediyorduk tabii. Bu arada aklımıza yeni besteler, yeni fikirler geldikçe onları da eklemek istedik. Derken bu süreç geçtiğimiz Kasım ayına kadar sürdü.

Albümdeki şarkıların çoğu size ait sözlerden oluşuyor hikayesi olan bir şarkı var mı?

Genellikle spontane geliştiler Elifciğim ama 'Sahipsiz' adlı şarkıda (sözlerini söylüyor) bir aşka ya da sevgiliye değil tamamen kendi içimdeki ben'e yazdığım bir şarkıydı. En büyük özelliği bu oldu.

Albümün adına neden 'Tin' dediniz?

'Tin'in çok daha başka anlamları da var ama “insanın içini görebilmesi” en güzel tanımı bence. Ruhun çok geniş anlamlarını taşıyan bir kelime olarak gördüm ben onu. Öyle hissetiğim için adını 'Tin' koymaya karar verdik. 

"Albüm Hayatımı Ele Alıyor"

“Tin” albümüm tüm yaşamımı ele alıyor diyen Nurcan Eren, "Çocukken hep keman çalmak isterdim. Yaşım keman eğitimi için biraz büyüktü ve beni şana yazdırdılar. Ben şarkı söylemek için değil, müzik öğrenmek için konservatuvara girdim. Sonrası da böylece geldi" dedi. 

Sezen Aksu ile nasıl bir araya geldiniz?

Uzun yıllar sahne aldığım için müzik camiasından çok arkadaşım olmuştu Elif. Benim arkadaşlarım Sezen Hanım'ın  da arkadaşları olunca kendisine benden bahsetmişler. Ben de o dönem bazı sorunlardan dolayı İstanbul’a küsüp Antalya’ya yerleşmiştim. Kendisi de bunu duyunca “Öyle küsüp gitmek olur mu?” diyerek beni çağırmış.

Sezen Hanım'la sahnede nasıl anlaşırdınız?

Vokal yapmak bence dünyanın en zevkli işlerinden biri. Hele ki sevdiğiniz ve anlaştığınız bir insana yapıyorsanız, bu durum daha da güzelleşir. Sezen Aksu sahnesi de benim için tam da böyle bir yer. Aile gibi...  

Albümde Sezen Aksu'dan aldığınız bir parça da var hangi aşamalarında size yardımcı oldu albümde?

En başından beri. Zaten beni albüme itenlerden biri oydu. “Artık bir albüm yapmalısın" derdi. Sürekli danışırdım. Benim bir tarzım vardı o da bunu biliyordu kendi yolumda ilerlemem için de her zaman arkamda durmuştur. Kendisine de sevgilerimi yolluyorum. 

Sizi insanlara sorduğumuzda şarkıcılıktan çok oyunculuk yönünüzle tanıyorlar. Oyunculukla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Hayatı başka karakterle deneyimlemek gibi geliyor bana. Başka bir karakterle empati kurmak ve bu süreçte dünyaya onun gözünden bakabilmek. Hem çok zor, hem de çok güzel. 

Oyunculuk süresince en çok hoşunuza giden rol nedir?

İlk oynadığım Alacakaranlık dizisindeki Türkan ve "Kavak Yelleri" dizisinin Hafize Anne rolerimi çok sevmiştim. Hele Kavak Yelleri'ni o kadar çok sevmiştim ki  keşke yıllarca devam etseydi.  O anne karakterini oynamaktan çok keyif alıyordum. Ekipte çok güzeldi, çok eğlenmiştim.  

Bundan sonra nasıl roller olsun istersiniz?

Komedi oynamayı çok isterim. Mesela uçuk kaçık bir kadın olabilir. 

Şarkıcılık yapmak mı oyuncu olmak mı?

Tartışmasız şarkıcı olmak. 

Daha önce caz da söylediniz öyle değil mi? Sizce ülkemizde caz müziği dinleniliyor mu?

Evet uzun yıllar caz söyledim ve zaman zaman da söylemeye devam ediyorum. Türkiye'de caz az dinleniyor sanılıyor ama öyle değil hele ki benim dönemlerimde ve onun öncesinde caz dinlemek daha popülermiş. Şimdile rde daha çok biz de caz alt yapılarının üzerine etnik ezgiler harmanlanır oldu. Bu da güzel, inanın hepsi güzel… Yeter ki insanlar müzik dinlesinler, yeter ki müzik bitmesin. Kulak zaten istediğini alacaktır. Herkes kendi kalp ritmine uygun müziği bulacaktır.

Bu sıralar dinlediğiniz ilk 5 şarkı desem?

Sting – Roxanne

Evren Can Gündüz – Iğdır’ın Al Alması

Fatih Erkoç – Gel Ey Seher

Rubato – Mapushanelere Attım Postumu

Herbie Hancock – Imagine

5 kelime ile Nurcan Eren nasıl biridir?

Gri

Akşam (Günbatımı)

Anaç

Gezegen

Hayvansever

Bu sıralar neler yapıyorsunuz?

Hafta sonları Maçka’da bir mekanda sahne alıyorum. Mart ayı itibariyle de albüm konserlerimiz başlayacak. Tarihleri belli olur olmaz sosyal medyadan paylaşımlar yapacağız. Ayrıca ikinci klip için de hazırlıklara başladık.  

Gündemin müziği bu kadar etkilemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizler duygusal insanlarız Elif. Bu gayet normal. Müzik hayatınmızın her an içinde o yüzden gündemden etkilenmemesi olanaksız.  Kötü zamanlarımız da olacak, güzel zamanlarımız da olacak; hayatın işleyişi bu. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Sevdikleri işi yapmalarını diliyorum. 'Yapamıyorum' diye de üzülmesinler ve içlerinde sanatla ilgili bir şey varsa onu mutlaka yapsınlar.  Bunun yaşı yok! Hayata tutunmaktan asla vazgeçmesinler. Kimse içini karartıp hüzünlenmesin, içimizi ne kadar düzeltirsek dışımız da o kadar güzel olur. Herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Ayrıca bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Kadınlarımıza birey olarak daha güçlü, daha özgür ve daha huzurlu olabilecekleri bir dünya temenni ediyorum. 

Doğum tarihi: 23 Mayıs 1966 

Burcu: ikizler

En sevdiği huyu: El becerisi

En sevmediği huyu: Endişeli olmak

Uğurlu sayısı: 5

Uğurlu günü: Hepsi

En sevdiği renk: Gri 

En sevdiği çizgi film: Maşa ile Koca Ayı 

En sevdiği söz: “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!”

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Zeynep Aydın