RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Geçtiğimiz aylarda “Pranga Anahtarı” adlı kitabıyla gazetemize konuk olan başarılı yazar ve aktivist Mustafa Tolga Tokluoğlu ile kitabının geliriyle Van’da kurduğu anaokulu projesine dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Hoş geldiniz Mustafa Bey. Geçtiğimiz aylarda “Pranga Anahtarı” adlı kitabınızı konuştuğumuz bir röportaj gerçekleştirmiştik sizinle. Bu kitabın geliri ile Van’ın Erciş ilçesinde bir anaokulu kurdunuz. Bizlere bu projeden bahseder misiniz?

Hoş bulduk Ayşenur Hanım. Öncelikle sesimizi duyurma imkânı tanıdığınız için teşekkür ederim. Ben; kendimi bir yazar, bir şair olarak değil de bir aktivist olarak tanımlıyorum. Yazdıklarımın da bu kimliğime hizmet etmesi niyetindeyim. Ülkemizde kitap çıkarmak, çok kolay. Maalesef parasını verirseniz her şeyi ama her şeyi basıp, piyasaya sürmeye hazır yayınevleri mevcut. Basılı eser çöplüğü olmaya doğru hızla ilerliyoruz. Okurlarımızın kahır ekserini kendi sosyal çevremiz ve onların tavsiye çevreleri oluşturuyor. Durum böyle olunca da bizim gibi adı sanı pek duyulmamış yazarların, şairlerin bu işten ciddi paralar kazanması mümkün değil; fakat karınca kararınca “Eğitimden gelen eğitime dönmeli.” diyerek böyle bir karar aldım.

Projenizin bir anaokulu olmasına nasıl karar verdiniz?

Faaliyetlerimiz, gerek bireysel olarak gerekse mensubu olduğum PTT Çalışanları Dayanışma Derneği olarak iki ana başlık altında ilerliyor; “Eğitim” ve “Dezavantajlı Çocuklar.” İkisinin kesişim kümesine baktığımızda ortaya anaokulu fikri çıktı.

Projenizin hayata geçmesinde kimler yanınızda oldu?

Kendimi aktivist olarak tanımladığımı belirtmiştim. Sürekli olarak sosyal sorumluluk projelerinin ve sosyal faaliyetlerin içinde yer alıyorum. Attığım her adımda arkamda büyük PTT ailesini ve PTT Çalışanları Dayanışma Derneği’ni buluyorum. Bu proje özelinde bakarsak; tüm lojistik sorunlarımızı çözen ve zamanında açılış yapmamızı sağlayan Malatya Pazarlama ve Satış Müdürü Rana Günay Hanım’a sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum.

Benzer projelere devam edecek misiniz?

Bireysel olarak devam edebilmem, kitaplarımın satış rakamlarına bağlı; fakat öncülük ettiğim yeni bir proje var halihazırda. Bu sefer de Elazığ’ın Maden ilçesinde depremden zarar gören bir köyün anaokulunun restorasyonunu üstlendik dostlarımla. Umarım, yakın zamanda sonuçlandırmış olacağız.

Ülkemizde eğitime katkıda bulunmak için hayata geçirilen diğer projeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Eğitim konusu her vatanseverin en hassas olduğu konulardan biridir; çünkü yükselmemizin, ilerlememizin başka yolu yok. Ben de bir vatansever olarak az ya da çok, küçük ya da büyük demeden eğitime katkı sağlamaya çalışan, bunu kendine dert edinen, bir çivi çakan, taş üstüne taş koyan herkesin ellerinden öperim. 

İlerleyen süreçte gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz var mı? 

Allah ömür ve sağlık verdiği müddetçe sosyal projelerin bir yerlerinde bulunacağım; çünkü ben, kendini içinde yetiştiği milletine ve devletine borçlu hissedenlerdenim. Bu borç ise ömürlüktür. Son nefesimize kadar artı değer üreterek bu borcu ödemeye devam edeceğiz inşallah.

Sizi en çok heyecanlandıran faaliyetiniz hangisiydi?

Kesinlikle öğrenci söyleşisi, diye cevap veririm bu soruya. Tanıyan yahut sosyal medyadan takip eden öğretmenlerimiz ve idarecilerimiz; öğrencileri ile bir araya gelmemizi, faaliyetlerimizi anlatmamızı istiyorlar. O pırıl pırıl gençlerle bir araya gelmek, dünya görüşünü, hayata bakışını paylaşmak ve içlerinden birinin sizi örnek aldığını hayal etmek gerçekten heyecan verici.

Son olarak gazetemiz okurlarına ne söylemek istersiniz?

“Sosyal” kelimesini sadece “Sosyal Medya” kavramı içinde duymaya başladık. Halbuki “Sosyal Sorumluluk Projesi”, “Sosyal Faaliyet” gibi daha değerli olgular içinde yaşatmak mümkün. “Hayatınızda sosyalliğin, sosyal medyadan daha kıymetli dalları filizlensin.” diyorum.