Röportaj: Habib BABAR

Medya sevdanız ne zaman başladı ve nereden geliyor bu Seampatik’lik?

(Kahkaha atarak cevap veriyor) Liseyi bitirdikten hemen sonra başlayan medya maceram hayat tarzım oldu benim.  Benim iş dediğim şey aşkım. İşimi çok seven inanılmaz tutkulu, işimi yaşayan biriyim. Çünkü onunla ruhumu alkışlatıyorum kendi dünyamda! Radyo Birlik’te Sporkolig Show programını sunuyordum. O aralar Ayakkabı Dünyası, Kimlik, Tefal gibi markalarla markalaşma üzerine çalışmalar yürütüyordum. Markalaşma yeniyeni filizleniyordu daha. Dedim ki, neden bende markalaşmıyorum? O zamanlar  e-posta hizmeti olmadığından mektuplar geliyordu dinleyicilerimizden. Posta kutusuna gelen haftalık mektupları asistanım Yaser Gökmen koltuğunun altında kutularla getiriyordu. Radyocu dinleyici iletişimi çok tutkulu bir aşktır her zaman! Dinleyicilerimden gelen mektuplarda bana en çok neyi yakıştırıyorlarsa onu kendime isim yapacağım dedim.

720 MEKTUPT  BY SEMPATİK DEDİ…

 O hafta gelen 720 mektup içerisinden bana en çok kullanılan kelime ‘Sempatik’ ti! Bende önüne ile anlamında olsun diye by ekledim. Farkında olmadan Türkiye’de ilk By eklemesini kullanan oldum. By Kuş, By Tatlıses geldi sonraları. By Sempatik olsun dedim. Marka patente başvurup artık her yerde By Sempatik ismi ile çalışma yapmaya başladım. İlk başlarda çok eleştiri aldım, sunucunun markası mı olur? Çok megaloman gözüküyor dediler! Hâlbuki yıllar içerisinde o isimle markalaştığımdan çok doğru karar verdiğimi de belirtti aynı çevreler.

Peki sonra?

İlk günden beri yaptığım işi milletimizle beraber yapalım, halkın şovu olsun dedim ve Sempatik Show olarak devam ettim. By Sempatik Show olarak hiç iş yapmadım, yayın yapmadım. Bana değil halka ait olsun felsefesindeyim bu konuda! Hem ağladığımız hem güldüğümüz bir yayın formatımız var bizim. Atasözlerimizi yıllardır yaşatan en uzun soluklu programız. Atasözü tamamlama yarışı, günün en sempatiği, en slovu, Sevdim 10’u,Sevmedim10’u köşeleri ile her dinleyicimin hangi saatte neyi yapacağımızı bilip önceden hazırlanan bir program. Dinleyicilerimi stüdyoya alıp birlikte çok programlar yaptık. Eski kuşak radyocular bunun önemini iyi bilirler. Çünkü bizde stüdyo dinleyiciye gösterilmezdi! Bu konuda bir devrim yaptık diyebilirim.

ŞANSLI BİRİYİM…

Şanslı birisiniz yani?

Şanslı biriyim. Tesadüflerle başlayan ama hep en iyilerle başlayan maceralar bulur hep beni. Şükürler olsun rabbime diyorum! Türkiye Gazetesinde spor muhabiri olarak sektörün duayenlerinden Mustafa Tepe’nin öğrencisi olarak medyaya adım attım. Radyoya spor magazin formatıyla başladığımda ilk cıngıllarımı, fragmanlarımı ünlü müzisyen, aranjör Mete ARTUN’ la yaptım. Yeni cıngıllarımla beraber hala kullanıyorum onları. Stand-up şov ilk gösterimizi 14 Şubat akşamı yaptık. Dünyaca ünlü piyanist Yüksel Dural’la, Jandarma Genel Komutanı ve 400 rütbeli asker ve ailelerinin karşısında sahneye siftah dedik.

Dünyanın ilk maymunlu stand up gösterisini yaptınız. İlk grup stand up show yine sizin ekibinizin eseri. kapalı gişe gösteriler. Nasıl bir duygu radyodan sahnelere seyirci önüne çıkmak?

Sürprizleri severim. Tesadüflere bayılırım! Benim çok bilinen sözlerimdendir. Dinleyiciler istedi diye yaparım dedim, yaptım. Yapabilir miyim diye bir dünyam yok benim! Yaparım dediysem o işe geçmiş olsun. Biz bir ara kendimiz stand up modasına uyduk diye karşı gelip oyunumuzun adını değiştirdik bile. 3,5 sit Show Anti-stand up Show diye gösteri yaptık. (By Sempatik, By Mıknatıs, By Cücü ve Maymun Hüsnü) B29 kez stand-up gösterisi yaptık özel geceler hariç. Şimdi Hollywood’lu yönetmenden teklif aldık yepyeni bir formatla sahnelere ve tv programlarına dönüyoruz. Faaliyetlerimiz Türkiye ile sınırlı tutmuyoruz. Büyük lider Sayın Başkanımızdan aldığımız güçle mazlum coğrafyalarda sevgi frekansımızla güçlü bir birliktelik sağlamak için çalışıyoruz. Çünkü dünyanın gözü ülkemizde. Mikrofon liderlerinin gücü olarak Türkiye’nin sesini daha güçlü duyurmak için devletimizin yanındayız.

OSMANLININ AYAK BASTIĞI HER YER BİZİM VATANIMIZDIR…

Şimdilerde yurt dışı organizasyonlarla ön plana çıkıyorsunuz. Önemli Ödüller alıyorsunuz! Nasıl bir duygu yurtdışında alkışlanmak,  fark edilmek?

Osmanlının ayak bastığı her yer bizim vatanımızdır! O yüzden yurtdışı demiyorum ben bizim şehirler diyorum oralara. Bosna, Mostar gönül telinizi titretiyor! Kazakistan, hakeza öyle. RADEV tarafından başlatılan ‘Argosuz Sanat, Argosuz Müzik, Argosuz Türkçe’ sloganıyla Radyo Evi Derneği (RADEV) başkanı olarak başlattığımız ‘Temiz Türkçe’ kampanyamız ile birlikte, dilimize yıllardır radyo programlarında ve özel etkinliklerdeki yadsınamaz hizmetlerimiz, Yunus Emre Enstitüsü’nce ödüle layık görüldü. Evet, kendimi gönül coğrafyamıza adadım. Kazakistan Onur Ödülü, Bosna Dostu Ödülü, Türkçe’ ye Hizmet Onur Ödülü ile bana güvenenlerin yüklediği sorumlulukla, içimdeki enerjiyi Türk İslam dünyası için kullanmayı aidiyet ve görev addettim. Antalya’da Türk Arap Dünyası Radyocular Şurası, Katar Doha’da Türk- Arap Dünyası Medya Buluşmaları, Kastamonu Türk Dünyası 2018 Kültür Başkenti kapsamında da ‘Türkçe Konuşan Radyolar Buluşması’ etkinlikleri ile yüzlerce medya mensubunu kaynaştıracağımız, ülkemizin liderliğinde kuvvetli bir Türkiye imajı için çalışmalarımız olacak. Bu tarz işler, bizim, ülkemize millet olma borcudur, diye düşünüyorum.

Cumhurbaşkanımızın kültür sanat ile ilgili özeleştirileri için neler söylersiniz?

Bugüne kadar 700 ‘e yakın kültür sanat etkinliğinde sunucu ve organizatör olarak yer aldım. Özellikle küçük ilçeler bir yıl boyunca yaz aylarında yapılacak festivalleri bekliyor. Karadeniz sahil şeridindeki sunduğum festivallerden biliyorum ki yurt dışında yaşayan gurbetçilerimiz, özellikle festival zamanı gelip hem eğlenmek, hem herkesi bir arada görebilmek için festival zamanını ayarlamaya çalışıyor. İlçenin nüfusu 5000 kişiyse yazın 30.000 kişi olabiliyor kıyı bandında. Şehirler, ilçeler bu tarz kültür sanat etkinlikleri ile yıl boyu biriktirdiği stresi, negatif enerjiyi de bu festivallerde atıyor. Toplum psikolojisinin negatiften pozitife dönebilmesi için festivaller şarttır! Yerel yönetimlere puan kazandıran bu etkinlikler sadece Ege ve Trakya sahil bandında yapılırken diğer yerlerde masraf oluyor diye yapılmaması, bahaneden fırsat çıkarmak diye düşünüyorum.  Kültür sanat konusunda ünlü sanatçıdan değil, milli ve yerli sanatçılardan yanayım. Sektörün 20 sanatçı etrafında dönmesi, kültüründe yozlaşmasını tetikliyor. Diğer sanatçıların kariyerini ve yapacağı hizmetleri de etkiliyor. Sanatçı en verimli çağında, olamayan etkinlikler ve ünlü hastalığımız yüzünden körelip gidiyor. THM ve TSM yaşatılması için geniş yelpazede yerel ve milli duruşu olan sanatçılar desteklenmelidir. Her etkinlikte aynı sanatçı olmamalıdır. IRU ve RADEV olarak, faaliyetlerimizi toplumda kendi öz müzik kültürümüzün yeniden yeşermesine önayak olmayı istiyoruz. Dolayısıyla THM ve TSM sanatçılarına verilen desteğin artması için gayret sarf ediyoruz.

RADYO VAZGEÇİLMEZİM…

Yılda 1 milyon izleyiciye ulaşarak müthiş bir başarı sağladınız.11 saat süren sahne performanslarınızdan bahsetti organizatör dostlarınız. Hatta çok meşhur bir söz varmış organizasyon sektöründe! Sahnede By Semptik varsa keyfine baaak. 2 yıl Türkiye’nin En İyi Sahne Sunucusu Ödülünü aldınız,Radyo mu sahne mi?

Herkes beni radyoda sevdi. Sahne Performanslarımla akıllarda kaldık, tanındık. İkisi de benim için önemli. İlk sıra derseniz tabii ki radyo! Çünkü benim dinleyicilerimle paylaştığım bir sloganım var biliyorsunuz! ‘Radyo bir hayat tarzıdır! Tarzınızdan Asla Vazgeçmeyin.Radyoda yayın yapmak benim günlük keyif kahvem gibi. Sahne ise ,şelale altında sevdiklerinle piknik yapmak gibi. Biri kişisel, diğeri toplumsal mutluluk kaynağım!

Bir radyo ve sahne sunucusu olarak sizce en iyileri?

Sahne hitabeti en iyi siyasetçi: Tabi ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan

En İyi sahne Performansı Haluk Levent

Sahneye en yakışan Turgay Başyayla

Aşk şarkılarının en iyi sesi: Coşkun Sabah

En keyifli sahne Murat Başaran, Yusuf Güney

En iyi bayan ses: Neslihan

En komik konser Mustafa Topaloğlu,

Star adayları: Bilal Sonses, Taylan Ülger, Gökhan Ay

En iyi söz yazarı A.Selçuk İlkan

En İyi Aranjör Vedat Özkan Turgay

En çalışkan Aranjör: Mustafa Arapoğlu

En farklı sahne şovu: Mustafa Ceceli

Radyoda Hayran Kitlesi İletişiminiz Nasıl?

Hiç peşimi bırakmayan dinleyicilerim var. Radyo değiştirsem en fazla üç hafta sonra beni arayıp bulabilen dinleyicilerimin olması gurur verici hoş bir durum. İnsanlar sizinle hayata bağlanıyor. Her gün okulda psikoloji dersi veren bir öğretmenden farkımız yok biz radyocuların.

Radyoculuk üzerine söz sahibi önemli birkaç isimden birisi olarak sizce radyo nedir?

Sihirli kutunun sihirli isimleri.  Sesin peşinden büyülenmek. Sesin harekete geçiren hali.Radyoculuk toplum psikologluğu yapmaktır. Ülkemizde eleştirmenin kolay, alkışlamanın zor olduğu bir hazımsızlık yapısı oluşmaya başladığına hepimiz şahit oluyoruz. Özellikle sosyal medyada baş gösteren, denetlenemeyen, doğruluk payı bilinemeyen bir dünyanın içinde kendimizi hatta aklımızı korumak gerektiğine inanmaktayız. Herkesin eleştirildiği bir ortamda, bizler Donkişotluk yapmak ancak radyocu yüreklerin işidir dedik ve yola çıktık. Bizim gözümüze batan değerli isimleri bir araya getirerek hem onları topluca alkışlıyoruz, hem de ülkemiz için bir sinerji oluşturuyoruz. Alkışlamayı bilmeliyiz ki, alkışlanmayı da hak etmeliyiz. Gurur dağlarını yıktığımızda eminim ki herkes daha mutlu, toplum daha keyifli olacaktır. Türkçemizin doğru kullanılması, milletimizin milli ve manevi değerlerini daima yücelten, yeni nesillerin asırlardan beri süzülüp gelen, örf adet, gelenek, göreneklerimiz ve kültürel değerlerimizin yaşamalarını sağlamak, özgüven içinde de dünya kültürlerine rahatça açılabilen bir fonksiyon  icra etmesi tek hedef olmalıdır. Kontrol dışı toplumsal değerleri yozlaştıran bir layüsellikle (gelişigüzellikle), radyoculuğumuzun kendi akışına bırakılması, hiçte hoş olmamaktadır.

Bu keyifli sohbet için çok teşekkürler?

Ben teşekkür ederim…