Bu hafta Önce Vatan Gazetemiz’in röportaj Konuğu  Türk Edebiyatımızın önemli kalemlerinden biri olan ve Vuslat Zamanı’ın da yazarı olan Mehmet Kızılkaya’ydı.  Sayın Kızılkaya ile Vuslat Zamanı’nı ve Türk Edebiyatı’nı konuştuğumuz röportajımızı sizlerle buluşturuyoruz….

Mehmet Kızılkaya kimliğinin oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Mehmet Kızılkaya, 20 Temmuz 1984’de Mardin’in Ömerli İlçesinde (Omeryan Aşiretinin) bir neferi olarak dünyaya geldim. İlkokul, Ortaokul ve Liseyi Kızıltepe’de okudu. Sonrasında 2006 yılında Çukurova Üniversitesinde (Adana) ÖnLisans Endüstriyel Elektronik bölümünü kazanarak okumaya gitti. 2009 yılında tekrardan sınava girerek Arel Üniversitesi (İstanbul) Lisans Elektrik-Elektronik Mühendisliğini (İngilizce) kazanarak okumaya gittim. Bunun yanında şuan da Anadolu Üniversitesi (Eskişehir) Lisans Uluslararası İlişkiler bölümünde 4. Sınıf öğrencisiyim. Bu süre içerisinde başta DEDAŞ (Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş) ve BEDAŞ (Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş) olmak üzere birçok kurum ve kuruluşlarda çalıştım. 2009 yılında üniversite okumak için geldiğim büyük metropol olan İstanbul da kalarak yaşamımı devam etmekteyim. Küçük bir şehrin içinde büyük bir metropolün içine girmek bambaşka bir durumunda göstergesi olduğu dile getirmek isterim. İnsanı olgunlaştıran en önemli sebeplerden biri de sanırım bu durumdur. Yani kendi yaşadığınız şehri bırakıp milyonlarca insanın bulunduğu bir metropolün içine girmeniz. Koca şehrin içerisinde yalnız başınasınız. Ve bu sizleri her yönüyle olgunlaştırmakla beraber sizleri daha da güçlü kılar.

Yazmaya ne zaman başladınız? İlkyazın anınızı paylaşır mısınız?

Yazma serüveni aslında çok çok eski bir zamandan gelmektedir. Yazma hevesim lise okuduğum zamanlara denk gelmektedir. Yani 2010 yılları gibiydi. Küçük yaşta kendi yazardım okurdum da lakin çoğu zaman hem anlamaz hem de ne yazdığımı bilmeyecek kadar küçük bir dünyanın içerisinde saklıydım. Gazetelerde ve dergilerde yazarlarla, işadamlarıyla ya da tanınmış kişilerle yapılan röportajları felan kendimce okurdum, okuduktan sonra da o gazete ve dergi sayfalarını keserek onları bir iğne iplikle diker kitap haline getirirdim. Hep onlar gibi yazmak istiyordum. Ve öylece onları düşünerek onları okuyarak yazma serüvenim daha da güzel bir yolculuğa doğru yol almaya başladı.

Sizce yazmak ne demek?

Yazmak, yaşamın kendisidir. Yaşam var oldukça yazmakta var olur. Yazmak, duygunun kendisi olmakla beraber umudun kendi adıdır. Yazmak, hayatın kendisidir. Yazmak, umuda yol almaktır. Yazmak, kalp atışının kendisidir.

Hangi tür kitaplar yazıyorsunuz?

Kitap yazmak çok farklı bir duygunun özetidir aslında. Yaşadığımız ortamlarda olsun, yaşadığımız toplumlarda olsun insanların duygularına ve yaşamlarına baktığınız zaman ne kadar da maneviyattan uzaklaştıklarını görmemek kör olmaktan başka bir durum belirtisi değildir. O sebeple yazdığım kitap ve yazmak istediğim kitaplar insanları şu fani dünyada biraz olsun, Cenab-ı Allah’a yakınlaştırarak dünyayı daha yaşanılır, daha güzel ve daha huzurlu ve de daha başarılı kılmalarını katkıda bulunarak ebedi olan ahiret hayatında mutlu ve bahtiyarlardan olmalarını sağlayacak zemini oluşturmaya katkı sağlayacak kitapları yazmak önem arz etmektedir.

Sizce iyi bir yazar olma kriterleri nelerdir?

Bence iyi bir yazar olmanın kriterleri arasında gerçek anlamda kendi okuyucuları başta olmak üzere bütün insanlığa güzel mesajlar vermekle beraber onların dünyasını daha da güzelleştirmektir. Yazdıkları kesinlikle akıcı olmalıdır. Tabi bunun yanında okuyucularını doğru bilgilendirmekle beraber onların yaşamlarını en güzel şekilde dokunabilmeyi başarmaktır. Ayrıca mükemmel bir yazarın en önemli kriteri her daim okumak olmalıdır. Çünkü okumak bir yazar için besin kaynağının kendisidir.

Biraz kitaplarınızdan bahsedelim… bize kitaplarınızın içeriğini anlatırmısınız?

Vuslat Zamanı adından da anlaşılacağı gibi “Sevgiliye Kavuşma Zamanı’dır.” Benim ilk kitabım “Vuslat Zamanı” Bu kitap fani dünyada insanları Yüce Allah’a daha çok yakınlaştırarak ebedi olmayan bu dünyayı daha yaşanılır, daha huzurlu ve başarılı kılmaya katkıda bulunup, ebedi olan ahiret hayatında mutlu ve bahtiyarlardan olmanıızı sağlayacak zemini oluştrmaya katkıda bulunacak mükemmel bir kitap. Bilirsiniz ki, dünya hayatı geçicidir; varılacak olan gerçek yurt Cenab-ı Allah’ın huzurudur. Fani dünyada acılara katlanma pahasına, Yüce Mevla’nın yüklediği görevleri yerine getirerek büyük sınavı başaranlar, “Allah’a kavuşmayı arzu edenlerdir.”

İmza günleri ve etkinlikler düzenliyor musunuz?

İmza günleri ve etkinlikler yakın bir zaman içerisinde başlanacaktır. Kitap çıktıktan sonra Mardin’de bir kaç yerde hem söyleşi hem kitap imzalama hem de çeşitli kurum ve kuruluşlara kendi kitaplarımdan kütüphanelere yardımlar yapıldı. Yakın zaman içerisinde imza günlerine ve etkinliklere başlanacaktır. Hem sizler aracılığıyla hem de sosyal bağlantılarla tüm okuyucularımıza bildireceğiz.

Okuyucularınız kitaplarınızı nereden bulabilirler?

Değerli okuyucularımız kitabımı şuan için tüm seçkin kitapçılarda ve kitapyurdu’ndan temin edebilirler. Ayrıca D&R raflarında da yakın zaman yerini alacaktır.

Bundan sonra ki hedefleriniz neler?

Bundan sonraki hedeflerimin arasında Aşk ve Psikolojiyle ilgili bir çalışmam var. Sonrasında da güzel bir Roman yazarak tüm okurlarıma güzel bir şeyler hem vermek hem de katmak istiyorum. Bunun yanında ciddi anlamda sosyal sorumluluk projelerine girmek vardır. Öyle ki zaman zaman güzel sosyal sorumluluk projelerin içerisinde yer almaktayım.

Aileniz, sizin yazar olma yolculuğunuzda yer aldı mı? Onların bu konuda size yansıyan fikirlerini öğrenebilir miyiz?

Evet yer aldılar. Aile denilince insan için çok özel bir şey ifade edilmiş olur. Bu güzel kitabı hazırlamamda bana yardımlarını eksik etmeyen, bu konuda beni sürekli yazmaya teşvik eden, dualarıyla bana daima yardımcı olan ailemin kendisidir. Onlar benim arkadaşlarım, dostlarım, editörlerim ve yaşamımın her alanında bana yardımcı olan yaşama sevincimdirler. Ailem bana en önemli tavsite ve fikirleri şunlar oldu; “Asla yazdıklarından vazgeçme. Ne yazmak istersen yaz. Hiçbir eleştiriye takılmadan ne konuda yazmak istersen her daim yazmanı isteriz, desteğimiz seninle” dediler. Fikir konusunda onlarda özellikle toplumlarımızda insanların gerçek manada maneviyattan ne kadar uzaklaştıklarını gördükleri için onların da nacizane fikirleri biraz daha Cenab-ı Allah’a yakınlaşma ve maneviyat üzerine yazmamı istediler. Bu da beni hem mutu etti, hem de açıkçası çok rahatlattı. Çünkü aile bambaşkadır. Özellikle de Annelerimiz babalarımız daha çok görmüş ve de görenlerdendir. O sebeple onların fikirlerini almak her zaman mutluluk verici olmuştur.

Yazar olmaya nasıl karar verdiniz?

Yazar olmaya daha küçük yaşlarda severek okuduğum kitapların ve yazarların etkisiyle diyebilirim.

Sizi yazmaya özendiren şeyler nedir?

Beni yazmaya yönlendiren şeyler çoktur. En başta okuduğum her kitapta dini olsun, roman olsun, edebiyat olsun, felsefe olsun, siyaset olsun, psikoloji olsun, tıp olsun farklı duygu, bilgi ve önem arz eden bir sürü kitap ve de yazardan etkilenerek yazmakta yöneldim. Tabi ki bunların başında da ailemin sürekli bana her daim okuyun, araştırın ve yazın gibi sözleri de bunda çok etkili olmuştur diyebilirim. Bunun yanında da hem yazmayı hem de okumayı çok seven biri olduğum için yazmaya yönelmem rahat oldu.

Kimsenin okumayacağını bilseniz bile yazar mıydınız?

Evet, Küçükken yazdıklarımın kimseler tarafından okunup okunmayacağını bilmediğim gibi tekrardan yazmaya devam ederdim.

İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Bunu gerçekleştirmek sizin hayaliniz miydi?

İlk kitabımı 2016 senesi Aralık ayının sonu gibi yazmak için karar vermeye başladım. Yaşadığımız çevrede ve toplumda o kadar maneviyatsızlığa yaşayan insanlar var ki; ister istemez bizler bireyler de onlardan etkilenmeden duramıyoruz. Ben de şahsen kendim birazcık da olsa bu maneviyatsızlığa çare olurum düşüncesiyle yazmaya başladım. Öyle ki yazdığım kitap bir çok insana çok iyi geldiği hem aldığım mesajlarla hem de sosyal medya da gördüğüm yazılarla beni çok mutlu ediyor. Kitap yazmak ve çıkarmak da gerçek bir hayalimdi ve bu hayalimi de en güzel şekilde gerçekleştirdim.

Bir yazar olarak okuduğunuz ve beğendiğiniz yazarlar kimlerdir?

Bir yazar olarak küçüklüğümden başlayarak şuan ki zamana kadar öncelikli olarak, Rahmetli Sayın Yaşar Kemal, Sayın Doğan Cüceloğlu, Sayın Atasoy Müftüoğlu, Sayın Mehmet Ercan, Sayın Hikmet Anıl Öztekin, Sayın Kahraman Tazeoğlu ve Sayın Stefan Zweighem okuyor hem de beğeniyorum.

Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Özellikle loş Işık altında ve sessizliğin hâkim olduğu bir ortam da yazılarımı yazmak beni daha çok mutlu ediyor. Öyle ki çoğu zaman öyle durumlarda yazılarımı yazmakla beraber okurum da. Ayrıca hem fon müzik dinleyerek hem de doğal ortamın daha yoğun olduğu bir alanda yazmak beni daha da mutlu etmektedir.

Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Kesinle harika bir serüvendir. Yaşamım boyunca, her daim her yaş ve zamanda yazmayı düşünüyorum inşaAllah.

Yeni kitap çalışmanızdan bahsedelim. Vuslat zmanı kitabınız yeni çıktı. Peki, beklediğiniz ilgiyi bulabildiniz mi?

Vuslat Zamanı başta memleketim Mardin Halkı ve sosyal medyayı kullanan insanlar olmak üzere birçok kişi tarafından beğeni alarak okunmaya başlandı. Beklenen ilgi gün geçtikçe daha çok artmaktadır.

Vuslat zamanı ile topluma ne tür bir mesaj veriyorsunuz?

Vuslat Zamanı, maneviyattan uzaklaşmış insanları maneviyatın içine çekerek onları Cenab-ı Allah'ın o eşsiz güzel yoluna davet etmeyi ve onlara ebedi olmayan dünyayı ve de ebedi olan ahiret hayatını bir nebze de olsa anlatmaya ve göstermeye gayret etme mesajları verilmektedir. Vuslat Zamanı, Rabb'ine kavuşma vaktinin en özel durumudur. Vuslat Zamanı, insanları Yüce Allah’a daha da yakınlaştırma eseridir.

Vuslat zamanı kitabınızı yazma sürecinde unutamadığınız bir anınız oldu mu?

Evet kesinlikle oldu. Vuslat Zamanını yazarken özellikle biricik Eşim Ceren Fatoş Hanımla yazdığım her makaleyi paylaşarak benim için bir okuyucu olup eksikliklerimi bana söyleyerek eleştiri yapmasını istemem olmuştur. :))

Başarının en büyük kuralı nedir sizce?

Kendinize inanarak o şey uğrunda en güzel şekilde mücadele etmektir.

Sanat adına başka ne tür çalışmalarınız var?

Genelde dergilerde, internet haber sitelerinde, gazetelerde çeşitli yazılar yazarım, sosyal sorumluluk projelerine katılırım, Vuslat Zamanı kitabımdan gelen gelirin bir kısmını Eşim Ceren Fatoş Hanım ve ailelerimizle beraber kimsesiz çocuklara ve okula gitmek isteyip de maddi olanaklardan dolayı gidemeyen çocuklara destek çalışmalarını yapıyorum.

Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan yazar olmak ister miydiniz? Neden?

Evet, Çünkü birçok kitleye ulaşmak, insanlara bir şeyler vermek, insanların yüreğine dokunabilmek benim için vazgeçilmez bir durumdur.

Edebiyat dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz? 

Hedefinizi nasıl daha açık, net ve ölçülebilir hale getirebilirsiniz?

Herkesin kitap okumasına fazlasıyla yardımcı olurdum. Bununla birlikte insanlara okuma alışkanlığını kazandırırdım. Çünkü insanlar okumadıkları için sürekli yanlış yöne gitmeye meyilli duruma düşmekteler. O sebeple özellikle insanlara kitap okuma alışkanlığını aşılamayı çok isterim.

Hedeflerinize ulaşmanın yaratacağı en büyük etki ne olurdu?

Başarılı olduğumu ve bu başarının beni ve sevdiklerimi ne kadar mutlu edeceğini düşünerek açık, net ve ölçülebilir bir duruma getirebilirim.

Hedefe vardığım zaman mutlu olmuş olurum. Bununla beraber mutluluk da başarı getirmektedir. Mutluluk=Başarı demektir.

Düzenli olarak yaptığınız halde size bir şey katmayan 3 şey nedir?

Birincisi yatağıma girip uyumaya çalışırken müzik dinlemek, ikincisi sürekli çekirdek çıtlamak :)) üçüncüsü de iki çeşit yemeğin aynı tabakta olmamasına ve aynı tabakta olsa dahi karışmamasına sürekli özen gösteriyorum. Ki bana hiçbir şey de katmamaktadır. :))

Son olarak, yazar olmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

En önemli tavsiyem kesinlikle ama kesinlikle sürekli okusunlar, araştırsınlar ve kelime haznelerini en yükseğe çıkarsınlar. Sonrasında da asla yazmaktan kaçmasınlar derim. Yazmak insanları bambaşka dünyaların içerisine götürmenin en güzel yoludur. Yazar olmak isteyen her kişi, yaşamının her noktasını okumaya ve yazmaya adamalıdır.

Bizde Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…