RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Başarılı şarkıcı Leyla Boztaş ile müzik serüvenine ve “Kimsin” adlı şarkısına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Leyla Boztaş kimdir?

30 Temmuz 1993 tarihinde İzmir Konak ilçesinde doğdum. Bu yıl haziran ayında, klip çekiminden 10 gün önce kaybettiğim Babam Turgut Bey, uzun yol kaptanıydı. Annem Necla Hanım ise ev hanımı. 2013 doğumlu, 6 yaşında, Ejder isminde bir oğlum var. 2012 yılında Moda tasarım eğitimi alarak başladığım yolculuk, yakın dostum Sır Tezcan ile beraber başarılı bir şekilde ilerledi. 2017 yılında kurduğum moda tasarım atölyemde tasarımcı olmak isteyen öğrencilere eğitimler verdim. Aynı yıl “Yılın En İyi Çıkış Yapan Tasarımcısı” ödülüne layık görüldüm. 2018 ve 2019 yıllarında farklı kurumların “Yılın en iyi Tasarımcısı” ödüllerini aldım. İyi bir moda tasarımcısı olduğumu düşünüyorum. İşimi ilk günkü tutkuyla, severek yaptım hep. İşinizi aşkla yapıyor ve işinize koşarak gidiyorsanız başarı, sizin için kaçınılmaz oluyor. 

Müzikle nasıl tanıştınız? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Kendimi bildiğimden beri müzik hep vardı. Çocukken elime saç fırçası alıp aynanın karşısında şarkı söylemişliğim çoktur. Çevremin sesim konusundaki övgüleri hep ruhumu okşamıştır. Şarkı söylemeyi hep sevdim çünkü. Güzel giyinmeyi, giydirmeyi, yeni şeyler tasarlamayı da çok seviyordum. Babam, moda tasarımcılığı konusunda yetenekli olduğumu düşünüp bu konuda eğitimler almam için beni teşvik etmişti; ama ben şarkı söylemeyi de çok istiyordum. Önceliğim moda tasarımcılığı oldu. Yine de müzikten yana umudumu hiç kaybetmedim. Dikiş dikerken veya tasarım çizerken söylediğim şarkıları sosyal medya hesaplarımdan paylaştım çok kez. Sahne teklifleri bile aldım bu yüzden. Gittiğim birçok yerde elime tutuşturulan mikrofona söylediğim şarkılardan sonra aldığım alkışlar bana güç verdi. “Yapabilirim.” dedim. Konservatuvar mezunu değilim; ama iyi bir kulağa sahip olduğumu düşünüyorum. Kendimi geliştirmek adına eğitimler aldım, almaya devam ediyorum. Hep daha iyisi için sürekli kendimi geliştirmek adına elimden geleni yapmaya çalışacağım. Müzik yapmayı çok seviyorum. Alkışı çok seviyorum.
Bir duyguyu sesimle harmanlayıp insanlara sunmak çok özel bir şey. Sesim bir bağ oluyor aramızda. Aslında bir “Merhaba!” oluyor. Şarkı söylemek biraz da “Merhaba, biz tanışıyor muyuz?” diye sormak gibi bir şey aslında. Eğer derinlerde bir yerlere dokunabiliyorsak evet, ortak duyguların çatısı altında karşılaşmış olduğumuzu hatırlıyoruz. 

Ben, müzik yapmayı erteledim. Moda tasarımcılığında kendimi ispatladığıma inandığım noktada ertelediğim hayalimi de gerçekleştirmek adına kolları sıvadım. Demek ki doğru zaman bu zamanmış. Maddi beklentiler içerisinde değilim. Öyle bir kaygım da yok. Benim hedefim, çocukken aynanın karşısında kendi başıma söylediğim şarkıları bugün binlerce insana söyleyebilmek.  Müzik biraz da kendini ifade edebilmenin özgür bir yolu. Ben, hayalimi özgürce uçurmak istiyorum. Sadece bu.

Ağustos ayında müzikseverlerle buluşan “Kimsin” adlı single çalışmanızdan bahseder misiniz? Bu çalışmanın kararını nasıl verdiniz?

“Kimsin” benim ilk single çalışmam. Ertelediğim hayalimin zamanının geldiğine inandığım noktada “Bismillah!” demeye karar verdim. Zaman, hayallerinizi erteleyecek kadar uzun değil maalesef.
Single yapmaya karar verdiğim andan itibaren şarkı arayışına başladım. Birçok söz ve besteyi değerlendirdik. En son Azerbaycan’dan bana ulaştırılan ve daha önce Azeri sanatçı Sevda Yəhyayeva’nın da seslendirdiği “Aklım Sende” şarkısını uygun buldum. Selim Çaldıran ile girdiğim stüdyodan “Kimsin” çıktı.

Şarkının sözü ve müziği kime ait?

Sözleri Nado ve Ayşe Birgül Yılmaz’a; müziği ise Azeri müzisyen Perviz Mahmudov’a ait. Düzenlemesi ise Selim Çaldıran tarafından yapıldı. 

Şarkının vermek istediği mesaj nedir?

Şarkının vermek istediği mesajı kliple bütünleştirdiğimizde karşımıza çıkan sonuç, hayal edilen ve bir türlü bulunamayan aşk. Şarkı; o aşkın nerede olduğunu, kim olduğunu soruyor.
Kendinden emin bir kadının kendi içinde yeşerttiği kusursuz aşkın nerede olduğunu soruyor. Yani kısaca; “Ey yaşamayı arzu ettiğim aşk! Neredesin? Eğer seni bulamazsam gözlerim açık gidecek.” diyor. 

Şarkı, ismini nereden alıyor?

Şarkının Azerbaycan’daki orijinal ismi “Aklım Sende” aslında. 

Yönetmenim Hülya Öksüz; “Şarkının sözlerinden anladığım mesaj, şarkının ismiyle çelişiyor.” yorumunu yapmıştı bana. Sözler, Türkçeye uyarlandığında karşımıza iç dünyamızda hayalini kurduğumuz, aradığımız ve olmasını istediğimiz bir aşkın profili çıkıyor. Nereye, kime yönelsem hayalimde büyüttüğüm o kişiyi aradım. Bir gün hayal ettiğim o kişiyi bulamazsam aklım hep o hayalde kalacak diyor ve soruyor: Sevgili hayalim! Kimsin? 

Şarkının söz yazarları ve bestecileri ile yaptığımız değerlendirmelerden sonra ismin “Kimsin” olarak değişmesi talebimiz olumlu karşılandı ve şarkımızın ismi “Kimsin” olarak değiştirildi.

Şarkı, Hülya Öksüz yönetmenliğinde kliplendirildi. Klip çekimleri nasıl geçti?

Evet, klibimi çalışmaktan son derece keyif aldığım yönetmen Hülya Öksüz çekti. Kurgusu, rengi, her şeyi ile özel olarak kendisi ilgilendi. Sabahın ilk ışıklarıyla başladığımız çekimlerde ekibin enerjisi ve titiz çalışmaları beni motive etti. İlk çalışmam olduğu için son derece heyecanlıydım. Ekip çok kalabalıktı ve herkes sürekli karınca gibi oradan oraya koşturuyordu; ama yönetmenimin yönlendirmeleri ve samimi yaklaşımı sayesinde keyifli bir çekim gerçekleştirdik. 

Klip çekimleri için tasarladığımız ve araba sahnesinde giyindiğim köstüm tam olarak 65 kg’dı. Üzerinde özel taşlar kullandık. 65 kg ağırlığında bir kıyafetle yürüyebilmek kendi adıma ciddi bir başarıydı. 

Herkes, çok yoruldu. Diğerlerini bilemem; ama bendeki yorgunluğun tadını hiçbir şeye değişmem. Klibin son halini ilk kez izlediğimde “Dökülen her bir tere helal olsun.” dedim. Çalışmanın fotoğrafları ise uluslararası ödüller sahibi fotoğraf sanatçısı Banu Cihan tarafından çekildi. 

Çekimler, nerede ve ne kadar sürede gerçekleşti?
Muğla’da Sarpedor Boutique Hotel’de yaptık çekimleri. Yaklaşık 24 saat süren bir çalışmamız oldu.

Çekimlerde aksilikler yaşandı mı?
Kostüm hazırlıklarını modacı arkadaşım sevgili Sır Tezcan ile beraber yaklaşık 20 gün süren yoğun bir ekip çalışmasıyla hazırladık. Klipte kullandığımız kostümlerin tamamı, Sır Tezcan ile benim tasarımlarımız. Klipte kullanamadığımız 6 tane daha tasarımımız vardı; ama zaman darlığından onları kullanamadık. Bu, yaşadığımız aksiliklerden bir tanesiydi. 

Yatak sahnesi, biraz zor geçti. Öğlen saatlerine denk gelmişti ve hava son derece sıcaktı. Yönetmenim ise kusursuz çekimler alabilmek için tekrar tekrar “Kayıt!” diyordu. Fotoğraf sahnelerinin çok önemli olduğunu ve bu yüzden sabretmem gerektiğini söylüyordu. Yaklaşık iki saat sert güneşin altında kaldım. Ertesi gün gayet bronzlaşmıştım. 

Şarkıyla ve kliple ilgili aldığınız geri dönüşleri anlatır mısınız?

Kendinize ne kadar güvenirseniz güvenin, özgüveniniz ne kadar yüksek olursa olsun, içinizde bir yerde korkularınız oluyor. Ben, her şeye hazırdım. Eleştiriler, bana eksiklerimi gösterecek ve onları dikkate alıp değerlendirecektim. Sahne teklifleri, nerede sahne aldığımı soran onca insan, “Bu, böyle yarım kalmasın.” diye mesaj atanlar, sosyal medya hesaplarımdan gelen binlerce tebrik mesajları beni son derece mutlu etti. O yüzden kolları daha da bir aşkla sıvadım.
“Kimsin” benim müzik kariyerimdeki ilk çocuğum; ama ben daha nice çocuklarım olsun istiyorum. 

Sizce klip, şarkı sözleriyle uyumlu mu?

Klip senaryosu Hülya Öksüz tarafından hazırlandı. Hülya Öksüz’ü araştırdığımda hemen hemen her klibinde fotoğraf kullanması dikkatimi çekmişti. “Acaba benim klibimde de kullanacak mı?” diye düşünmüştüm. Konuyu fotoğraflarla bütünleştirmesi, klipte sevdiğim özelliklerden biri oldu. Ben hikâyede fotoğraflardaki modellere bakıyorum; ama aradığım ruhu fotoğraf karelerinde bulamıyorum. Aklımdaki aşk profili o kadar güçlü ki kimseyi bir türlü beğenmiyorum. Klibin, şarkının verdiği mesajı yansıttığına inanıyorum. Sadece sözlerin kliple uyumu değil, kurgunun ritimle dengesi de beni tatmin eden sonuçlardan bir tanesi. Kurguya ben hiç karışmadım. Güvendim, bir nevi kendimi emanet ettim. Emanete ihanet edilmediğini de Youtube’da, Netd kanalında yayınlanan klibime gelen yorumları okuduğumda daha iyi anladım. 

Hazırlık aşamasında olan yeni bir çalışmanız var mı?

Elbette var. Hiç ara vermeden ikinci çalışmanın startını verdik. Şarkı araştırmamız biraz uzun sürdü. Nihayetinde söz yazarı ve besteci sevgili Uzay Cengiz Ayna’dan bir şarkı aldık. Şarkının adı “Boş Estirmeyelim.” Şu an Gökmen Adıgüzel tarafından aranje ediliyor. Yakında stüdyoya okumaları için gireceğim. Yine hareketli bir şarkı. Biraz marş havasında, Latin melodilerinin de bulunduğu güzel bir çalışma hazırlanıyor. Muhtemelen önümüzdeki haftalarda kliplendireceğiz. Yönetmen koltuğunu yine çalışmaktan keyif aldığım Hülya Öksüz’e emanet ediyorum. Klibin projelendirme çalışmaları bile bitmek üzere. 

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Öncelikle müzik yapmaya başladığım için moda tasarımcılığını bırakacağımı düşünen ve üzülen çevreme boşa üzülmemelerini söylemek istiyorum. Moda, benim vazgeçilmezim. Tasarımcı kimliğimden vazgeçmeyi düşünmüyorum. 

Çocukken elime aldığım saç fırçasıyla aynanın karşısında söylediğim o şarkıları bugün mikrofon başında insanların karşısında söylememi sağlayan her neyse O’na bin şükür ve teşekkürle…
Alkışı çok sevdim. Layık olmaya çalışacağım.
Her şeyden önemlisi birkaç ay önce kaybettiğim sevgili babamın gurur duyduğu, hep o mücadeleci kızı olacağım.

Yeni şarkılarımla ortak duygularda kavuşmak üzere…