RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Bu hafta, yönetmenliğe Ayla Algan’dan aldığı oyunculuk eğitimi ile başlayan Kıbrıslı yönetmen Ömer Evre ile yaşamına, çektiği filmlere ve projelerine dair konuştuk.  Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Ömer Evre kimdir?

Kıbrıs doğumluyum. Yakın Doğu Üniversitesi mezunuyum. New York Film Academy’de eğitim aldım. Şu an Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nde eğitim vermekteyim. Bunun yanı sıra Kıbrıs’ta Ayla Algan ile oyunculuk eğitimi vermekteyiz.

Yıllar önce Kıbrıs’ta dizi sektörü yokken siz “Aşka Veda” isimli diziyi özel bir kanalda yayınlatarak ses getirdiniz. Bu sizin için nasıl bir duyguydu?

Kıbrıs’ta dizi sektörü hala gelişmemiş durumda. Ben de artık sinema filmi ve belgesel yapıyorum. Adada yaşıyorsunuz ve ada, sektörün gelişmediği bir yer. O zamanlar diziyi çekerken çok zor şartlar altında başladık ve devam ettirdik. Aşk hikâyesi olduğu için de tutmuştu ve devamında üç farklı bir dizi ile devam etmiştim.

Neden sinema filmi?

Dizilerden sonra “Uyarsa Beklerik” isimli bir sinema filmi yaptık ve beyaz perdede filmi izlemek özellikle seyirci ile birlikte olup onlardan birebir yorum almak o anki duygularını yüzlerinde görmek beni daha çok mutlu etti. O yüzden sinema filmi, diyorum.

Ödüllü bir kısa filminiz ve belgesel filmleriniz var. Yaptığınız işlerin bu kadar ses getirmesi ve başarılı olmasının sebebini nereye bağlıyorsunuz?

Evet. Üniversitedeyken Fevzi Kasap hocamın ısrarı ile “Güneş Aşkı” isimli kısa ilmi yarışmaya gönderdik ve film, bize ödülle geri döndü. Arkasından birçok belgesel filmimiz de farklı yerlerden ödüller aldı. Yaptığım işler ses getiriyor. Bunun sebebi bana göre seyirci ile benim kimyamın uyuşmasıdır. Seyirci, benim yaptığım işleri kendine yakın buluyor, daha doğrusu vermek istediğim duyguları hissedebiliyor. Bunun için özel bir çaba sarf etmiyorum, sadece işimi yapıyorum.

Sizin için hangi filminiz başka bir yerde durur?

“Savaşın İki Yüzü” filminin yapım süreci, duygusal anlamda çok zordu benim için, gerçek hayatlardan esinlenerek yazdığım bir hikâyedir.

Sami Hamidi ve Pedro Jimenez’in başrolünü paylaştığı 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın anlatıldığı, yıllar önce katledilip meçhul çukurlara gömülen Kıbrıslıların dramı ve kayıpların yıllar sonra bulunması, sonrasında geride kalanların yaşadığı dramı gözler önüne seren "Savaşın İki Yüzü” seyirciyi hüzünlendiren, geçmişe götüren ve 1974 yılında yaşanan Kıbrıs Barış Harekatı’nın farklı bir yönünü ele alan bir film olmuş. Nereden çıktı bu hikâye?

Öykünün çıkışı aslında çok uzun yıllara dayanır. Biliyorsunuz, ben Kıbrıs doğumluyum ve çocukluğumdan beri Kıbrıs savaş hikâyeleri ile büyüdüm ve bende biriken hikâyeleri kendime göre kâğıda dökerek film haline getirdim.

​​​​​​​

Filmin gala gösteriminde birçok seyirci gözyaşlarını tutamadı? Peki siz, böyle etkileyici bir hikâyeyi yazarken neler hissettin?

Film, izleyenleri savaş ve sonrasında ortak acıların yaşandığı günlere götürdü ve bu yüzden o dönemde yaşayan kişiler, filmi izlerken daha çok etkilendi. Ben de etkilendim tabi ama duygularımı filmi kaleme alırken çok fazla yansıtmamaya çalıştım çünkü tarafsız olmak zorundayım. Bana göre savaşın kazanan tarafı yoktur. Yaşanan acılar, ortaktır. Şu an Kıbrıslı Türk de Kıbrıslı Rum da 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda kaybolan kocalarının, kardeşlerinin kemiklerinin bulunmasını bekliyor. En acısı da hala umutla bir gün bulunacağını ve geri döneceğini bekleyen kişilerin olmasıdır. Aradan geçen onca yıla rağmen…

Filmin galasında usta sanatçı Ayla Algan da vardı. Filmde kendiside yer aldı mı?

Hayır, Ayla Algan ile Kıbrıs’ta oyunculuk eğitimi veriyoruz. Kendisini çok severim, yıllar önce ben de kendisinden oyunculuk eğitimi almıştım ama ben yoluma yönetmen olarak kamera arkasında devam ettim.  Ama biliyorsunuz; film, kısa film olarak festivallere gönderilecek ve önümüzdeki aylarda uzun metrajının çekimlerine başlıyoruz. Uzun metrajlı filmde Ayla Algan da rol alacak.

Ayla Algan gibi üstattan oyunculuk eğitimi aldım fakat kamera arkasında yönetmen olarak yoluma devam ettim, diyorsunuz. Bu süreç nasıl gelişti?

90’lı yıllarda “Kara Melek” isimli bir dizi vardı. Sanem Çelik, o dizinin başrol oyuncusuydu, ben de Sanem Çelik’e ulaşmanın yolunu aradım ve bunun için oyuncu olmaya karar vererek Ayla Algan’dan eğitim aldım fakat kamera arkası dikkatimi çekti ve yeteneğim olduğunu fark ettim. Daha sonrasında da bildiğiniz gibi projelerin ardı arkası kesilmedi. Buradan Sanem Çelik’e teşekkürlerimi iletiyorum.

​​​​​​​

Kıbrıs’ta oyunculuk eğitimi vermek nerden aklınıza geldi?

Film yapıyorum fakat Kıbrıs’ta pek oyuncu yok fakat çok değerli tiyatro oyuncularımız var, onların da genelde her sezon oyunları olduğu için vakitleri yok. Etrafıma bakıyorum, birçok kişi oyuncu olmak için İstanbul’a gidiyor ve eğitim alıyor. Hem herkesin gitmesi çok zor hem de İstanbul’da eğitim almak çok masraflı oluyor. Bu yüzden biz de Ayla Algan hocam ile Kıbrıs’ta Atölye Ayla Algan adı altında hem çocuklara hem yetişkinlere kamera önü oyunculuk eğitimi vermeye karar verdik. Başarılı olan öğrencileri de filmimde oynatıyorum, böylelikle Kıbrıs’ta çok büyük bir açık kapanmış oldu.

Bir dönem New York Film Academy’de eğitim aldınız. New York Film Academy nasıl bir okul? Bu sektör, size neler kazandırdı?

İmkânı olan herkesin mutlaka o şehre gidip oradaki yaşamı solumasını isterim. Çünkü orada hayat bambaşka ve kişiye çok şey katmaktadır.  Hayata artık farklı bir gözle bakmanızı sağlıyor. Kendime; “Orada eğitim almak bana ne kattı?” diye sorduğumda “En önemlisi kendimi geliştirmem ve oradaki sektörün işleyişini görmem oldu.” cevabını alıyorum. Bir de orada film ve dizi yaparken insanları 40 dakika günlük sıkıntılardan uzaklaştırmak için yapıldığını, bizdeyse amacın insanları 2 saat boyunca ekran başında ağlatarak duygularını sömürmek olduğunu öğrendim.

Yakın zamanda yeni bir projeniz var mı?

“Savaşın İki Yüzü” kısa filmi bitti. Şimdi ise uzun metrajını eylül veya ekim aylarında beyaz perdede izleyici ile buluşturmayı hedeflemekteyiz.  Film, kısa filmin çıkmasıyla merak konusu oldu, herkes filmi izlemek istiyor.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Hayatlarından sanat eksik olmasın. Güzel filmler izlemeleri dileğiyle… Size de çok teşekkür ederim. Sevgiler… 

Not: Bizleri Facebook ve İnstagram üzerinden OE Prodüksiyon sayfamızdan takip edebilirler.