RÖPORTAJ: Habib BABAR

Tek hayali oyuncu olmak ve Kemal Sunal ile bir filmde oynamaktı Adnan Karabacak’ın… Öyle ki ‘İşe gidiyorum ’diyerek evden çıkıyor ve soluğu Yeşilçam sokağında alıyordu… Deyim yerindeyse orada yatıp kalkıyordu… Bu duruma sinirlenen abisinden defalarca dayak yediği halde Karabacak, Yeşilçam sokağından kopmadı… Sokakta gördüğü oyunculara özenir ve oyunculuk anlamında kendisine yardımcı olmalarını isterdi. Sonunda isteği olmuştu emektar oyuncunun 1978 yılında Ömer Lütfi Akad’ın TRT için çektiği ‘Bir Ceza Avukatının Anıları ’isimli dizide ufak bir rol verilmişti ona…Ancak 1980 ihtilali bu dizinin yayınlanmasına engel olmuştu… Birçok sinema oyuncusu gibi İstanbul’u tekeden ve Kuşadası’nda tablo satarak hayatını idame etmeye çalışan Adnan Karabacak ile dününü bugününü konuştuk. Buyurun keyifli sohbetimizde…

ARTİST OLMAK İÇİN EVDEN KAÇIYORDUM

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 1963 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. İlkokulu bitirip bir tamircinin yanında çırak olarak çalışmaya başladım. Ancak oyunculuğa karşı çok büyük bir hevesim vardı. Hele hele Kemal Sunal ile bir filmde oynamak için can atardım. İşe gidiyorum diyerek evden çıkıyor ve Yeşilçam Sokağına koşardım. O dönemler yapımcı firmalar, emektarlar, figüranlar ve jönler o sokaktaydı… Birçok kavgacı emektar Yeşilçam sokağından setlere giderdi… Saatlerce onlara bakar dururdum. Kendimi onların yerine koyar hayallere dalıp giderdim. Abim işe gitmediğim için beni defalarca dövdü Beyoğlu’na gelip beni tartaklaya tartaklaya eve götürürdü…(Gülmeye başlıyor…. Oyuncu olmak için sürekli evden kaçan bir çocuktum. Anlayacağınız abim benden çok çekti…) Onun bu dayakları bile beni oyunculuk sevdamdan vaz geçiremedi.

İHTİLAL NEDENİYLE DİZİ YAYINA GİRMEDİ

HAYALİNİZE KAVUŞABİLDİNİZ Mİ PEKİ?

Evet… 1978 yılında Ömer Lütfi Akad’ın yapımcılığını üstendiği TRT için çekilen ‘Bir Ceza Avukatının Anıları’isimli dizi ile kameralara merhaba dedim. Dizinin fragmanları yayınlamaya başlamıştı ki 1980 ihtilali oldu ve  dizi yayınlanmamıştı. Sonradan yayınlandı ama parça, parça ekrana gelmişti…

SİNEMAYA NASIL GEÇTİNİZ?

1979 yılında Orhan Aksoy’un yönetmenliğini yaptığı, Kadir İnanır’ın başrollerini paylaştığı ‘İstanbul79’filmiyle sinemaya merhaba dedim. O filmde sigara satan işportacıyı oynuyordum. Kadir İnanır’a küfür eden çocuk olarak bilindim. Tabii hemen ardından birlikte çok oynamayı arzuladığım Kemal Sunal ile ‘Bekçiler Kralı’filmiyle kamera karşısına çıktım. Yapımcıların dikkatini çekmiştim. Rahmetli Kemal abide beni sevmişti… 'Bekçiler Kralı'nda tamirci çırağı, 'Gerzek Şaban' filminde mahallenin uyanık çocuğu, 'Umudumuz Şaban'da 'Küçük ringo', Ferdi Tayfur'un 'Huzurum Kalmadı' filminde ise mahallenin çocuklarından biri rollerini aldım. Yani 49’a yakın filmde çocuk oyuncu olarak yer aldım.

İŞSİZLİKTEN ALKOLİK OLDUM

SİNEMAYA NEDEN ARA VERDİNİZ?

Bu sorumuz karşısında gözleri doluyor, içini çekiyor… Ben ara vermedim, ara vermek zorunda kaldım. Seks film furyasıyla sinema her geçen gün kötüye gidiyordu. Durum böyle olunca  TV kanallarına büyük rağbet başlamıştı. Özel kanalların açılmasıyla birlikte film artistleri buralarda çalışmaya başladı. İş bulan buldu, bulamayan sokaklarda kaldı. Ben de bazı yanlışlara başladım. Bu beni çok kötü etkiledi. Dolayısıyla sinemadan uzaklaştık. Sinemayı çok özlüyorum. İnsan ilk sevdiği göz ağrısını özlemez mi? İyi başladık ama finali kötü bitirdik.

BAZI YANLIŞLAR DEDİNİZ BUNLAR NEYDİ

İşler kötü gidince, işsiz kalınca bazı arkadaşlarım gibi bende çareyi alkolde aramıştım. Yani alkole başlamıştım. Hemen hemen her gün alkol almaya başlamıştım. Abimin bir sözü üzerine kendime hemen çeki düzen vermeye ve alkolü bırakmaya karar verdim.2003 yılında alkolü bıraktım…Artık kullanmadım…

KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞTIM

SİNEMADAN PARA KAZANDINIZ MI?

Yok kazanmadım, hep karın tokluğuna çalıştım. Hakkımızı arayamıyorduk. Aramaya kalkan bir daha iş bulamıyordu . Onca filmde oynattılar SSK mızı bile yapmadılar.

OYUNCU ARKADAŞLARINIZLA GÖRÜŞEBİLİYIR MUSUNUZ?

Bir kısım arkadaşımla görüşüyorum. Yani ulaşabildiklerimle bir araya geliyorum. Fırsat buldukça yaşamını yitiren oyuncu arkadaşlarımın mezarını ziyaret ediyorum. Sen ziyaret etmesen başkası da senin mezarını ziyaret etmez. Bir süre önce Kadir İnanır’ın telefonunu bulduk ve sadece hal hatırını sormak için aradım. Birkaç ay sonra tekrar aramıştım, benim telefonumu engellemişti….Bu çok acı bir olay, benim Kadir abiden hiçbir beklentim olamaz. Sadece sesini duymak istemiştim. Beni İstanbul 79 filminde oynatan Kadir abiydi. Bir minnet duygusuyla aradım. Canı sağ olsun ne diyeyim…

SİZDE BİRÇOK YEŞİLÇAM EMEKTARI GİBİ İSTANBUL’U TERKETTİNİZ NEDEN?

İstanbul’da işsizlik beni iyice bunaltmıştı. Ayakta durmam lazımdı bende 2005 yılında  Aydın'ın Kuşadası ilçesi’ nde tablo satmaya karar verdim. Burada seyyar iş yapıyorum. İnsanların ayağına kadar gidiyorum. Tablo satıyorum. Hayatımı artık tablolarla idame ettiriyorum. İnsanlardan kendimi saklıyorum. Şurada oynamıştım, şöyleydim falan asla demiyorum. Belki de hep bu yüzden kaybettik. Ben kendimi asla acındırmıyorum, ekmeği bu şekilde kazanıyorum. Pandemi nedeniyle yaklaşık 1,5 yıldır işlerim iyice durdu, satış yapamıyorum ve zor günler geçiriyorum. İnşallah bu virüs belası bira an önce biter işlerim rayına oturur.

KARAKOLUN ÖNÜNDE SAATLERCE KEMAL SUNAL’I BEKLEDİM

KAZANDIĞIN IZ PARA SİZE YETİYOR MU?

Ben hiç evlenmedim… Yalnız yaşıyorum, kazandığım para ile hayatımı iyi kötü idame ediyorum. Namerde el açmıyorum.

HİÇ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZI BİZİMLE PAYLAŞMAK İSTER MİSİNİZ?

Kemal Sunal askerlik nedeniyle karakola götürülmüştü. Çok üzülmüştüm, hiç zaman kaybetmeden götürüldüğü karakolun önüne gittim ve yaklaşık 5-6 saat Kemal abinin çıkmasını bekledim. Geç saatlerde karakoldan çıktı, morali çok bozuktu. Bağırmaya başladı ve yürüyerek yazıhaneye çıktı, oradan da evine gitmişti. Bu olaydan 2 ay sonra  vatani görevini yapmak için Ankara’ya gitmişti. Kemal abi adam gibi adamdı. Sete geldiğinde herkes ile selamlaşır, sohbet ederdi havalı biri değildi. Ciddi, akıllı bir oyuncuydu.

BİZLER UNUTULDUK

HİÇ FİLM TEKLİFİ ALMIYOR MUSUNUZ?

Şimdi yarama bastınız… O kadar çok sinema filmi ve dizi çekiliyor ki… Hiç birisine Yeşilçam emektarı çağrılmıyor. Bu durum içler acısı…Bazı yeni jenerasyon oyuncu ve gençler, alay eder gibi ‘Neden filmlerde yoksunuz’ diye soru soruyor. Tabii sırıtarak… Bu onların ayıbı değil, bizleri unutan yapımcıların ayıbıdır.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkürler Adnan bey…

Ben teşekkür ederim Habib bey…