Bu hafta, Avukat Mustafa Erdinç Ustaoğlu ile yaşamına, hukuka ve bilişim hukukuna dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Mustafa Erdinç Ustaoğlu kimdir?

Ben Avukat Mustafa Erdinç USTAOĞLU. 18.04.1991 tarihinde doğdum, ilk ve ortaokulu

Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde; liseyi ve üniversiteyi ise Ankara’da tamamladım. Ankara

Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Ardından Ufuk Üniversitesi Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans Programına kabul edildim. Şu an meslek hayatımı Ankara’da Ankara Barosuna kayıtlı olarak kendi ofisimde devam ettirmekteyim.

Ofisiniz hangi alanlarda hizmet veriyor?

Şirketler hukuku ağırlıklı çalışıyoruz, bunun dışında ceza, aile, icra dosyaları da önümüze sıklıkla gelmekte.

Meslek seçiminizde size neler etki etti? Nasıl karar verdiniz avukat olmaya?

Hukukçu bir aileden gelmek, belki de en önemli etkenlerdendir. Babam, uzun süre hâkimlik yaptı, üzerimde bunun etkisi çok fazladır. Onun dışında avukatlık; benim kafa yapıma en uygun mesleklerden biriydi, insanların hayatlarına dokunmak, sistemin bir parçası olmadan etki edip yönlendirebilmek harika bir duygu. Sahne sizin, hukuka uygunluk çerçevesinde hem yazar hem yönetmen hem de oyuncusunuz.

‘Hukuk’ kavramını nasıl tanımlarsınız?

Bunu kırk hukukçuya sorsalar kırkı da farklı cevap verir. Hukuk, en yalın haliyle ‘Toplumun düzenini sağlamak adına devlet tarafından konan kurallar bütünü ve bu kurallara uyulmaması halinde belirli yaptırımları tabi tutulan düzendir.

Her mahkeme salonunda bulunan ‘Adalet mülkün temelidir.’ sözü hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Aslında çok net, adalet olmadan mülk, yani devlet olmaz. Devletin omurgası hukuktur. En başta devlet kendi organlarıyla adalete uymalıdır ki toplum düzeninden bahsedilebilsin.

Mahkemeler ve adliyeler adaletin mutfağı olduğundan dolayı duvarlarda bu ifadeyi görmek olağandır. 

“Adalet önce devletten gelir.” Aristo

Şimdiye kadar karşılaştığınız en ilginç dava neydi?

Evcil kedi tahliyesi davasını örnek verebilirim, evcil hayvan beslemenin yönetim planında yasak olduğu bir sitede kediler egemen olmaya başlayınca dava konusu oldu, neyse ki uzlaşma sağlandı da kediler başta olmak üzere herkes rahatladı. Kedi sever olarak benim için çok zor bir dosyaydı fakat profesyonel olmanız gerekiyor. Hukuk, duygulardan üstündür.

Yürüttüğünüz ilk davayı hatırlıyor musunuz? Sizde bir anısı var mı?

Ticari bir davaydı, salona girerken çok heyecanlandığımı hatırlıyorum fakat duruşma başladığı an heyecan, yerini odaklanmaya bırakmıştı.

Bir avukat mesleğini nasıl icra etmelidir? Meslektaşlarınıza ve avukat adaylarına neler söylemek istersiniz?

Kalite, kalite, kalite… Yanlış anlaşılmasın, gösterişli ofislerden bahsetmiyorum, işini kaliteli yapmak benim kastım. Malum, Türkiye’de avukat sayısı gittikçe artmakta ve dolayısıyla işini

iyi yapan kadar yapmayan da fazlalaşmakta. Belirli prensiplere sahip olmak lazım, kendi kurallarımı önem sırasına göre sıralayacak olursam:

- Müvekkil ile etkili iletişim… Siz, ne kadar bilgili olursanız olun, müvekkilin size anlattığı kadar olaya dâhil olabilirsiniz. O yüzden işin temeli müvekkil ile iyi iletişimden geçiyor.

- Araştırmacı ruh… Hukuk canlı bir organizma, sürekli gelişmekte ve kendini yenilemekte. O yüzden durmaksızın okuyup araştırmak lazım, önünüze gelen her iş için mevzuatı, emsal kararları, akademik kitapları okumak ve muhakeme etmek gerekiyor.

- İş takibi… Müvekkillere karşı sorumluluğumuz çok fazla, başlanılan bir işin sonunu getirmek adına her adımda dikkatlice takip yapmak gerekli, bazen çok basit hatalar çok büyük kayıplara sebep olabiliyor.

- Bilgilendirme yapmak… Müvekkili gerekli olduğu ölçüde bilgilendirmeli ve soru işaretlerini silmeniz gerekir, sonuç olarak müvekkil tarafından para ödenip alınan bir hizmet söz konusu. Anlayabileceği dilde gelişmelerden haberdar etmek, olası sıkıntıların önüne geçecektir. Tabi bunun dozunu iki taraf da iyi ayarlamalı.

- Umut taciri olmamak… Belki de meslektaşlarımın yaptığı en büyük hata budur. Olmayacak duaya âmin demek ve müvekkili buna inandırmak… Özellikle ceza davalarında bilhassa hassas olmak gerekli, insanlar parasını kaybettiğinde bir yere kadar üzülür fakat konu özgürlüğü olduğunda yıkım daha ağırdır, o yüzden olası ihtimalleri söyleyerek alınabilecek en iyi sonuç için çabalamak gereklidir.

Türkiye’nin hukuk sistemi hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Ülkemiz çok genç, hukuk düzeni yeni yeni oturuyor. Gerek anayasa değişiklikleri gerek sistemsel değişiklikler, maalesef bizi geriye götürdü. Yine bu konuda en büyük iş, avukatlara düşmekte. Tabi ki kalifiyeli hâkim ve savcılarımız da bütünleyici olacaktır. Biz bir masanın 3 ayağı gibiyiz savunma makamı olan avukatlar, iddia makamı savcılar ve karar merci hâkimler… Üçü de kusursuz olduğu sürece muasır medeniyetler seviyesine ulaşmamak için hiçbir sebep yok.

Hukukun gelişmekte olan alanlarından bahseder misiniz?

Dediğim gibi, hukuk başlı başına yaşayan, gelişen bir organizma fakat özellikle teknolojinin de gelişmesiyle hukukun bazı alanları daha fazla ön plana çıkarak daha hızlı bir şekilde gelişme gösterebiliyor, misal ‘bilişim hukuku’ bunlardan biri. Hatta teknoloji öyle hızlı gelişiyor ki hukuk, bu gelişmenin gerisinde kalıyor. Bu da dolayısıyla mağduriyete sebep oluyor.

‘Bilişim’ kavramı nedir?

Bilişim; insanların teknik, ekonomik, siyasal ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı bilginin özellikle bilgisayarlar aracılığıyla düzenli ve akılcı biçimde işlenmesi, her türden düşünsel sürecin yapay olarak yeniden üretilmesi, bilginin bilgisayarlarda depolanması ve kullanıcıların erişimine açık bulundurulması bilimidir.

Bilişim sistemi = Veri işleme + Veri aktarımı şeklinde tanımlanabilir.

Gelişen bilişim teknolojisi, beraberinde suçluları da yaratmış olup bununla ilgili düzenleme yapılması mecburiyeti doğmuştur.

Bilişim suçları, 765 sayılı TCK’ya 1991 yılında eklenmiştir.

Bilişim suçu nedir?

Verilere ve/veya veri işlemle bağlantısı olan sistemlere veya sistemin düzgün ve işlevsel işleyişine karşı, bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlar bilişim suçu kapsamındadır.

Yasa koyucu, bilişim suçlarını düzenlerken ‘bilgisayar’ kavramı yerine ‘bilgileri otomatik işleme tabi tutan sistem’ (Boitts) terimi kullanılmıştır.

765 sayılı TCK’da kullanılan ‘Boitts’ terimi ile hem tek başına bir bilgisayar makinesinin hem de birden çok bilgisayar ve/veya diğer bilişim araçlarından meydana gelen bir bilişim sisteminin anlaşılması gerekmektedir.

Bilişim suçunun içeriğinde şunlar yer alır:

· Siber suç,

· Sanal suç,

· İnternet suçu,

· Bilgisayar suçu,

· Bilgisayarla ilgili suç,

· Bilişim sistemi aracılığıyla işlenen suç,

· Bilgisayarlara karşı işlenen suç,

· Bilgisayarlar aracılığıyla işlenen suç…

Bilişim suçları bilişim sistemleri aracılığıyla işlendiği gibi bilişim sistemlerine karşı da işlenebilir.

Kategori olarak:

• Kişilere Karşı İşlenen Bilişim Suçları,

• Organizasyonlara Karşı İşlenen Bilişim Suçları,

• Malvarlığına Karşı İşlenen Bilişim Suçları,

• Topluma Karşı İşlenen Bilişim Suçları şeklinde sıralanabilir.

TCK’da Bilişim Suçları;

Topluma karşı suçlar bölümünde ‘Bilişim Alanında Suçlar’ başlığı altında bazı bilişim suçlarına yer vermek,

Bunun yanı sıra kişisel verilerle ilgili hükümlere yer vermek suretiyle özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar bölümünde,

Nitelikli hırsızlık ve nitelikli dolandırıcılık suçları bakımından ise malvarlığına karşı suçlar bölümünde düzenlenmiştir.

5237 sayılı TCK Kapsamında Bilişim Alanında Suçlar:

Bilişim Sistemine Girme

Madde 243- (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.  

(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.

(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.) Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme

Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması

Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)

(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.

Yasak Cihaz veya Programlar

Madde 245/A- (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.)

(1) Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin

güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması

Madde 246- (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

2007 yılında 5651 sayılı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’ kabul edilmiştir.

5651 sayılı Kanun; içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcılarının yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir.

5651 sayılı Kanun ile Getirilen Yenilikler

• İnternetin güvenli kullanımının önemi vurgulanmıştır.

• Yasa dışı içeriklerle mücadelede önemli bir araç olan uyar-kaldır mekanizması geliştirilmiştir.

• Yayından dolayı kişilik hakkı ihlal edilenler için içeriğin yayından kaldırılması ve cevap hakkı geliştirilmiştir.

• İnternet ortamındaki yayınlarda işlenen 8+1 suça yönelik erişim engelleme tedbiri geliştirilmiştir.

• İnternetin önemli aktörlerinden olan erişim sağlayıcı, yer sağlayıcı ve içerik sağlayıcılar tanımlanarak bunların hakları, sorumlulukları ve yükümlülükleri düzenlenmiştir.

• İnternet ortamında işlenen suçlarla mücadelede önemli bir veri olan trafik bilgilerinin tutulmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.

Türk hukukunda erişimin engellenmesi kararı 5651 sayılı Kanun uyarınca 4 nedenle/usulle verilebilir.

1. Genel olarak belli suçlar bakımından yapılan düzenleme ile adli veya idari makamlar tarafından verilen erişimin engellenmesi kararı (m. 8),

2. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi

(m. 8/A),

3. Genel olarak içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi (m. 9),

4. Özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi (m. 9/A).

5651 sayılı Kanun uyarınca yeterli şüphe bulunması durumunda erişimin engellenmesi kararı verilebilecek suçlar;

- İntihara yönlendirme (TCK m. 84),

- Çocukların cinsel istismarı (TCK m. 103/1),

- Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (TCK m. 190),

- Sağlık için tehlikeli madde temini (TCK m. 194),

- Müstehcenlik (TCK m. 226),

- Fuhuş (TCK m. 227),

- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK m. 228),

- 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar,

- 5602 sayılı Şan Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi

Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesindeki suçlar

Gerçekleştirmeyi planladığınız bir projeniz var mı?

O şimdilik bende kalsın.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Hukuka inanın, hakkınızı aramaktan vazgeçmeyin. Avukatlardan öte vatandaşa öncelikle bu konuda büyük yük düşüyor. Unutmayın ki siz hakkınızı aramak için eyleme geçmezseniz avukat, bu hakkın sağlanmasında aracı olamayacaktır.