“Çiçekler İçin Açma Kursu” afişine instagramda rastladığım, tanımak ve sonra da sizlere tanıtmak için sabırsızlandığım “Hikmeti Tabiyeci” ile bir araya geldik. Hikmeti Tabiyeci mahlasının anlamını, neler yaptığını, bundan sonra neler yapmak istediğini sordum. Ayrıca “Benim için de bir slogan üretir misiniz” dedim, malum Hikmeti Tabiyeci’nin afiş sloganları meşhur… “Olaylar göründüğü gibi sevgili Yağmur” dedi… Keyifli röportajımız sizlerle…

Hoş geldiniz, nasılsınız? Size instagramda rastladım ve açıkçası ben de merakla sizi tanımak istiyorum. Kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar. Ben Ankara’da ikamet eden bir mahalle filozofuyum. Grafik sanatçısı, öykü yazarı, profesyonel çizer ve illüstratörüm. Bayram adında bir kediyle yaşıyorum. Yıllarca reklam ajanslarında çalıştım ama son birkaç yıldır sanata kafa yoruyorum ve bu alanda üretim yapıyorum.

Tasarladığınız afişler gerçekten muhteşem. Nasıl başladı bu yolculuk? Nelerden ilham alıyorsunuz bu afişleri yaparken?

Kendimi bildim bileli yazan ve çizen biriyim. Çok güzel kitaplar okudum. Çok güzel müzikler dinledim. Çok güzel filmler izledim. Toplumun her katmanı içinde bulunduğum bir yaşamım oldu. Tüm bunlar bir araya gelince “sanatla kendini ifade etme” konusunda ister istemez bir birikimim oldu. Olaylar böyle başladı.  Bir ara, “sanatçı” olarak anılmanın, yolunun sergi salonlarından ve sanat çevreleri ile tanışık olma yolundan geçtiğini düşündüm. Bu birçoğumuzun düştüğü bir yanılgı.İfade etmek artık bir mecburiyet olmuşsa kimseye ihtiyaç yok aslında. Ben de bütün şehri -yani Ankara’yı- sergi salonu yapmaya karar verdim! Afişlerimi her yere yapıştırdım. Tunalı civarında, boş direk ve duvar bırakmadım.

Şehri sergi alanı gibi kullanıyorsunuz diye biliyorum. Ankara’yı sergi salonuna çevirmek sizi mutlu ediyor mu?

Bir mutluluk meselesi değil bu. Çoğu zaman önünüze boş tuval koymuyor kimse. Şanslı olmak bir ayrıcalık. Fakat sokak hepimizin. Tüm insanlar, kediler, köpekler özgürce kullanabiliyorsa sokağı bir sanatçı da tuvali olarak kullanabilir. Sokak hala bedava. Bir onay süreci olmadan çalışmalarımı sergileyebilmek beni tatmin ediyor.

Hikmeti Terbiyeci” ne demek? Neden bu isim?

Mahlas kullanmayı seviyorum. Hikmeti Tabiyeci diye bir kelime yok aslında. Eski dilde hikmet-i tabiye, fizik bilimi demek. “Ci” takısını kurallara uymayan bir şekilde ben ekledim. Böylece fizikçi gibi bir mahlas uydurmuş oldum. Fizik mühendisliği okudum.

Nasıl yorumlar geliyor peki? Eminim çok farklı olduğunuzu düşünüyordur çoğu insan…

Kimsenin ilgi göstereceğini düşünmedim. Oldum olası garip şeylerle uğraşan bir denişik bir çocuktum zaten kimilerinin gözünde. Sokaklara uzun zamandır bir şeyler çiziyorum. Uzunca bir süre bunu sosyal medyada paylaşmak aklıma gelmedi. Sonra çalışmalarımın çalınması ya da başkaları tarafından sahiplenilmesi gibi tatsız durumlar oldu. Bir çeşit tescil gibi olsun diye sosyal medyada da paylaşınca birden yoğun bir ilgi oldu. Epey şaşırdım. Çok güzel mesajlar aldım. O kadar çok mesaj geldi ki gerçekten birilerine ilham sağladığımı biliyorum ve bu beni çok onurlandırıyor. Mutluyum.

Ben en çok “Çiçekler İçin Açma Kursu” afişini sevmiştim. Hayatımda böyle güzel kurs duymamıştım daha önce. “Sevgili çiçekler, neden açmadığınızı biliyorum, aklınızda hep şu soru: ya yanlış açarsam” diyorsunuz. Nasıl doğru açar çiçekler? Taktik verir misiniz?

Çiçekler yanlış açmaktan korkuyor. Arılar yaptıkları balın beğenilmemesinden korkuyor. Kunduzlar yaptıkları barajlarla dalga geçerler diye korkuyor. İnsanoğlu doğa üzerinde incitmek ve özgüven kırmak gibi bir özelliği olan tek varlık. Kendine eziyet ettiği gibi tüm varlıklar da insanlardan etkileniyor. Fakat ben kusurlu olanı severim. Güzel ya da havalı olmayanı, şakasına gülünmeyeni, ismi unutulanları severim. Tüm doğaya söylemek isterim ki; çoğu insan benim gibi sadece kendilerini ifade edemiyorlar. Takmayın kafanıza insanları.

Diğer kursları da sayar mısınız? Neler var?

Çiçekler için açma kursu… Belediyeler için heykel kursu… Yerel yönetimler kursu… Algıda seçicilik kursu… Ağaçlar için yaprak dökme kursu… Atasözü yazarlığı kursu… Baykuşlar için beste kursu… Kuyruğu dik tutma kursu… Timsahlar için ağlama kursu… Tavuklar için uçma kursu… Arılar için bal yapma kursu… Ölümden sonra yaşam kursu… ‘Gitme’ deme kursu… İşçi sınıfı yogası kursu… Filler için uçma kursu… Gemi bekleme kursu… Uzaylılar için insan kaçırma kursu… Sütyen kopçası açma kursu…

Bundan sonraki hayalleriniz neler?

Çalışmalarımı edebiyata ve sinemaya taşımak istiyorum. En çok arzuladığım gelecek bu.

Peki, benim için de bir slogan üretir misiniz rica etsem :) Sizden hatıra olsun isterim.

“Olaylar göründüğü gibi” sevgili Yağmur :)

Vaktinizi ayırdınız, çok teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Röportaj için teşekkür ederim Yağmur. Herkese sevgiler…

Röportaj: Yağmur Tanyıldız