Halime Gümüş : Sanata ve sanatçıya verilen değeri daha da artırtmak amaçlı neler yapılabilir sorusunun cevabıdır Perspektif.

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

 1990 Kütahya doğumluyum. Çok yaramaz bir çocuktum. Komşular neredeyse her akşam şikayete gelirlerdi. Mahallenin değişmez kaleci oyuncusuydum, ağaçlardan inmezdim, pizzacıların motorlarını kaçırırdım, (gülüyor) Liseye geçtiğimde duruldum. Çocukluğumda çizimi çok sevdiğim için Lise ve Üniversitede Grafik Tasarım okudum. 

Sunuculuğa ilk adımı nasıl attınız? Neden sunuculuk? 

Aslında hedeflerim arasında yoktu. Tüm enerjimi Grafik Tasarıma vermiştim. Ama hayat sürprizlerle dolu. Tesadüf eseri  Bengü Türk Tv’ye girdim Bir süre sonra kanal; Evim oldu, ailem oldu, hayatım oldu. O dönemki Genel Müdürümüzün zoruyla kendimi ekranda buldum. Ekranı  ve bilgi aktarmayı sevdim. Gerisini ise hayatın akışına bıraktım. 

Örnek aldığınız isimler var mı ? 

Herkesin olduğu gibi elbette benim de örnek aldığım, ilgiyle izlediğim, takip ettiğim birçok isim var. Kimisinin duruşunu, kimisinin sunum tarzını, kimisinin tatlı hırsını takdir ediyorum. Ama tek tek isim sayıp diğer meslektaşlarıma ayıp etmeyeyim. 

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Hmm. Bir düşünelim…  “Aslında böyle iyiyim” deyip üzerini kapatırmışım (gülüyor).  Şaka bir yana sanırım en sevmediğim huyum insanlara ve hayata çok çabuk inanıyor olmam. Bir de dik kafalı oluşumdan çok hoşnut değilim. 

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Meslek gereği medyayla aram elbette iyi. Medyayla olan kısımda; bilgilenebileceğim haber ve  programlara  ağırlık veriyorum. Reyting güdüsünden başka bir amacı olmayan ve toplum ahlakının alt yapısına zarar verdiğini düşündüğüm yapımları takip etmiyorum. 

Sosyal medyayı olabildiğince sık kullanmaya özen gösteriyorum. Avantajları ve dezavantajları elbette var. Her şeyi dozunda bırakılması gerektiğini savunan biriyim.

BengüTürk Tv’deki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? 

Hangi iş olursa olsun işin mutfağını görmek avantajdır düşüncesiyle kamera arkasında bir görevim olmasına rağmen, bulduğum her boşlukta kendimi geliştirmek amaçlı tekniğin her alanında bulundum. Ardından program ve yayın koordinatörlüğü yaparken öte yandan program sunuculuğu yapmaya devam ettim.

İlk olarak fotoğrafçılıkla ilgili bir program sunmuştunuz bize bundan bahseder misiniz? 

Fotoğrafı hepimiz çekiyoruz. Ama çoğu zaman yanlış çekiyoruz.

Başarılı fotoğraf sanatçısı Eren Yiğit ile birlikte yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiğimiz “Objektif’ten Bakış” programında; çekim teknikleri, poz verme, ışığın doğru kullanılması vb. gibi sorulara yanıt verdiğimiz bir programdı. Her hafta farklı konu ve konuklarla fotoğrafı olabildiğince eğitici ve eğlenceli şekilde ekrana getirmeye çalıştık. 

Perspektif nasıl ortaya çıktı? Perspektif programından bahseder misiniz? 

Sanat ile alakalı bir program yapımına karar verildi. Güzel ve anlaşılabilir bir isim arayışındayken sosyal medya üzerinden izleyicilerimize danışmamızın sonucunda, çok değerli hocam Emrah Özdemir’in bulduğu isim hem benim hem de izleyicilerin beğenisini kazandı. 

Sanata ve sanatçıya verilen değeri daha da artırtmak amaçlı neler yapılabilir sorusunun cevabıdır Perspektif. Yazarlar, müzisyenler, oyuncular,  fotoğraf sanatçılar ve internet fenomenlerinin katılımıyla her cumartesi Bengü Türk ekranlarında.

İyi sunucuyu siz nasıl tarif edersiniz? 

Ben daha yolun başındayım. Bu sorunun cevabını sektöre yıllarını vermiş üstatlara sorulmalı. 

Medya dünyası rekabetin yoğun olduğu bir alan siz nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Tatlı rekabetleri severim. Ama sırf rekabet ve daha fazla para için insanların duygularını sömüren, kendinden taviz veren, olmadığı biri ya da birileri gibi gözükmeye çalışılan rekabette ben yer edinemem. 

Sunuculuk rol model işlerden biri haline geldi bunu nasıl değerlendirirsiniz? 

İşin içinde olmayan ve bizi yakından tanımayanlar sadece ekranda birkaç saat yayın yapıp gidiyor gibi algılıyor. Aslında o renkli ışıkların altına girmeden saatler önce ve saatler sonra yapılan hummalı bir çalışma var. Sanırım bu işi gönülden severek yapacak ve samimi insanlara ihtiyaç var.

Sizce sunucu olabilmek için iletişim mezunu olmak şart mıdır? 

Eğitim şart tabii (gülüyor). Herkes mezun olduğu bölümün işini yapmıyor ya da yapamıyor. Ben de bunlardan birisiyim. Cevabı izleyiciye bırakalım. 

Yeni Medyanın (Sosyal medya ve internet) Geleneksel Medyayı (radyo – tv – gazete) Yok edeceği söyleniyor bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İki tarafta aynı gibi görünen ama başka dünyalara sahip mecralar. 

Haber spikerliği düşünüyor musunuz? 

Program sunuculuğu ve haber spikerliği farklı alanlar. Haber spikerliği yapabileceğimi düşünmüyorum. Ama ilerde ne olur, bilinmez. 

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben biraz fazla evcimen biriyim. Aile ve yakınlarıma mümkün olduğunca vakit ayırmaya çalışıyorum. Özellikle Hint filmlerinin aşığıyım. El sanatlarıyla uğraşmayı çok seviyorum.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

“Sherlock Holmes” serisi.

“Fanaa” (Hint filmi)

Kırmızı Türk- spiker dünyası hakkında neler söylersiniz? 

Tüm sosyal mecraları yakinen takip eden ve her biriyle ayrı ayrı röportaj yapıp ilgilenen başarılı bir kuruluş. İlginiz ve güler yüzünüz için teşekkür eder, başarılarınızın devamını temenni ederim. 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Hayat hırslarımıza kapılacak, kalp kıracak, çevremizdekileri ve kendimizi mutsuz edecek kadar uzun değil. Önce kendimizi, sonra yaşamayı sevip tat almaya bakalım. 

İnsanlarla iletişimden kaçmayın. Mesela sabah hiç tanımadığımız birine günaydın diyebilelim, selam alıp selam verelim. 

Sanata ilişkin ne varsa her cumartesi saatler 17:00’ı gösterdiğinde Bengü Türk ekranlarında buluşalım. Detayları takip etmek isteyenler için; instagram adresimiz: @halimeegumus

Herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum… 

Röportaj ve fotoğraflar : Cengizhan KAYA