“Sağlık Programlarında Show Yapılmamalı.” 

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz? Medyaya ilk adımı nasıl attınız ?

Uzun yıllar sağlık sektöründe yöneticilik yaptım. Eski Alman hastanesinin 9 yıl boyunca Basın ve  halkla ilişkiler müdürlüğü görevinde bulundum. Hastanede çalıştığım dönemlerde Tv kanallarında  sağlık programları olmadığını gördüm, yani Tv lerde bir eksikliği yakalamış oldum, o halde ben yapabilirdim bu sağlık programını. O dönemdeki asistanım hala söyler bana; Gülay Hanım siz zaten TV programı yapmayı hep hayal ediyordunuz diye. Hiç bir şey tesadüf değil şu hayatta. Mesleki olarak hayal ettiğim her alanda var oldum şükürler olsun. Ve bir gün hastanedeki çalışma odamda ilk TV projemi hazırladım ve o dönem show tv ye sundum ve kabul edildi. O yıllardan bu yana 17 yıl geçmiş. ve tv programlarıma hiç ara vermeden devam ediyorum. 

Neden Medya? 

Aslında hastanedeki görevimdeyken basınla ,gazeteci ve tv de görev yapan arkadaşlarla hep iç içeydik. Ben onlara haber kaynağı idim, güncel sağlık konularında doktor röportajları verdirir, ana haberde önemli sağlık sorunları hakkında dr.( uzman) görüşlerine yer verdirirdim.  Sağlık gibi önemli bir değer hakkında doğru –güvenilir Tıbbi bilgiyi kamuoyunla paylaşmaktı hedefim , ve bunu da en güzel görsel ve yazılı medyada verebiliyorduk. İnsanlar yaptırdığım  sağlık haberlerinden ve benim sunduğum programlardan sonra hastaneyi arayıp hem teşekkür ediyor hem de sağlıklarına katkıda bulunduğumuzu sağlıklarına kavuştuklarını söylüyorlardı. Bunlar beni çok motive ediyordu, ben şunu keşfetmiştim yaşamımda; Ben bir Sağlık komandosuyum, ve insanlara  gerçek ve doğru sağlık bilgilerini vermekle yükümlüyüm. hayat mottom bu oldu yıllar içinde. Benim  insanların sağlığına katkı sağlamak gibi bir misyonum vardı. O nedenle de en iyi mecra olan TV kanallarında Sağlık programları yapmaya hiç ara vermeden devam ediyorum ve ömrüm yettikçe de edeceğim inşallah.  Aynı zamanda Türkiye’de ilk sağlık programını hazırlayıp sunan kişilerdenim  Cengizhan bey.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Kendime kişisel gelişim anlamında çok şey kattım yıllar içinde, kendimden hoşnut oldum daima, kendimde değiştirmek istediğim bir yönüm yok diyebilirim, ancak kendime bir şeyler katma çabasında oldum hep, dönüşmek değişmekten çok daha anlamlı bana göre….ben de bunu yapıyorum hayatımın her alanlında.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Ben gerçek medya ile var oldum ve her zaman onun yanındayım. Yani TV –Gazete- Dergi. Yaşadığımız iş dünyasında  bazı söylemler var ,Tv ler bitti internet devri başladı diye, Tv ler bitebilir mi hiç? Her zaman ihtiyaç olan en önemli medya organı. Keza gazete ve dergicilik. O nedenle Tv seyreder gündemi kıyaslarım, haberi tv den izlerim canlı canlı, ve her gün gazete okurum( gerçek gazete) internetten okumam yani. şu an zaten yayın kurulunda da bulunduğum ulusal bir sağlıklı yaşam dergisi Dr.Portakal  ‘da değerli hekimlerimizle sağlık üzerine Röportajlar yapıyorum. İki ayda bir çıkarıyoruz  ve tüm gazete bayilerinde satılıyor. Sonuç olarak ben hem Tv de –Hem dergicilikte- hem de sağlıklı yaşam danışmanlığı konularında çalışmalarımı profesyonel olarak devam ettiriyorum. Sosyal medyada şu an esen fırtınaya kendimi kaptırmadım hiç, mütevazı şekilde işimle ilgili olarak kullanıyorum sadece. Çünkü sosyal ağların içerik ve kişiyi hiç de doğru yansıtmayan bir paradigması var,bu beni mutsuz eder,bu yüzden son bir yıldır tweterde yokum.yakın zamanda hiçbirinde olmamayı düşünüyorum.İnsanlar beni Tv de izlesinler, dergimizi okusunlar,work shoplarıma gelsinle beni izlesinler canlı canlı. İletişim olmadan sosyal medyadan kimseye doğru mesajı veremezsiniz. O nedenle TV ler hep olmalı- dergiler hep olmalı- gazeteler hep olmalıdır.

Tv’deki çalışmalarınızdan bahseder misiniz ? 

En son tv 360 kanalında Doğal Yaşam ve  sağlıkla kal programlarını hazırlayıp sundum. Şimdi yeni yayın dönemi için yeni kanallar ile yeni projeleri görüşüyoruz yapımcılarla ve kanal yöneticileri ile. Eylül ayında inşallah yeni bir programa başlayacağız.

Sağlık programları oldukça yaygınlaştı sağlık programlarıyla. ilgili neler söylersiniz ? 

Aslında gerçek anlamda sağlık programı yapan beş parmağın üçüdür maalesef. Onlarda benim meslektaşlarım aynı jenerasyondan.  Benimle birlikte beşi bile bulmaz. Adı sağlık programı olarak lanse edilip, sağlık alanından gelmeyen, sektörü tanımayan, Tıp etiğini bilmeyen kişiler ne yazık ki sağlık programları sundu bu ülkede. Ama ne oldu şimdi hiçbiri ortada yok, çünkü kanal yönetimi net olarak gördü  iş bilmeyenlerle iş yapmanın sonuçlarını. Kanallara  RTÜK ‘den cezalar yağdı bu ,işi bilmeyen, profesyonel olmayan sözüm ona sunucular ve yapımcılar yüzünden. Etik olmayan her şey yapıldı reyting ve para uğruna. Şimdi neyse ki çoğu temizlendi bu sağlık  simsarlığı yapan kişilerin. 

İyi sağlık programının özellikleri nelerdir ? 

Öncelikle sektörü tanıyan, hekim dilini bilen, Tıp etiğini bilen, uzun yıllar sadece Sağlık alanında uzmanlaşmış kişilerin hazırlayıp  sunacağı bir program olmalı . Mesela Sağlık programcılığı artık Medya ödüllerinde kategori olarak yer almalı, sağlık programcılığını hem sağlık sektöründe hem medyada emek vermiş kişilerin yapması gerekir. Hiçbir altyapısı olmayan, sadece görselliği olan, mesleki bilgisi ve tecrübesi olmayan kişiler bu işi yapmamalı, zaten yapanların sonuçlarını gördük ve görüyoruz yıllardır. Bu konuda ciddi bir yozlaşma oldu ekranlarda ne yazık ki. Tabii ki programın içeriği çok önemli, amaç insan sağlığına katkı sağlamak olmalı her zaman. Hem sunucu hem konuk dr.gerçek tıp bilgisini anlaşılır şekilde izleyiciye güven vererek aktarabilmeli .

Sağlık programlarında show yapılmamalı, sağlık ciddi bir konudur, ve Reyting kaygısı olmadan yapılmalı. Son yıllarda  pek çok programda sağlık üzerinden  gözyaşı-dram ve acıyı paylaşıyorlar bu olmamalı, insanlara doğru sağlık bilgisini vermek için dram yaratmak gerekmiyor. O nedenle bazı hekimleri  programlarda bu konuların içine de sokuyorlar, Tıp mensubu değerli hocalarımızın bundan dolayı çok fazla şikayetleri oldu .

İyi sunucuyu  siz nasıl tarif edersiniz ? 

Öncelikle tabii ki Türkçemizi  doğru kullanan, güler yüzlü, canlı yayındaki hataları çok çabuk kavrayıp hızla düzeltebilen, acısını ekranda ne olursa olsun yansıtmamaya gayret eden, hızlı değil ama akıcı konuşabilen, cevaplardan soru çıkarabilen ,ve sadece o anda olabilen, anı tam olarak yaşayan ve yaşatan…

Medya dünyası rekabetin yoğun olduğu bir alan siz nasıl değerlendiriyorsunuz ? 

Bence adil olmayan rekabetin yaşandığı bir arena desek daha doğru olur. Bu alanda hiçbir eğitim –deneyim- tecrübesi olmayan   Birtakım kişiler  son yıllarda Medyaya sızmış durumda. Büyük bedeller ödeniyor hatta ve bir bakıyorsunuz siz dişiniz tırnağınızla  çalıştığınız medyada taviz vermediğiniz için ikinci plana geçebiliyorsunuz.  Kayırmacılık  sayesinde   mesleği hiç bilmeyenlerin –emek vermeyenlerin bir anda tepe yönetimler ve sunuculuk  görevlerine getirildiğine çok tanık olduk. Bu bir süreç ama o da bitecek ; her kötü şeyin son bulduğu gibi. Bizim mesleğimiz Tv programcılığı, sunuculuk. Bu uğurda 17 yıl aralıksız görev yapıyorum, emeğe ve bilgiye saygı gösterilmesi en büyük dileğimdir benim. Tv yöneticileri bu gerçeği göz ardı etmesinler lütfen. Sağlık programcılığı yapacak kişiler için kriterleri olmalı.

Spikerlik- sunuculuk rol model işlerden biri haline geldi bunu nasıl değerlendirirsiniz ? 

Görsellik hiç bu kadar önemli olmamıştı çağımızda. Çıkış noktası bu bence, herkes kendini bir şekilde göstermek- şöhret olmak istiyor, böyle bir algı oluşturuldu, bu talepler Tv lerden de gelince herkes Tv proramcılığı ve sunuculuk alanlarına yönelmeye başladı. Bu bir furya , ya geçici  şöhret , ya da sonu hüsranla bitti çoğunun. Yarışma programlarında neler oldu, insanlar intihar etti –hayatları yerle bir oldu biliyorsunuz. TV ler sizi rezil de eder vezir de. O zaman önce ne yapacağını ,donanımının ne olduğunu bilmeli insan. 

Sizce sunucu olabilmek için iletişim mezunu olmak şart mıdır ? 

Ben halkla ilişkiler ve sağlık iletişimi okudum. Hem sağlık sektöründeyim hem medyada.. Yani ben en doğrusunu yaptım aslında. Sağlık iletişimini ve sağlık sektörünü topyekün tanıyan ve bilen taraftayım. Zaten Sağlık programcılığı yapmak istemem de sağlık bilgimin olması, Tıp etiğini bilmem, hekimlerle aynı dili konuşabilmemle çok ilgili. Ben şuna inandım;  İNSANIN EN İYİ YAPTIĞI İŞ EN İYİ BİLDİĞİ İŞTİR. bende öyle yaptım…..Sunucu olabilmek için eğitim ve mesleki bilginin yanında yetenek çok önemli. Hem bilgiyi alabilme ve öğrenebilme yeteneği hem de mesleğin inceliklerini kapma yeteneği.Tabii ki doğru ve güzel konuşma ve anlatım olmazsa olmazıdır.

Yepyeni bir sağlık dergisi projesinin de içindesiniz bize bundan bahseder misiniz ? 

.Dr.Mehmet portakal. Çıkış noktamız ; Sağlıklı yaşam için yepyeni bir platform oluşturmaktı. Ben de iki ayda bir bu dergide Sağlıklı yaşam üzerine doktor röp.leri yapıyorum. Ağustos sayımızda yine çok önemli bir konuyu işledik. Bitkisel Tıp ve insan sağlığına yararları. Bu konuda da Bezmi alem Vakıf.Ün.fitoterapi merkezinin kurucu başkanı prof.Dr.Murat kartal ile çok güzel bir röp.gerçekleştirdik. Okumanızı öneririm. Tüm  dergi ve gazete bayilerinde ,DNR larda satılıyor. Bu derginin yayın kurulundayım aynı zamanda, dergide yer alacak konular hakkında ekip arkadaşlarımla fikirleri paylaşıyoruz.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?.

Aslında kendim için daima zaman yaratırım. Hafta sonları köpeğim Lucky ile Sahilde uzun yürüyüşlerimiz var, Haftanın  iki günü pilates yapıyorum , Kış mevsiminde hafta içi her gün bir sporcu grubumuz var onlarla bir saat Fitness çalışmamız var.

Ben bitkiler dünyasını çok severim o nedenle beni organik Pazar yerlerinde, İstanbul’a  yakın köylerde , tarım alanlarında domates biber toplarken veya çiçek ekerken  görebilirsiniz.Balkonumda güzel saksılarım var ayrı ayrı onlarla ilgilenir, sular, bakımlarını yaparım.Ev yemeklerini ve evde yapılan her şeyi çok severim. Yoğurdumu – salçamı – ekmeğimi ve reçellerimi hep kendim yaparım. Üretim yaptığım her şey beni mutlu eder.Hayatıma anlam katan her şey beni mutlu eder, ben bir şeyi satın almaktan ziyade bizzat üretmeyi çok seviyorum. Doğada fotoğraflar çekip onları eski usul resim albümlerine koyuyorum. Bu fotoğrafların çoğunda tabii ki güzel köpeğim Lucky ile olanlar var. 

Türkiye’nin  önde gelen iş adamları ve kadınlarının oluşturduğu sosyal sorumluluk adına çalışmalar yapan C majör adlı koroda şarkı söylüyorum,bu da en sevdiğim alanlardan biri.

Çok kitap okurum, notlar alır analizler yaparım,arkadaşlarım ve ailecek yaptığımız hafta sonu kahvaltıları benim için vazgeçilmezimdir.Yen i senede( Ocak 2018)l üzerinde çalıştığım kitabım çıkacak  inşallah. Anı kitabı ,benim mesleki ve hayat yolunda yaşadıklarımdan derlediğim anılarım olacak.

Haber spikerliği düşünüyor musunuz ? 

Haber sunmak çok ciddi bir alan, ama sunmayı hayal etmedim değil:) Düşünebilirim evet.

KırmızıTürk- spiker dünyası hakkında neler söylersiniz ? 

Kendi alanınızda çok başarılı işlere imza atan bir mecrasınız. Kırmızıtürk bu sektörde emek verenlerin sesi oldu,kutluyorum sizi ve ekibinizi . Medya dünyasında çok önemli bir yere sahipsiniz. Biz programcı ve sunucuları destekleyen ve yanında olan bu tip kuruluşlara ve kişilere çok ihtiyaç vardı, siz bu ihtiyaca en üst düzeyde cevap veriyorsunuz.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

En yakın gelecekte Anı kitabımı çıkarmak hedefim.TV de çok farklı bir içerikle ekranda olmak isterim, insanı anlamaya ve tanımaya yönelik psikoloji alt yapılı bir program. Ve sahnede şarkı söylemek gibi bir planım var, zaten korodayım, artık solo olarak da yer alacağım.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Beni herkes yaptığım sağlık programlarımdan ötürü tanıyor, güveniyor ve seviyor. Gittiğim her yerde mutlaka onlarla karşılaşıyoruz, bana güzel sözler  söylüyorlar. En sevdiğim söz de; Sizin programı izledikten sonra sağlığım ile ilgili şu kararı aldım, annem umutsuz bir durumdaydı, verdiğiniz sağlık önerileri ile iyileşti, depresyondaydım bana umut ışığı yaktınız, çocuğumu doğru hekime zamanında götürmeme vesile oldunuz gibi…Başında da değdim gibi benim misyonum İnsan sağlığına hizmet etmek, kakı sağlamak. Bu hep devam edecek, izleyicilerim beni takip etmeye devam etsinler ,onlarla her an tv de, dergide, konserlerimizde, yaptığım tüm sosyal sorumluluk çalışmalarında buluşuruz bir şekilde. Sağlık konusunda yapılan küçücük bir öneri, o insanın hayatını dönüştürebilir, yaşamında mutsuz bir dönemdeyse kişi  ona umut verebilmek onu hayata bağlar…..Ben de yaşamda bu insanlarla her zaman birlikte olmak istiyorum, elimden ne gelirse onlarla paylaşmak ve Hayata dair her şeyi  konuşmak-yazmak istiyorum…

Beni izleyicim ve okuyucumla buluşturduğunuz için sizin şahsınıza ve gazeteniz yönetimine  çok teşekkür ederim.Sevgilerimle. Gülay Üserbay www.userbay.com.tr 

Röportaj ve fotoğraflar: Cengizhan KAYA