RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA


Öncelikle sizi tanımak isteriz. Hüsameddin Doğuş Yaman kimdir?

28.06.1993 tarihinde Kırklareli’nde doğdum. Vize’de yaşıyorum. Hüsameddin Doğuş Yaman, okul hayatından çok hayat okulunu benimsemiş, iki yıllık bilgisayar programcılığı mezunu, öğrenme ve öğretme hevesli, kaybettikten sonra asla pes etmeyen bir kişiliğe sahip. Yaşadığım yıllar içerisinde yeni bilgiler öğrenmek için sürekli çabaladım, durdum. İstediğim mesleği icra edemesem de hep bir umut ederek çalışmaya ve yaşamaya devam ettim.

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Anasınıfı yıllarından itibaren deftere bir şeyler karalar olmuşumdur. O zamanlar çocukluk sevgileri vardı. Ortaokul yıllarından lise yıllarına kadar resim çizmeye başladım. Lise yıllarında ise şiir yazmaya başladım. O zamana kadar sayılı kitaplar okudum; ama hiçbiri şiir kitabı veya aşk romanı değildi. Bilim kurgu romanlarına hayranım.

Bana öncülük eden isimler olmadı ne yazık ki; fakat bu uğurda dostum dediğim arkadaşlarım yanımda oldular. Sonuçta öyle yazarlar ve sanatçılar geldi geçti ki onlara öncülük eden insanlar; aileleri, kardeşleri, aşkları ve dostları oldu. Benimki de o hesap.

Bu süreçte öncelikle ailem; sonrasında Furkan Demirbay, Atanur Soydan ve ismini sayamadığım birçok dostum yanımda oldu.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Önceleri güzelliğinden, duygusundan, bakışlarından, kokusundan esinlenip yazardım. İnsan çok şey yaşadıktan sonra yağan yağmur, çimen kokusu, gün batımı, dolunay, dalga sesi, sahipsiz park bankı gibi birçok unsur, esin kaynağı olabiliyor. İlham, anlık geliyor ve o zaman sadece sen ve o oluyorsunuz. Bu, bir insan olabileceği gibi bir nesne de olabilir.

Örnek aldığım yazar babam; şair annem; şiirler ise kardeşlerim ve babaannem. Varlıkları yeter. Hiçbir zaman eksikliklerini hissettirmediler ve her koşulda yardımcı oldular. Aldığım her nefes, onlara feda olsun. “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.” diye bir gerçek var. Evet, yıllardır tanıdığım, yanımda olmasa da varlığını hissettiren ve hayatı yeniden görmemi sağlayan bir kız o. İsmi Kader. Onun sayesinde bu kitabı yazabildim. O, iyi ki var. Onu hâlâ özlüyorum.

​​​​​​​

Haziran ayında okurlarla buluşan “Hayal Kırıklıklarım” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

“Hayal Kırıklıklarım” adlı eserin ismi, 03.02.2010 tarihinde tanıştığım ve hayatıma her anlamda bakmamda yardımcı olan kıza ait. Eserden de belli olduğu üzere her anlamda anlar yaşadım, yaşattım ve yaşattılar.

İkinci ayrılığımızda ona olan bağlılığım üzerine yaptığımız bir konuşmada ajandama not düştüm: “Eğer bir gün kitap yazarsam eserin adı ‘Hayal Kırıklıklarım’ olacak ve eserde ‘Bir zamanlar sevgiyle başlayan aşk sözcükleri, ilerleyen yıllarda yerini nefret dolu gözyaşlarına bırakıyor.’ satırları yer alacak.” Öyle de oldu. Yazarlık kariyerim, resmi olarak o gün başladı. Zira kitap çıkarmaya o gün karar verdim ve bunu kendime hedef edindim.

“Hayal Kırıklıklarım” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

İnsanların hayatlarında yaşadıkları umutsuzlukları görmeyi, insanlara “Bunu ben de yaşadım, haklı.” dedirtmeyi, asla pes etmemeyi, bir şeylerden ders çıkarmayı, o hayatta sadece onun değil, senin de var olman gerektiğini, “Bu, benim hayatım. Biz olacaksak beni görmezden gelemezsin. Ben de yaşıyorum.” demeyi amaçlıyor.

Aslında biz çok sevenler, ilişkilerimizin bitmesini engellemek için sürekli tek taraflı yaşanan fedakârlık duygusunun karşılıklı olduğunu bilmeliyiz. Bence insan, gerçekten seviliyorsa bir şeyleri bahane etmek yerine empati kurmayı öğrenmeli.

​​​​​​​

Kitabın ismi, nereden geliyor?

Yukarıdaki sorunuzda açıklamıştım; hayatımı her manada değiştiren insandan geliyor kitabın ismi. O, bana her duyguyu en ince ayrıntısına kadar yaşatan ve gösteren bir insan. Onu ailemi karşıma alabilecek kadar severken ayrılıkların yaşanmasından, o an yalnız kalmanın getirilerinden, nelerin yapılması gerektiğinden ve edindiğim tecrübelerden kaynaklanıyor.

O, kötü biri değil! Öyle anlaşılmasın; ama yaşanması gerekiyormuş ki bu duygusal tecrübeyi kazandım. Onunla tanıştığım için çok şanslıyım. Hayatımı ve benim kim olduğumu öğrenmemi sağladı. Teşekkür ederim. O, iyi ki var.

Sizce kitap, beklenen başarıya ulaşacak mı?

Hedef; başarı, kitle, sınır, yükseklik veya mevkii… Ben, kitabı resmi olarak duyurarak kaleme aldım ve yayımlayarak başarıya ulaştım. Çok gururluyum ve mutluyum.

Kitabı çıkarma amacımın muhteşem fikri yüzünden iki elle sımsıkı sarılıyorum. Bana destek verenlerle beraber bu amacı layıkıyla yerine getireceğiz. Evet, beklediğim başarıya ulaşacaktır. Zaman ve sabır gerekiyor.

Kitabınızı bir okur gözünden nasıl değerlendirirsiniz?

Kitabımı yazarken bile üçüncü tekil kişi gözünden bakarak okudum ve tarttım. Ben, okuyucuların “Evet, ben de yaşadım. Haklısın.” demelerini isteyerek gerçeklerin tüm çıplaklığı ile gösterildiği eserler yazdım. Hepsinin bende ayrı ayrı derin manaları ve anıları var. Her bir satırında farklı anılar mevcut.

Kitabı okuduğunuzda şunları önerebilirim sizlere: “Sizi kimsenin rahatsız edemeyeceği bir oda veya mekânda olun, güzel bir yer hayal edin ve satırları okurken olayları gözünüzde canlandırın. O anı orada yaşayın.” Önemli olan, anı yaşamak. “Şiir okuyacağım.” diye sesinizi değiştirmeyin, o ambiyansla okumayın, siz olun, şiirleri sesinizin çıplaklığı ile okuyun. Siz, kendiniz olunca kitabı daha iyi anlayacaksınız.

Hazırlık aşamasında olan farklı bir eseriniz var mı?

Hazırlık aşamasında olan devam kitabı ve üniversite yıllarından bu yana yazmak istediğim; fakat yasaklı kitaplar arasında yer almasını istemediğim bir roman yazma planım var. Ayrıca siz değerli okurlar için bu şiirlerin nasıl yazıldığına, içeriğine ve yaşanmış onlarca hikâyeye ikinci kitapta yer vereceğim. Bu kitap, roman türünde. Bir an evvel siz değerli okuyucularla buluşması dileğiyle…

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Değerli dostlarım, ağabeylerim, ablalarım, kardeşlerim… Bu hayat, sizin hayatınız ve hayatınızı yaşamaya bakın. Zorunluluklarınız ve sorumluluklarınız var; ama bu, hayallerinizden vazgeçmeyi göstermez size. “Keşke yapsaydım…” dememek için çaba gösterin, sabredin ve dua edin. Yüce Yaradan dualarınızı bir gün kabul eder ve sizler de isteklerinize ulaşırsınız.

Herkes, deftere bir şeyler karalayıp duruyor. Umudunuzu asla kaybetmeyin. Benim bundan sonraki hedeflerim; küçük kardeşlerimin okumaları, yaşamaları ve hayallerine kavuşmaları.

Kitaptan toplanan gelir kaynakları, köy okullarında öğrenimlerini görmeye çalışan küçük kardeşlerimize kırtasiye malzemeleri ve okul ihtiyaçları olarak geri dönüştürülecek. Annem, okuyamadığı için çok üzgün. Haberlerde birçok olaya rastlıyoruz. Bu çocuklar, okumaya ve öğrenmeye aç. Bu yüzden bu kitabın satış amacı, geleceğe iyi bir iz bırakmak.

Siz değerli okurlara destekleriniz çok teşekkür ederim için. Allah’a emanet olun. Sağlıcakla kalın. Hoşça kalın. Saygılarımla…