RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Yazar Füsun Özbek ile yazın hayatına ve “Kalbin Gördüğü” adlı yeni kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Füsun Özbek kimdir?

1979 yılında Nazilli’de doğdum. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde lisans eğitimimi tamamladım. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde lisans eğitimi aldım. Fotoğraf eğitimim de akademik anlamda iletişim fakültesindeki fotoğrafçılık derslerimizde başlamıştır. İzmir Yaşar Üniversitesi öğretim üyelerinin de eğitim anlamında paylaşımlarından yararlanmışımdır. Çeşitli halkla ilişkiler ve iletişim danışmanlığı firmalarında halkla ilişkiler uzmanı olarak görev yaptığım dönemlerde fotoğraf çekmek ve yazmak benim için bir hobiyken, sonraları dış mekân albüm çalışmaları yaparak profesyonel fotoğrafçılık hayatıma adım atmış oldum.

Yurtta ve yurtdışında bol bol seyahat ederek sokak ve kırsal fotoğrafları çekmek, zaman içinde benim asıl fotoğraf dalım haline geldi. Biliyorsunuz ki; yakın zamanda profesyonel fotoğraflarımın ve şiirsel anlatımlarımın bulunduğu “Kalbin gördüğü” adlı ilk kitabım yayınlandı.

Bunların dışında; evli ve bir oğul annesi, yogin olma yolunda ilerleyen bir yoga ve doğaseverim.

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Kendime henüz “yazar” diyemem; ama bence bir yazarın yazın  hayatı okuduğu ilk kitapla başlar. Ortaokul yıllarımdan beri okumaya çok meraklıydım. Özellikle yaz tatillerimi şehir kütüphanesinden ödünç aldığım kitapları okumakla geçirirdim. Okuma hevesimi ve sahip olduğum Türk dili bilgimi ortaokuldaki Türkçe öğretmenim sevgili Kamil Müezzinoğlu’na borçluyum, diyebilirim. Okuma hevesimle birlikte yazmaya da başladım. Öğretmenlerim, hep güçlü bir kompozisyon yeteneğimin olduğunu söylerlerdi. Daha sonraları bu anlamda Türk Dili ve Edebiyatı lisansı yapmış olmak, beni bir adım daha öne taşıdı.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Ben, duygu ve düşüncelerini kaleme alan biriyim. Dolayısıyla esin kaynağım tam olarak hayatın kendisi. Duygularını yoğun yaşayan bir insanım ve özellikle kişisel gelişim ve hayat hakkında sıkça düşünürüm. Beni bazen bir gün doğumu, bazen bir yolculuk, bazen bir dilencinin tavrı, bazen de bir çocuğun bakışları güdüleyebilir mesela.

Yazım tarzı olarak kendime münhasırım. Örnek aldığım bir sanatçı yok. Fakat dil olarak çocukluğumdan beri okuduğum ve hayran olduğum Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ömer Seyfettin gibi muhteşem yazarların esintisini umarım kapabilmişimdir.   

Temmuz ayında okurlarla buluşan “Kalbin Gördüğü” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Kişi, bu dünyada eser bırakmak için yaşar. Fotoğraflarım ve yazdıklarım kendimi ifade etme şekillerimdir. Onlar tamamen beni anlatıyorlar ve bir kitap elinize alabileceğiniz sanal gerçeklik dışında sonsuza kadar yaşayacak olan kişisel tatmin anlamında doyurucu bir eserdir.

“Kalbin Gördüğü”nde bugüne kadar bende en derin izler bırakmış hikâyeleri ile beni en çok etkilemiş olan hiç görmediğiniz fotoğraflarımı ve bunları çekerken bende uyandırdığı yazılası güçlü duygu ve düşünceleri göreceksiniz.

Sonuç olarak “Kalbin Gördüğü”nü mutlu olmak için yazdım.

“Kalbin Gördüğü” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Kitabın içindeki bazı şiirsel anlatımlarımın hiçbir mesaj kaygısı yok. Bazıları fotoğrafların hikâyeleri ışığında, bazıları anlık kalpten gelen söylemler… Ama hayat tecrübelerimi aktarmaya çalıştığım oğluma özellikle okuttuğum çıkarımların da olduğu bölümler var.

Hayat felsefem; bütün duygu ve düşünceler, hayat şartları insan içindir. Bunlar anlık yaşanır ve sırasını bir sonrakine bırakır. Önemli olan, pozitif bakış açımızdan ve umutlarımızdan hiç vazgeçmememiz gerektiğidir. Kitabıma da bu felsefeyi yansıtmaya çalıştım.

Kitabın ismi nereden geliyor?

İnanır mısınız, kitabı yazmam yıllarımı aldı; ama ismini birden buluverdim. Kitabı bitirdim ve sadece bir isim bulmam gerekiyordu. Kendime bir an isminin ne olmasını istediğimi sordum ve kâğıda “Kalbin Gördüğü” yazdım. Demek ki kalbimden gelmiş. 

Sizce kitap beklenen başarıya ulaşacak mı?

Bence çoktan ulaştı. Öncelikle ben, şu anda hayattaki en büyük hayallerimden birini gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu sonuna kadar yaşıyorum. Kitabımla ilgili tebrikler ve çok olumlu geri bildirimler alıyorum ve bunlar beni çok mutlu ediyor.  

Mesela, geçen gün on yaşındaki bir kız çocuğu benim kitabımdan esinlenerek, içinde benim fotoğraflarıma benzeyen, kendi çizdiği resimlerin ve kendi eseri olan özlü sözlerin de bulunduğu birkaç sayfalık bir kitap yazmış. Hayatımda en gururlandığım anlardan bir tanesiydi bu. 

Bunun dışında, heyecanla beklediğim fotoğraf ve edebiyatla ilgili söyleşilere ve imza günlerine davet ediliyorum. İlkini, Allah 6 Eylül’de Manisa Fotoğrafçılar Derneği’nde gerçekleştirdik.

Ayrıca, kitabımın ışığında ekim ayının son haftasında Bostanlı Sanat Galerisi’nde kişisel fotoğraf sergimi ve imza günlerimi gerçekleştireceğim.    

Dolayısıyla “başarı” denen şeyin bende rakamsal ifadesi yok. Başarı, bu tür mutluluklara erişebilmektir bence.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

İçeriğinde hem fotoğraf görsellerinin hem de anlatım ve özdeyişlerin bulunduğu bir kitap, sık rastlanır türden değil. Bugüne kadar benden hiç duymadıklarını duyacaklar, görmediklerini görecekler. Okuyanlar, zevkle ve bazı satırların altını çizerek okuduklarını söylüyor. Keyifle okusunlar.

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Ben sürekli yazıyorum ve sürekli fotoğraf çekiyorum. Bunlar, benim mutluluk yolunda hayat tarzımın önemli parçaları. Artık yılların bana kazandırdığı tecrübelerle biraz daha kişisel gelişim üzerine yazmaya başladım. Şu anki hedefim, yeni çıkan kitabımın tatminini doyasıya yaşamak. İlerleyen süreçte tabii ki olabilir. Bakarsınız, bir kitap daha çıkmış ortaya.    

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

“Temiz kalple dileyin ve gerçekleşeceğine inanarak bırakın. Göreceksiniz, bir gün dileğiniz hiç ummadığınız anda gerçek olarak karşınıza çıkacak.”

Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim ve mutlu hayatlar dilerim.