Öncelikle bize kendinizden  bahseder misiniz?

Ankaralı ve uluslararası ilişkiler mezunu bir spor spikeriyim. 7 yıldır medya sektöründeyim ve hem Skorer TV hem de D-Smart bünyesinde spikerlik, sunuculuk ve moderatörlük yapıyorum.

Neden Medya ?

Üniversitede okurken spor tutkumun diğer hobilerimin önüne geçtiğini fark ettim ve televizyondaki spor programlarını izlerken moderatörlük yaptığımı, konuklara ilginç sorular sorduğumu ya da bülten sunduğumu hayal ediyordum. Daha doğrusu bunların beni çok mutlu edeceğini ve yapabileceğimi hissediyordum. O nedenle okul devam ederken sektöre girmek için araştırmalara başladım.

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

Ankara’da yaşıyordum ve sektörde tanıdığım kimse yoktu. İnternette Kadir Has Üniversitesi’nin Spor İletişimi Sertifika Programı düzenlediğini ve medyadaki birçok önemli ismin programda ders verdiğini gördüm. Sınavlara girip burs kazandım, kursta da başarılı olup dikkat çekince Eurosport Türkiye’de haber editörü ve spiker olarak staj yapmaya başladım. Ardından da Milliyet serüveni başladı.

Medya dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Şu an medyada olmaktan ve işimden çok memnunum çünkü çok severek yapıyorum. İleride medya içinde farklı kulvarları belki denemek isteyebilirim ancak medya dışına çıkmayı şu aşamada düşünmüyorum.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Meslektaşlarımın çoğunu son derece başarılı buluyorum ve her geçen gün ben de kendimi geliştirmek için çalışıyoruö. O yüzden büyük bir baskı ya da rekabet olduğunu söylersem yalan olur. Ben hep kendimi daha ileriye nasıl götürebilirim, daha farklı ne yapabilirim diye düşünüyorum. Bu da rekabete fırsat bırakmıyor. Yine de sektörün daraldığı bir gerçek eğer ayakta kalmak istiyorsanız sürekli yenilenmek, gelişmek, öğrenmek zorundasınız. ​​​​​​​

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Spor özelinde cevaplayayım. Her şeyden önce futbol dışı sporlara daha fazla yer vermek isterdim. Her arz kendi talebini yaratıyor ve biz verirsek, izleyici de alışacaktır, benimseyecektir. Futbol ekseninde ise işin spor kısmına daha fazla odaklanırdım. Türk spor medyasında iş gittikçe karşılıklı atışmalara dönüştü ve şov kısmı daha ön planda. Ülkenin gerçeği bu, ama değiştirme şansım olsaydı değiştirirdim.
 

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir ?

Ben iletişim mezunu değilim. O nedenle iletişim mezunu olmanın gerekli olduğunu düşünmüyorum. Hatta belki de iletişim mezunu olmamak, başka bölümlerden mezun olmak daha farklı bir vizyonla bakabilmenizi kolaylaştırıyordur. Spiker ya da sunucu olmak için bir diksiyon eğitimi gerekiyor tabii ama gazetecilik kısmı sahada, çalışarak öğreniliyor.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi ?

Yapılabilir muhtemelen ama bir yere kadar. Eğer okuyup araştırmıyorsanız, alanınıza hakim değilseniz, kendinizi geliştirmeye çalışmıyorsanız ya da canlı yayınlar için kriz yönetimi beceriniz, çözüm odaklı bir yapınız yoksa, ekran önünde eli yüzü düzgün olan biri olmanın ötesine geçemezsiniz.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Daha az detaycı, canımı sıkan konulara daha az takılan, kafası daha rahat biri olabilmeyi isterdim.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Medya ile de sosyal medya ile aram iyi. Haberleri, hem ülke hem de dünya gündemini çok yakından takip ediyorum. Sosyal medyada da özel hayatıma fazla girmeden aktif olduğumu söyleyebilirim.

Skorer Tv’deki çalışmalarınızdan bahseder misiniz ?

Skorer TV’yi kuran birkaç kişilik ekipte olduğum için aslında her işin her aşamasında yer aldığımı söyleyebilirim ama esas olarak bülten ve programların yazımı, çekimi, canlı yayınlar, özel röportajlar yapıyorum diye özetleyebilirim.

Özel röportajlarınızda programlarınızda nelere dikkat ediyorsunuz ?

Bir şekilde farklı olmaya çalışıyorum. ‘şunu sormamış, soramamış, nasıl düşünememiş’ denirse çok üzülürüm, o nedenle dersime iyi çalışıyorum. Konuğum her kimse iyi dinlemeye ve söylediklerinden gerekirse röportajın seyrini değiştirebilmeye de dikkat ediyorum. Röportaj, program, yayın, her neyse, bittiğinde tatmin olabildiysem tamamdır diyorum.

İyi sunuculuğu nasıl tarif edersiniz ?

Dikkatli olma, çalışma, kriz yönetme ve çözüm odaklı olma becerisi diyebilirim.

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi ? Spikerliğin stresli yanları neler ?

Kesinlikle böyle. Canlı yayın veya canlı sunum adrenalini çok yüksek bir olay. Sürekli tetikte, dikkatli olmanız gerekiyor ve bu da stresi artırıyor. En ufak hata kariyer bitirebilir. Öncesi de ciddi bir çalışma ve hazırlık gerektirdiğinden dünyanın en stresli işlerinden biri olduğu söylenebilir.

Spor dışında programlar yapmak ister misiniz ? Haber spikerliği düşünür müsünüz ?

Uluslar arası ilişkiler okuduğum için, gündemi de çok yakından takip ettiğim için orta ya da uzun vadede bu tip fırsatlar çıkarsa değerlendirebilirim. Onun dışında life style içerikler ya da kültür sanatla ilgili bir şeyler de bana keyif verebilir ama şu an sporda olmaktan çok mutluyum ve en iyi yaptığım işin de bu olduğunu düşünüyorum.

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı ?

Dünyada hayır, ama Türkiye’de evet. Dikkat ederseniz dünyanın hiçbir büyük haber kanalında manken fizikli bebek yüzlü sunucular yok ve aranmıyor. Esas kriter sizin donanımınız. Ancak ne yazık ki Türkiye’de bu seviyeye henüz gelemedik. Bizde güzellik önemli bir kriter.

Yeni Medyanın ( Sosyal Medya ve İnternet ) Geleneksel Medyayı ( Radyo – tv gazete ) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz ? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek ?

Türkiye’de tek kanal dönemini yaşamış çok büyük bir nüfus var ve hala bu nüfus çoğunlukta. Milenyum sonrası nesil rakamsal olarak öne geçmedikçe geleneksek medyanın yok olacağını düşünmüyorum. Çok büyük bir kitleye, “artık televizyon gazete yok, her şeyi internetten takip edeceksin” fikrini anlatamazsınız da kabul de ettiremezsiniz. Bu sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik yapıyla da çok ilgili tabii. O nedenle kısa ve orta vadede böyle bir şey olmasını beklemiyorum.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Arkadaşlarımla, ailemle ya da dinlenerek değerlendiriyorum. Yemek yapmaya ve müziğe çok ilgim var. Onun dışında klişe olacak ama çok kitap okuyorum ve dizi/film izliyorum bol bol.

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Tek bir film de kitap da yok aslında ama film olarak Before Sunrise/Sunset/Midnight üçlemesini her izlediğimde farklı bir şey keşfedip üzerine düşünebiliyorum. Kitap için de dünyanın en klişe cevabını verip Küçük Prens diyeyim zira başlarsam en az 10 kitap sayabilirim.

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz ?


Medya sektörüne bu kadar yoğunlaşan başka bir mecra yok. O nedenle platformunuzun çok önemli olduğunu düşünüyorum ve işlerin devamını diliyorum.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Gelecekte yine medyada, ekranda olmak istiyorum ve beni en mutlu edecek şey, işimin, yayınlarımın, sorularımın dikkat çekip takdir görmesi olur. Bu şekilde devam edebilirsem amacıma ulaşmış olurum.
 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Beni İnstagram’dan ezgitpr, Twitter’dan da ezgitoperr kullanıcı adlarından takip edebilirler. Her türlü soru, yorum, öneri ve eleştiriyi beklerim.