Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

Öncelikle değerli okuyuculara Merhaba demek istiyorum. Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 1974 yılında İstanbul da dünyaya geldim. İlk, orta, lise hayatımı İstanbul da tamamladım. çocukluğumdan itibaren tv, radyo ve medya alanına olan ilgimi eğitim aldığım İstanbul Üniversitesi Radyo Televizyon bölümü ile akademik olarak da destekledim.

Neden Medya? 

Az önce de belirttiğim gibi medyaya karşı ilgim oldukça yoğundu. Benim çocukluğum da tv de sadece belirli günler ve saatler de yayın yapılıyordu ve TRT adın da tek bir kanal bulunuyordu. Şimdiki imkânlar maalesef o zaman yoktu. Oysa ki bugün aynı anda dünyanın dört bir yanından canlı yayınlar gerçekleştirebiliyoruz. Ve bu sihirli kutu da ben de olmak istediğim için medya sektörünü tercih ettim. Üniversite'nin ilk yılında staj amaçlı o zamanlar yeni açılan Star TV de küçük bir kız olarak kasetleri getir götür ili ile başladım fakat çok şanslıydım ki daha işin başında bende ki cevheri gören ustalarımız oldu. Kamera kullanmayı da öğrettiler bana o dönemler de en iyi yönetmenlerin film çalışmaların da zaman zaman set içerisinde zaman zaman oyuncu bulamadıkların da kamera önünde değerlendirdikleri kız oluyordum onlar için. Bu benim mutfaktan yetişmem için oldukça faydalı oldu elbette ki..

Medyaya ilk adımı nasıl attınız?

Bir gün kasetler (o dönem de betacam dediğimiz koskoca kasetler vardı tabi şimdi ki gibi flash bellek ya da hard disk yoktu :)) elimde Flash Tv’nin kapısının önünde Ömer bey ile çarpışma ve tanışma sonucu Yapımcısı ve sunucusu olarak kendimi bir programın içerisinde buldum. Programın adını '' Yakın Markaj'' koymuştum. Yıl 1997 Oldukça uzun ve başarılı ses getiren bir program olmuştu. Tam da yükselen yıldız olduğum esnada kızımın babası ile tanıştım ve 1 ay içerisinde evlendim. Ve uzun bir süre sektöre ara verdim.. Daha sonra 2012 yılın da eşimin vefatı ile medya sektörüne yapımcı, yönetmen, sanat yönetmeni, senarist, yazar ve moderatör olarak.. yani medyanın tüm detayları ile ilgili akla ne geliyorsa hızlı bir dönüş yaptım.

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Evet bir rekabet söz konusu.. Ancak benim için değil, sebebi de asla yandaş medyacılık oynamamış olmam. Ben daima şeffaflık ve dürüstlükten yanayım dolayısıyla hiç bir partiye ne bir üyeliğim nede sempatim yok. Sadece Atatürkçü Cumhuriyet kadınıyım o kadar. Şuan işimi yapıyorum ve kim olursa olsun doğru bildiğim şeyleri söylüyorum. Benim için Türkiye Cumhuriyeti'nin ve vatandaşlarının mutlu, huzurlu ve barış dolu bir ülkede yaşaması için elimden geleni yaptığıma inanıyorum. Kimsenin çıkarları için de Ülkemize zarar vermemesi gerektiğine inanıyorum.

Tatlı rekabet olabilir fakat çirkinlik boyutuna getiren ve yandaş olan ki bu sağ ya da sol olarak ayırmadan söylüyorum medya mensupları yüzünden ortam daha çok geriliyor. Ve Ülkemize zarar veriyor bu durum dışarıdan bizi izleyen ülkeler için..

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Bir şeyleri değiştirmek istesem şeffaf ve ayrımcılık yapmadan dürüst doğru ve gerçek bir medya isterdim..

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce iletişim mezunu olmak gerekli midir? 

Her iş için eğitim şart elbette ki imkânlar boyutun da olmak şartıyla.. Eğer içiniz de yapacağım bu benim işim diye düşünüp kendinizi bu konuda geliştirirseniz başarılamayacak iş yok diye düşünüyorum. Bu alaylı ya da okullu olmanın şartlarına göre değişir.. İsteyin yeterince isteyin ve daima pozitif bakın hayata. İşte o zaman hayat, evren size bu olanakları sunuyor zaman içerisinde.

Salt spikerlik / sunuculuk kursu ile spikerlik / sunuculuk yapılabilir mi? 

Spiker ve sunuculuk üzerine verilen kurslar kabiliyeti var ise kişinin olumlu bir destektir diye düşünüyorum. Ancak kurs aldıktan sonra başarı için daima kendini geliştirmeli ve bol bol kitap okuyarak bilgi dağarcığını arttırmalı sunucu, spiker, moderatör olmak isteyen arkadaşlar.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Kendimi seviyorum. Değiştirmek istediğim bir şey yok. Çünkü insanları seviyorum ve sevgi ışığı içinizde olduğu müddetçe her şey çok daha güzel görünüyor. O ışığı kaybetmemek gerektiğine inanıyorum. Aksi halde değişiklikler kişiyi negatif etkiler diye düşünüyorum.

Medya ile aranız nasıl? Televizyon, internet, gazete, dergi gibi iletişim araçlarından ne şekilde faydalanıyorsunuz? Sosyal medya ile aranız nasıl?

Medya'yı işim gereği takip ediyorum ancak hep taze bilgiler açısından sosyal medya üzerinden de çok yoğun takip ediyorum diyebilirim.

Tgrt Eu’daki çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Eylül’ün Penceresinden programında neler var nasıl bir program bize bahseder misiniz? 

TGRT EU ekranlarında Eylül'ün Penceresin'den programıma devam ediyorum. Daha önce de Ege Türk tv de Genel Koordinatörü ve siyaset programım olan Eylül'ün Penceresin'den programını 1.5 yıla yakın bir süre sürdürmüştüm. Akla gelen pek çok siyasetçi arkadaşlarım ile canlı yayınlar yaptım. Şimdi yine TGRT EU ekranlarında aynı programa devam ediyorum fakat bu defa iş Dünyası ve siyaset ikisi bir arada yürüyor program içeriği olarak. Kendi adıma olan Eylül Prodüksiyon Yapımcılık şirketim üzerinden devam ediyor programım ayrıca Türkiye genelinde çekimleri yaptığım için de daha fazla rağbet görüyorum. Oldukça memnunum   programımı destekleyen siyasetçi ve iş dünyasından olan arkadaşlarıma sizin vasıtanız ile de teşekkür etmek istiyorum.

İyi sunuculuğu  nasıl tarif edersiniz?  

İyi sunuculuk konuya hakim olmaktır. Maalesef çok fazla sayıda iyi diyebileceğim sunucu kalmadı. Prompter dan yazılı metinler sorular ve sayfalar dolusu yazılar ile konuk karşısına çıkıyorlar. Ben genel olarak doğaçlama yapıyorum çünkü konuya ve kişiye hakim oluyorum. Kişileri tanımak araştırmak lazım öncesinde. O anda evrakları alıp karşısına çıkmak hazırlanmış soruları sormak bana göre değil.

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi ? Spikerliğin stresli yanları neler? 

Her işin kendine göre stresli anları var. Daha önce de belirttiğim gibi işini severek ve insanlara saygı göstererek yaparsan her iki tarafta mutlu olur. Kırmadan, dökmeden saygı ve samimiyet önemli olan.. Şimdiki sunucular kavga gürültü ile reyting alma peşinde oldukları için çirkin görüntülere maruz kalıyor seyirciler dolayısıyla da örnek olmamız gereken insanlar kötü tarafları daha hızlı kabul edebiliyor ve maalesef öyle söyleyeceğim ki cehaletin rahat oluşabileceği zayıf kişiler çirkin davranışları örnek olarak algılayabiliyor.

Sizce ekranda olmak için güzellik şart mı? 

Güzellik şart değil bilgi doluluğu şart ancak hem güzel hem bilgi açısından zengin olan kişiler elbette ekstra şanslı diye düşünüyorum.

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz?

Boş zamanlarımda sinemaya gitmeyi alışveriş yapmayı ve fırsat, zaman ve imkânlar dahilinde tatil yapmayı seviyorum. Elbette kızım ile birlikte olmalı bu aktiviteler :)

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı?

Hayatımın filmi olarak Pretty Woman diyebilirim. Romantik ve duygusal bir kişiliğe sahibim. Richard Gere ve Julia Roberts muhteşem bir performans sergiledi o filmde.

Kitap derseniz Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu.

Benim de yazdığım senaryolar var ayrıca şuan bir Roman üzerinde çalışıyorum. Adı İnci.. Yoğunluğum dan dolayı henüz tamamlamış değilim ancak çok duygu ve romantizm yüklü bir konuya sahip ayrıca kadınlar ile ilgili olduğu için sosyal sorumluluk projesi kapsamında da senaryo yazmayı düşünüyorum İnci üzerine.

KırmızıTürk hakkında neler söylersiniz? 

Kırmızı Türk oldukça başarılı bir dergi ve sanırım sunucu spiker üzerine yayın yapan ilk ve tek dergi.. Bana da yer ayırdığınız için Kırmızı Türk de çok teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum yayın hayatınız da.

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Gelecek planlarım da Dünya'yı gezerek çocuklar ve kadınlar üzerine çalışmalar yapmak aynı zamanda onlara güzel bir Dünya'nın kapılarını aralamak var.. Biraz zor bir görev ancak benim gibi düşünen insanlar ile kolaylaştıracağıma düşünüyorum bu görevi.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı? 

Evet son olarak lütfen insanları, doğayı ve hayatı sevin size getirdiklerini kabul edin fakat vazgeçmeyin hayattan, yapabileceğiniz güzelliklere odaklanın. Ancak o zaman güzel bir Dünya'nın kapılarını açmış olursunuz. Kırmızı Türk dergisine yayın hayatında başarılar, size ve okuyucularımıza da çok çok teşekkürler ediyorum. Sevgi, saygı dolu günler dilerim. Işığınızı sakın kaybetmeyin. Sağlıcakla 

Röportaj ve fotoğraflar: Cengizhan KAYA