Spritüel alanda aldığım eğitimlerden birinde tanıştığım birlikte mezun olduğum, samimiyeti ve neşesiyle çevresindekileri kendine hayran bırakan, “Theta healing” yöntemiyle de binlerce kişinin hayatına dokunmuş sevecen bir ruh Yeşim Kuzu..

Bu alanda yazdığı çok özel kitabı “Evet Derseniz Olur” ile sevenlerinin karşısına çıktı bu yıl ve devamı da gelecek gibi..

Bilinçaltı kayıtlarının, hastalıklarla nasıl bir bağlantısı var?

Yaşamımızı ve ilişkilerimizi nasıl etkiliyor?

Bu kayıtları değiştirmek mümkün mü ve süreç nasıl işliyor?

Kitabın içeriğinde ne tür bilgiler yer alıyor?

gibi merak ettiğiniz daha pek çok başlığı konuştuk kendisiyle.

Öncelikle biraz kendinden bahseder misin Yeşim, henüz tanımayanlar için.. 

Tanınan bir şirkette üst düzey yöneticilik yaparken, istifa edip bir anda hayatımda köklü bir değişiklik yapıp, Amerika, Rusya, Dubai, İsviçre, İsrail, Yunanistan gibi farklı ülkelerde eğitim almaya başladım, Vianna Stibal’a asistanlık yapan ilk Türk olduğumu da söylemeden olmaz.

2019 yılına kadar 2500’den fazla kişiye sertifika verip, 10.000 kişiye yakın danışmanlık yaptım diyebilirim.

Yurt içi yurt dışı bir çok kişisel gelişim ve eğitim merkezlerini gezip, ülkemizin sosyo-kültürel yapısıyla harmanlayıp, eğitim verdiğim kişilerin yanı sıra, bir çok kişiye dokunabilmek adına böyle bir karar verip, ilk kitabımı yazdım. Profesyonel iş hayatıma veda ederek sadece eğitimle uğraşmaya karar verdim.

“Sağlıklı Olmanın Nasıl Bir His Olduğunu Bilmek İster misiniz?

‘Evet Derseniz Olur’ Kitabı  Şubat ayında çıktı, ilk iki haftada beş bin adet sattı ve hemen ikinci baskıya girdi.

Bu kitapta neler var, hikayesi nasıl başladı biraz bahseder misin?

Kitap benim ilk kitabım ve bu kitabı aslında 6-7 yıl önce ilk olarak yazmaya başlamıştım, öncelikle benim hayat hikayem var, hayatımın nasıl dönüştüğünü, kendi DNA kayıtlarımı nasıl değiştirdiğimi ve yaşadığım sağlık sorunlarıyla ilgili insanlara ilham olması adına yaşadığım sorunların çözümünde kendimi nasıl kodladığımı yazdım.

İkinci olarak beni en çok etkileyen gerçek yaşanmış danışmanlıklarımı yazdım.

Ve kitabın en önemli bölümü ise hastalıkların DNA kayıtlarını ve aslında olması gereken DNA kayıtlarını yazdım.

Her bir hastalığın, rahatsızlığın bilinçaltında bizim yaşadıklarımızla bağlantısı var mıdır ?

Evet. Çok değişik bağlantılar var.

İsterseniz Sedef hastalığını , egzemayı ve dermatit rahatsızlıklarını inceleyelim.

Hastalıkları alternatif yöntemlerle, bitkisel karışımlarla bazen de yağlarla tedavi etmeye çalışırız. 

Bu yöntemler bir kişide işe yararken, diğer bir kişide işe yaramaz mesela.

Ama neden?

Çünkü burada kişinin inançları devrededir.

İnanç demekle neyi kast ediyorum?

Öncelikle bundan bahsedelim.

İnançlar bizim inandığımız her şeydir.

Bazen bu “Ben aptalım.” şeklinde olabilir.

Bazen “Sevilmek için hasta olmam gerekir.

Bazen de “Hayat çok zor”...... 

gibi inandığımız şeylerdir.

İşte bu inandıklarımız bizim hayatımızı şekillendirir.

Hastalıklarda da bu şekilde eğer siz bazı negatif düşünce ve inançlara sahipseniz bu hastalıkları yaşamanız muhtemeldir.

Peki Sedef hastalığına nasıl bakmalıyız bu durumda?

Sedef ; cilt hücrelerinin üretimi sonucunda, ölü hücreler birikerek kalın bir tabaka oluşturup kırmızı lekeler oluşturur.

Bu sedef hastalığı şeklinde bilinir.

Sedef hastalığı olan kişinin duygusal travmalarına baktığımız zaman, kişinin aşırı hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olduklarını görürüz.

İnsanlardan uzak durmak isterler , sebebi de güvende olmak için.

Duygusal olarak yara almaktan korkarlar.

Güvensiz hissedebilirler.

Tüm bunları DNA kayıtları olarak değiştirip tüm hücrelerine 

“Güvende olma” hissi,

“Korunma” hissi kodlandığında acı çekmeden yaşamaya başlarlar.

Sedefin başka bir sebebi de ayrılık yaşadıktan sonra ortaya çıkmış olmasıdır.

Aslında bu rahatsızlığı olan kişi kendine şu soruyu sormalıdır:

-Bu rahatsızlık bende ne zaman başladı?

-İlk ne zaman ortaya çıktıysa o dönemde ben hayatımda neler yaşadım?

-Hangi ayrılıklarım oldu? 

-Kimden ayrıldım?

-Ne hissettim?

-Duygum neydi?

-Ben bu hastalıktan ne öğreniyorum?

Bu sorularla rahatlıkla kök inancı bulabiliriz.

Tabii ki bu soruları meditasyon yaparak teta frekansında sormalıyız. 

“Thetahealing” tekniğinde biz bu soruları beynimizi teta frekansına geçirerek kişinin anılarıyla yüzleşmesini sağlayıp kök inancını buluruz.  

Bir başka sedef hastalığının sebebi de ; kendini korumak , mesafeyi korumak için kişinin kendinden maddi açıdan üstün olan kişilere karşı gardını alma göstergesidir.

Sedefin geçeceğine inanmıyor olması iyileşmeyi geciktirir,  önce kişilerde bu inancı değiştiriyoruz.

“Sedef hastalığının iyileşmesinin imkanı yok.” 

Bunun yerine 

“Sedef hastalığı iyileşebilir, bu mümkündür.”

inanç programını kodlarız.

En çok sorulan örneklerden gidersek ,EGZEMA için ne düşünmeliyiz mesela?

Egzema da bir cilt rahatsızlığıdır.

Aynı sedef gibi ayrılıklardan sonra da oluşur.

Ama daha çok kızgınlıklar sonucu ortaya çıkar.

Kendini sevmediğinde kişi , başkası da ona değer vermez, bu durumda ilişkilerinde çatışma yaşar.

Bu çatışmaların sonucunda, bu öfke ve kızgınlık deride kızarıklık olarak kendini gösterir.

Egzeması olan kişiler kendine şu soruyu sormalıdır:

“Egzema ilk ne zaman başladı?

“O dönemde hayatımda neler oluyordu?”

“O dönemde ben kime kızgındım?”

“O kişiye / kişilere neden kızgınım?”

“Onları affedersem en kötü ne olur?”

Bir başka egzema nedenleri de ;

-Kendi kimliğini reddetme,

-Kendi kabuğuna çekilme,

-Kendini yalnız hissetme.

Gibi durumlarda ortaya çıkar.

Sevgi her şeyin başıdır.

Tüm hastalıklarda ilk önce sevgi ile ilgili konuları ele almak gerekir.

Kişi kendini seviyor mu, kendine değer veriyor mu, kendini olduğu gibi kabul ediyor mu tüm bu soruların cevabını kas testi yaparak görmemiz gerekiyor.

(*Kas testi kinesyoloji bilimiyle bedenin inandıklarını göstermesi testidir.)

Hastalıklarda  her zaman ilk ne zaman başladığına odaklanırız.

Çünkü hastalıklar ne zaman başladıysa o dönemde , özellikle bir yıl öncesine kadar kişinin hayatında bir çok şey olmuş olabilir.

Bu yaşadığı şeylerin negatif etkileri hastalık olarak ortaya çıkabilir.

İşte bu nedenle herkesin hikayesi farklıdır.

Her hastalığın sebebi tek bir şey olmaz olamaz. O nedenle kişilere derin kazma tekniğini uygularız.

Kazdıkça derinlere iner kök inancı buluruz.

Kök inançları bulunca yerine yenisini koyarız. Böylece hastalığı oluşturan şeyler bilinçaltında ortadan kalkmış olur.

Artık kişinin bundan sonra yapacağı şey farkında olmaktır. 

Herhangi bir negatif duygu yaşadığı zaman

“ ilk ne zaman ben böyle bir duygu yaşadım” diyerek kendi içine dönmesi gerekir.

O duyguyla yüzleşip o günlerde neler yaşadığını ve bundan ne öğrendiğini bulup, 

“ARTIK O GÜNLER BİTTİ. BU DERS BİTTİ.”

diyerek olumlu telkinlerle bilinçaltını yönetebilir.

Unutmayın bilinçdışı zihin %88 bilinçli zihin %12 bizi yönetir ????

Biz kendimizi pozitif kodlarsak, pozitif olaylar başımıza gelir.

En çok merak edilen kısımlardan biri de Kinesyoloji-Kas testi nedir? Nasıl yapılır?

Kinesyoloji-Kas testi her yerde uygulanabilir. Kişi kuzey yönüne dönerek ayakta durur. Kendini serbest ve rahat bırakır. Gözlerini kapatır ve bir inancını kendi duyacağı şekilde sesli bir şekilde söyler. İnanç dediğimiz şey dini inançlar ile karıştırılmasın. İnançlar bizim inandığımız kayıtlarımızdır. Örneğin bu inanç "Hayat çok zor”, "Kendime güvenmiyorum”, “Aşık olursam acı çekerim”, “Para güçtür" gibi olabilir. Tüm bunlar birer inançtır. Bu inanç cümlelerini söyledikten sonra bedenimiz öne veya arkaya hareket eder. Kas testi öncesi yeterince su içilmelidir.

Beden nasıl hareket ediyor peki?

Bilinçaltı kasları yönlendirerek bizim neye inandığımızı gösteriyor. Kasları sıkarak veya gevşeterek bedenimizi öne veya arkaya itiyor. Kişi bunu istemsiz bir şekilde olduğunu görüyor ve dolayısıyla biraz da şaşırıyor :)

Bedenin öne yada arkaya gitmesi bize neyi gösteriyor?

Söyleyeceğimiz inanç cümlesinin doğru olup olmadığını anlamak için EVET ve HAYIR cevaplarını almamız gerekiyor. Bu cevapları bize kaslarımız sağlıyor. Genellikle öne doğru olan hareketler EVET olarak çıksa da bazen bu yön arka taraf olabiliyor.

Öncelikle EVET yönümüzün neresi olduğunu anlamak için kuzeye dönüyoruz ve sadece EVET diyoruz. Bedenimiz nereye doğru hareket ederse orası bizim EVET cevabı alacağımız yöndür.

Kitabımda nerdeyse tüm rahatsızlıkların kas testi ile test edilmesi gereken DNA  kayıtları var.