Öncellikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba ben Esra Sezer. Almanya doğumluyum. Yaklaşık 10 senedir profesyonel olarak sahneye çıkıyorum. Yurtdışında Almanya’dan geldiğim için toplam da 14 seneyi buluyor sahne hayatım. ilk okul konseri ile başladım sonra sahnenin tozunu alınca sahneden ayrılamayınca konserlere devam etmeye başladım. O günden beri sahnedeyim. Konserlere bar programlarına ve festivallere devam ediyorum.

Neden Müzik? 

Annemin müzikle içli dışlı olmasından kaynaklı.  Ben müziğin içine doğmuş gibi hissediyordum zaten. Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum. Evde annem teybin üzerine kendi ses kaydını alırdı onu dinleye dinleye bende alıştım. Bir yaştan sonra kendi seslerimi kaydetmeye başladım. Kendimi müziğin içinde buldum çok keyifliyim yani. Müzik ile bütün olmuş gibi hissediyorum.

En son çalışmanız “Ama Hala”  birazda ondan bahseder misiniz bize?

Ama hala üç ay önce filan tamamlanmıştı iki ay oldu çıkalı piyasaya 35 tane bestemin arasından seçilmiş bir parça. “Ama hala” en çok hissettiğim parçalardan biriydi. Yarışmalardan sonra single çıkarmaya karar verdiğimde en çok hissettiğim parça ile çıkmaya kendime söz vermiştim bu sebepten “Ama hala” ile bütün dinleyenlerle buluşmaya karar verdim.

Sizce iyi bir şarkıcının özellikleri nelerdir?

Her söylediği şarkıya duyduğu aşk. Müziğe duyduğu aşk ve kendinle bütünleşmesi bu bence şarkıcının en önemli özelliği olması gerekiyor.

Dijitalin dönüşümün müziğe etkisini siz nasıl yorumluyorsunuz?

Çok hızlı bir tüketim var. Hani buna nasıl yetişeceğimize bizde şaşırıyoruz açıkçası. Âmâ bu döngüye maalesef uymak zorunda kalıyoruz herkes artık sosyal medyalardan bir şey paylaşmaya çalışıyor bende mesela youtube ile alakam yoktu ama artık youtube alışmaya çalışıyorum ya da ınstagram,facebook,twitter bu hesaplardan sürekli aktif olmaya çalışıyorum bu gerçekten çok fazla değişim içeren bir döngü ama zamanla uymak gerekir diye düşünüyorum. Âmâ duygular tükendiği anda işte o zaman bir şey için savaşmamız gerekiyor kanısındayız.

Eskiden müzik piyasası daha çok kaset,cd satışları üzerindendi  bugün artık daha böyle tekli şarkıların yoğun olduğu albümlerin çok fazla tercih edilmediği bir dönem bu nasıl sizce bir döngüye doğru gider. Geleceği nasıl görüyorsunuz bu anlamda?

Bu konuda gelecekten şüpheliyim ama hissettiğim şey insanların eskiye özlemi. Cd hatta plak koleksiyoncularının arttığını biliyorum mesela araştırmalarım üzerine daha çok eski duygulara dönmeye çalışan insanların çoğaldığının farkındayım. Bu yüzden bence duyguların tekrar geri geleceğine birçok şeyin geriye doğru gidip tekrar keyifli bir hal alacağına inanıyorum. Ben daha çok dijitalleşemeyecek bir yerden sonra bir geri dönüş olacak gibi geliyor bana.

Müzikte tabi ki şöyle bir döngü var bir önceki on yıla atıf ve ilerleme 80’de 70’ler şarkıları 90’da 80’ler popülerdi şimdi genelde 90’lar revaçta gibi görünüyor bütün cover çalışmaların büyük kısmı 90’lara yoğunlaşmış durumda nasıl yorumlarsınız siz böyle cover çalışmalar düşünüyor musunuz?

Aslında bunun sürprizini hemen vereyim Ama Hala’dan sonraki ikinci çalışmam eski bir parçanın cover versiyonu olacak. Evet güzel tam yazlık şıkır şıkır bir şarkı ile geleceğim tabi benimkisi 90’lar değil biraz daha eskiye gidiyor.90’lar şarkıları benim için çok değerli. Ben sahnede 90’lar parçalarını çok fazla söylüyorum.90’lar çocuğu olduğumuz için tabiki. O zamanın parçalarında keyifli duygular vardı. Unutulmaz parçalar yani şarkının başına girdiğimiz zaman sonuna kadar devam ettirebildiğimiz akılda kalmış sözler. Şu ankiler ile karşılaştıramıyorum bile. Şimdi biraz daha dediğim gibi çok fazla tüketim olduğu için şarkılarda duygu şaşması var. O yüzden eski parçalar candır.

Televizyonlar da artık müzik biraz daha geri planda genelde dizi içerikleri ya da haber içerikleri var müziğin hani şarkı söylenen program sayısı hemen hemen hiç yok hatta müzisyenler bile programa davet edilse bile genelde magazin gündeminin yorumlanması isteniyor . Bunu nasıl yorumlarsınız son dönemlerde bütün şarkıcılar artık sunucu olmaya başladı hatta öyle bir döngü oluştu nasıl yorumlarsınız?

Bu konuda şaşkınım. Yani ben Barış Manço’nun programı ile büyümüş bir çocuğum televizyonda sürekli müzik içeren programlar vardı. Bunlar çok keyifliydi gerçekten git gide azaldı . Yorumum çok fazla yok bu konuda döngüye uyduklarını düşünüyorum sadece umarım düzelir herkes olması gerektiği yerde olur.

Önümüzde hangi çalışmalarınız olacak projeleriniz neler? 

Tabiki zaten yaz sezonu geldi festivaller başlayacak. Çok güzel farklı yerlerde konserlerimiz olacak.  Türkiye’nin dört bir yanına gideceğiz işte Denizli var Tekirdağ var Silivri tarafı var çok güzel konserler vereceğiz çalışma olarak da 400-450 tanede şiirim var benim. ikinci single parçasından sonra kitap yazmaya başlayacağım . Şiir kitabı bir de eğlenceli bir kitap yazmayı düşünüyorum hayata dair projelerim var.

Müzisyenlik, şarkıcılık stresli bir iş mi?  Sizce stresli yanları neler bu mesleğin?

Yani sahnelere koşturmak stresli oluyor. Aktif bir şarkıcı iseniz eğer benim için daha çok rahatlatıcı bir yönü var aslında sadece insanlarla buluştuğunuzda onları nasıl mutlu edebilirsiniz düşüncesi insanı birazcık strese sokuyor ama kendiniz olduğunuzda bunun altında kolaylıkla kalkabiliyorsunuz diye düşüyorum. Bu işi aşkla yaptığımdan dolayı çok fazla stres yok üzerimde.

Son olarak neler söylemek istersiniz  röportajı okuyacaklara?

Müzikle kalbim arasında bağlantı kuruyorum umarım sizin hayatınızdaki bir parçaya değmiş bulunurum.  

Röportaj ve fotoğraflar: Cengizhan KAYA