Röportaj: Güney Güneyan

Bugün yanımda Penguen Dergisi yazarlarından Erhan Tatlıdilli var. Onlar sanatın gizli kahramanlarından! Onlar öyle sinsi hareket edip, bizi hiç yok yere öylesine güldürürler ki; midemizi tuta tuta gülmeye kalmadan bir bakmışsınız kalp krizinden dolayı gidecek yerde gülecek şey de bulamaz hale gelmişsiniz! Tabiî, size tavsiyem yine de abartmamanız! 

Erhan'ın ilk kitabı matematiği sevdiren bir proje olan 'Kankam Matematik' adlı kitabının yayımlamasının üzerinden çok bir süre geçmemesine rağmen, bu kez bizlerin karşısına Kutlukhan Perker çizgileri ile yazılarını buluşturduğu 'Eski Sevgili' adlı çizgi romanı ile çıktı. Biz de bir güzel kitabı hakkında konuştuk. Haydi öyleyse, buraya yaklaşın!

Öncelikle nasılsın? Sonrasında ise tanımayanlar için soracak olur isek; Erhan Tatlıdilli kimdir? 

Çok teşekkürler! Erhan Tatlıdilli, karikatür çizen, haftanın bazı günleri farklı okullarda matematik ve karikatür dersleri veren biridir.

Senin gibi bir öğretmenimiz olmadığı için üzüldüm kendi adıma, öhöm! Çok yakın bir süre önce matematiği sevdirecek iddaalı bir proje olan 'Kankam Matematik' adlı ilk kitabını yayınladın. Ve şimdi ise bir karikatür kitabı ile tekrar selamlıyorsun. Bu kitapta ne var, ne çok? 

'Kankam Matematik' kitabı çocukların korkulu rüyası olan TEOG konularını karikatürler ve basit konuşma dili ile anlatan, çocuklara “ya bu matematik aslında baya eğlenceli bir şeymiş!” dedirtmeyi amaçladığım bir kitap oldu. Tabiî, bunları yapar iken TEOG sınavına iyi bir şekilde hazırlamayı hedefledim. Yeni çıkan 'Eski Sevgili' kitabı ise tamamen yetişkinlere yönelik bir çizgiroman.

Karikatürlerini nasıl tanımlarsın?

Çok komik değiller. Güldüremiyorum, ama gülümsetiyorum. Genelde karikatürlerimi komik değil, ama eğlenceli bulurlar. Zaten eğleniyorlar ise amacıma ulaşmışım demektir.

Diğer sanat dallarını karikatürden ayıran şey nedir sence?

Sınır yok. Üç yüz altmış derece. Hayal edebildiğin her şeyin karikatürünü çizebilirsin, ama karikatürü farklı kılan içinde balonların olmasıdır. Yani anlatmak istediğin duyguya çizgi ve yeteneğin yetmediğinde direkt olarak sözle de destekleyebiliyorsun. 

Pekiyi, karikatürü tercih edişininin altında yatan şeyler? 

Biraz sığ olacak, ama yapabiliyor olmam sanırım. Bana sorsalardı müziği tercih ederdim; ama tercih edemedim, çünkü o konuda yeteneğim yok.

Bu işe nasıl giriştin? Nereden aklına geldi? Herhalde birdenbire ortaya çıkmadı bu yöneliş değil mi? Bir yetenek mi vardı, yoksa onun varlığı bir yana, başka sebeplerde var mıydı?

Eskiden beri çizim yeteneğim olduğunu düşünürdüm. Mizah dergilerini liseden beri okurum. Oradaki karikatürleri incelerken “ya sanki bunları ben de yaparım!" dediğim bir an oldu ve denedim. Şimdi burada yetenekliyim demem belki biraz abes olabilir; ama Penguen dergisine giriş sürecim oldukça kısaydı. Dört, beş amatör karikatürüm yayınlandıktan sonra Selçuk Erdem “sende iş var galiba!' diyerek dergiye davet etti. Sonra bir baktım Penguen’deyim.

Bing Bang sorusu geliyor! 'Eski Sevgili' adlı kitabının hikâyesi nedir?

'Eski Sevgili' bir romantik-komedi hikayesi. Bitmiş bir ilişkiyi anlatıyor. Günümüz ilişkilerine erkeğin gözünden bakıyoruz. Erkeğin gözünden bakmamıza rağmen kadın okuyucusu daha çok. Okuyuculardan aldığım genel yoruma göre şunu diyebilirim ki 'aa ben bunu yaşamıştım!' dedirtiyor. İçinde kendimizi bulacağımız bir çizgi-roman diyebilirim. Sevgili ağabeyim Kutlukhan Perker’in güzel çizgisiyle ortaya çok güzel bir eserin çıktığını düşünüyorum. En azından şu ana kadar aldığım geri dönüşler o yönde. 

Dünya mizahı ile Türk mizahının karşılaştırması yapmanı istesem? Sence Türk çizerler dünya mizahının neresinde kalıyor?

İlerde olduğumuz nadir alanlardandır. Çok sayıda farklı ülkelerin dergilerini, karikatürlerini inceleme şansım oluyor. Gerek dergicilik kültürü, gerek çizgi, gerekse mizah konusunda oldukça iyi bir konumdayız. Kıyas yapacak olursak dünya genelinde yazılı basın okuyucularında inanılmaz bir düşüş var. Türkiye’de bu durumdan en az etkilenen yapılardan biri mizah dergileridir. 

Aklımı kurcaladığı için sormak istedim; karikatür sergilerinin amacı nedir? Sadece ürünleri paylaşmak mı?

Hayır, orijinal ürünlerin satışı da sağlanıyor. Soruyu yanlış anlamadım değil mi? (Gülüyor)

Şşşt, aramızda kalsın, ama yine de söyleyeyim; gayet iyi anladın. Pekiyi, karikatür yayınlarını değerlendirecek olur isek; kitap, dergi, gazete ve benzeri çalışmaların politik, toplumsal ve sanatsal işleyişi nasıl?

Çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Kendi hayatımdan yola çıkarak, çok küçükken toplumsal ve siyasi olayları karikatürler üzerinden takip ediyordum. Çünkü çok nettiler ve aklıma yatıyordu. Çizim yapmaya başladığımda Erdil Yaşaroğlu’ndan öğrendiğim ilk şey “farklı bak!” cümlesi oldu. Ben karikatürlerle farklı bakmayı öğrendim. Bahsettiğin üç alanda da en gerekli unsur bu’dur. Olayların dışına çıkıp farklı bakabilmek. Karikatür bunu ister okuyucusu ol, ister üreticisi ol, fark etmeni sağlıyor.

Günlük gazete karikatürleri ve bant karikatürleri ile ilgili düşünceler nedir?

Gazetede okunmayan köşe yazarları var. Ve ilgilenilmeyen haberler var, ama o günlük karikatürler muhakkak bakılıyor diyebilirim. Okunurluğu diğerlerine göre daha yüksek. Gazetede hiç karikatür çizmedim; ama sorumlulukları daha fazla sanırım.

Sona gelmeden önce, medya sektöründeki eğlence ve güldürü programlarında metin yazarı olarak neden karikatüristleri görüyoruz? Bunun sebebi ne?

Bu işin disiplinini bilmemizden kaynaklanıyor. Ben de metin yazarlığı yaptım. Hâlâ da yapıyorum. Mizah dergileri çabuk üretilip, çok daha çabuk tüketilen bir mecra. Bu yüzden verilen konu üzerine hızlı kanalize olup, seri bir şekilde üretmeniz gerekiyor. Bu üretme aşamasında her hafta en az bir önceki hafta ürettiğiniz kadar kaliteli bir iş ortaya koymak zorundasınız. O yüzden yetenek ve beceriden ziyade iş disiplini daha ön planda oluyor ve bu mizah yazarlarının alışık olduğu bir durum.

Eklemek istediğin bir şey var ise, işte onu tam da burada alıyorum. Aksi halde gişeler kapanıyor. 

Çok, ama çok teşekkür ederim, Senin deyimin ile hitap etmek istiyorum. İyi ki tanıştık can! (Gülüyor)